• Sonuç bulunamadı

Hâkimin Tarafları Bizzat Dinlemesi

G. Dini İnanca İlişkin Davranış Ve Haller

III. Hâkimin Tarafları Bizzat Dinlemesi

Hâkim tarafları bizzat dinleyerek, boşanmaya karar vermede iradelerini serbestçe ortaya koyup koymadıklarını tespit edecektir. Hâkimin eşlerin birlikte başvurmaları ya da bir eşin açtığı davayı diğer eşin kabul etmesi halinde evlilik birliğinin sarsılıp sarsılmadığını araştırma yükümlülüğü ya da bu konuda takdir yetkisi yoktur. Buna karşın hâkimin, tarafların anlaşmalı boşanma konusundaki iradelerinin baskı altında ortaya konulup konulmadığını tespit etme yönünde araştırma yapma yetki ve yükümlülüğü bulunmaktadır396.

Bu anlamda hâkim, tarafların iradelerini, iradeyi fesada uğratan haller altında ortaya koyduklarına kanaat getirmişse, taraf beyanlarına değer veremez397. Hiç kuşkusuz ki hâkimin bu durumun tespiti bakımından gerekli gördüğü araştırmaları yapması mümkündür.

Hâkim tarafları bizzat dinlemeli398, taraf beyanlarının serbest irade ile ortaya

394

Zira bu yöne ilişkin olarak kanun koyucunun ifadesi kesindir (ÖZTAN, Boşanma, s. 1299).

395

ÖZTAN, Aile, s. 421.

396

ÖZDEMİR, s. 147; ÖZTAN, Aile, s. 416.

397

ÖZTAN, Aile, s. 418.

398

2. HD., 5.11.1992, E. 1992/10221, K. 1992/10847, “…duruşmada davacı asilin beyanı alınmamıştır. Bu durumda anlaşma söz konusu olmayacağı gibi Medeni Kanunun 134/3. maddesi şartları

konulup konulmadığının tespiti açısından tarafların hareket ve davranışlarını titizlikle gözlemlemelidir. Ayrıca tarafların, duruşmada salt olarak davaya karşı bir diyeceklerinin olmadıkları şeklindeki beyanları yeterli değildir399. Bu açıdan hâkimin tarafların anlaşmalı boşanma konusundaki beyanlarını ayrıntılı olarak tespit etmesi gerekir.

Hâkimin tarafları bizzat dinlemesi gerekeceğine ilişkin ilke kamu düzenine ilişkin olup re’sen göz önünde bulundurulması gereken bir husustur. Nitekim buna ilişkin durum aynı zamanda dava şartıdır400. Gerek davanın vekil tarafından açıldığı durumlarda, gerekse de açılmış olan davanın davalı eş tarafından kabulü durumlarında hâkimin tarafları bizzat dinlemesine ilişkin kural geçerliliğini aynen korur401. Hâkimin tarafları, taraf beyanlarının zapta geçirilmesi şartıyla celse açmadan da dinlemesi mümkündür402. Eşlerden birinin davanın açıldığı yargı sahası dışındaki bir yerde oturması durumunda da taraflar bizzat davanın açıldığı mahkeme hâkimi tarafından dinlenmelidir. Nitekim bu hususta istinabe yoluyla alınan beyanlar kabul edilemez403. Aynı şekilde davalının mahkemeye hitaben herhangi bir yolla yazılı olarak göndermiş olduğu boşanmaya ilişkin kabul beyanı da geçerli değildir. Tarafların yerine vekilleri dinlenemez. Taraflar mutlaka bizzat hâkim tarafından dinlenmelidir. Bu yönde vekilin vekâletnamesinde yetkisinin olması bir etki doğurmaz404. Davacı ve davalının hazır

oluşmamıştır. Evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını gösteren delil de olmadığından davanın reddine karar verilmesi gerekir (http:// www. kazanci. com.tr, 01.01.2004). AKINTÜRK, s. 263. 2. HD., 15.2.1993, E. 1993/545, K. 1993/1334 (YKD. , 1993/7, s. 995). 2. HD., 21.3.2005, E. 2005/2419, K. 2005/4443, ” …davacı asil anlaşmaya katılmamıştır. Bu nedenle Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesi koşulları oluşmamıştır…” (YAYINLANMAMIŞTIR). 2. HD., 7.4.2005, E. 2005/3734, K. 2005/5622, ”…taraflar hazır bulunup, bizzat anlaştıklarını açıklamaz veya hâkim, tarafların anlaşmalarını uygun bulmaz ise, taraflardan delilleri sorulup toplanması sonucunda evlilik birliğinin temelinden sarsılmış olup olmadığının Medeni Kanunun 184. maddesi çerçevesinde takdiri gerekirken, davalı dinlenilmeksizin davacının beyanı ile yetinilerek eksik inceleme ile boşanma hükmü kurulmuş olması usul ve yasaya aykırıdır” (YAYINLANMAMIŞTIR).

