• Sonuç bulunamadı

3. BULGULAR VE TARTIŞMA

3.9. Hükümlerde Bahsi Geçen Devlet Görevlileri

3.9.1. Alaybeyi

Tımarlı sipahilerin her on bölüğüne (bin kişi) kumanda eden, sancakbeyine bağlı olup, terfi ettiğinde sancakbeyi olabilen askeri yöneticidir279.

3.9.2. Beylerbeyi

Osmanlı Devleti’nin taşra teşkilatında eyaletlerin askeri ve idari amiri beylerbeyidir. Beylerbeyine vali veya mîr-i miran da denilirdi.Beylerbeyinin eyalet idaresinin yanında seferlere iştirak etmek, sefer döneminde reayanın emniyetini temin etmek, askeri nizamı sağlamak, tımar tevcih etmek ve tımarlarla alakalı ihtilafların çözümünü sağlamak gibi önemli vazifeleri vardı280.

3.9.3. Çavuş

Çok eski bir memuriyet olan çavuşluk Osmanlı Devleti’nin ilk dönemlerinde elçilik, siyasi haberleşmeler, idari denetim ve tetkik işlerinde kullanılmıştır. Çavuşlar daha sonra ise Divân-ı Hümayun’da hizmet etmek, padişahın şehri dolaşmaya çıktığında topuzlarını omuzlarına takarak alay önüne geçmek gibi görevlerde istihdam edilmiştir281. Çavuşlar taşrada mübaşirlik görevlerinde de vazife icra etmişlerdir.

3.9.4. Çuhadar

Sarayda padişahın çeşitli hizmetlerinden sorumlu olup, bununla beraber sadrazam, şeyhülislam, vali, mutasarrıf ve kadı gibi devlet görevlilerinin de özel ve resmi hizmetlerinde bulunan görevlidir282.

3.9.5. Defterdar

Divan-ı Hümayun üyelerinden olan defterdar, Osmanlı Devleti’nin maliye teşkilatının başıdır. İlk dönemde bir defterdar var iken devletin büyümesiyle, Fatih devrinde ikinci bir defterdarlık ihdas edilerek Anadolu ve Rumeli Defterdarlığı tesis edilmiştir. Yavuz devrinde Arap ve Acem Defterdarlığı, saha sonra da şıkk-ı evvel, şıkk-ı sani ve şıkk-ı salis defterdarlıkları kurulmuştur. Defterdarlar, padişah malına vekâlet etmek, hazineden yapılan harcamaları denetlemek, maliyeye dair hükümleri yazmak gibi görevlerden sorumludur. Baş defterdar mali davalara başkanlık eder, aldığı kararlarda sadrazama danışır ve rızasını alırdı283.

280 Mehmet İpşirli, “Beylerbeyi”, DİA, C. 6, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, İstanbul 1992, s. 69, 71.

281 M. Zeki Pakalın, a.g.e.,C. I, s. 332.

282 Abdülkadir Özcan, “Çuhadar”, DİA, C. 8, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, İstanbul 1993, s. 381.

3.9.6. Dizdar

Kale muhafızlarının komutanlığı, kale işlerinin yürütülmesi, şehrin muhafazası, kıymetli eşya ve paraların kalede saklanması, cephaneliğin korunması ve kalede görevli askerlerin azil ve tayini gibi görev, yetki ve sorumlulukları olan askerdir284.

3.9.7. Kadı

Osmanlı adalet sistemin en mühim unsurlarından olan kadı, şer‘î hukukun icra ve infazından sorumlu hâkimdir. Eyalet merkezlerinde, sancak ve kazalarda şer‘î hukuk kadılar eliyle uygulanırdı. Adli işlerin yanında mülki, askeri ve beledi işlerde de görev sahibi olan kadı, aynı zamanda reaya ile devlet merkezi arasında temsil ve aracılık görevini de yürütmüştür285.

3.9.8. Kazasker

Kazasker Divân-ı Hümayun üyelerinden olup, yargı ve eğitim sisteminden sorumludur. Kadı ve müderrislerin özlük işlerinin yürütülmesi, ilmiye sınıfının tayin, azil, nakil, terfi işlerinin takip ve kaydı, Divan-ı Hümayun’da çeşitli davaların dinlenip hüküm verilmesi gibi görevleri olan kazaskerler, ilmiyede şeyhülislamdan;Divân-ı Hümayun’da vezirlerden sonra gelir.Kazasker; sadr, sadr-ı Rum, sadr-ı Anadolu isimleriyle de tabir edilmiştir286.

