• Sonuç bulunamadı

4.2. Araştırma Soruları ve Problem Cümlelerine İlişkin Bulgular

4.2.5. Gelinin Görevleri Nelerdir?

Araştırmaya katılan katılımcıların “Sizce gelinin görevleri ya da yapması gerekenler nelerdir?” sorusundan ne anladıklarına bakıldığında benzer cevaplar verilse de farklı cevaplara da ulaşılmıştır. Katılımcılar bu soruya cevap verirken kendilerine özgü yorumlamalar yapmışlardır. Tüm katılımcılar açısından gelinin görevlerinin ya da yapması gerekenlerin neler olduğu sorusuna karşılık akla gelen cevaplar benzer iken, bunu kendilerince farklı şekillerde de ifade etmişlerdir.

Bir gelinden aradaki bağları koparmaması, en azından mevcut bağı devam ettirmesi dışında pek de bir şey beklenilmemektedir. Çünkü gelinlerin kendi bildikleri doğrultuda hareket ettikleri kayınvalidelerin de bu duruma ses çıkarmadıkları, çünkü zaten bir söylemde bulunsalar da sözlerinin dinlenmediği ifade edilmektedir. Kayınvalideler günümüz gelinlerinden hiçbir şey beklemediklerini, bir şeyi yapıp yapmamak noktasında kendi tercihleri olduğunu düşünmektedirler.

“Gelinin kendi evi olduğu için ben ondan hiçbir şey beklemedim, beklemiyorum da.

Yanaşmıyorlar, gelmiyorlar da. Gelseler de misafir gibi “anne biz geleceğiz”

diyorlar, sen hazırlığını yapıyorsun, geliyorlar, yiyorlar, içiyorlar, kalkıyorlar, gidiyorlar. Biz bir evlendik, evde kaynana kaynata var, sonra onun kaynanası kaynatası var, dede var, babaanne var, görümce var, kayın var. Köy işi ahırda on tane inek var. Şimdiki gibi pazardan, bakkaldan bir şey gelmiyor. Çok çileler çektik.” (62 yaşında, K8)

“Bağlılık, gidip-gelip görüşmek. Gelin bildiğini yapar, bilmediğine ben hiç ses etmem. Ben gelinimi kızım gibi mutlu görmek istiyorum. Bir sınırı yok. Yardım edebiliyorsa gelsin yardım etsin ama ben bunların hiçbirinde mecbur tutmam. O gönlünden ne isterse onu yapsın. Hiçbir şeye mecbur etmem çünkü onun bu hakkı var.” (68 yaşında, K14)

114 Fakat şimdilerde ise iş yapmak bir kenara, aranıp hallerinin hatırlarının sorulmadığı, anne-babanın ziyaretine gelinmediği noktasında sitem içeren ifadeler kullanılmaktadır. Aslında önceden bütün aile birlikte oturmaktayken günümüzde evler ayrılmıştır bunun da aradaki iletişimi zayıflattığı ve aile bireylerinin birbirlerinden uzaklaşmasına sebep olduğu verilen yanıtlardan anlaşılmaktadır.

“Arayıp sorması, saygı göstermesi, ben onu çok seviyorum onun da beni sevmesi.”

(49 yaşında, K3)

“En azından haftada bir ya da ayda bir gelseler, ne yapıyorsunuz deseler, bir güler yüz gösterseler öp başının üstüne koy. Mesela bir çay yapsa, bir hal hatır sorsa.

Bekliyorum da bekleyemiyorum çünkü çalışıyorlar.” (62 yaşında, K12)

Özellikle de büyükler, bir gelinden kendilerine hizmette kusur etmemesini, gönüllerini kırmamasını, her ne kadar öz anne-baba olmasalar da kendilerinin de öz anne-baba kadar sevilip sayılmalarını istemektedirler. Evlendikten sonra gelin bir anlamda kayınvalidesinin gelinlik rollerinin bir varisidir. Gelin kayınvalidesinin o zamana kadar üstlendiği tüm sorumlulukları üstlenmekte, işlerin yeni taşıyıcısı konumuna geçmektedir.

