• Sonuç bulunamadı

GAZETENİN “NASİHAT” ADINI ALMASI

I. GAZETEYİ TANITMA VE DEĞERLENDİRME

I. 3. GAZETENİN “NASİHAT” ADINI ALMASI

Öğüt kapanmıştı ama yerine 27 Ocak 1920

günü “Nasihat” yayınlanmıştı. Ne var ki pedalla basıldığı için boyutu küçülmüştü. Kâğıt iyi değildi. Konya çarşısındaki helvacı dükkânlarından kimi beyaz, kimi sarı veya yeşil ambalaj kâğıtları toplanmış, bunlar kesilmiş, gazete kâğıdı olarak kullanılmıştı. Gazetede (idarehane) adresi olarak yalnızca (Konya’da Nasihat Evi) yazılıydı. Bu ev neredeydi? Gazete nerede basılıyordu? Kimse bilmiyordu. Öğüt İtalyanlar tarafından kapatılıncaya kadar 248 sayı çıkmıştı. Nasihat gazetesi Öğüt’ün devamı olduğunu göstermek için (sayı:1–249) diyerek nüsha sayısını günlük olarak devam ettirmişti.

Öğüt’ün İtalyanlar tarafından kapatılması olayını

Ankara Müdafa-i Hukuk Heyet-i Temsiliyesi namına Atatürk İstanbul’da ki işgal kuvvetleri komutanına telgraf göndererek devamlı protesto ediyor, gazetedeki İtalyan işgalinin kaldırılmasını aksi halde üzücü olayların doğabileceğini kesin bir dille bildiriyordu. Sonuç alınmış İtalyanlar, Öğüt gazetesi idarehanesini

5 Şubat 1920 günü boşaltmışlardı. Nasihat gazetesi 6 Şubat 1920 tarihli sayısında bu haber iri puntolarla, (Öğüt Matbaası ve İdarehanesi Dün İtalyanlar Tarafından Tahliye Edildi.) başlığı ile 9 Şubat 1920 tarihli nüshasında (Okuyucularımıza) başlığı ile şu haberi yayınlıyorlardı:

(Matbaamızı darmadağınık ve harap halde teslim aldık. Her şeyi yerli yerine koyup noksanları telafi etmek için birkaç günlük çalışmaya ihtiyaç vardır. İnşallah pek yakında gazetemizi yine eski hacminde, fakat daha itinalı ve zengin münderecatla

neşretmeye başlayacağız. Muhterem okuyucularımızın, bu meşru mazeretimizi nazarı

dikkate alarak bizi birkaç gün daha bu şekilde intişarından dolayı mazur göreceklerini ümit ederiz.

Atatürk Öğüt işgalinin kaldırıldığını, Öğüt ün yerine Nasihat gazetesinin çıkarılmakta olduğunu Konya da ki 12. kolordu komutanlığına ve ilgililere aşağıdaki 10 Şubat 1920 tarihli şifre ile duyurmuştu:

Şifre Ankara,10.2.36 (1920)

(Tamim Rauf Bey’e de 12.Kolordu’dan) ……….Tarihli tamime zeyildir:

Bir suretinin heyet-i merkeziyelere itası rica olunur. Yapılan mütemadi teşebbüsat ve tezahürat-ı vatanperverine ile İngiliz generali Milne’nin emri ile İtalyanlar tarafından işgal olunan muvaffakiyet hâsıl olmuştur. Öğüt gazetesi hükümetçe tatil edildiğinden mezkûr matbaada “Nasihat” namıyla bir gazetenin neşrine başlanmıştır.

Heyet-i Temsiliye namına Mustafa Kemal

Nasihat,17 Şubat 1920 tarihine kadar 23 sayı yayınlamış,17 Şubat 1920’de yerini tekrar Öğüt’e vermiştir. Abdulgani Ahmed, İstanbul’dan yeni bir baskı makinesi, yeni kurşun harfler getirdiği için bu dönemde Öğüt 2 sayfa, fakat daha büyük çıkıyordu. O

günkü (Sus Hayır Susmayacağım) başlıklı başyazısında şunları yazıyordu:

(Matbuat, bir milletin ortasında yükselmiş bir kürsü- i ibadettir ki o millete bütün meseleleri, bütün ilimleri, bütün ihtiyaçları o kürsüden hitap eder.

