• Sonuç bulunamadı

GÜNEŞ ENERJİSİNİN DURUMU

7. ENERJİ ARZ- TALEP DURUMUMUZ 1. POLİTİKALAR

7.2. GENEL ENERJİ DURUMU

Ülkemiz her çeşit enerji kaynağına sahip olmakla birlikte, linyit kömürü ve hidrolik enerji hariç diğer bilinen birincil enerji kaynaklarımız şimdilik, talebin karşılanmasına etkili bir katkı yapacak kadar yeterli kullanılmamaktadır. Artan talebin karşılanabilmesi bakı-mından, geçmiş yıllarda olduğu gibi gelecek yıllarda da önemli ölçüde ithalât yapılacak ve enerji konusunda dışa bağımlılık devam edecektir. Ancak, Türkiye’nin dünya bor rezervlerinin % 72’sine, toryum rezervlerinin % 54’üne sahip olduğu da bilinmektedir.

Birincil enerji kaynakları açısından arz-talep dengemize bakıldığında;

1990 yılındaki talebimizin 52,9 MTEP olduğunu bunun 25,4 MTEP’inin yerli üretimle karşılandığını görmekteyiz. 2004 yılına gelindiğinde birincil enerji talebimiz 87,8 MTEP olarak gerçekleşmiştir. Bunun % 28’i olan 24,3 MTEP birincil enerji üretimi yerli kay-naklardan karşılanırken, % 72’si ithal edilmiştir. 2004 Yılı’ndaki 24,3 MTEP olan enerji üretiminin; % 43,4’ü kömür, % 12,4’ü petrol ve doğal gaz, % 16,2 hidrolik, % 22,7 ticarî olmayan kaynaklar, % 5,2’si yenilenebilir enerji kaynaklarından karşılanmıştır. Birincil enerji tüketimimiz yıllık ortalama % 2,8 oranında artış göstererek 2007 yılı sonu itiba-riyle 107,6 MTEP eşdeğerine ulaşırken yerli üretimimiz 27,4 MTEP’de kalmıştır. Yerli birincil enerji kaynak üretimimizin % 54’ü kömür, % 8’i petrol, % 3’ü doğal gaz, % 17’si yenilenebilir kaynaklar ve % 18’i ticari olmayan kaynaklardan karşılanmıştır.

İleriki yıllara dönük genel enerji talep gelişimimiz Şekil 7.1.’de verilmektedir.

Şekil 7.1. - Türkiye Genel Enerji Talep Gelişimi

İleriye yönelik olarak birincil enerji talebinin ithal kaynaklarla karşılanma oranındaki artış trendinin azaltılması planlanmakta, 2020 Yılı’nda % 80’lere ulaşması beklenen ithalâtın % 70’ler civarında tutulabilmesi hedeflenmektedir. 2004 ve 2007 yılları ile bu

Tablo 7.1. - Türkiye’nin Enerji Üretim ve Tüketim Durumu

Yıllar 2004 2007 2020*

Üretim (Mtep) 24,3 27,4 65,7

Net İthalât (Mtep) 63.5 80,2 156,7

Talep (Mtep) 87,8 107,6 222,4

Kaynak: ETKB Genel Enerji Planlama Çalışması 2004

Tablodan da görüleceği üzere talebin yerli üretimle karşılanma oranları yaklaşık ola-rak, 2004 yılı için % 28, 2007 yılı için % 26 olup, 2020 Yılı için % 30 civarında olması beklenmektedir.

Ülkemiz, kendi enerji kaynakları ile enerji ihtiyacının önemli bir kısmını karşılayabilecek bir potansiyele sahip olmasına karşın bu kaynaklardan yeterince yararlanamamak-tadır. Yukarıda verilen tablonun değiştirilmesi için yerli kaynaklarımızın üst düzeyde kullanılması ve yeni teknolojilerin istihdamı yönünde ciddî finansman kaynaklarının ayrılması gerekmektedir.

