• Sonuç bulunamadı

Gedik Sistemi

Belgede Kara Kemal ve Esnaf Cemiyetleri (sayfa 149-152)

3. Konunun Sınırları ve Kaynakları

3.2. Lonca ve Gedik

3.2.2. Gedik Sistemi

Loncalar iş hayatında yer değişikliklerine müsaade etmeyen yapılardı. Gedikler de iştigal edilecek alanda iş yapabilme ve o alana mahsus ürünü üretme ve satma yetkisi veren alametler olarak karşımıza çıkmaktadır.606 Resmi ifadesine ilk olarak III. Ahmet döneminde rastlanılan gedik, bu hakkı elde edenlerin iştigal

602 Sakaoğlu-Akbayar, a.g.e., s.27. 603 Yerman-Ağaoğlu, a.g.e., s. 13. 604 Sakaoğlu-Akbayar, a.g.e., s. 35-37. 605 Ölmez, a.g.e., s. 66-67.

ettikleri faaliyeti başkalarının icra edememesi yönünde bir tekel hakkı hüviyetine sahiptir.607

Gedik sistemi bazı kaynaklarda her ne kadar lonca teşkilatının dönüşen bir yapısı olarak değerlendirilse de esasında lonca teşkilatının işlerliğinin günün koşullarınca değişimi olarak karşımıza çıkmaktadır. XVI. yüzyılda fetihlerin azalması ve buna bağlı olarak da ganimetin azalması askerlerin gelirlerinin kaybı sonucunu doğurmuştur. Devlet de bu noktada yeniçerilere ve sipahilere esnaflık edebilme imkânı tanımıştır. Bu durum, esnaflığı bilmeyen ve ticareti tanımayan bir zümrenin çıkmasına sebep olmuştur. Askerlerin esnaflık sırasında kural ve kaide gözetmeden iş alanlarına girmeleri, kaba kuvvete başvurmaları ticaret kültürünü bozmuştur. Bu gelişmeler, gedik sistemi yani bir iş kolunu yürütecek kişiye verilen tekel ve imtiyaz hakkının uygulanma altyapısını oluşturan bir etken olmuştur.608

Gedikler, esnafın hukuki güvencelerle iktisadi haklar elde ettiği bir sistem olup bu sürece devleti de ortak ederek geliştirilmeye çalışılmıştır. Gedik uygulaması esasında resmi olmayan bir şekilde sürmekteydi. Esnafın kontrolü dışında çıkınca esnaf bu sürece devleti de dâhil ederek bir onay mekanizması anlamında, gedik uygulamasını resmileştirmiştir.609 Ergin, gedik sistemini, üretim imtiyazı ya da sanat tekelini kapsayan, bir işi başkasının yapmaması ya da satacağı bir şeyi başkasının satmaması ayrıcalığı veren ve otorite tarafından verilen bir ayrıcalık olarak tanımlamıştır.610

Gedik sistemi, XVII. yüzyılın yarılarından itibaren hem devletin üretim ve fiyat politikalarına hizmet etmek hem de esnafın menfaatini temin etmek için doğan tekel üretim sistemidir. Üretim ve fiyatlara ilişkin amacı hem esnafa hem de devlete hizmet ederken, tekel üretim sistemi ise devletin yıllardan beri gerçekleştirdiği bir sistem olup hukuki bir güvenceye dönüşmüştür.611 Gediklerin temeli İslam

607 Uçma, a.g.e., s 53. 608 Uçma, a.g.e., s 56. 609 Kala, a.g.e, s. 68-69.

610 Osman Nuri Ergin, Mecelle-i Umur-ı Belediyye, C. 2, İBB Kültür İşleri Daire Başkanlığı Yayınları, İstanbul, 1995, s. 635.

hukukunda da yer alan süknâ612, girdar613 veya huluv614 denilen tasarruf haklarına dayanmaktadır.615

Gedik usulünde belirli bir sahadaki dükkân sayısı ne artırılır ne de azaltılabilirdi, kapanmamış bir halde yer değiştirmesi dahi devlet izni ile gerçekleştirilebilirdi.616 Gedik uygulaması bir nevi loncaların dükkân sayılarının dondurulmasıdır.617

