• Sonuç bulunamadı

Ġlk insanlar, saldırganca ve vahĢice davranıĢlar sergiliyordu. Fakat saldırıyı gerçekleĢtirecek aletler de ilkel olduğundan dolayı daha az zarar veriyordu. Medya araçlarının geliĢmesiyle birlikte, Ģiddete yönelik davranıĢları destekleyen teknolojiler de geliĢti. SavaĢlar, ayaklanmalar, silahlı yaralamalar, suikastlar, adam öldürmeler, tokatlamalar, tecavüzler, iĢkenceler, adam kaçırmalar gibi zarar verici davranıĢlar medyayı etkisi altına aldı (Tanrıverdi, 2006: 24-25).

ġiddet, medyada görülen olayların insanların bilinçaltlarından dıĢa vurulmasıyla meydana gelmektedir (KocadaĢ vd., 2010: 11). ġiddetin üzerinde medya araçlarının kanıksanamaz bir rolü bulunmaktadır (Türkdoğan, 2016: 128). BaĢka bir ifadeyle toplumsal düzeni dayatmada Ģiddet ögeleri, medya patronlarının kullandığı en önemli araçtır (Ulusoy, 2008: 4). Çünkü Ģiddetin medyada insan yaĢamını psikolojik, sosyo-kültürel ve sosyo-ekonomik boyutlarıyla etkileyebilen bir yönü bulunmaktadır (Salim, 2005: 36). Fakat hangi boyutların daha baskın olduğu tartıĢma konusudur (Palabıyıkoğlu, 1997: 125).

Medya; Ģiddete meyil etme, saldırganlığa ait davranıĢları öğretme, aile veya akrabalık iliĢkilerinden uzaklaĢtırma, tüketim davranıĢlarını değiĢtirme yönünde iĢlevleri bulunmaktadır (TaĢal, 2009: 5). Bu sebeple medyada yer alan haberler, gazeteler, dergiler, radyolar, diziler, filmler, magazin programları, müzik klipleri, kamera Ģakaları ve reality Ģovlar toplumun her kesiminden insanı olumsuz yönde etkileyebilme potansiyeline sahiptir (Sönmez, 2003: 15).

Gazetelerde, dergilerde ya da haber programlarında hırsızlık, zina, tecavüz gibi olumsuz davranıĢlara yön veren unsurların toplum üzerindeki etkileri hesaba katılmamaktadır (Sucaklı, 2003: 32). ġiddet içerikli diziler, haberler, filmler, reklamlar, açık oturumlar, çizgi filmler, Ģov tabanlı programlar, sinemada yer alan sahneler ve günlük okunan gazeteler insanların hayatlarında farkında olmadan derin yaralar oluĢturmaktadır (Ulusoy, 2008: 4). Ayrıca internetteki pornografi sayfaları,

sohbet odaları, tanıĢma siteleri, Ģiddet içeren oyunlar, cinsiyet ayrımcılığı veya ırkçılık yapan siteler de insanlar için tehlikeli birer unsuru oluĢturmaktadır (Polat, 2009: 19).

1950‟li yıllarından itibaren medya üzerine yapılan araĢtırmalar, daha çok televizyona ve televizyondaki Ģiddet içeren programlar üzerinedir (Künüçen, 2004: 57). Çünkü televizyonun her türden Ģiddeti meĢrulaĢtırması, Türkiye‟de de en fazla görülen sorunlardan birini oluĢturmaktadır (Ulusoy, 2008: 4).

Günümüzde her evde en az bir televizyon bulunmaktadır Televizyonların hayatımıza girmesiyle birlikte Ģiddet içerici programların dıĢında hiçbir Ģey yayınlanmamasının sebebi hedeflerinde reyting olmasıdır. Toplum üzerinde Ģiddetin yaratılacağı etkiler genellikle düĢünülmemekte, elde edilen kazanca bakılmaktadır (Ulusal, 2007: 62-63). Çünkü televizyon dünyasında en çok para kazandıran programlar cinsellik ve Ģiddet içeren programlardır. Bu yüzden medya da Ģiddet temasının ortadan kaldırılmasına kimse yanaĢmamaktadır (Kasap, 1997: 31).

Televizyonlarda haftada 400-500 dizinin yayınlanmaktadır. Bunların 200‟den fazlası ise Ģiddet içermektedir. Ġnsanlara dizilerde verilen mesaj ise „‟Ģiddete baĢvurmazsanız, sorunlarınızı çözemezsiniz‟‟ yönündedir (Pınar, 2006: 30). Burada asıl sorulması gereken soru ise Ģiddetin kaynağı medya mıdır yoksa bireylerin içinde zaten Ģiddet duygusu var mıdır? (Ulusoy, 2008: 6). Polat (2009: 18)‟a göre bu sorunun cevabı, insanların medyadan algıladıklarına göre dünya güvensiz bir yeri temsil etmektedir. Ġnsanlar büyük tehlikelerin yaĢandığı rezil bir dünyada yaĢadıkları düĢüncesine sahip olduklarından dolayı Ģiddete baĢvurmaktadır (Tanrıverdi, 2006: 29).

