• Sonuç bulunamadı

2.7. ġiddet ve Yayın Türleri

2.7.1. Gazeteler

Gazeteler sayesinde Dünya‟da ve Türkiye‟de olan olaylar genellikle günü güne insanlara aktarılır. Ġnsanları aydınlatmak, gerçekleri göstermek, doğru davranıĢı teĢvik etmek, yanlıĢ davranıĢlardan kaçınmak, her yönden bilgilendirmek amaçlanır (Sinav, 2010: 29). Fakat gazetelerdeki Ģiddet haberleri olumsuz yönde mesajlar da sunmaktadır (Ulusal, 2007: 63). Fotoğraflar ve kelimeleri kullanılarak cinayet

haberleri, pornografik yayınlar ve özel hayata teĢebbüsü konu alan gazete haberleri olumsuz iletiyi insanlara yaymak için kullanılır. Bu Ģekilde insanların bilincini ve vicdanını etkisi altına alır (Balcı, 1998: 36).

Genelde gazeteler halkın görmek istediğini gizler. Çünkü gazete yazarları ertesi gün okuyucu önüne çıkacak haberleri seçerken, renkli ve duygusal haberlerle okuyucu kazanmak ister. Gazeteler değerlendirilirken üç temel unsur dikkate alınır. Bunlardan birincisi, siyasi içerikli haberlerdir. Protokole yönelik haberler, okuyucunun dikkatini çeker. Ġkincisi, sayısal veriler kullanılarak yapılan haberlerdir. „‟Zincirleme yaĢanan bir trafik kazasında 45 kiĢi hayatını kaybetti‟‟ Ģeklinde bir haber okuyucunun ilgisini çok kolay cezbeder. Burada asıl dikkat edilmesi gereken rakamın büyüklüğüdür. Rakam az ise genelde haberin değeri olmaz. Üçüncüsü ise, haberin içeriğinin duygusal yüküdür. Üzen, güldüren, hayret ettiren haberlerin değeri okuyucu gözünde artar. Bu konuda „‟Yuttuğu Sineği Öldürmek Ġçin HaĢere Ġlacı Ġçti‟‟ haberi örnek olarak gösterilebilir (Balcı, 1998: 36-37).

ġiddet ise gazetelerinin birinci sayfasında, siyasi içerikli haberler bölümünde baĢrol oynayarak ön plana çıkar (AteĢ, 2002: 66). Gazetelerin üçüncü sayfalarında ise adliye olayları, kadın fotoğrafları, trafik kazaları, tecavüz olaylarına yer verilir (Balcı, 1998: 38). Birinci ve üçüncü sayfalardaki temel fark, birinci sayfanın daha çok politikaya yönlenmesi, üçüncü sayfanın ise bireye ve gündelik hayata yönelik haberleri yansıtmasıdır (AteĢ, 2002: 66).

Gazetelerin üçüncü sayfa haberlerinde hikâyeler düz bir Ģekilde anlatılır. Nedenine çok fazla inilmez. Genellikle yargılayıcıdır (Balcı, 1998: 38). Özellikle tirajı (gazetelerin basılıĢ adedi) yüksek olan gazetelerde, bu tarz haberler daha ön planda gösterilir (Ulusal, 2007: 63). Yüksek tirajlı gazeteler üzerine yapılan bir araĢtırmada ise, Ģiddet ögesi olarak intihar haberlerinin daha fazla yer aldığı görülmüĢtür. Okuyucular, intihar haberlerini düz, yorumsuz ve ayrıntıya girmeden okumaktadır. Aynı zamanda intihar haberleri, Ģiddeti özendirmeye yönelik politikalar da benimsemektedir. Bu haberlerden en fazla etkilenen grup ise 15-25 yaĢ grubu arası bireylerdir (Palabıyıkoğlu, 1997: 125).

