• Sonuç bulunamadı

B. Terörle Mücadele Kanunu Açısından İntihara Yönlendirme Suçu 41

I. GENEL OLARAK 44

İntihar yukarıda daha önce de bahsedildiği gibi sözlükte; “Bir kimsenin

toplumsal ve ruhsal nedenlerin etkisi ile kendi hayatına son vermesi” olarak

tanımlanmıştır. Bir diğer tanıma göre, “ölen kişi tarafından ölümle sonuçlanacağı

bilinerek yapılan olumlu ya da olumsuz bir edimin doğrudan ya da dolaylı sonucu olan her ölüm olayına” intihar denirken; intihar girişimi, “bu biçimde tanımlanan, ama ölüm sonucu doğmadan durdurulan edim”dir.126

Kişinin kendisini öldürmeye yönelik hareketleri neticesinde, ölüm meydana gelmediği takdirde intihar girişimi ya da intihara teşebbüsünden bahsedilir. Bu şekildeki bir saptama, intihara yönlendirme suçları bakımından, fâilin suç teşkil eden bir fiilinin olup olmadığının belirlenmesinde yol gösterici olacaktır.

İntihar, kişinin kendisini öldürmesi, ölen kişi tarafından yapılan bir fiil sonucu ölümün meydana gelmesi anlamına geldiğinden; öldürme suçlarını teşkil eden hareketin bir başkasının yaşamına son vermesi gerekmesi itibariyle, insan öldürme fiilinden tamamen farklıdır. Bunun yanı sıra, eski dönemlerin aksine, intihar ve intihara teşebbüs fiilleri, modern ceza hukuku sistemlerinin büyük çoğunluğunda ve Türk Ceza Hukuku’nda suç teşkil eden bir fiil olarak kabul edilmemektedir.127

İntiharın suç olmaması, ona yardımın da suç sayılmaması neticesini meydana getirmektedir. Bu da, intihara yardım eden kişilerin fiillerinin cezasız kalmasına neden olacaktır ki, bu hem toplum hem de devlet tarafından istenmeyen bir neticedir. Nitekim Türk Ceza Hukuku’nda; bir fiile iştirakin cezalandırılabilmesi için bu hareketin kendisinin suç teşkil etmesi gerekmektedir.128 Bu nedenlerle129 çağdaş ceza

126 Öntan, s. 845.

127 Koca/Üzülmez, s. 110-111; Özbek/Kanbur/Doğan/ Bacaksız/Tepe, s. 176. 128 Koca, (1993), s. 47.

129 *İntiharın hangi sebeplerle hukuken cezalandırılamayacağı hakkında geniş bilgi için bkz. Hukuken Cezalandırılabilirlik Açısından İntihar Fiili başlığı

hukuk kişinin kendi hayatına son vermesini suç saymamakla beraber, intihara yardım gibi intihara iştirak fiillerini ayrı bir suç olarak kabul edip bu doğrultuda düzenlemeler yapmışlardır.130 Böylece bir kişinin ölümüne yardımcı olmak fiili cezalandırılabilmektedir.

Türk Ceza Hukuku’nda da yukarıda izah edilen gerekçelerle aralarında farklar olmakla beraber gerek mülga olan 765 sayılı Türk Ceza Kanunumuzda intihara ikna ve yardım suç olarak kabul edilmiş, gerekse şu an mer’i olan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunumuzda intihara teşvik, yardım, azmettirme, intihar kararını kuvvetlendirme gibi fiiller suç olarak kabul edilmiştir.

765 sayılı mülga Türk Ceza Kanunu’nun 454. maddesinde, “İntihara İkna ve

Yardım Suçu” düzenlenmiştir. Bu maddeye göre; “Birini intihara ikna eden ve buna yardım eden kimse, müntehirin vefatı vuku bulduğu takdirde, üç seneden on seneye kadar ağır hapis cezasına mahkûm olur.”

