• Sonuç bulunamadı

ADRESLİ MAKALE SAYISININ ARTIŞINA ETKİSİ

7.3 Genel Değerlendirme ve Yorum

UBYT Programı çerçevesinde 1997-2015 yılları arasında WoS’ta dizinlenen Türkiye adresli yaklaşık 157 bin yayının 285 bini aşkın yazarına 2015 cari fiyatlarıyla 124 milyon lira civarında parasal destek sağlanmıştır. Yıllık ödeme miktarları 2015 cari fiyatlarıyla son yıllarda 11-12 milyon lira civarında gerçekleşmiştir. WoS’ta dizinlenen Türkiye adresli yayın sayılarının son yıllarda hızla artması, çok yazarlı makale sayılarının nispeten artması ve yazarlara belirli bir miktarın altında ödeme yapılmaması, algoritmanın değişmesi vb. gibi nedenlerle desteklenen yayınların oranı %30’ların altına düşmüştür.

Toplam desteğin %97’si yayınların %93’ünü oluşturan makalelere harcanmıştır. Yaklaşık 146 bin makale için yapılan ödemelerin incelenmesi sonucu makalelerin dörtte üçünün toplam desteğin yarısını paylaştığı, makalelerin üçte ikisine 2015 cari fiyatlarıyla ortalama ödeme miktarından (826 lira) daha az ödeme yapıldığı ortaya çıkmıştır. Yazar başına ödeme miktarı ortalama 448 liradır. Makale başına ödeme miktarlarının teşvik verilen yazar sayısına bölünmesi nedeniyle çok yazarlı makalelerin yazarlarına yapılan ödemeler ortalama 250 liranın altına kadar düşmüştür.

Destek isteyen yazarlar açısından konuyu ele aldığımızda çoğu yazara (senede bir ya da iki kere) yapılan ortalama ödeme miktarlarının teşvik edici olmaktan çıktığını, hatta belki de giderek “caydırıcı” olmaya başladığını söylemek mümkündür. Destek miktarı üst sınırının son yıllarda makale başına 7500 liraya çıkarılmış olması ortalamanın altında destek alan çoğu yazar için bu durumu pek değiştirmemektedir.

Son yıllarda (2013-2015) makalelere verilen maksimum destek miktarları büyük ölçüde artırılmış, makale başına asgari teşvik miktarı 500 lira, yazar başına minimum ödeme miktarı 250 lira olarak belirlenmiş olmasına rağmen, ödeme istek başvurularının %30’u 501 liranın altındaki ödemeler için yapılmakta, bu başvurulara toplam ödeme miktarının %13’ü harcanmaktadır. Ortalama ödeme miktarından epeyce düşük olan 501 liranın altındaki bu ödemeler içinde hem etki puanı düşük dergilerde yayımlanan makaleler hem de etki puanı yüksek ama çok yazarlı makaleler bulunmaktadır.

Makale başına asgari teşvik miktarı uygulamasının nispeten daha az kaliteli dergilerde yayımlanmış, dergi nihai puanı çok düşük olan bir-iki yazarlı makale

yazarlarının lehine, çok yazarlı ama daha kaliteli dergilerde yayımlanmış makale yazarlarının aleyhine işlediği anlaşılmaktadır. Dergi nihai puanı 34’ün altında olan nispeten düşük kaliteli dergilerde yayımlanan çok sayıda makalenin yazarları belirlenen asgari teşvik miktarları ile özendirilmektedir.

Öte yandan toplam makalelerin zaten oldukça düşük bir yüzdesini oluşturan dergi makale etki puanı ortalamanın ve özellikle birin üzerindeki dergilerde yayımlanan çok daha kaliteli Türkiye adresli makalelerin yazarları biraz ihmal edilmektedirler. Bu tür dergilerin makale etki puanlarının dergi nihai puanına dönüştürülmesinde kullanılan formülde farklı alanlardaki dergilere ait makale etki puanlarının çarpık dağılımlarını yeterince dikkate alınmadığı anlaşılmaktadır. Özellikle makale etki puanı ortalamanın ya da birin üzerinde olan dergilere birbirinden oldukça farklı dergi nihai puanları atanabilmektedir. Buna Nature Index dergileri de dahildir. Ham dergi nihai puanları 50’nin üzerinde olan dergilere verilecek destek miktarları algoritmanın işleyişinden dolayı önemli ölçüde azalmaktadır. Başka bir deyişle, bu tür dergilerde yayımlanan makalelere verilen destek miktarları son derecede yetersiz kalmaktadır. Mevcut destek algoritmasının makale etki puanları dünya ortalamasının üstünde olan dergilerde yayımlanan tüm makalelere ortalamanın üstünde destek verilmesini sağlayacak şekilde iyileştirilmesi gerekmektedir.