399

TUTUMLU, s. 1039.

400

2. HD., 19.2.1990, E. 1990/10658, K. 1990/2000 (GENÇCAN, s. 362).

401

OĞUZMAN / DURAL, s. 129; AKINTÜRK, s. 263; TUTUMLU, s. 1039. 2. HD., 13.2.1992, E. 1992/1456, K. 1992/1636 (İKD. , S. 386, s. 9300).

402

DURAL / ÖĞÜZ / GÜMÜŞ, s. 120; OĞUZMAN / DURAL, s. 129.

403

GENÇCAN, s. 362.

404

bulunduğu bir oturumda taraf vekilleri dinlense dahi sonuç değişmez405. O halde eşlerin bizzat davanın açıldığı mahkeme hâkimince dinlenmesi gerektiğine ilişkin kuralın emredici hüküm niteliğinde olduğunu söylemek mümkündür406. Nitekim 2. HD. , 6.12.2006, E. 2006/10409, K. 2006/17032 sayılı bir kararında, “…taraflar hazır bulunup bizzat anlaştıklarını açıklamaz veya hâkim tarafların anlaşmalarını uygun bulmaz ise, taraflardan delileri sorulup toplanması sonucunda evlilik birliğinin temelinden sarsılmış olup olmadığının Türk Medeni Kanunun 184. maddesi çerçevesinde takdiri gerekirken, davacı asil dinlenilmeksizin vekilin beyanı ile yetinilerek boşanmaya karar verilmesi doğru görülmemiştir…” demek suretiyle tarafların bizzat dinlenilmesinin dava şartı olduğuna değinmiştir407.

Hâkim gerekli gördüğü takdirde tarafları birlikte dinleyebileceği gibi herhangi bir eşin oturumdan çıkarılması yoluyla tek olarak da dinleyebilir408. Hatta hâkim tarafları tutanağa geçmek kaydıyla celse dışında dahi dinleyebilir409. Eşlerin dinlenme adedi bakımından sınırlayıcı bir hüküm bulunmadığından tarafların birden fazla dinlenmesi mümkündür410. Zira anlaşmalı boşanmada önemli olan ölçüt hâkimin tarafların iradelerini serbest bir biçimde ortaya koyup koymadığını tespit etmesidir. Bu durumu sağlayabilecek tüm araştırma yollarının kullanılmasında bir sakınca yoktur.

Hâkim eşlerin iradelerini serbest ve samimi bir şekilde ortaya koyup koymadıklarını araştırmalıdır. Kuşkusuz eşlerden biri dul maaşı ya da yetim aylığı almak ya da eşini takip ya da hacizden kurtarma veya da eşinin yut dışına gitmesini kolaylaştırmak amacını taşıyorsa, boşanma noktasındaki iradenin samimi olduğundan bahsetmek mümkün değildir. Bu anlamda eşlerin boşanma kararında samimi olup olmamaları hususu, hukuki anlamda oldukça önemli bir durum olarak ortaya çıkar. O halde anlaşmalı boşanmada tarafların saikleri büyük önem taşır. Yargıtay’ca buna ilişkin

405

Zira esas olan olgu eşlerin iradelerinin serbestçe ortaya konulup konulmadığını denetlemektir. 2. HD., 12.11.1990, E. 1990/4932, K. 1990/10713 (GENÇCAN, s. 362).

406

ÖZDEMİR, s. 148; AKINTÜRK, s. 263.

407

Karara için bkz. LEGAL Hukuk Dergisi, Y. 5, S. 50, Şubat 2007, s. 522.

408

OĞUZMAN/DURAL, s. 129; ÖZTAN, Aile, s. 416; DURAL/ÖĞÜZ/GÜMÜŞ, s. 120.

409

OĞUZMAN/DURAL, s. 129; ÖZTAN, Aile, s. 416; DURAL/ÖĞÜZ/GÜMÜŞ, s. 120.