Televizyonda gösterilen Ģiddet ile güç kullanımının arasında bir iliĢki bulunmaktadır. Çünkü televizyonun güç kullanım aracı olması, izleyicileri gerçek hayatta Ģiddete meyilli yapmaktadır (Ulusoy, 2008: 8). Özellikle güç kullanım konusunda, televizyonun gençler ve çocuklar üzerinde etkisi büyüktür. Ġzledikleri programlarda istemsizce bir oyuncunun davranıĢlarını bilerek veya bilmeyerek benimserler. Onun giyindiği gibi giyinmek, onun konuĢtuğu gibi konuĢmak, onun davrandığı gibi davranmak isterler. Çocuklar veya gençler olumsuz rollere sahip

birini rol model olarak aldığında ise yaĢamları kötü biçimde etkilenmektedir (Kocadağ vd., 2010: 110). Bu durumun ortak sebebi ise televizyonda gösterilen yaralama, öldürme, tecavüz, dövme, sarkıntılık sahnelerinin nasıl yaĢandığı bire bir canlandırmalar yapılarak ekranlara taĢınıyor olmasından kaynaklanmaktadır (Salim, 2005: 37). Fakat bu durum insanların gerçek dünyayı görememesine ve olaylara karĢı duyarsızlaĢmaya baĢlamasına neden olmaktadır (Orhan, 1997: 12).

Televizyonlarda özellikle Ģiddet içerikli polisiye, macera, korku, gerilim, bilim kurgu ve çizgi film gibi programlar en çok izlenme olasılığı yüksek olan saatlerde çok fazla seçenek olanağı vermeden izleyiciye sunulmaktadır (Palabıyıkoğlu, 1997: 124). Konuyla ilgili Ġngiltere‟de 13-16 yaĢ arasındaki gençlere yönelik bir araĢtırma gerçekleĢtirilmiĢtir. Gençler iki gruba ayrılmıĢ ve 15 gün süreyle iki farklı televizyon programları izletilmiĢtir. Birinci gruba Ģiddet içermeyen programlar izletilirken, ikinci gruba çok fazla seçenek bulunmayan saatlerde Ģiddet içerikli programlar izletilmiĢtir. 15 günün sonunda birinci grubun hoĢgörü, iletiĢim, sevgi, saygı düzeyleri yüksek olurken, ikinci grubun Ģiddet ve saldırganlık düzeyleri daha yüksek olduğu tespit edilmiĢtir (Ulusoy, 2008: 8).

Medya, dıĢ dünyanın gerçeklerini insanlara sunmamaktadır (TaĢal, 2009: 5). Televizyonda gösterilen Ģiddet sahnelerinde mağdurların ya da ailelerinin çektiği ıstıraplar göz ardı edilir (Ulusoy, 2008: 8). Ayrıca Ģiddet içeren programlarda saldırı veya yaralama konuları iĢlenirken acil tıbbi yardım kısmı gösterilmemektedir. Böylelikle izleyiciler Ģiddete karĢı duyarsızlaĢmakta ve Ģiddet normalleĢmeye baĢlamaktadır (Tanrıverdi, 2006: 29). Ġnsanlar oturma odalarına sıçrayan kanı, beyni patlayan insanları, kadavra baĢındaki bir tıp öğrencisi kadar soğukkanlı karĢılamaya baĢlamıĢlardır. Bu durum ise günden güne istemeden „‟daha fazla Ģiddet‟‟ çağrısının yapılmasına yol açmaktadır (Pınar, 2006: 32).

Günümüzde artık doğal olan her Ģeyin yerini yapaya ya da sanala, asıl olan her Ģeyin yerini de imgeye bırakılmaktadır (Kocadağ vd., 2010: 109). Birçok bilim adamı bu durumdan yararlanarak, medyadaki Ģiddet içerikli görüntüleri „‟Simgesel ġiddet‟‟ olarak adlandırmıĢlardır. Simgesel Ģiddette fiziksel ve psikolojik Ģiddet açıkça gösterilmektedir (Ulusoy, 2008: 7). Genellikle izleyicilerin karĢısına Ģiddeti

kabul etmeme, gizleme, saklama veya sansürleme gibi Ģekillerde ortaya koymaktadır (Polat, 2010: 80).

Simgesel Ģiddetin yanı sıra „‟Mutlu ġiddet‟‟ olarak da adlandırılan bir kavramdan da söz etmek gerekmektedir. Bu Ģiddet türünde insanlar birbirine silahlar doğrultur, ateĢ eder, saldırır, bombalar patlatılır fakat kimse ölmemektedir. Hiçbir trajedi olayı yaĢanmamaktadır (Ulusoy, 2008: 7). Kötü insanlar vurulmakta, iyi insanlar vurulmamaktadır Ġyi insanlar asla yaralanmamakta ve ölmemektedir. Yaralanan ve ölen hep kötü insanlar olduğu gösterilmektedir (SavaĢ, 2006: 65).

Amerika‟da ġiddet Ġzleme Komitesi, her yıl televizyondaki Ģiddet içerikli programları inceleyerek alınacak önlemlere dair bir rapor sunmaktadır. 1996 yılında da ABD‟deki tüm televizyonlara „‟V-Chip (programın özelliğine göre Ģiddet seviye ayarı) eklenmesi kararlaĢtırılmıĢtır. V-Chip‟in eklenme amacı, Ģiddet içerikli programları engellemek içindir. Çünkü ABD‟de okullarda, caddelerde, hemen hemen her yerde her gün cinayet iĢlenmektedir. Bunun sebebi ise medyada yer alan Ģiddet unsurlarının azımsanamayacak kadar fazla olmasından kaynaklanmaktadır (KocadaĢ vd., 2010: 111).

Benzer Belgeler