Tam makaleler için asgari teşvik miktarı uygulamasının gözden geçirilmesi gerekmektedir. Makale etki puanı ortalamanın altında ve düşük kaliteli dergilerde yayımlanan makalelerin yazarlarını teşvik etmek yerine, makale etki puanı ortalamanın ve birin üstünde olan ve nispeten daha kaliteli dergilerde yayımlanan makalelerin yazarlarına daha yüksek miktarlarda destek verilmelidir. Son yıllarda WoS Türkiye adresli makalelerin giderek daha düşük oranlarda desteklenmesinin teşvik alan yazar başına ödenen miktarlara bakıldığında isabetli bir yaklaşım olduğunu daha önce belirtmiştik. Desteklenen makale oranının düşmesinde izlenen politika değişikliklerinden bağımsız olarak ödeme miktarlarının caydırıcı olabileceği de gözden uzak tutulmamalıdır.

Yazarlara yapılan ödemelerin ve müdahale analizinin sonuçları çarpıcıdır. UBYT Programının Türkiye’nin WoS adresli yayın sayısının artmasına etkisini azaltan nedenlerden birisi belki de bu “mikro” ödemelerdir. Ama başka nedenler de olabileceğini hesaba katmakta yarar vardır. Örneğin, Türkiye İstatistik

Kurumu (TÜİK) verilerine göre yüksek öğretim ve kamu sektörü tarafından 2015 yılında araştırma-geliştirmeye toplam 11,1 milyar lira ayrılmıştır (sırasıyla 8,8 ve 2,3 milyar lira). Bu miktarın tamamı doğrudan araştırmaya harcanmamış olsa bile UBYT Programı çerçevesinde 2015 yılında yazarlara verilen toplam desteğin (10,9 milyon lira) bu rakamın yaklaşık %1’ine karşılık geldiğini not etmekte yarar vardır.

Bu araştırmada desteklenen makalelerin tek tek kaliteleri ile ilgili herhangi bir veri kullanılmadığı için bu konuda yorum yapmaktan olabildiğince kaçınılmıştır. Bunun tek istisnası makale etki puanı birin üstünde olan dergilerde yayımlanan makalelerdir (bkz. 5.1). Ama makalelerin yayımlandığı dergilerin etki faktörlerine ya da makale etki puanlarına göre belirlenen makale başına ödeme miktarları şu ya da bu şekilde bir kalite göstergesi olarak alındığından destek verilen makalelerin büyük bir çoğunluğunun kalitesinin ortalamanın oldukça altında kaldığını kabul etmek gerekmektedir.

Öte yandan 2013’te UBYT Programının amacı “Türkiye adresli uluslararası bilimsel yayınların etki ve görünürlüğünün (kalitesinin) artırılmasıdır” şeklinde değiştirilmiş olmasına karşın desteklenen makale sayılarının 10 binler civarında kalması dışında bu amaç değişikliğini yansıtan, yayınların etki ve kalitesini artırmaya yönelik dikkate değer bir gelişme göze çarpmamaktadır. Son yıllara ait makale ödeme miktarlarının dağılımları önceki yıllardan pek farklı değildir. Aslında bu araştırmada elde edilen bulguların bir açıdan pek şaşırtıcı olduğu söylenemez. Çünkü 3. Bölümde çarpık dergi etki faktörü dağılımlarına dayanan ve yayın sayısını artırmaya yönelik teşvik uygulamalarının diğer ülkelerde de yayın sayılarını artırdığı ama genelde yayınların kalitesini düşürdüğüne ilişkin örnekler verilmiş, Türkiye’de de benzer bir durumla karşı karşıya olduğumuz not edilmişti. Dördüncü ve 5. Bölümlerde Türkiye adresli makalelere verilen destek miktarları incelenmiş, Fen Bilimleri ve Sosyal Bilimlerden seçilen üçer alandaki dergiler ile etki faktörü yüksek Nature Index dergilerinin etki faktörü ve makale etki puanlarının çarpık dağılımları ödeme verilerine dayanarak gösterilmiş ve bunun makale etki puanını temel alan mevcut destek algoritmasının işleyişine olumsuz etkileri ayrıntılı olarak irdelenmişti. Altıncı Bölümde ise Türkiye’de yayımlanan ve WoS’ta dizinlenen dergilere yapılan ödemelerin Türkiye adresli makalelerin yayımlandığı diğer dergilere yapılan ödemelerden daha düşük olduğu gösterilmişti.

San Francisco Araştırma Değerlendirme (Research Evaluation) Bildirgesinin (DORA) genel önerisi, etki faktörü gibi dergi bazlı ölçevlerin tek tek makalelerin kalitesini ölçmek ya da atama, yükseltme ve fon sağlama kararlarında araştırmacıların bireysel kalitesini değerlendirmek için kullanılmaması yönündedir (San Francisco Declaration, 2012).91 Dergi etki faktörlerini yayımlayan şirket (Thomson Reuters) bile etki faktörünün tek tek makalelerin kalitesini ölçmek için kullanılmasına karşıdır (Thomson Reuters, 2013’ten aktaran: Marx ve Bornmann, 2013).