3.9.9. Kethüda

Osmanlı devlet teşkilatında “bazı devlet görevlilerinin işlerini yürüten yardımcı” olarak tanımlanabilecek olan kethüdalar; saray teşkilatından, askeri ve taşra teşkilatına kadar; birçok kurumda ve sadaret, beylerbeyliği, valilik, sancak beyliği makamlarında yardımcılık görevlerinde bulunmuşlardır287.

284 Yusuf Oğuzoğlu, “Dizdar”, DİA, C. 9, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, İstanbul 1994, s. 480-481.

285 İlber Ortaylı, “Kadı (Osmanlı Devletinde Kadı)”, DİA, C. 25, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, Ankara 2002, s. 69.

286 Mehmet İpşirli, “Kazasker”, DİA, C. 29, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, İstanbul 2002, s. 140, 142.

3.9.10. Molla

Ulemadan mevleviyyet makamını kazanmış şahıslar için kullanılan bir tabir olup, birinci sınıf kadılara da molla denirdi288.

3.9.11. Muhassıl

Anadolu ve Rumeli’de, genellikle büyük has ve zeametlerde çeşitli şer‘i ve örfi vergilerin toplanmasından sorumlu muhassıllar, XVII. yüzyılın başlarından itibaren Anadolu, Rumeli ve Musul gibi bazı eyaletlerde bulunan sancakların yönetiminden de sorumlu tutulmuşlardır289.

3.9.12. Mutasarrıf

XVII. yüzyıldan itibaren Osmanlı taşra teşkilatında sancakbeyi/mir-livalardan ayrı olarak sancak yönetimlerinde görev alan mülki amirlere mutasarrıf denirdi290.

3.9.13. Mübaşir

Osmanlı Devleti’nde devlete ait bir işin yerine getirilmesine memur edilen kişilere mübaşir denirdi. Mübaşirin yol ve görev masrafları göreviyle alakası bulunan şahıslardan tahsil edilirdi291.

3.9.14. Müfti

Belirli dava konularında, kadı, memur ya da sivil şahısların sorularına ilmi yetkilerine istinaden fetva verebilen ilmiye sınıfı mensubu şahıslara müfti denir292.

288 Sevde Nur Güldiken, a.g.t., s. 188.

289 Yücel Özkaya- Ali Akyıldız, “Muhassıl”, DİA, C. 31, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, İstanbul 2006, s. 20

290 Ali Fuat Örenç, “Mutasarrıf”, DİA, C. 31, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, İstanbul 2006, s. 377.

291 M. Zeki Pakalın, a.g.e.,C. II, s. 592.

292 Bahaeddin Yediyıldız, “Klasik Dönemde Osmanlı Toplumuna Genel Bir Bakış”, Türkler Ansiklopedisi, C. 10, Yeni Türkiye Yayınları, Ankara 2002, s. 200.

3.9.15. Mültezim

Devlete ait herhangi bir vergi gelirini toplama işini, bir şahsın belirli bir yıllık peşin veya taksitli birbedel karşılığında üzerine almasına iltizam, bu işi yapan şahıslara mültezim denir293.

3.9.16. Müstahfız

Kale erleri, hisar erleri olarak da tabir edilen mustahfızlar, kalelerin muhafazasında görev alan askerlerdir. Bulundukları yerlerde asayiş ve güvenliği sağlamakla da yükümlüdürler294.

3.9.17. Müteferrika

Hükümdarların, vezirlerin ve bazı vazife sahiplerinin maiyetinde olan hizmet takımından görevlilerdir. Padişah müteferrikaları; sadrazam, vezir, beylerbeyi müteferrikaları; yeniçeri ocağı müteferrikaları, tersanelerde görevli müteferrikaları olarak bilinen müteferrika grupları vardır295.

3.9.18. Mütesellim

Sefer ya da başka bir sebepten dolayı beylerbeyinin veya sancakbeyinin görev yerlerine bakan, onlar adına vergileri toplayan görevliler için mütesellim tabiri kullanılırdı296.

3.9.19. Mütevelli

Vakıfların işleyişi, idaresi ve tasarruf hakkından sorumlu olup vâkıfın şartıyla ya da kadının nasbıyla tayin olunan vakıf görevlisidir297.

293 Mehmet Genç, “İltizam”, DİA, C. 22, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, İstanbul 2000, s. 154.

294 DİA, “Müstahfız”, DİA, C. 32, Türkiye Diyanet Vakfı Yay., İstanbul 2006, s. 110.

295 Mehmet Ali Ünal, Osmanlı Tarih Sözlüğü, 1. Baskı, Paradigma Yayıncılık, İstanbul 2011, s. 506.

296 Yücel Özkaya, “Mütesellim”, DİA, C. 32, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, İstanbul 2006, s. 203.

3.9.20. Naib

İlmiye sınıfından olup kadı yardımcılığı ve vekâleti görevleri bulunan naipler kadılar tarafından belirlenip kazasker tasdiki ile görev alırlar298.

