• Sonuç bulunamadı

Eşlerin Birlikte Başvurması

G. Dini İnanca İlişkin Davranış Ve Haller

II. Eşlerin Birlikte Başvurması

Eşler anlaşmalı boşanma yönünde birlikte başvuruda bulunmalıdırlar. Maddenin lafzından bu durum açık bir biçimde anlaşılmaktadır. Bu anlamda söz konusu başvuru tek dilekçe yanında, ortak dilekçeyle de mümkündür382. Hatta ortak başvuru tarafların

380

ÖZDEMİR, s. 124; TUTUMLU, s. 1037.

381

AKCAN, Recep, Usul Kurallarına Aykırılığa Dayanan Temyiz Nedenleri, Ankara 1999, s. 106. O halde dava şartlarına ilişkin eksik bir durumun var olup olmadığı bakımından esas olan kararın verildiği andır. Kararın verildiği anda bir yıllık sürenin dolmuş olması halinde davanın açıldığı zamanda bir yıllık süre dolmamış bile, olsa eksiklik nedeniyle dava reddedilemez.

382

2. HD., 9.4.2002, E. 2002/4194, K. 2002/4994, “…karı-koca boşanmaya ilişkin dilekçelerini birlikte kaleme almışlardır. Harçlar Yasasının bir sayılı tarifesi uyarınca da tek bir başvurma harcı yatırılmıştır. Koca tarafından ikinci bir başvurma harcının yatırılmamış olması onun davasının bulunmadığı anlamını taşımaz. Dava kadının ve kocanın boşanma isteklerini içermektedir. Koca hüküm kesinleşmeden 12.3.2002 tarihli dilekçesi ile kendi davasından feragat etmiştir. Feragat tek

vekilleri ya da temsilcileri aracılığıyla dahi mümkündür. Nitekim buna ilişkin engelleyici bir hüküm bulunmamaktadır. Ayrıca tarafların aynı dilekçeyle başvurmaları halinde, davacı ve davalı sıfatının aynı dilekçede birleşmesi hususu anlaşmalı boşanmanın çift taraflı yargı niteliği dikkate alındığında, hukuki bir sakınca doğurmaz383.

Anlaşmalı boşanmaya ilişkin dilekçenin başlangıçta sadece eşlerden birinin imzasını taşımasında bir sakınca yoktur. Zira önemli olan durum yargılama sürecinde hâkimin eşleri bizzat dinlemesidir. Bu durumda yargılama safhasında diğer eşin dava sürecine katılması mümkündür384.

Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında tam ehliyetsizlerin menfaatinin gerektirdiği durumlarda kanuni temsilcisinin tam ehliyetsiz yerine dava açabilmesine karşın, anlaşmalı boşanmada aynı imkân söz konusu değildir. Zira anlaşmalı boşanmada önemli olan olgu, eşlerin hâkim tarafından bizzat dinlenmesidir. Bu durum dikkate alındığında ise, tam ehliyetsiz eş yerine kanuni temsilci dinlenemez385.

Açılmış olan bir boşanma davasının davalı eş tarafından kabulü halinde de anlaşmalı boşanma mümkündür. Ancak herhangi bir nedene dayalı olarak açılan boşanma davasında bu durumun mümkün olup olmadığı ise tartışmalıdır.

Yargıtay ve öğretide bir kısım yazarlara göre, söz konusu imkân ancak evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı olarak açılmış olan davalarda mümkündür386. Ancak özel boşanma sebeplerine dayalı olarak açılan davalarda

yanlı bir hukuki işlem olup, karşı tarafın kabulüne bağlı bulunmamaktadır. Gerçekleşen bu durum karşısında kocanın kendi davasının feragat sebebiyle reddine karar vermek üzere hükmün bozulması gerekmiştir” (YAYINLANMAMIŞTIR). ÖZDEMİR, s. 126–127. Bu durum yürürlükteki hukuk bakımından orijinal bir uygulamadır. Nitekim İsviçre Medeni Kanunu’nda bu imkân yapılan son değişiklikle düzenleme altına alınmıştır (HELVACI, s. 1168).