Diğer taraftan, Türkiye önemli miktarda yenilenebilir enerji kaynakları potansiyeline de sahiptir. Bu kaynaklar hidro, rüzgar, jeotermal, güneş ve biyokütledir. Yenilenebilir kay-naklarımız Kömürden sonra enerji üretimi için ikinci büyük yerli kaynağımızdır. Ülkemiz yenilenebilir enerji arzı ağırlıklı olarak hidrolik kaynaklar ve biyokütleden üretilmektedir.

Biyokütlenin payı yenilenebilir enerji arzımızın yaklaşık yarısını oluşturmaktadır. Bu oranın tamamına yakını ticari olmayan yakıtlardan olan ve konut ısıtılmasında kul-lanılan odun ve hayvan artıklarıdır. Geri kalan yenilenebilir enerji arzı ise ağırlıklı olarak hidrolik kaynaklardan elde edilmektedir. Halen çok küçük olan rüzgar ve güneş enerjileri payının yakın gelecekte hızla artması beklenmektedir. Ülkemizde büyük potansiyele sahip jeotermal, rüzgar ve güneş gibi yerli kaynaklarımız, enerji politikalarımızda önemle vur-gulanmasına karşın, şimdiye kadar sistematik olarak geliştirilmemiştir. 2007 yılında bu üç kaynağımızın toplam birincil enerji arzı içindeki payı % 1,5 ila 2 civarındadır.

Şekil 7.2. Yenilenebilir Enerji Tüketiminin Birincil Enerji Tüketimindeki Payı

*Kaynak: DEK-TMK 2007–2008 Türkiye Enerji Raporu

Yerli kaynaklarımızdan üretilen birincil enerji miktarında belirgin bir artışın olmayışı nedeniyle net enerji ithalatımız 1990’daki 28,5 MTEP değerinden 2007’de 81,1 MTEP değerine ulaşmıştır. 2007 yılında enerji talebimizin sadece % 26’sı yerli kaynaklar (üre-tim) ile karşılanmıştır.

Şekil 7.3. - Enerji Arz ve Talebinin Gelişimi (*Kaynak: DEK-TMK 2007–2008 Türkiye Enerji Raporu) 7.3. ELEKTRİK ENERJİSİ DURUMU

Elektrik enerjisi sektörünün son yıllardaki gelişimi aşağıda özetlenmiştir.

2005 sonunda Türkiye’nin kurulu gücü 38.843 MW dır. Bu kurulu gücün 11.967,4 MW’ı barajlı hidrolik santral, 938,6 MW’ı akarsu hidroelektrik santralı olmak üzere toplam hidroelektrik kurulu güç, 12.906 MW olmuştur. 2005 Yılı’nda elektrik üretimindeki fiilî gerçekleşme olan 162 milyar kWh’in yaklaşık 39 milyar kWh’i hidroelektrik santralla-rından karşılanmıştır.

2007 yılında , kurulu gücümüz 40.835MW olmuştur. Bu kurulu gücün 13.564MW’ı hidrolik ve yenilenebilir kaynaklardan, 27.271 MW’ı termik santralardan oluşmaktadır.

Aynı yıl 191.6 milyar kWh elektrik enerjisi üretilmiş ve 190.1 milyar kWh’lik ülke ihtiyacı karşılanmıştır.

2008 yılı sonu itibarıyla; Kurulu güç 41.806 MW (Hidrolik % 66, termik % 33) olmuş, 198 milyar kwh, tüketime karşılık 198.3 milyar KWh üretim yapılmıştır. Üretimde doğal gaz % 48,2, kömür % 29, hidrolik % 16,8 olarak pay almıştır. Yapılan çalışmalarda baz senaryo için talepte yılda yaklaşık % 7,5 artış öngörülmüştür. Talebin önümüzdeki 10 yılda (2017 yılına kadar) iki katına çıkması beklenmektedir.