765 sayılı Türk Ceza Kanunu, İtalyan Ceza Kanunundan iktibas edilmiş, ancak bu kanundan iktibas edilirken bazı değişiklikler yapılmıştır. Örneğin; İtalyan Ceza Kanununda orijinal metindeki “ikna veya yardım” ifadesi, yukarıda görüldüğü gibi,

“ikna ve yardım” olarak çevrilmiştir. Bu çeviri yanlışlığı, suçun uygulama alanının

daraltılması neticesini ortaya çıkardığı için doktrin tarafından eleştirilmiştir. Yine 765 sayılı Türk Ceza Kanunu, İtalyan Ceza Kanunundan farklı olarak “azmettirme” ifadesi yerine “ikna” ifadesini kullanmaktadır.131

765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda düzenlenen bu suç ihtiyacı karşılamadığından bahisle doktrinde eleştiri konusu olmuştur. Özellikle suçun oluşabilmesi için sadece ikna fiilinin ya da sadece yardım fiilinin varlığı yeterli olmayıp, bu iki hareketinde beraber yapılmasının aranması, uygulamada hükmün uygulama alanını oldukça daraltarak uygulanmasını zorlaştırmıştır.132 Yine 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda düzenlenen intihara ikna ve yardım suçunun cezalandırılabilmesi için intihar edenin ölümünün aranmış olması, mağdurun özellik arz etmesi karşısında bir hükmün sevk edilmemiş olması gibi nedenlerle 5237 sayılı

130 Koca/Üzülmez, s. 111-112.

131 Koca, (1993), s. 47; Aynı yönde Kalay, s. 56. 132 Koca, (1993), s. 48.

Türk Ceza Kanunu, bu suçu daha ayrıntılı şekilde düzenlemek yoluna giderek yaşanan sorunları gidermeye çalışmıştır.133

İntihara yönlendirme suçu 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 84. maddesinde düzenlenmiştir. Maddeye göre;

“1)Başkasını intihara azmettiren, teşvik eden, başkasının intihar kararını kuvvetlendiren ya da başkasının intiharına herhangi bir şekilde yardım eden kişi, iki

yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.134

2) İntiharın gerçekleşmesi durumunda, kişi dört yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

3) Başkalarını intihara alenen teşvik eden kişi, üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

4) İşlediği fiilin anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan veya ortadan kaldırılan kişileri intihara sevk edenlerle cebir veya tehdit kullanmak suretiyle kişileri intihara mecbur edenler, kasten öldürme suçundan sorumlu tutulurlar.” Görüldüğü gibi 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 84. maddesinde, 765

sayılı Türk Ceza Kanunu’ndan farklı olarak, bir kimseyi yukarıdaki fiillerle salt intihara yönlendirmede bulunmayı suç saymış, intihar gerçekleştiğinde ise cezayı ağırlaştırılacağını belirtmiştir.135 Bunun yanında 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun

84. maddesinin 3. fıkrasında, başkalarını alenen intihara teşvik etmeyi ayrı bir suç sayarken136, 83. maddesinin 4. fıkrasında ise isnat yeteneğine sahip olmayanları veya

bu yeteneği gelişmemiş olanları zor kullanarak intihara mecbur eden kişileri, kasten öldürme suçundan sorumlu tutmuştur.

Kanun koyucu 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 84. maddesinin 2. fıkrasında; intihar eden kişinin “ölmesi halinde” cezanın arttırılacağı ibaresi yerine,

“intiharın gerçekleşmesi” halinde cezanın arttırılacağı ibaresini kullanmıştır.

133 Kalay, s. 68.

134 Ersoy maddenin 1. fıkrasındaki seçimlik hareketlerin hepsinin aynı ceza miktarı ile cezalandırılmasına yönelik düzenlemeyi eleştirmiştir. Eleştiri gerekçesi olarak genel hükümlerde azmettirenin yardım edenlerden daha fazla ceza aldığını ve haksızlık içeriğinin daha fazla olduğunu, bu sebeple azmettirmenin diğer seçimlik fiillerden daha fazla cezayla cezalandırılmasına yönelik düzenleme yapılması gerektiğinin altını çizmiştir. Ersoy, s. 110. 135 Hafızoğulları, Zeki/Ketizmen, Muammer, “5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu’nda Hayata Karşı

Suçlar”, Ankara Barosu Dergisi, Yıl 66, Sayı 1, 2008, s. 151.

