• Sonuç bulunamadı

1.9. YUGOSLAVYA’DA CUMHURİYETLERİN AYRILIŞI

1.9.2. Hırvatistan’ın Bağımsızlığı

Hırvatlar, uzun süre Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nun egemenliğinde yaşamaları ve batı kültürünü benimsemeleri nedeniyle, kendilerini bir ‘Balkan Halkı ‘ olmaktan çok, bir ‘Orta Avrupa Halkı ‘ olarak tanımlamaktadırlar.

1918’den sonra Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nun dağılması ile özgür kalan Hırvatlar, özellikle, dağılan bu imparatorluğun topraklarına göz diken İtalya’dan korunmak için Sırp-Hırvat-Sloven Krallığı’na dahil olmuşlardır. Ancak, bu devlet içinde geleneksel kimliklerinin tam olarak tanınmaması Hırvatlarda Sırplara karşı bir güvensizlik duygusunun gelişmesine neden olmuştur. 1930’ların başında, Sırplara karşı, milliyetçi Hırvatlar tarafından, ayrılıkçı faşizm taraftarı bir yer altı hareketi olan ‘Ustaş’ oluşturulmuştur142.

1941-45 yılları arasında bağımsız bir devlet kuran Hırvatlar bunu, Tomislav’ın İmparatorluğu’nun yeniden doğuşu olarak nitelendirmişlerdir. Ancak bu, varlığı, mihver devletlerin istilasına dayanan bir işbirlikçi devlet olmaktan öteye gidememiştir143.

      

140 Michael Chapman, Slovenian National Identity Exemplified, Reconstructing The Balkans, Derek

Hall ve Darrick Danta (eds.), New York, Wiley, 1996, s.109.

141 Klemencic ve Zagar, s.300.

142 Hugh Poulton, Balkanlar: Çatışan Azınlıklar, Çatışan Devletler, İstanbul, Sarmal Yayınevi,

1993, s.11.

143 Scott M. Pusich, ‘The Case for Regionalism in Croatia’, Reconstructing The Balkans, Derek,

İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Hırvatistan, Tito liderliğinde kurulan Yugoslavya cumhuriyetlerinden birisi olmuştur. Tito’nun ölümü sonrasındaki otorite boşluğu ve daha sonraki yıllardaki yeniden yapılanma sürecinde Hırvatistan’da da bir takım siyasi değişimler başlamıştır.

Hırvatistan’ın Slovenya kadar homojen bir etnik yapıya sahip olmaması, girilen yeni süreçte daha fazla etnik problem yaşanmasına neden olmuştur. 1991’de yapılan nüfus sayımına göre bu cumhuriyette 4.760.374 kişi yaşıyor ve bunların yüzde 77.9’unu Hırvatlar teşkil ediyordu. Geri kalan nüfusun yüzde 17.3’ünü ulusal azınlıklar, yüzde 2.2’sini kendisini Yugoslav olarak tanımlayanlar, yüzde 2.6’sını kendisini herhangi bir azınlığa dahil görmeyenler oluşturuyordu. Sırplar ise ulusal azınlık olarak nüfusun yüzde 12.2’sini oluşturuyordu. Ağustos 1992 itibarı ile bu oran, Sırp-Hırvat savaşı sonucu Sırpların ülkeyi terk etmeleriyle yüzde 8’e düşmüştür144.

1989’da, Franjo Tudjman tarafından kurulan ‘Hırvatistan Demokratik Birlik Partisi’nin 1990’da yapılan çok partili seçim sonucunda145 iktidara gelmesi ülkede yaşayan Sırpları rahatsız etmiştir. Tudjman’ın faşizmi yeniden canlandırma eğilimine girmesi, Ustaş bayrağının yeniden kullanılmaya başlanması ve Sırp Ortodokslara karşı ayrımcı politikalar benimsenmesi özellikle başta Hırvatistan’ın Faşist Ustaş Partisi lideri Ante Pavelic tarafından yönetildiği İkinci Dünya Savaşı yıllarında ülkede yaşayan Sırpların geniş kapsamlı Ustaş katliamına maruz kalmalarını ve Jasenovac’daki toplama kamplarında, on binlerce Sırpın öldürülmesini unutmayan yaşlılar olmak üzere bir çok Sırpı endişelendirmiştir146.