Türkiye’de genel enerji talebi içindeki elektrik sektörünün yakın gelecekteki arz talep dengesini ortaya koymak üzere Bakanlık ve TEİAŞ tarafından elektrik enerjisine ilişkin yürütülen planlama çalışmalarında baz ve düşük talep senaryo yaklaşımları hazırlan-mıştır. 2008 – 2017 dönemini kapsayan Üretim Kapasite Projeksiyon çalışması, 2008 yılı Mayıs ayında iki alternatifli olarak ETKB tarafından yürütülen talep tahmin çalışma-sı sonuçları doğrultusunda yapılmıştır.

Bu talep projeksiyonlarından Baz Senaryo; DPT tarafından tarım, maden, imalat, ener-ji, inşaat, ulaştırma ve diğer hizmetler sektörlerinin her birisi için 2030 yılına kadar GSYİH’ya sağladıkları katkı ve dolayısıyla bunların toplamından oluşan 1998 yılı fiyat-ları ile GSYİH miktarı verilerinin kullanılmasıyla hesaplanmış, Düşük Senaryo ise 2009 yılından itibaren GSYİH’nın yıllık % 4,5 oranında artacağı varsayımı ile yapılmıştır.

Yapılan tahminlere göre tarım ve maden sektörlerinin milli gelire olan katkılarının gide-rek azalmasına karşılık, imalat sanayinin katkısının artması, inşaat sektörünün payının çok az düşmesi beklenmektedir. Uzun dönemde enerji ve imalat sektörlerinin payı art-makla birlikte, en fazla artışın hizmetler sektöründen gelmesi beklenmektedir.

Düşük Senaryoda ise GSYİH artışı hızlarının ve dolayısı ile toplam milli gelirin düşmesi ancak sektör paylarının aynı kalması öngörülmüştür.

Talep tahmin serileri olan Baz Talep ve Düşük Talep ile puant kurulu güç ve enerji tale-binin yıllara göre artışları aşağıdaki tablolarda verilmiştir.

Tablo 7.2. - Talep Tahmini (Baz Talep)

Tablo 7.3. - Talep Tahmini (Düşük Talep)

Kaynak: TÜRKİYE ELEKTRİK ENERJİSİ 10 YILLIK ÜRETİM KAPASİTE PROJEKSİYONU (2008 – 2017), TEİAŞ-APK, TEMMUZ 2008

2008 ve sonraki yıllarda da minimum yükün puant talebe oranının geçmiş yıllarda gerçekleştiği gibi % 40 dolayında devam edeceği, diğer bir deyişle yük eğrisi karak-teristiğinin çok fazla değişmeyeceği kabul edilmiştir. Talep tahminleri Türkiye elektrik sistemi için geçerli olup, brüt taleptir. İletim ve dağıtım hatlarındaki kayıplar, santralların iç ihtiyaçları dahildir. Ayrıca dağıtım sistemine bağlı ve Yük Tevzi Merkezinden talimat almayan üretim tesislerinin de üretimleri bu çalışmaya dahil edilmiştir.

Yukarıda verilen bilgilerin ışığında enerji sektörümüzdeki gelişmeler kesinlikle deklare edilen politika ve stratejilerle uyum göstermemektedir. Bilindiği üzere 1990’lı yıllardan bu yana enerjide dışa bağımlılığın azaltılması için yerli birincil enerji kaynaklarımızdan maksimum üretimin sağlanması ve yeni ve yenilenebilir enerji kaynaklarımızın kullanımına ve geliştirilmesine öncelik verilmesi gibi hu-suslara enerji politikalarımız arasında öncelikle yer verilmiştir.