Matbaasız, daha doğrusu hürriyet-i matbuatsız bir millet, dilsiz, sağır ve kör bir insan gibidir. Ne seslenebilir, ne görür, ne işitir.

Öğüt, maruz kaldığı tecavüz neticesinde vakıa pek

büyük maddi zararlara duçar oldu. Fakat milletin kendisine gösterdiği alaka ve samimiyetin kıymeti takdir edilmeyecek derece büyük, pek büyük bir manevi mükâfattır…)

Baskın olayı ve bu olay sırasında Öğüt’ün daha bir yürekli davranışı, Atatürk’ün olayla yakın ilgilenmesi, bir hafta sonra İtalyanların adeta özür

1920 tarihli sayısında İtalyanların (geldikleri gibi gittiklerini), Konya’yı terk ettiklerini sevinçle bildirirken, daha daha sonra 16 Mart 1920’de İstanbul’un İtilaf Devletleri tarafından işgalini üzüntüyle okuyucularına duyuruyor, bu işgali protesto etmek için 22 Mart 1920 günü Konya- Alâeddin Tepesinde yapılacak mitinge halkı davet ediyordu. Miting bir heyecan dalgası halinde şehri sarmış, Öğüt Sivaslı Ali Kemal ve müdafaa-i hukuk cemiyeti üyesi Refik Koraltan’ın konuşmalarını baş sayfalarında vermişti. Bundan sonra Ankara da açılacak olan Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne seçilecek milletvekilleri konusuyla yakından ilgilenmeye başladı. Öğüt artık açıktan açığa Kuvay-ı Milliye taraftarı olduğunu bildiriyor, Ankara’dan aldığı telgraf haberlerini ve genelgeleri sayfalarına olduğu gibi alıyordu.

İtalyan mangası Öğüt matbaasına girerek, arta kalan birkaç harf kasasını devirmiş, götürülmeyen büyük baskı makinesini tahrip etmişti. Olay kısa sürede şehre yayılmış, halk matbaanın bulunduğu

Şems caddesini doldurmuştu. Herkes üzgün ve heyecanlıydı.

Gazetenin sahibi Abdülgani Ahmed (Doyran), Müdafa-i Hukuk cemiyeti Konya heyeti merkeziye başkanı Sivaslı Ali Kemal Hoca’ya giderek olup biteni anlatmış, matbaasının bir bölümünü kaçırdığını istenirse, hemen bir gazete daha çıkarabileceğini söylemişti. Sivaslı Ali Kemali bir protesto mitingi yapmayı da düşünüyordu. Konuyu bir de Vali Suphi Bey e açmayı uygun buldu. Konya Valisi Suphi Bey gazete çıkarma ve miting yapma konusunda bir şifre hazırlayarak ne yapılması lazım geldiği hususunda Ankara’da Müdaafa-i Hukuk Heyet-i Temsiliye reisi Mustafa Kemal Paşa’ya acele bir telgraf gönderdi. Birkaç saat sonra telgrafın cevabı alınmıştı. Atatürk telgrafında şu emri veriyordu:

Konya Valisi Suphi Beyefendiye, 26 kanun 36 tarih ve 45 numaralı tahriratın cevabıdır:

İngilizlerin avam kamarasının küşadından evvel Türkiye’de birtakım vakayı-a sebebiyet vererek kendi parlamentolarına bir izzeti-nefis meselesi şeklinde emri vaki kabul ettirmeleri ihtimali bulunduğundan avam kamarasının küşadına kadar ihdasına çalıştıkları hadisata meydan verilmemesi düvel-i mütellifeden bazılarını mümessilleri tarafından rica edilmekte olduğu cihetle Öğüt matbaasının işgali ve gazetenin tatili meselesinde kuvve-i cebriye istimal edilmesinden sarf-ı nazar kılınması ve miting ve protesto ve tedabir-î medeniye ile ittifa edilmesi ve mamafih matbuat kanununda istifade ile diğer bir gazete imtiyazı alınarak halkın irşadına müdavemet edilmesi hususu Konya heyet-î merkeziyesine yazılmış olduğundan şimdilik başka bir harekâta lüzum olmadığı cevaben maruzdur efendim.