Gazete haberlerinden yola çıkarak Türkiye‟de insanların git gide vahĢi bir topluma dönüĢtüğü açıktır. (Ulusal, 2007: 63). ġiddet olaylarının günden güne arttığı toplumumuzda gazeteler, Ģiddetin önünü kesmek yerine yargılama düzeyinde eğilim göstermektedir (Balcı, 1998: 38). Aslında gazeteciler arasında meslek dayanıĢması sağlanarak Ģiddeti körüklemeyi amaçlamak yerine, Ģiddetten kaçınmayı gözeten bir anlayıĢla haber yapılması gerekmektedir. Böylelikle gazetecilik ilkeleri ihlal edilmeden Ģiddeti özendirmeyen haberler kamuoyuyla paylaĢılmıĢ olunacaktır (Dursun, 2008: 31).

2.7.2. Haberler

Haber edinme veya haber etme gereksinimi, insanoğlunun yaratılıĢı kadar eskiye dayanmaktadır. Toplumlar kendini geliĢtirmeye baĢladıkça bu döngü daha seri bir hal almıĢtır. Günümüzde teknolojinin geliĢmesiyle de televizyonlar bu görevi üstlenmeye baĢlamıĢtır (Tanrıverdi, 2006: 16).

Haber programları, insanların bilincine veya düĢüncelerine hitap eden değil, duygularına seslenen bir araçtır. Ülkede ve dünyada neler olup bittiği hakkında bilgi vermenin yanı sıra halkın adına seçtiği haberlerle ne hissetmeleri gerektiğini iletir (Tanrıverdi, 2006: 23-24). ġiddet olmayan bir haberi bile, insanlara verilen mesajlarla Ģiddetin yaĢandığına inanmalarını sağlamayı amaç edinmiĢlerdir (Palabıyıkoğlu, 1997: 123). Bu yüzden de haber programlarının en kötü yanı, günlük yaĢantımızın her anını „seyirlik bir oyun‟ halinde sunmasıdır. Bu kadar normalleĢmesinin sebebi ise, haberin sunuluĢ biçiminden kaynaklı olduğu düĢünülmektedir. Çünkü haberler, hayatın içinden sunulduğundan, izleyiciler üzerinde değiĢik anlamları ve güçlü etkileri bulunmaktadır (Künüçen, 2004: 59).

Haberlerde genellikle siyaset, ekonomi ve magazin alt baĢlıklarına yer verilir. Ġçeriği ise Ģiddet, intihar, tehdit, ölüm, tecavüz, skandal, yolsuzluk, trafik kazaları, hırsızlık, siyasi çatıĢmalar ve ünlü insanların yaĢam alanlarına taciz gibi konulardan oluĢmaktadır (Karaboğa, 2007: 63-64). Bu haberlerde genellikle insanların özel hayatlarına saygı ayaklar altına alınır. Ayrıca Ģiddet içerikli haberler en çarpıcı Ģekilleriyle gösterilir (Kasap, 1997: 36). Çünkü bu tarz konular, haber programcılarına büyük paralar kazandırmaktadır (Özkan, 2013: 50).

1985 yılında Omeyra adlı bir kız, Kolombiya‟da bir felaket sonrası çamur seline gömülmüĢtür. Ġnsanlar bu görüntüyü sıradan bir Ģekilde izlemiĢlerdir. Çünkü bu olay insanlara normal gelmiĢtir. Bunun en büyük nedeni ise, habercilik standartlarının ve etik değerlerinin yok olmasından kaynaklıdır (Özkan, 2013: 50). Günümüzde habercilik anlayıĢı, „‟kan varsa tutar‟‟ fikridir. Amaç bu fikri gerçekleĢtirerek kamuoyuyla paylaĢabilmektir (Pınar, 2006: 42). Haber programlarının bugün geldiği nokta da habercilik değerlerine kulak asmadan eline kamerayı ve mikrofonu alıp haber üretmek esastır (Kasap, 1997: 37).