Oysa 1990 yılında 25,6 MTEP olan birincil enerji üretimimiz, 2005 yılında 24,5 MTEP ve 2007 yılında 27,4 Mtep olmuştur. Yani geçen 17 yıllık süre zarfında birin-cil enerji üretiminde kayda değer hiç bir artış sağlanamamıştır. Bu durum Enerji Arz ve Talebin Gelişimi (Şekil 7.3.) grafiğinde açıklıkla görülmektedir. Diğer taraf-tan 2007 yılı itibariyle hidrolik ve jeotermal kaynakların elektrik üretimindeki % 19’luk payının dışında rüzgar ve diğer yenilenebilir kaynaklardan üretilen elektrik enerjisinin katkısı sadece % 0,4 olarak gerçekleşmiştir.

2008 yılı başlarında ülke ihtiyaçları doğrultusunda normal artış hızı gösteren elektrik enerjisi talebi, baş gösteren ekonomik kriz nedeniyle, yılın ikinci yarısından itibaren artış hızında düşme göstermiş ve Ekim 2008 ayı itibariyle de düşüşe geçmiştir. 2008 yılında 204 milyar kWh olarak beklenen yıllık elektrik üretimi 198 milyar kWh mertebe-sinde kalmıştır. Bu durumun 2009 yılında da devam etmesi beklenmektedir.

Ekonomik krizin bozduğu dengelerin enerji tüketimine yansımaları dikkate alınarak ya-pılacak yeni değerlendirme çalışmalarında, ülkemiz yenilenebilir enerji potansiyelinin kullanımına özellikle elektrik enerjisi uygulamaları için gerekli önem ve önceliğin veri-leceği beklentisindeyiz.

7.4. YARARLANILAN KAYNAKLAR

1. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Genel Enerji Planlama Çalışması 2004 2. Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi 2007–2008 Türkiye Enerji Raporu 3. Türkiye Elektrik İletim A.Ş. Genel Müdürlüğü APK Dairesi Başkanlığı Türkiye

Elektrik Üretim İletim İstatistikleri

4. Türkiye Elektrik İletim A.Ş. Genel Müdürlüğü APK Dairesi Başkanlığı Türkiye Elektrik Enerjisi Üretim Planlama Çalışması (2005–2020)

5. Türkiye Elektrik Enerjisi 10 Yıllık Üretim Kapasite Projeksiyonu (2008 – 2017), TEİAŞ-APK, Temmuz 2008

8. MEVZUAT

Türkiye’de, AB müktesebatına uyum sürecinde enerji piyasalarının serbestleştirilme-si ve yaratılacak rekabet ortamında enerji fiyatlarının düşürülmeserbestleştirilme-si, verimliliğin arttı-rılmasının temini yolunda geçmiş yıllarda başlatılan çalışmalar sürdürülmüş ve bu çalışmaların sonucu olarak hazırlanan 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu 2001’de yürürlüğe girmiş ve Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) kurulmuştur. Gelişti-rilmesine çalışılan rekabetçi elektrik piyasası ortamında Enerji ve Tabiî Kaynaklar Ba-kanlığı makro düzeydeki enerji politikalarını belirleyerek uygulayacak, EPDK ise 4628 sayılı Kanun’un kendisine verdiği yetkiler doğrultusunda piyasada rekabetin temini için düzenleme, denetleme, piyasa içi kontrol ve özel sektör kuruluşlarına piyasada faali-yet gösterebilmeleri için gerekli lisansların verilmesi ile takibi konularında faalifaali-yetlerini sürdürecek idi.

Ancak piyasayı düzenleyen kanunun temel felsefesini oluşturan “gerçek elektrik maliyetleri ve doğrudan sübvansiyon” gibi bazı temel düzenlemelerin zamanında uygulanmayarak ötelenmesi, Kanunda muhtelif tarihlerde ve 80’i aşan sayıda yapılan değişiklikler sonucunda piyasa mekanizmaları beklenen şekilde oluşturulamamıştır.

Elektrik sektöründe yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımını ve teşviklerini düzen-leyen yasal ve politik gelişmeler aşağıda özetlenmiştir.

8.1. YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARI İLE