Konya valisi Suphi Bey telgrafı alır almaz Sivaslı Ali Kemal ve Abdülgani Ahmed e ikinci bir gazete çıkarabileceğini, miting içinde hemen bir duyuru yapılmasını söyledi. Sivaslı Ali Kemal Hoca, Abdülgani Ahmed’e:

(Öğüt kapanmışsa Nasihat ne güne duruyor. Gazetenin adını koy ve hemen yarın çıkar. Mes’ul Müdürü de Cemiyet İdare Heyetinden Tahir Paşazade Cevdet Arıkut olsun…) dedi.

Hemen bir gazete çıkarma izin beyannamesi hazırlandı. Gazete sahibi olarak Abdülgani Ahmed, mes’ul müdürü olarak da Cevdet Arıkut imzaladılar. Vali Suphi Bey de gerekli izni ellerine verdi.

Sivaslı Ali Kemal miting hazırlıkları için Müdafa-i Hukuk cemiyetine giderken Abdülgani Ahmed Bey de Nasihat gazetesini ertesi güne yetiştirmek üzere, (Söylemez Baba türbesi)ne hareket ediyordu.

28 Ocak 1920 günü Konya hükümet alanı binlerce Konyalıyla dolmuştu. Havanın soğuk olmasına rağmen bu binlerce insan kıpırdamadan miting saatini bekliyordu. Saat öğleden sonra üçte meydanın ortasına konan kürsüye Sivaslı Ali Kemal hoca çıktı. Ali Kemal hoca aslen Sivaslı olmakla birlikte Konya ya yerleşmişti. Konya medreselerinde ve Konya hukuk mektebinde, müderrislik yapmış, halkın sayıp sevdiği tanınmış, uyanık, bir bilim adamıydı.

1910 yılı seçimlerinde II. Meşrutiyet Mebusan Meclisi’ne Konya’dan milletvekili seçilmiş, padişah Vahdettin in saltanatı devrindeki seçimlere ısrarlara rağmen katılmamış, Atatürk ün Anadolu ya geçişinden sonra, Millî Mücadele safında yerini almış, Konya da ileri gelenler ve aydın gençlerle birlikte Müdafaa-ı Hukuk Cemiyeti Konya Merkez Heyeti’ni kurmuşlardı. Cemiyetin başkanı olan Sivaslı Ali Kemal, bu eylemler yüzünden, milli kuvvetlere karşı bir isyan harekâtı olan Delibaş hadisesi sonrasında 3 Ekim 1920 günü asiler tarafından şehit edilmiştir.

Sivaslı Ali Kemal miting meydanını dolduran binlerce Konyalı ya gür sesiyle şöyle sesleniyordu:

( Ey ahali, ey Konyalılar!

Mübarek şehitlerimizin kanlarıyla yoğrulmuş bu aziz vatan, bugün bir avuç düşman askerinin çizmesi altında inim inim inlerken, dün cesaret ve tecavüzlerini daha da arttırarak boğazımıza sarıldılar, dilimizi kesmeye yeltendiler. Güya medeniyet havarileri olan İngilizler, onların temsilcisi General Milne elinde oyuncak olan İtalyanlara, Konya nın sesi, Konya’nın dili olan gazeteyi, Öğüt gazetesini, kapattırdılar. Bu hangi hak ve hukuk, hangi medeniyet, hangi insanlık! Kahrolsun boğazımıza el uzatan, bizi susturmak isteyen ve dilimizi kesenler…)