383

ÖZDEMİR, s. 129. Ancak hemen belirtelim ki yazara göre anlaşmalı boşanma davaları çekişmesiz yargı niteliğindedir.

384

ÖZDEMİR, s. 129.

385

ÖZDEMİR, s. 137. Tam ehliyetli kişilerin, boşanma davasını açabileceğinde kuşku yoktur. Tam ehliyetsiz kişiler ise, kendi başlarına boşanma davası açamazlar. Kural olarak bu kişiler adına, kanuni temsilcileri de, dava açamaz. İstisnai olarak, kişisel menfaat koşulunun oluşması halinde, kanuni temsilcinin bu kişiler adına dava açması mümkündür. Sınırlı ehliyetsizler ise evlenme, nişanlanma işlemlerini kanuni temsilcilerinin izniyle gerçekleştirebilmelerine karşın, evlenme kişiyi reşit kılacağından, boşanma davasını, kanuni temsilcilerinden izin almaksızın da açabilirler ( AYAN, Giriş, s. 78–83). Aynı yönde bkz., HATEMİ, s. 101.

verilecek ıslah dilekçesiyle davanın anlaşmalı boşanma davasına dönüştürülmesi mümkündür387.

Bir fikre göre, bu imkân zina dâhil herhangi bir sebebe dayalı olarak açılmış boşanma davalarında mümkün olabilecektir388.

Bir başka fikre göre ise, akıl hastalığına dayalı olarak açılan davalar dışındaki diğer davalarda bu imkân bulunmalıdır. Zira akıl hastası olan eşin kabul iradesine değer verilmesi mümkün olmayacağı gibi, anlaşmalı boşanmanın niteliği gereği kanuni temsilcinin akıl hastası yerine beyanda bulunması imkânı da yoktur389.

Bizce anlaşmalı boşanma davalarında kanun koyucu eşlerin iradesine üstünlük tanıdığına göre, akıl hastalığı dışındaki nedenlere dayalı olarak açılan bütün boşanma davalarında bu imkân bulunmalıdır. Nitekim bu düşünce usul ekonomisi ve devamında fertler ve toplum bakımından bir fayda kalmamış olan evlilik birlikteliğinin kolay ve hızlı bir şekilde sona ermesinin sağlanması amacına da uygundur. Akıl hastalığında ise, tarafların bizzat dinlenmesi gerektiğine ilişkin koşul yerine gelmeyeceğinden burada aynı imkân söz konusu olamaz.

Devam eden bir davada kabul beyanın davanın hangi aşamasına kadar mümkün olabileceği öğretide tartışmalıdır. Baskın görüş, kabul beyanının, hâkimin kısa kararını tefhim etmesine, başka bir anlatımla hâkimin dosyadan elini çekmesine kadar mümkün olabileceğini savunmuştur390.

Azınlıkta kalan fikir ise, kabul beyanı genel usul kuralına tabi olduğundan hükmün kesinleşmesi anına kadar kabulün mümkün olabileceğini savunmuştur391.

Bizce kabul imkânının kararın kesinleşmesine kadar mümkün olabileceğine

386

2. HD., 11.5.1992, E. 1992/5157, K. 1992/5357; GENÇCAN, s. 360; ÖZTAN, Makale, s. 128;

HATEMİ/ SEROZAN, s. 260; YALÇINKAYA/ KALELİ, s. 2060. 387

2.HD., 11.1.1995, E. 1995/13182 K. 1995/152 (GENÇCAN, s. 360).

388

OĞUZMAN/DURAL, s. 129; DURAL/ÖĞÜZ/GÜMÜŞ, s. 120; TUTUMLU, s. 1036; HATEMİ, s. 111.

389

ÖZDEMİR, s. 139.