Esnafın faaliyet gösterdiği mekânların çoğu vakıf malıydı. Eskiyen bu binaların onarım ve bakım işini üstlenen esnaf buna mukabil kiracılık hakkı almıştır. Bu hakkı alan esnafın o dükkâna kurduğu üretim tertibatına gedik, dükkâna gedik mülkü, kiraya da mülk bedeli denilmektedir.618 Gedik tabiri, faaliyetin icra edildiği dükkân ve faaliyet için gerekli olan dükkândaki tertibat anlamına kavuşmuştur. Gedikler, sabit bir yerde olan ve erbabına başka mahalde aynı faaliyeti yapma imkânı vermeyen dükkân, mağaza gibi müstakil gedikler ve şahsa ait olup her mahalde faaliyetinin icrasını sağlatan havai gedikler olmak üzere iki çeşittir.619

Gedik ustası öldüğünde işyeri mirasçısına devrolunur. Ölen gedik sahibinin herhangi bir mirasçısı yoksa veya mirasçıları başka bir meslek erbabı ise eğitimde yeterliğini vermiş bir kalfaya dükkân ve ekipmanlar devredilir ve yeni sahip de ilgili ücreti ve dükkân peştamallık620 bedelini mirasçılarına öderdi. Ödeme gücü yoksa sandıktan borç temin edilerek bu işlem gerçekleştirilirdi.621

612 Süknâ: Bir malın menfaatinden, o malın içerisinde bulunarak yararlanma, bir malı doğrudan kullanma yetkisi. Bk. Hacı Mehmet Günay, “Süknâ”, TDV İslâm Ansiklopedisi, C. 38, TDV İslâm Araştırmaları Merkezi, İstanbul 2010, s. 48-50.

613 Girdar: Kirdar olarak da telaffuz edilen bu hak rayiç kira bedeli ödendiği ve zarar verilmediği sürece yararlanılan şeyin kullanıcısında kalmasını sağlayan hak. Bk. Cengiz Kallek, “Kirdâr”, TDV

İslâm Ansiklopedisi, C. 26, TDV İslâm Araştırmaları Merkezi, Ankara 2002, s. 61-62.

614 Huluv: Bir gayrimenkulün mülkiyeti üzerinde, gelir getiren bir faaliyet için verilen bakı yahut başka bir meblağ karşılığında edinilen hak. Bk. Ahmet Akgündüz, “Gedik”, TDV İslâm Ansiklopedisi, C. 13, TDV İslâm Araştırmaları Merkezi, Ankara 1996, s. 541-543.

615 Sakaoğlu-Akbayar, a.g.e, s.27. 616 Koçu, a.g.e, s. 12.

617 Sakaoğlu-Akbayar, a.g.e, s.27. 618 Sakaoğlu-Akbayar, a.g.e., s.27. 619 Yerman-Ağaoğlu, a.g.e, s. 21-22.

620 Peştemallık: dükkân alım satımında, bir çırağın ustalığa terfiinde yahut birini faaliyete intisap etmesinde ödenen bedel. Bk. Ergin, Umur-ı Belediyye, C. 1, s. 497.

Gedik düzeni ekonomik anlamda çok başarı gösterememiştir. Hammadde sahibi tüccar ile narh uygulayan devlet arasında bir sıkışıklık vuku bulmuştur. Bu sıkışıklıktan doğan kriz esnafın kuralları çiğnemesine sebep olmuştur. Üründeki kaliteyi düşüren esnaf aynı zamanda narhı atlamak için fırsatları da kaçırmamıştır.

III. Selim zorunlu gıdalar dışında kalan alanlarda tekel haklarını kaldırmıştır. Fakat burada esnaf direnişiyle karşılaşmıştır. Esnaf birtakım boykotlar organize etmiştir. II. Mahmud döneminde ise ithal malları hamallar gediği taşımamıştır. Yeniçerilerden de güç alan esnaf, boykotu yağmaya kadar götürmüştür. Yeniçeri ocağının kaldırılmasıyla gücünü kaybeden gedik esnafı Tanzimat’ın ilanıyla birlikte iyice etkisizleşmiştir. Önce imtiyazları sınırlanan gedikler, daha sonra tekel hakları elinden alınmıştır. II. Meşrutiyet döneminde ise tamamen kaldırılmışlardır.622

Belgede Kara Kemal ve Esnaf Cemiyetleri (sayfa 149-152)