Ama dergi etki faktörü gibi tek tek makalelerin kalitesini ölçmeyen ve yayın sayısına odaklı bireysel teşvik uygulamaları giderek artmaktadır. Bunun nedeni belki uygulama kolaylığı ile açıklanabilir. UBYT Programının yayın destek algoritması da (ilk birkaç yılki uygulama hesaba katılmazsa) başından bu yana dergi etki faktörüne dayanmaktadır. 2016’da uygulanmaya başlanan ve bütün öğretim elemanlarını kapsayan Akademik Teşvik Ödeneğinin uluslararası yayınlarla ilgili kısmı da büyük ölçüde atıf dizinlerinde listelenen dergilere (ve dolayısıyla dergi etki faktörüne) göre saptanmakta, hatta etki faktörü olmayan dergilerde yayımlanan makaleler de desteklenmektedir. Yani 2016’dan itibaren Türkiye adresli yayınların üçte birinden fazlasına hem UBYT Programı desteği hem de akademik teşvik ödeneği verilmeye başlanmıştır. Ama yayınlar arasında ayrım yapılmadan verilen destekler yayın sayılarını artırsa bile hedeflenen sonuca ulaşmak için yeterli olmamaktadır (bkz. 3. Bölüm).

Bu tür destek programlarının amacı yalnız yayın sayısını artırmak değil, 2013 yılı UBYT Programı Uygulama Esaslarında da belirtildiği gibi, bilimsel yayınların etkisini ve kalitesini de artırmaktır. Desteklenen yazarlar açısından küçük küçük ödemeler tatmin edici bulunsa bile program hedeflerinden sapmalara müdahale edilmesi gerekmektedir. Aksi takdirde teşvik uygulamalarının işlevi yazarlara ya da akademisyenlere küçük miktarlarda kaynak aktarmakla sınırlı kalmakta, bilimsel yayınların etkisi ve kalitesinde ise pek bir gelişme olmamaktadır.

Türkiye hem akademik yayın sayısı hem de bu yayınların kalitesi (atıf sayısı ve atıf etkisi) açısından “halen nüfus ve ekonomik ölçek bakımından kendisinden küçük birçok ülkenin gerisinde”dir (Çetinsaya, 2014, s. 128). UBYT

91 2012 yılında yayımlanan bu bildirgeyi imzalayan 900’ü aşkın kuruluş arasında Bilimler Akademisi dışında henüz Türkiye’den herhangi bir kurum ya da üniversite bulunmamaktadır.

Programı verilerine dayanan bulgular yıllardır çeşitli araştırmalarda ortaya çıkan ve önceki YÖK Başkanının yükseköğretim “yol haritası”nda da vurgulanan Türkiye adresli yayınların “niteliğine ilişkin soru işaretlerini” artırmaktadır (Çetinsaya, 2014, s. 184).

Aslında bu soru işaretlerinin varlığı yıllardır bilinmektedir. Ampirik verilere dayanan araştırma sonuçlarına göre Türkiye adresli uluslararası makaleler giderek atıf etkisi nispeten daha düşük dergilerde yayımlanmaktadır (bkz. 3.4.1). Nitekim Türkiye adresli makalelerin önemli bir yüzdesini oluşturan ve 1997-2015 yılları arasında UBYT Programı desteği verilen makalelerin ödeme verilerine dayanan bu araştırmanın bulguları da daha önceki bulguları doğrulamaktadır. Yeri gelmişken, Türkiye adresli makalelerin niteliğine ilişkin soru işaretlerinin kaynağının yıllardır üniversitelerde uygulanan ve yayınların kalitesinden çok niceliğine önem verilen akademik atama ve yükseltme ölçütlerinde aranması gerektiğini bir kez daha vurgulamakta yarar vardır (Tonta, 2014b). Yayınların niteliğini göz ardı eden, içeriğinden çok nerede yayımlandığını dikkate alan akademik yükseltme ölçütleri tek tek üniversitelerin ve TÜBİTAK’ın yayın destek politikalarını etkilemektedir. Yayın sayısını öne çıkaran bu yaklaşım bilimi de öldürmektedir (Şengör, 2014). Oysaki bilim, “zarfa değil mazrufa bakılarak değerlendirilmeyi hak etmektedir” (Zhang, Rousseau ve Sivertsen, 2017). İlginçtir, yayınların niteliğine ilişkin bütün bu soru işaretlerine karşın, genel olarak bulunduğumuz noktadan herhalde “memnun” olmalıyız ki bu yayınlar 2016’dan itibaren bir de akademik teşvik ödeneği ile ödüllendirilmeye başlanmıştır. Oysaki üniversitelerde sadece etki faktörü çok düşük veya usulsüzlük yapıldığı gerekçesiyle daha sonra atıf dizinlerinden çıkarılan dergilerde akademik yükseltme ölçütlerini karşılamaya yetecek birkaç makale yayımlayarak akademik kariyer yapan azımsanmayacak sayıda öğretim üyesi olduğu bir gerçektir.92 Bu gibi durumlar akademik yükseltme jürilerinde,