390

Zira hâkimin nihai hükmünden sonra ortaya çıkacak kabul beyanının hukuki bir sonuç doğurması mümkün değildir (ÖZTAN, Makale, s. 129). YALÇINKAYA / KALELİ, s. 2060.

391

ilişkin görüşün uygulanabilirliliği güçtür. Şöyle ki, bu görüşün kabulü, kısa karardan sonra dosyanın tekrar ele alınmasını gerektirir. Söz konusu gereklilik anlaşmalı boşanmalarda hâkimin tarafları bizzat dinlemesinin zorunluluğuna ilişkin ilkenin bir sonucu olarak ortaya çıkar. Hâkimin nihai hükümle birlikte dosyadan elini çekmesinin gerekeceğine ilişkin usul kuralı göz önünde bulundurulduğunda bu düşüncenin pratik sonuçlar doğurmayacağı açıktır. Nitekim bu durumun, hâkimin nihai hükümle birlikte dosyadan elini çekmesinin gerekliliği karşısında, nihai hükümle birlikte esası kapatılan dosyanın ne şekilde tekrar işleme konulacağını da sorun olarak ortaya çıkaracağı bir gerçektir. Diğer yandan da kabul imkânının, davanın ilk aşamasında yapılması yönündeki düşünceye de usul ekonomisi dikkate alındığında değer verme olanağı yoktur. Zira kabul beyanının yargılamanın her aşamasında ortaya çıkması usul hukuku kapsamında mümkündür.

Kabul beyanının ne şekilde yapılacağına ilişkin olarak boşanma yargılamasını düzenleyen MK m. 184 hükmü kapsamında bir açıklık bulunmamaktadır. Buna ilişkin olarak kanun koyucu özel bir düzenleme yapmadığına göre, burada HUMK hükümlerinin uygulanması gerekir392.

Buna göre, kabul mahkeme içi ya da mahkeme dışı yollarla mümkündür. Kabul beyanından kural olarak dönülemez. Kabulün mahkeme dışında olması halinde bu beyandan ancak yargılama aşamasında dönülebilir393. Zira mahkemenin tarafların iradelerini serbestçe ortaya koyduklarına kanaat getirmesi gerekir. Ancak kabul, hata hile tehdit gibi iradeyi sakatlayan durumlar altında yapılmışsa, kabul iradesi ancak kararın şekli anlamda kesinleşmesine kadar ortaya konulabilir. Bu durumda hâkimin meseleyi hadise niteliğinde kabul ederek sonuçlandırması gerekir.

Diğer yandan kabul beyanı açık olmalıdır. Zımni kabul şekli kabul edilmez. Zira hâkimin tarafların boşanmaya karar verdiğine mutlak olarak kanaat getirmesi gerekir. Hemen belirtelim ki, kabul beyanı bakımından mahkemede bir tereddüdün oluşması durumunda hâkimin taraflardan açıklayıcı bilgi alması gerekir.

Davanın kabulü halinde çekişmeli olarak başlayan yargılamanın, çekişmesiz

392

ÖZDEMİR, s. 142–146.

393

yargılama faaliyetine dönüşeceğinde kuşku yoktur. Buna bağlı olarak kabulün ortaya çıktığı aşamaya kadar toplanan deliler kapsamında evlilik birliğinin temelinden sarsılmamış olduğu anlaşılsa bile, anlaşmalı boşanmaya esas evlilik birliğinin temelinden sarsıldığının karine olarak kabulü gerekir. Bu durumda evlilik birliğinin temelinden sarsılmadığından bahisle davanın reddi mümkün değildir. Hâkimin evlilik birliğinin temelinden sarsılıp sarsılmadığının tespitine ilişkin olarak takdir hakkı yoktur394.

Belirtelim ki, anlaşmalı boşanma davalarında feragat mümkündür. Bu açıdan eşlerden herhangi biri kararın kesinleşmesine kadar davadan feragat edebilir395.