3.9.21. Re’isü’l-Küttâb

Divân-ı Hümâyun’da yazı işlerini yürüten kâtiplerin amiri olup müsvedde fermanların kontrol edilmesi, tımar tahvil hükmünün hazırlanması, tımar ve zeamet beratlarının yazılması, yapılan tayinlerin deftere geçirilmesi gibi işlerin takip ve kontrolünden sorumludur299.

3.9.22. Sancakbeyi

Sancakbeyi, eyaletleri teşkil eden sancakların en yüksek idarecisidir. Ehl-i örf (seyfiye) zümresinden olan sancakbeyinin; subaşı, alaybeyi, dizdar ve sipahi gibi görevlilere amirlik yapmak, görev bölgesinde asayişi temin etmek ve sipahi ile reaya arasındaki münasebetleri kanuna uygun bir biçimde yürütmek gibi görevleri vardır300.

3.9.23. Serdar

Serdar, savaş halinde bulunan ordu komutanına verilen unvan olup, yeniçeri ağası tarafından kazalara atanan askerilere de serdar denirdi. Bunlar görev yerlerinde bulunan yeniçerilerin, acemi oğlanlarının, cebeci ve topçuların asayiş, disiplin ve düzeninden sorumludur301.

3.9.24. Subaşı

Ehl-i örf taifesinden olup, şehirlerin güvenliği, kanun ve nizamların uygulanmasının takibi, iaşe temini, asayiş işlerinin denetim ve takibinde görevli olan şahıslara subaşı denir302.

298 Mehmet İpşirli, “Naib”, DİA, C. 32, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, İstanbul 2006, s. 312.

299 Recep Ahıshalı, “Reîsülküttâb”, DİA, C. 34, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, İstanbul 2007, s. 546, 547.

300 İlhan Şahin, “Sancak”, DİA, C. 36, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, İstanbul 2009, s. 99.

301 Abdülkadir Özcan, “Serdar”, DİA, C. 36, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, İstanbul 2009, s. 551.

3.9.25. Şeyhülislam

Osmanlı Devleti’nde ilmiye sınıfının başında bulunan âlimin ünvanıdır. Şeyhülislamlık veziriazamlıktan sonra gelen en yüksek makamdır. Şeyhülislamların en mühim görevi kendilerine sorulan dini, siyasi, hukuki ve idari konularda fetva vermekti. İlk dönemlerde müftülerin tayini ile sınırlı idari görevleri varken, XVI. yüzyılın ortalarında kadı ve müderrislerin tayin ve terfi işlemleri kazaskerlerden şeyhülislamlara intikal etmiştir303.Akabinde ordu kadıları, vilayet, sancak ve kaza müftüleri, imam, hatip, müezzin, mevali denilen büyük kadılar ve kazaskerler şeyhülislam tarafından tayin edilmiştir304.

3.9.26. Vezir

Veziriazam, vezirlerle diğer Divan üyelerinin başı ve padişahın mutlak vekilidir. İlk zamanlarda bir tane vezir varken, I. Murat döneminde vezir sayısı artınca, birinci vezire veziriazam denilmiştir. Vezirler ilmiye ve askeriye sınıfından seçilirdi305. Veziriazam devlet yönetiminde padişahtan sonra gelen otoritedir. Diğer vezirler devlet işlerinde veziriazamın yardımcısı konumundadırlar. Vezirler yargılama ve idam cezası verebilme gibi geniş yetkilere sahiptirler306.

3.9.27. Voyvoda

Eyalet valilerinin ve sancak mutasarrıflarının kazalardaki has gelirlerinin toplanması için tayin ettikleri vergi tahsildarına voyvoda denirdi307. Voyvodalar, vergi toplamanın yanında askere alma, huzur ve asayişin sağlanması, devlet ile köylü halk arasında aracılık yapma gibi görevleri de icra etmişlerdir308.

303 Mehmet İpşirli, “Şeyhülislam”, DİA, C. 39, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, İstanbul 2010, s. 94.

304 Yusuf Halaçoğlu, a.g.e., s. 136.

305A.g.e., s. 11.

306 Mehmet Ali Ünal, Osmanlı Müesseseleri Tarihi, 2. Baskı, Kardelen Kitabevi, Isparta 1998, s. 37.

307 M. Zeki Pakalın, a.g.e.,C. III, s. 598.

308 Kemal Kaya, 19. Yüzyılda Anadolu’da İç Güvenlik Sorunları ve Voyvodalar”, Osmanlı Tarih Araştırma ve Uygulama Merkezi Dergisi (OTAM), S. 19, (2006), s. 240.

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

11 NUMARALI SİVAS AHKÂM DEFTERİNDEKİ (s.1-60)