92 Bu dergilerden en bilineni Türkiye’de yayımlanan Energy Education Science and Technology (ENERGY EDUC SCI TECH) dergisidir (Al ve Soydal, 2012; Krauskopf, 2013). Bu dergi, yeni yayımlanan makalelerde gene aynı dergide daha önce çıkan ilgisiz diğer birçok makaleye atıf yapılması sağlanarak kısa sürede atıf etkisi en yüksek dergiler arasına girmeyi “başarmış”tır. Ama daha sonra durum fark edilerek bu dergide çıkan makalelerin atıf dizinlerinde listelenmesine son verilmiştir. Fakat UBYT Programı çerçevesinde, örneğin, sadece 2012

akademik teşvik ödeneği ve TÜBİTAK UBYT Programı destek başvurularında muhtemelen pek sorgulanmamaktadır.

Üniversitelerde uygulanan bu politikalar bazı yayıncılar tarafından kötüye kullanılmakta ve düşük makale işlem ücretleri karşılığında sözde hakemli dergiler yayımlanmaktadır. Buna bağlı olarak bazı akademisyenlerin davranışları da “değişmeye” başlamıştır. Son zamanlarda akademik yükseltme için gereken atıf dizinlerinde listelenen dergilerde yayın yapmış olma şartını kurallara uygun olarak ama kanımızca pek de etik sayılamayacak bir biçimde yerine getiren ve bunun için hem akademik yükseltmeyle hem de akademik teşvik ödeneği ve TÜBİTAK yayın desteğiyle ödüllendirilen yeni bir akademisyen grubu ortaya çıkmıştır. Bu durum bilimsel iletişimin işlevi ve bilimsel yayıncılık normları konusunda biraz “naif” olmaktan da kaynaklanıyor olabilir. Ama sonuçta Türkiye’nin kısıtlı kaynaklarının bir kısmı kalitesi kuşkulu dergi yayıncılarına aktarılmış olmaktadır. Yürürlükteki politikalar Türkiye adresli yayınların kalitesini olumsuz etkilemektedir. Daha da önemlisi, bu politikalardan üniversitelerde verilen eğitimin ve yapılan bilimsel araştırmaların kalitesi de olumsuz etkilenmekte ve Türkiye’nin bilimsel ve ekonomik gelişmesi sekteye uğratılmaktadır.

Oysaki yayın teşvik uygulamalarının amacı Türkiye’nin bilimsel ve ekonomik gelişmesinin hızlanmasına katkı sağlamaktır. YÖK’ün akademik yükseltme ölçütlerinin, YÖK akademik teşvik ödeneği uygulamasının ve TÜBİTAK UBYT Programının da temel amacı budur. Son 20 yıldır izlenen politikalar Türkiye adresli toplam yayın sayısının artmasını sağlamış olabilir. Ama yayınların etkisi ve kalitesi açısından arzu edilen hedeflere ulaşılamadığı açıktır. Uluslararası atıf dizinlerinden Scopus’ta listelenen dergilerde 2010-2014’te yayımlanan Türkiye adresli her beş yayından sadece birisinin atıf etkisi dünya ortalamasının üstündedir (Kamalski ve diğerleri, 2017, s. 398). Türkiye’de bilimsel araştırmaların ve bilimsel yayınların kalitesini artırmak için köklü değişiklikler yapılmadığı takdirde Türkiye’nin toplam yayın sayısı artmaya devam edebilir. Ama aynı politikaları izleyerek atıf etkisi ve dolayısıyla kalitesi dünya

yılında bu derginin A ve B kısımlarında yayımlanan Türkiye adresli 452 yayının yazarlarına cari fiyatla toplam 187.850 lira ödeme yapılmıştır (Kaplan, 2013, slayt no. 8 ve 9).

ortalamasının üzerinde olan yayınların oranını artıramayacağımız gerçeğini artık kabullenmemiz ve bu sorunu çözmek için bir an önce yeni politikalar geliştirmemiz gerekmektedir. Türkiye’nin bilimsel gelişmesine ve ekonomik kalkınmasına katkı sağlamanın en etkili yöntemlerinden birisinin üniversitelerde yapılan bilimsel araştırmaların ve yayınların etkisini ve kalitesini artırmak olduğu unutulmamalıdır.