Haberlerin genel eğilimi seyirlik ve fotoğraflarla kanıtlanabilir olmasıdır. Fotoğraflar yoluyla açık olarak fiziksel Ģiddet kamuoyuna gösterilir (Dursun, 2008: 71-73). Kamuoyu ise haberlere yansıyan Ģiddet içerikli olaylara alıĢmasından kaynaklı, korkutucu hiçbir Ģeyin yaĢanmadığını düĢünmektedir (Ulusal, 2007: 62- 63). Çünkü haber deyince insanların aklına çatıĢma, kargaĢa, sansasyon, ya da kazalar gibi olumsuz hadiseler gelmektedir. (Pınar, 2006: 42). Fakat her gün yaĢanan ve ardı ardına kesilmeyen olayların insanların hayatında seyirlik bir olaya indirgenmesi ileride çok büyük problemleri beraberinde getirecektir (Tanrıverdi, 2006: 24).

2.7.3. Reklamlar

Reklamlar insanların duygularına seslenir, mantık ise ikinci planda kalır. Ġnsanları ikna etme amacı güder (Pınar, 2006: 43). Böylelikle tüketim arttırılır. Fakat ekonomik yönden sıkıntı içerisinde yaĢayan insanlara ulaĢamayacakları yaĢam düzeylerini karĢılarına çıkarmak, Ģiddetin oluĢumuna zemin hazırlamaktadır (Tanrıverdi, 2006: 31).

Televizyonda yayınlanan Ģiddet içerikli tüm programlar, reklamı daha fazla aldığı için kanallar tarafından çoğunlukla tercih edilmektedir. Reklamlar, televizyonda yayınlanan Ģiddet içerikli programları ekonomik olarak desteklemektedir. Bu sebeple insanlar için olumsuz bir etkisinin olabileceğini söyleyebilmek de mümkündür (Özkan, 2013: 51). Ayrıca reklamlarda genel olarak incelendiğinde, cinsiyet ayrımı çok yapılmaktadır. Kadınlar itaatkâr, edilgen, bağımlı, güçsüz, toplumsal gereklilikleri yerine getiren cinsel bir obje olarak

gösterilir. Reklamlarda kadının seyirlik bir obje konumuna indirgenmesi, kadının Ģiddete maruz kalmasına yol açmaktadır. Böylelikle reklamlar sayesinde Ģiddet, insanlara hissettirmeden örtük bir Ģekilde konu edilmiĢ olur ve insanlar bunun Ģiddet olduğunu algılamazlar. (Dursun, 2008: 70).

2.7.4. Filmler

ġiddet teması, filmler de en sapkın haliyle sıklıkça konu olmaya baĢlamıĢtır (Özkan, 2013: 45). Taciz, tecavüz, öfke gibi kavramların da konu edilmesiyle birlikte toplum üzerinde derin etkileri bulunmaktadır (Türkdoğan, 1985: 107). Aynı zamanda bu etkilerin süreğen olması Ģiddeti, hayatımızda normalleĢen bir olgu haline getirmektedir (Ulusoy, 2008: 10). Çünkü filmler, Ģiddetin her zaman var olduğunu ve hayatımızın tam ortasında yer aldığını düĢündürmektedir. Bu durumun insanlara yansıması ise anormal bir durum değildir (Temel, 2008: 25).

Günümüzde artık bir film de ne kadar Ģiddet içerici sahne varsa, o film o kadar değerli bulunmaktadır. Ġnsanlar fark etmese de bu durum, bugünün toplumunu tehdit eden bir sorun haline gelmiĢtir (Ulusoy, 2008: 10). Mizanseni yüksek olan filmler ise, yönetmene sınırsız bir yaratıcılık katmaktadır. Böylelikle yönetmen, filmi istediği gibi Ģekillendirebilir ve yönlendirebilir Bu da Ģiddet içeren filmlere izleyicilerin daha çok rehavet göstermesine yol açmaktadır (Temel, 2008: 25).

