• Sonuç bulunamadı

Hüsniye, Alevilerin baĢucu kitapları arasında yer alır. Bu kitap, Abbasi halifelerinden Harun ReĢit‟in meclisinde Ġmam Cafer Sadık hazretlerinin yanında yetiĢen Hüsniye adında bir cariye ile Bağdat ve Basra‟nın ünlü bilginleri arasında geçen330

birçok alandaki tartıĢmayı içermektedir. Hüsniye ile ilgili birçok tartıĢma yer almaktadır. Bu tartıĢmalar özellikle Hüsniye‟nin tarihsel süreçte kim tarafından, nasıl oluĢturulduğu noktasındadır. Bu konuyla ilgili özellikle Kutlu‟nun tespiti dikkat çekicidir. Bu tespite göre; “Anadolu da ki KızılbaĢ Alevileri, ġiileĢtirmek için sonradan birçok eser yazılmıĢtır. Nitekim ġii yazarlarca kaleme alınmıĢ Kenzü‟l-Mesaib (kumru), Hüsniye ve diğer bazı eserler, Arapça, Osmanlıca ve Farsça bilmeyen, bunları okumaktan aciz kimseler tarafından Alevilerin temel kaynakları adıyla tercüme edilmiĢtir. Bu eserler aslında tamamen farklı ve yanlıĢ tercüme edilerek, saf ve iyi niyetli Alevi- BektaĢilerin eline verilmektedir. Aslında bu eserler, Alevi çevrelerce yeni okunan eserler değildir. Bu tür eserler, muhtemelen 17. yüzyıldan itibaren, ġii kültürünün, Anadolu Türkmen Alevileri ve KızılbaĢları arasında yayılması amacına yönelik faaliyetlerin ürünüdür. Sosyolojik araĢtırmalar da ortaya çıkan korkunç sonuç ise, bu eserlerin günümüz Alevi-BektaĢi çevreler arasında en çok okunan kitapların

326 Sarıkaya, age, s. 51, 5a.

327

Üzüm, age, s. 65.

328 Atalay, Adil Ali, Tam Hüsniye, Can Yay., 9. Baskı, Mayıs 2002, s. 7.

329 Kutlu, Sönmez, Alevilik Bektaşilik Yazıları, Ankara Okul Yay., Ankara 2008, s. 80. 330 Atalay, age, s. 27.

baĢında yer almasıdır.”331

Bu tartıĢmalara fazla girmemekle birlikte Hüsniye‟de yer alan özellikle konumuzla ilgili bazı tartıĢma bölümlerinden örnekler vermek gerekirse;

Hüsniye‟deki tartıĢmalar sırasın da bazı zaman Hüsniye‟nin „Allahu Ekber‟332 demesi yani Allah‟ın yüceliğini ve tekliğine atıf yapması eserde ki Tanrı yaklaĢımı noktasından önemlidir.

Yine eserde ilk iman edenin ve ilk halifenin kimin olacağı tartıĢması sırasında Hz. Ali‟nin hiç puta tapmaması örnek gösterilerek Allah‟ın birliğine atıfta bulunulduğunu görüyoruz.333

Hüsniye‟de hemen her konu Allah ve Kur‟an etrafında çözüm bulması bizim her konuyu teker teker ele almamıza neden olur ki bu da bu konuyu fazla uzatmıĢ olur. Bu nedenle Hüsniye‟de her konuyu değil de Hüsniye'nin yapısının daha kolay anlaĢılması için ve içerik olarak konumuz açısından daha çok önem arz eden bölümlerden alıntılar yapmamız gerekirse, tartıĢmalar da en dikkat çeken bölümler Ģöyle sıralayabiliriz;

Hayır ve Ģer konusunda yapılan tartıĢmada Allah‟ın zat ve sıfatlarına iliĢkin bazı ayetlere değinilerek; tek ve eĢi benzeri olmayan, kadir, ilim sahibi, önü ve sonu olmayan, her Ģeyi gören, yoktan var eden, her Ģeyi kuĢatan gibi sıfatlara sahip tamamen Ġslam dini çerçevesinde Tanrı‟nın, nasıllığı ve bu bağlamda hayır-Ģer konusunda ki tutumu ile ilgili tartıĢmanın yapıldığını görüyoruz. Bu bölümde geçen ayetler; -Zümer Suresi 62. Ayet “Tanrı her şeyi yaratandır, hem her şey onun yanında muhafaza