Hırvatistan’da yaşayan Sırplar özellikle bu ülkenin sınırları içindeki ‘Krayina’ bölgesindeki nüfusun çoğunluğunu oluşturuyorlardı. Dolayısıyla da bu bölgenin tamamen kendilerine ait olması gerektiğini savunuyorlardı . 1990’daki anayasa değişikliği ile, eski anayasaya göre ‘kurucu ulus’ olarak kabul edilmiş olan Sırplar

      

144 Hüseyin Bağcı, Güvenlik Politikaları Ve Risk Anazlizi Çerçevesinde Balkanlar (1991-1993),

Ankara, Dış Politika Enstitüsü, 1994, s.59.

145 Christopher Cviic, ‘Croatia’, Yugoslavia and After: A Study in Fragmentation, Despair and

Rebirth, David A. Dyker ve Ivan Vejvoda (eds), New York, Addison Wesley Longman Publishing, 1996, s.205.

‘azınlık’ konumuna getirilmişler, polis teşkilatındaki ve yönetimdeki güçleri azaltılmıştır.

Hırvatistan’daki Sırplar, bu gelişmeler üzerine, yeni politik eğilimlere girmişler ve hangi politik rejimi destekleyeceklerine kendilerinin karar vermeleri gerektiğini savunmaya başlamışlardır147.

Temmuz 1990’da Hırvatistan’daki gayrı-resmi yollarla kurulmuş olan Sırp partisi burada yaşayan Sırpların özerkliğini ilan etmiştir. Ancak bu özerklik ne Hırvatistan, ne de başka bir ülke tarafından tanınmıştır148.

25 Haziran 1991’de ‘Hırvatistan Meclisi’, ülkenin bağımsızlığını ilan etmiştir. Bunun ardından, ülkedeki Sırp polisinin ve milis kuvvetlerinin silahsızlandırılması için girişimler başlamıştır. Özellikle Sırpların yoğun olarak yaşadıkları Krayina’daki yerel savunma birliklerinin silahsızlandırılmasına karşı çıkan Sırplar ‘Krayina Sırp Cumhuriyeti’ni kurduklarını ilan etmişlerdir. Hırvatlar topraklarının bir kısmının Sırp kontrolüne girmesini, Sırplar ise yükselen Hırvat milliyetçiliğini tehdit olarak algılamışlardır.149 İşte Sırbistan ile Hırvatistan arasında yaşanan ve daha sonra büyük savaş halini alan gelişmelerin temelinde bu olaylar yatmaktadır.

Hırvatistan’daki Sırplar, aslında tek başlarına bir güç oluşturmuyorlar, tamamen Sırbistan’a güveniyorlardı. Nitekim, Belgrat Hükümeti bu gelişmeler karşısında tedirgin olmuş ve tedbir olarak Hırvatistan’daki Sırpları silahlandırmıştır. Hırvat Hükümeti bu silahlara el koymak istediğinde ve bu yönde harekete geçtiğinde ise, karşısına yaklaşık yüzde yetmişini Sırp askerlerinin oluşturduğu Federal Ordu çıkmıştır150. Federal Ordu Hırvatistan’ın büyük şehirlerine girmiş ve ülke topraklarının önemli bir bölümünü işgal etmiştir.

      

147 R. J. Crampton,The Balkans Since The Second World War, London, Longman, 2002, s.242. 148 Andrey Ivanov, The Balkans Divided: Nationalism, Minorities and Security, Frankfurt, Euro-

Atlantic Security Studies, Peter Lang, 1996, Cilt 1, s.93.

149 Derek Hall and Darrick Danta, Reconstructing the Balkans: a Geography of the New Southeast

Europe, New York, Wiley, 1996, s.28.

2 Ocak 1992’de, BM ve AT’nin girişimleriyle Hırvatistan ve Sırbistan arasında ateşkes imzalanmıştır. Mart 1992’de BM barış gücünün (UNPROFOR) Hırvatistan’a girmesiyle Federal Ordu Hırvatistan’dan tamamen çekilmiş ve ülke tam bağımsız hâle gelmiştir.

Hırvatların bağımsızlık girişimi hem maddi kayıplara neden olmuş, hem de bir çok insanın hayatını kaybetmesi ile sonuçlanmıştır. Haziran 1991’den Şubat 1992’ye kadar süren yedi aylık savaş sırasında 6829 insan hayatını kaybetmiş ve 25.951 insan yaralanmıştır151.

1.9.3. Slovenya ve Hırvatistan’ın Bağımsızlığı Sürecinde Avrupa Birliği (AT)