Türkiye‟de Ģiddet içeren filmlerin hiçbir sınır tanımadan gösterilmesi kamuoyunda ciddi sıkıntılara neden olmaktadır (KocadaĢ vd., 2010: 112). Özellikle sinema filmlerinde yer alan Ģiddet ve cinsellik unsurları yaĢ sınırı olmadan gösterilmektedir. Filmlerde görünmeyen ya da konuĢulmayan insanlara aktarılmaktadır (Pınar, 2006: 37-38). Ayrıca filmden önce yayınlanan tanıtım fragmanları sürekli tekrarlanarak insanları ister istemez etkileyip, Ģiddete suni bir ortam hazırlamaktadır (Özkan, 2013: 46). Konuyla ilgili örnek vermek gerekirse Adana‟da yeni aldığı silahla arkadaĢını öldüren gencin avukatı, mahkemede kendisini savunurken müvekkilinin izlediği filmin kurbanı olduğunu, gördüklerini uyguladığını ve bu yüzden de genç yaĢta katil olduğunu ifade etmiĢtir. Avukatın ifadesine göre „‟Suçlu, medyadır!‟‟ (KocadaĢ vd., 2010: 112).

Filmler de gösterilen Ģiddet sahnelerini hafife alan bireyler de bulunmaktadır. Ama bu sahneleri izleyen bireylerin Ģiddet olaylarına karıĢtıkları hatta cinayet iĢledikleri de bilinmektedir (Sönmez, 2003: 15). AraĢtırmalarda birçok bireyin ise filmlerden çok daha fazla düzeyde etkilendiği ortaya çıkmıĢtır. Bunlardan örnek vermek gerekirse;

 Dear Hunter filmini izleyen 29 Amerikalı, Rus ruleti oynarken ölmüĢtür.  Basic Intact filmini izleyen birçok kadın, cinayete teĢebbüs etmiĢtir

(Tanrıverdi, 2006: 27).

 Natural Born Killers filminde, iki sevgili birbirlerini ne kadar sevdiklerini göstermek için 50‟den fazla kiĢiyi öldürmüĢlerdir. Gerçek hayatta ise, insanlar bu çifti ilahlaĢtırmıĢtır (Kasap, 1997: 45).

 Batman, Süperman ve Pokemon gibi çizgi filmlerini izleyen birçok çocuk, evlerinin balkonlarından veya camlarından uçabilirim inancıyla aĢağı atlamıĢlardır.

 Türkiye‟de Mersin‟in Mezitli Beldesinde yaĢayan 4 yaĢındaki bir çocuk, 7. kattan aĢağı atlamıĢ ve sol ayağını kırmıĢtır. Sebebi sorulduğunda, Pokemon gibi uçmak istediğini söylemiĢtir (Salim, 2005: 38).

 Kurtlar Vadisi ve Kurtlar Vadisi Pusu ‟yu izleyen birçok genç, dizinin baĢrol oyuncusu Polat Alemdar gibi giyinip, mafya olmaya özenmiĢtir.

 Taksi ġoförü filmini izleyen bir genç, ABD‟nin eski baĢkanı Ronald Reagan‟a karĢı bir saldırı gerçekleĢtirmiĢtir.

 Amerika‟da 168 kiĢinin ölümüyle sonuçlanan Oclohoma katliamının sorumlusu Timthy Mc Veigh, Brazil filminin kahramanı Harry Tuttle‟dan etkilenip eylemi gerçekleĢtirdiğini dile getirmiĢtir (KocadaĢ vd., 2010: 110- 115).