edilmiştir.” 334

-Nahl Suresi 93. ayet “Tanrı kimi dilerse sapıklığa, kimi dilerse de

hidayete sevk eder.”335 -Enbiya suresi 87. Ayet “ Senden başka hiçbir Tanrı

yoktur.”336 - Maide suresi 55. Ayet “ Sizin sahibiniz, efendiniz Tanrı’dır.”337 Hüsniye‟de eser içine dağıtılmıĢ birçok ayet ve hadis bulunmaktadır. Eserde konu açısından hayati bit önem taĢıyan bir bölüm var ki eserin konumuz açısından bir nevi özetini teĢkil etmektedir. Bu bölüm Tanrı görülebilinir mi? tartıĢmasıdır. Bu olaya kısaca değinmek gerekirse; Harun ReĢit, Hüsniye‟ye; “Ey Hüsniye! Ġlminin derece ve keyfiyetini anlamıĢ bulunuyorum. ġimdi ise Tanrı‟nın görülmesi hakkında ne iĢittin? O‟nu görmek istiyorum anlat bakalım. O Ģüphemiz ortadan kalksın” deyince, Hüsniye, 331 Atalay, age, s. 19, 25. 332 Atalay, age, s. 32. 333 Atalay, age, s. 32. 334 Atalay, age, s. 51. 335 Atalay, age, s. 107, 121. 336 Atalay, age, s. 143, 150.

337 Hazreti Ali, Nehc'ül Belaga, Hz. Ali Buyruğu, Kur'an'ı Natık, Karaca Ahmet Sultan Dergahı Yay.,

Ģöyle cevap verdi: “Ey Halife! ġöyle duydum; Yüce Tanrı Kur‟an-ı Kerim‟in En‟am suresi 103. Ayette Ģöyle buyuruyor: “Gözler O’nu görmez. O gözleri görür” diyen Hüsniye, Ġbrahim Halit‟in Hz. Musa‟nın Tanrıyı görmek istemesi olayını hatırlatır. Hüsniye‟de buna cevaben konuĢmasına Ģöyle devam eder; Ey Ġbrahim! Yüce Tanrı Hz. Musa‟ya: “LEN TERANĠ YA MUSA. Türkçesi; Ey Musa! Beni ebediyen iyen göremezsin” buyurmuĢtur. Yüce Tanrı‟nın ebediyyen buyurmasında ki maksat, yani beni ne bu dünya da ne de ahirette asla göremezsin. Çünkü “LENTERANĠ” sözü menfidir, olamaz anlamı taĢır. Peygamber olmasına, kitap sahibi olmasına ve Tanrı ile konuĢmasına karĢılık, Hazreti Musa Peygamber gibi büyük bir insan bile görmeğe kadir olmadığı halde, baĢka insanlar nasıl O‟nu görebilir? Aslında görmenin üç Ģartı vardır; Birincisi: Görme organın sağlam olması Ġkincisi; Görmek için imkanın sağlanması Üçüncüsü: Sıkılgan olmamak. Eğer bu Ģartlar bulunmuĢ olsaydı, dünya da görülmesi lazım gelirdi. Böyle gözükmediği takdirde baĢka türlü gözükmesi imkansızdır. Eğer Tanrı‟yı görmek imkanı olsaydı, o zaman Tanrı‟nın zat‟ının ya CĠSĠM ya da CEVHER olması gerekirdi. Halbuki Yüce Tanrı CĠSĠM VE CEVHER gibi varlık olması imkansızdır. Bütün varlıklar sonradan olmadır, ancak Tanrı‟nın zatı ezelidir. Görülecek Ģeyin bir keyfiyet ve Ģekil halinde gözükmesi gerekir. ġekil ve keyfiyet halinde olan her Ģey sonradan meydana gelmiĢ olup ezeli olamaz. Kur‟an‟ı Kerim‟in Kıyamet suresi 22. Ayette ki: “O gün yüzler parlar, güzelleşir ve yaratıcılarına bakar” ayeti ise “Yani Rabbinin nimetine bakar oldular” anlamını taĢır diyen Hüsniye, konuyu yine Hazreti Musa olayına getirerek; “Ey! Ġbrahim! Eğer, Tanrı‟yı görmek dünya da mümkün olmayıp, ahirette mümkün olsaydı, yüce Tanrı, Hz. Musa ve milletine verdiği cevapta: LENTERANĠ FĠD-DÜNYA- dünya da beni göremezsin olurdu. Yani beni dünya da değil ahirette görebilirsin buyurmalı idi. Ancak „LEN‟ sözcüğü ebediyen anlamını taĢır. Yani beni asla göremezsin ne dünya da ne ahirette.”338

Diyerek Allah‟ın, cisim ve cevher olmayıĢından asala görülemeyeceğini ifade eder ve eserde diğer dini ve siyasi konularla devam eder. Anadolu Aleviliği de bu konu da Hüsniye gibi mi düĢünmektedir? Bu tartıĢma ile ilgili tespitlerimizi Alevilikteki Tanrı adlı bölümümüzde bu konuya, Alevi literatüründen örnekler getirerek ifade etmeye çalıĢacağız.