“Kayınvalideye kayınpedere hizmet etmek, onların gönüllerini hoş tutmak. Çünkü zaten kayınvalide gelin aldığı için ondan yana bazı beklentiler içine girer. Bir de eşinin ailesi olduğu için onları da kendi anne ve baban gibi görmelerini isterler.”

(45 yaşında, K13)

“Büyüklerine itaat, marifet, yemek yapmak, yedirmek, içirmek, büyüklere hizmet.”

(73 yaşında, K21)

Yakın geçmişe kadar her işin bir insanın el emeğine bağlı olduğu zamanlarda yoksulluğun, zahmetin daha çok olduğu ve bu durumun da yaşam tarzına ne şekilde yansıdığı ifade edilmektedir. Ekmek yapmaktan tarladaki işlere koşmaya, çocukları yetiştirmekten hayvanlara bakmaya kadarki tüm işlerden gelin sorumlu tutulmaktadır. Yaşanılan yoksulluğun ve çekilen zahmetin hiç unutulamadığı dile getirilmektedir.

“Yine kaynanam sabah olunca çağırırdı. Kalk, hamur teknelerin taştı diye.

Kalkacaksın o hamurları tekneye koyacaksın, pişireceksin. Her gün. Ahıra gideceksin, hayvanlara bakacaksın. Çocuğun ağlıyor geride çocuğuna bakacaksın.

Bezini değiştireceksin. Çocuk bezi de yoktu eskiden. Ha bu eteklerin ucundan kıyısından yırtardık. Etekler de hep yama, yama. Kahvaltı hazırlayacaksın. Çok zahmetler çektik. İnsan zahmetleri unutamıyor. Eskiden yoksulluk çoktu.” (65 yaşında, K19)

“Her şey bekleniyordu. Evde ev işlerini yapmak senden bekleniyordu. Geleni gideni karşılamak senden bekleniyordu. Bir yere ya da bahçeye falan gidilecekse gelsin

115 isterlerdi. Bizim zamanımızda makinalar falan yoktu. O zaman her şeyi elle yapıyordun.” (54 yaşında, K22)

“Beyine hizmet etmek. Evinde-ocağında çoluğuna çocuğuna hizmet etmek. Yemeğini-ekmeğini yapmak, temizliğini yapmak. Büyüğüne saygı duymak.” (70 yaşında, K29)

“Bütün her şey gelinin göreviymiş gibi kabul edilir. Ev işi, koca, çocuklar, kaynana-kayınbaba, görümceler, kayınlar, varsa evdeki diğer büyüklerin bakılması.” (48 yaşında, K32)

Kayınvalide ve diğer bireyler gelinden evlenmeden önce kendi anne-babasına karşı nasıl bir yaklaşım sergiliyorsa ve evde hangi işleri yapıyorsa gelin olduktan sonra da bu eylemlerini eşinin ailesi ve evleri için de yapması beklenmektedir.

Gelinin, gelin olduğunun farkında olup ona göre hareket etmesi gerektiği ifade edilmektedir. Yani o evde üzerine düşen sorumlulukları bulup onları yerine getirerek kendisini sevdirme ve kabul ettirme gayreti içerisinde olmasının gerekliliği dile getirilmektedir.

“Bir gelinin görevleri hemen hemen bir baba kapısında yaptıklarıyla eşdeğerdir.

Belki baba kapısında naz vardır falan ama gelinin eşine karşı olan sorumlulukları, kayınvalidesine karşı sevgi ve saygı. Hoşgörü olduğu zaman gelin o hayatı güzel bir şekilde yaşar ve yaşatır. Gelin, gelin olduğunun bilincinde olacak. Yani ben bu eve gelin geldim, ben bu evde ne yapabilirim, bana bu evde düşen şey nedir, kendimi nasıl kabul ettirebilirim; ama bu konuda da öyle aşırıya gitmenin hiç anlamı yok.