2.7.5. Reality Show

ġiddet olayı, medyada en fazla film ve dizilerden sonra reality showlar da yer almaktadır (Pınar, 2006: 40). Çünkü reality showlar da gerçek hayattan yaĢanmıĢlıkları alınarak, baĢkalarının acı ve üzüntülerini eğlence aracı olarak kullanılmaktadır. Kanlı sahneleri, ayrıntılı ve açık Ģiddet olaylarını, özel hayata

saldırıyı ve saygısızca yaĢanan tavırları izleyiciye net olarak gösterilmektedir (Palabıyıkoğlu, 1997: 123). ĠĢsiz kalan insanlar, sevdiği kadına kavuĢamayan erkekler, ülkede yaĢanan savaĢlar, intihar eden insanlar ve kaçırma olayları gibi Ģiddet içeren korkunç anlar yine iĢlenen konulardan bazılarıdır (Kasap, 1997: 35).

Reality Showların baĢka bir etkisi de, insanları baĢka insanların problemlerine karĢı duyarsızlaĢtırmakta ve yabancılaĢtırmaktadır. Örneğin, Türkiye‟de Uğur Dündar‟dan Fatma Girik‟e birçok insan reality show programı sunmuĢtur. Bu programlar gerçek hayattan alınan örneklerle Ģiddetin dozajını arttırarak daha fazla izleyiciyi ekran baĢına kitlemeyi hedeflemiĢtir (Pınar, 2006: 40-41). Böylelikle reytingin artması, Ģiddet ve cinsellik içeren televizyon programlarının en fazla izlenen programlar olarak lanse edilmesi gibi amaçlara ulaĢılmıĢ olunacaktır (Kasap, 1997: 35).

2.7.6. Çizgi Filmler

ġiddet ile medya araçlarının iliĢkisi tam net olmasa da, insanları Ģiddete yönlendirdiği ve özendirdiği açıktır (Ulusal, 2007: 63). Ailelerin çocuklarına eğitimsel bir araç olarak izlettikleri çizgi filmler de bu duruma engel olmamaktadır. Çocuklar çizgi filmler yüzünden haftada 107, yılda 5590 adet Ģiddet içerikli görüntü izlemektedir (Kasap, 1997: 41). Amerikalı psikologlar da yaptıkları çalıĢmalarda, haftada ortalama 27 saat televizyon seyreden bir çocuğun, daha ilkokulu bitirmeden 8.000 cinayet ve yaklaĢık 100.000 Ģiddet olayı izlediğini saptamıĢlardır (KocadaĢ vd., 2010: 113).

Türkiye‟de yayınlanan He-Man, Voltran, Power Rangers, Ninja Kaplumbağalar, Temel Reis ve W. Disney gibi çizgi filmler de Ģiddet içerikli programlardan bazılarıdır. Bu çizgi film türlerinde kötü yaratıklar ile kahramanlar vardır. BaĢrolde oynayan kahraman, kötü insanları evire çevire döver. Ama asla acı hissetmez, yaralanmaz veya ölmez (Kasap, 1997: 42). Ayrıca çizgi filmlerde Ģiddetin iyi insanlar tarafından gerçekleĢtirildiğinde olumlu bir davranıĢ Ģekli olarak değerlendirmesi hususunda mesajlar verilir. Bu durum çocukların gündelik yaĢamında birebir etkilemeyebilir ama davranıĢlarına olumsuz yönde yansıdığı düĢünülmektedir (Tanrıverdi, 2006: 31).

2.7.7. Güldürü Programları

ġiddet olayını bizlere hissettirmeden iĢleyen, en güncel televizyon programlardan biri de, güldürü programlarıdır. Fiziksel Ģiddetten daha çok sözlü Ģiddete baĢvurulur. Karakterler birbirlerine hakaretler, küfürler eder. Ġzleyici ise bu durumu gülerek karĢılar, hiçbir Ģekilde eleĢtirel tavır sergilemez. Burada en önemli olan problem ise, Ģiddet izleyiciler tarafından gülünç bir durum olarak algılanması ve sıradan bir davranıĢ haline gelerek doğallaĢmasıdır (Dursun, 2008: 69).

Benzer Belgeler