Sivaslı Ali Kemal konuştukça halk coşuyor, alkış sesleri dalga dalga yayılıyordu. Ali Kemal hoca, uzun konuşmasını: ( … bizi asla susturamayacaklar, susmayacağız, bir dilimizi keserlerse, bin dille haykıracağız) diyerek sözlerini bitirirken kalabalığın

yazıyorrrr, nasihat yazııyooorr…) diye bir ses yükselmiş, derken bu sesler her köşeden duyulmaya başlanmıştı. Ali Kemal kürsüden son bir kere daha haykırarak: ( … Evet Müslümanlar! Aziz Konyalılar duyuyorsunuz. Öğüt gazetesi sustuysa, işte Nasihat gazetesi size sesleniyor, onu da sustururlarsa, o dilimizi de keserlerse bu sefer bu millet, sizler, herhalde birçok nefesleri tıkamaya muktedir olacaksınız. Varın şimdi dağılın…)

Ali Kemal in bu heyecanlı konuşması ardından 10–15 yaşlarındaki müvezzilerin (Nasihat) diye haykırmaları, kalabalığı coşturmuş gözyaşı döktürmüştü.

Sivaslı Ali Kemal mitingden sonra merkez heyeti üyeleriyle birlikte, İstanbul’daki İtilaf Devletleri temsilcilerine ayrı ayrı Öğüt’ün

kapatılmasını sert bir dille kınayan protesto telgrafları çekti. Aynı gün aşağıdaki telgrafla, durumu Ankara da Heyet-i Temsiliye reisi Atatürk’e bildirdi:

Öğüt Matbaasının İtalyanlar tarafından vuku

bulan tecavüz-ü işgal üzerine bugün hükümet meydanında ekseriyet-i azime ile miting akdederek İstanbul’da düvel-i mütelife mümessili siyasilerine be- telgraf protesto keşide edilmiş ve suretleri de leffen takdim kılınmış olduğu arz olunur, ol babda…

Aynı günün gecesi telgrafı alan Atatürk makine başında Sivaslı Ali Kemal’e şu talimatı veriyordu:

Konya Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Merkeziyesi Riyasetine;

Gazetenin neşri için daha fazla bir tedbir ittihazına şimdilik lüzum yoktur. İkinci defa neşrinin men olunmasını protesto ile iktifa edilmek ve diğer bir gazete imtiyazı alarak onu neşretmek muvafık olur. Bu babdaki esbabı, şifreyle ayrıca arz edeceğiz. İstanbul nezdinde şikâyetinizi devam ediniz. Bizde teşebbüsatımızı takip eder ve neticeyi bildiririz.

1921 yılı başlarından itibaren Öğüt, hemen her gün imzasız bir (başmakale) yayınlanıyor, her konuda halkı aydınlatıyordu. Bu başmakalelerde yeri geldikçe dış politika yorumları yapılıyor, Büyük Millet Meclisinin aldığı kararlar ve dış politikası destekleniyordu. Konya il haberleri dışında, iç ve dış haberler Anadolu ajansı kaynaklıydı. Çoğu zaman ve önemli konularda Ankara’dan gönderilen(Meclis Müzakereleri) Öğüt’de aynen veriliyordu. Hele Mustafa Kemal’in Mecliste yaptığı konuşmaları hiç kaçırmıyor, bu konuşmalara geniş yer ayrılıyordu.

Bu arada Hilal-i Ahmer cemiyeti Konya Kadınlar Kolu, cephede savaşan erkeklerimize giyecek malzemesi toplamak üzere bir kampanya açmıştır. Öğüt, bu kampanyayı heyecanla destekliyor ve şöyle diyordu: “Kadınlarımıza ordumuz, arz-ı teşekkür ediyor. Bu teşekkür, yarası sarılan aslanpençeli Türk evlatların tuttuğu süngülerin ucunda parlayan zafer yıldızlarından hanımlarımızın başına takılan kutlu sorguçtur.”

Benzer Belgeler