Baba kapısından nasıl dimdik çıktıysan, koca kapısına da dimdik gireceksin ki senin orda bir elif misali varlığını hissedecek kocanın ailesi. Kocanın ailesi seni sevecek, seni kabullenecek. Ama gelin de hizmetiyle, hürmetiyle, tatlı diliyle, evde büyüklerine yardım ederek kendisini hissettirecek. Ama karşısındakinde o kulak, o his yoksa yapacak hiçbir şey yok.” (44 yaşında, K23)

Bir gelinden öncelikli olarak beklenen özellik saygılı olmasıdır. Evin içine dâhil olan her işin kadının sorumluluğu altında olduğu; bununla birlikte çocukları yetiştirme, koca ile aradaki iletişim durumu hep kadının yapması gereken eylemler olarak görülmektedir. Aslında bir evde kadın kilit noktasıdır ve yuvanın da kocanın da çocukların bakım hizmetleri ona ait olarak kabul edilmekte ve beklenilmektedir.

Kadına dışarısı değil, evin içi yakıştırılmakta; onun asıl yerinin evin içi olduğu savunulmaktadır.

“Saygılı olmasını beklerim. En çok beklediğim şey saygıdır. Mecbur kalmadığım sürece yapabileceğim bir şeyi yaptırmam. Ama mecbur kaldığımda da yardımcı olmasını isterim.” (54 yaşında, K18)

“Saygı, sevgi. Başka bir şey isteyemezsin ki. Beni sevmese bile saygı duysun.” (63 yaşında, K24)

“En başta saygılı olmalı. Bu saygı, her konuda. Evinin içindeki bütün işler, düzen, eşiyle arasındaki muhabbet, çocuk yetiştirme, aile arasındaki iletişim hep ondan

116 sorulmalı. İşlerde de gücünün yetmediği yerlerde kocasından yardım istemeli. Hani hep denir ya “yuvayı dişi kuş yapar” diye işte o hesap. Bir çocuk babasından daha çok annesinden eğitim alır. Yani temel olarak kadın yuvasından ve yuvasının içindeki her şeyden sorumludur. Kadına yakışan, evinin içidir. Bunları yaparsa görevini tamamlamış olur.” (38 yaşında, K30)

“En başta saygıdır, sevgidir. Saygını, sevgini göstermen gerekir. Eğer büyüklere karşı saygılı olmazsan, onlara hizmet etmezsen onlar zaten seni gelin olarak bile görmezler, seni gelinim diye göstermezler.” (37 yaşında, K33)

“Büyüklerine saygı göstermek, en önemli şey bu. Ne yaparsan yap, saygı göstermiyorsan bunun bir önemi yok.” (47 yaşında, K35)

Katılımcılardan gelinlerinden bir şey beklemediklerini, ama eğer gelinlerinin kendileri eylemde bulunmak isterlerse o zaman da bir şeye karışmadıklarını ifade eden yanıtlar alınmıştır.

“Hiç bir şey demem de beklemem de. Sadece surat asmasın. Arkamdan konuşmasın.

Hiçbir zaman da bu gelindir onu dışlayayım düşüncesinde de hiç olmadım.” (60 yaşında, K9)

“Ben kendi elim ayağım tuttuktan sonra gelinimden şunu yapsın diye beklemem.”

(67 yaşında, K15)

“Ben gelinime diyorum ki, ben sizden kolay kolay bir şey istemem. Şunu yapın, bunu yapın demem. Ama dediğim zaman da eğer lafım ger kalırsa çok üzülürüm. Eğer ki ben sizden bir şey istiyorsam, bilin ki o benim için çok önemli.” (54 yaşında, K25)

Mülakata katılan katılımcıların, “Sizce gelinin görevleri nelerdir?” sorusuna verdikleri cevaplara bakıldığında kayınvalideler gelinlerinden; hürmet görmek, kendi anne babaları olmasalar da onlar gibi sevilip sayılmak, kendilerine hizmette kusur etmemek, aranıp sorulmak, gelip gidilmek, tatlı dilli güler yüzlü olmak, çocuğuyla ve eşiyle iyi geçinmek ve itaat etmek gibi eylemleri beklemektedirler. Bir de gelininden gerçek anlamda hiçbir şey beklemeyen kayınvalideler bulunmaktadır.