410

olarak verilmiş olan kararlar arasında bir birlik bulunmayıp, son tarihli vermiş olduğu bir kararında saikin anlaşmalı boşanma davalarında önemli bir durum olduğunun altını çizmiştir. Hemen belirtelim ki bu karar bir üyenin muhalefetiyle oy çokluğuyla alınmış olup, bu hususta henüz istikrar kazanmış bir Yargıtay uygulaması olmadığı gibi ağırlık kazanmış öğreti düşüncesi de yoktur411.

Yargıtay 2. HD., konuya ilişkin olarak, 20.10.1993, E. 1993/8625, K. 1993/9559 sayılı bir kararında ise, “…tarafların hür iradelerini ortadan kaldıracak herhangi bir durum bulunmamaktadır. Mahkemece davanın reddine esas alınan davacının babasından dulluk maaşı almak düşüncesiyle davayı açmış olabileceği şeklinde ifade edilen konu saike ilişkin olup boşanma konusunda serbest iradeyi ortadan kaldırmaz. Söz konusu madde koşulları oluştuğundan boşanmaya karar verilmesi gerekirken yasa hükmünün yorumunda yanılgıya düşülerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir” demek suretiyle anlaşmalı boşanmada saikin önemli olmadığına karar vermiştir412.

Öğretide bir kısım yazarlar, Yargıtay’ın yukarda ortaya konulan kararına uygun olarak, anlaşmalı boşanma davalarında saikin bir öneminin olmayacağını savunmuştur. Buna göre, hâkimin tarafların boşanmayı istemelerindeki gerçek niyetlerini başka bir anlatımla boşanma konusundaki amaçlarını araştırma yükümlülüğü ve yetkisi yoktur. Zira tarafların mahkemeye birlikte başvurmaları yâda bir eşin açtığı davanın diğer eş tarafından kabul edilmesi halinde evlilik birliğinin temelinden sarsılmış olduğu noktasında aksinin ispatlanması mümkün olmayan kesin bir karine oluşur. Hâkim yalnızca eşlerin boşanma konusundaki iradelerini serbest bir şekilde ortaya koyup koymadıklarının üzerinde durmalıdır413.

Bizce, gerek Yargıtay’ın vermiş olduğu saikin önemli olmadığına ilişkin eski tarihli kararlarına, gerekse de öğretide savunulan görüşe katılmamız mümkün değildir. Zira anlaşmalı boşanma davalarında esas olan olgu, tarafların iradelerini serbest bir şekilde ortaya koymalarıdır. Bu hususun tespiti ise, kuşkusuz kamu düzenine ilişkin olup

411 2. HD., 230.1.2006, E. 2006/21176, K. 2006/499; 2. HD., 17.1.1991, E. 1991/7288, K. 1991/9704 (GENÇCAN, s. 364-367). 412 GENÇCAN, s. 365. 413 ÖZDEMİR, s. 151; TUTUMLU, s. 1050.

hâkimin buna ilişkin olayları kendiliğinden araştırması gereklidir. Bu düşüncemiz hâkimin tarafları bizzat dinlemesi gerekeceğine ilişkin yasa yorumuyla ve yeni tarihli Yargıtay uygulamalarıyla da örtüşür niteliktedir. Bu durumun aksini ortaya koyan düşünce tarzı kanuna karşı hile biçimine imkân tanıyacak niteliktedir. Eşlerin boşanma konusundaki gerçek amaçlarının dul maaşı almak ya da eşlerden birinin hacizden kurtulmasını sağlamak gibi meşru olmayan bir durum ortaya koyduğunun dosya kapsamına somut olarak yansıması halinde hâkimin tarafların iradelerinin serbestçe ortaya konulmadığından bahisle davayı reddetmesi gerekir.

Burada önem taşıyan olgu, eşlerin boşanma yönündeki iradelerini serbest biçimde ortaya koymuş olmalarıdır. Hâkimin somut olayda tespit etmesi gereken durum, eşlerin boşanma iradelerini ortaya koyarken baskı altında olup olmadıklarıdır. Eşlerin bu anlamdaki iradelerini serbest bir biçimde ortaya koymalarının gerekeceği an, tarafların hâkimlikçe dinlendiği andır414. Söz konusu zaman diliminden sonra taraf iradelerinin değişime uğraması hukuki anlamda bir sonuç doğurmaz.

Anlaşmalı boşanma davalarında tarafların bizzat dinlenilmesi ilkesi kamu düzenine ilişkin olduğundan, vesayet altındaki kişilerin yerine, vasinin dinlenilmesi yoluyla boşanmaya karar verilmesi mümkün değildir415.