136 *Alenen intihara teşvik fiilinin nitelikli hal mi olduğu müstakil bir suç mu olduğu tartışması için bkz. İntihara yönlendirme suçunun alenen işlenmesi başlığı.

Doktrinde; intiharın gerçekleşmesinden kast edilenin intihar eden kişinin ölmesi değil, intihar girişiminin gerçekleşmesi olacağı savunulmaktadır. Bu görüşe göre mağdurun failin fiili sebebiyle intihar girişimini gerçekleştirmesi halinde Türk Ceza Kanunu 84. maddesinin 2. fıkrası uygulama alanı bulur. Bu suçun oluşması için mağdurun ölmesi gerekmemektedir. İntiharın gerçekleşmesi ibaresinin intihar girişimi anlamına geldiğini savunan Özbek’e göre; kanun koyucunun 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 84. maddesinin 2. fıkrasında kullandığı “intiharın

gerçekleşmesi” ifadesinin kanunda bir belirsizlik yaratmaktadır. Bu belirsizliğin “intihar etme” ifadesinin suçun basit şeklinde yer alması, ölüm neticesinin de

nitelikli hal olarak düzenlenmesinin yerinde olacaktır.137 Bu görüş haricinde intiharın gerçekleşmesi ibaresinden kast edilenin mağdurun intihar neticesi sonucu ölmesi olduğu görüşü de kabul edilmektedir. Bu görüşe göre intihar sözcüğü kendi kendini öldürme anlamına geldiğine göre, intiharın gerçekleşmesi ifadesi de kişinin kendisini öldürmesi demektir. Bu nedenle intiharın gerçekleşmesi ibaresinden intihar sonucu ölümün meydana gelmesini anlamak gerekir.138 Nitekim Yargıtay’da 2013 tarihli bir kararında “…Kabule göre de; suçun nitelikli halini oluşturan ve mağdurenin ölmesi

halinde uygulanabilecek olan TCK’nun 84/2.maddesinin uygulanması neticesinde sanığa fazla ceza tayin edilmesi…” diyerek kanundaki intiharın gerçekleşmesi

ifadesini müntehirin ölmesi olarak kabul etmiştir.139

Kanaatimizce intiharın gerçekleşmesi fiilini kanunun düzenlenişi ve intiharın gerçekleşmesi sözcüğünün anlamı ve Yargıtay kararları bir arada değerlendirilerek doktrindeki baskın görüşün ifade ettiği şekilde müntehirin ölmesi olarak anlamak gerekir.

5237 sayılı Kanunun ilk halinde suçun başlığı “intihar” olarak düzenlenmiş, bu başlık 29.06.2005 tarihli 5377 sayılı Kanun ile değiştirilerek “İntihara

yönlendirme” olmuştur. Aynı kanunla yapılan bir diğer değişiklik ise, suçun basın

yoluyla işlenmesine ilişkin ifadenin kaldırılması olmuştur.140

137 Özbek/Kanbur/Doğan /Bacaksız/Tepe, s. 173.

138 Koca/Üzülmez, s. 124; Aynı yönde Tezcan/Erdem/Önok, s. 181. 139 Yargıtay 1.CD 2013/995 E, 2013/6761 K. Sayılı kararı.

140 Yalvaç, Gürsel, T.C Anayasası Ceza ve Yargılama Hukukuna İlişkin Temel Kanunlar Gerekçeli TCK, CMK, CGTİK ve İlgili Mevzuat, Ankara: Adalet Yayınevi, 14.Baskı, 2015, s. 286.