• Sonuç bulunamadı

Bademin (Amygdalus communis L.) anavatanı Orta ve Batı Asya‟dır.

Buradan Çin, Hindistan, Ġran, Suriye ve Akdeniz ülkelerine yayılmıĢtır.

Anadolu‟da bodur acıbadem (Amygdalus nana L.) zengin varyasyonlar göstererek yetiĢmektedir. Amygdalus nana ülkemizde kıraç bölgelerin tipik bir bitkisidir (Küden ve ark., 2011). Dünya çapında ticari olarak yetiĢtirilen bademlerin alt cinsi Amygdalus, Roseceae familyasının, Prunoideae alt familyasına ait olup Prunus cinsinin bir türüdür (Martinez-Gomez ve ark., 2007).

Türkiye ve Ġran‟dan Saharan ovasına, Hindistan ve Nepal‟e kadar bulunabilen badem, sıcak iklimlere özgü bir bitkidir. Prunus ailesinde yer alan badem, mezokarp denilen bir kabuğa sahiptir ki bu kabuk soyulduğu zaman endokarp ortaya çıkar (Cantor ve ark., 2006; Zohary ve Hopf, 2000).

Yabani bademler acı ve küçük bir kısmı yenildiğinde öldürücü etkisi olabilmektedir. Ġnsanların tatlı türleri nasıl seçtiği bir sırdır. Birçok yabani tür arasında, bademin yabani soyu uygun Ģekilde tanımlanamamıĢtır. Diğer bitkilerin yabani formlarını tanımlamak için yapılan birçok tanımlama kriterleri bademde etkili olmamıĢtır. Bunun en önemli nedeni birçok yabani türünün olmasıdır. Orta Asya‟da Amygdalus communis olarak bilinen badem form, gerçek yabani bir form olarak kabul edilemediği bildirilmiĢtir. Morfolojik olarak yabani taksonu bademe benzeyen Amygdalus korshinskyi (H.M.) Bomm‟un Orta Doğu‟da ve Amygdalus webbii Spach‟in Güney Avrupa‟da dahi yabani tipleri yer almaktadır. A. fenzliana (Fritsch) Lipsky, 3 nedenden dolayı bademin yabani atalarına çok benzemektedir:

Doğada ağaçları çalı Ģeklindedir; tüm geçiĢ formları arasında geniĢ yabani bir tipi oluĢturmaktadır ve morfolojik olarak kısmen tohumsuz, oluklu tohum kabuğuna sahip bir badem varyasyonu içindedir (Ladizinsky, 1999). Balkan yarımadası, Prunus amygdalus‟un genetik çeĢitliliğinin ikinci bir merkezidir (Korac ve ark., 1996).

Bir ılıman iklim meyvesi olan bademin kuraklığa karĢı dayanıklı olması, yazları sıcak ve kurak geçen Akdeniz iklim koĢullarında ideal yetiĢtiriciliğinin yapılmasına imkan sağlamaktadır. Dünya üzerinde badem yetiĢtiricilik alanlarının çok geniĢ olmasına karĢın, bu meyve türünün verimliliği bazı ekolojik faktörler tarafından sınırlanmaktadır. Bademlerin soğuklama gereksinimlerinin çok az olması ve bunun sonucu olarak da çok erken dönemde çiçek açmaları nedeniyle tozlanma ve döllenme olayları özellikle düĢük sıcaklık ve yağıĢ gibi ekolojik koĢullardan olumsuz etkilenebilmektedir (Dokuzoğuz ve Gülcan, 1979).

Dünyada ve ülkemizde badem yetiĢtiriciliği gün geçtikçe artmaktadır.

Ülkemiz badem yetiĢtiriciliği açısından da önemli bir potansiyele sahiptir. 2016 yılı istatistiklerine göre dünya badem üretim alanı 1.865 ha olup, bu alanda 3.214.450 ton badem üretimi yapılmaktadır (Çizelge 1.1.). Ġspanya, ABD, Tunus ve Fas en fazla üretim alanına sahip olan ülkelerdir. Türkiye 33.322 ha alanda 85.000 ton badem üretimi ile dünyada 9. sırada yer almaktadır (Çizelge 1.1.).

Çizelge 1.1. Ülkeler Ġtibariyle Dünya Badem Üretim Alanı (1000 Ha)

Ülkeler 2000 2005 2010 2015 2016

Ġspanya 671.5 625.4 546.7 548.6 544.5 A.B.D 202.3 234.7 311.6 360.1 380.4 Tunus 201.7 190.0 164.8 182.9 184.5

Fas 138.0 141.5 142.0 160.0 165.8

Suriye 19.0 43.5 49.1 109.4 139.2

Ġran 89.9 128.6 142.8 93.0 104.7

Ġtalya 88.5 83.1 86.1 58.1 58.3

Libya 51.9 50.5 53.0 57.1 57.7

Türkiye 18.0 17.0 17.1 29.6 33.3

Yunanistan 22.3 17.6 16.1 12.5 14.1 Dünya 1.649 1.697 1.719 1.799 1.865 Kaynak: FAO, 2018

Bademler, çalı formunda veya 10 metreye kadar boylanabilen ağaçlar oluĢtururlar. Dikine veya yayvan büyürler. Gövdeleri gri-parlak kırmızımtrak kahverengidir. Dallar, grimsi kahverengi, sık dalcıklıdır. Gözler, odun ve meyve gözleri olarak gruplandırılır. Yapraklar, uzun, ok biçiminde, parlak koyu yeĢil renklidir. Badem meyvesi, botanik olarak Ģeftali ve kayısı gibi bir sert çekirdekli meyvedir. Ancak, olgun bademin içi yendiğinden sert kabuklu meyveler grubunda da yer almaktadır. Bademde çiçekler, Rosaceae‟lerin tipik sayısında olup beĢ çanak yaprak, beĢ taç yaprak, yirmi erkek organ ve bir diĢi organ içerir. Taç yaprakları pembe kırmızı renkte olup üzerleri koyu yeĢil damarlıdır. Yumurtalık içerisinde iki tane tohum taslağı bulunur. Genellikle bunlardan yalnız birisi geliĢir, ancak ikisi de geliĢtiğinde çift badem meydana gelir. Bazı çeĢitlerde ise, iki yumurtalığın geliĢmesi sonucu ikiz badem oluĢur. Bunların ticari değeri yoktur. Bademlerde kromozom sayısı n=8, 2n=16‟dır. Tozlanma arılarla olur. Bademler, genellikle birkaç çeĢit dıĢında kendiyle uyuĢmaz ve ayrıca çeĢitler arasında karĢılıklı uyuĢmazlık durumu da görülebilir. Bu nedenle badem bahçeleri en az iki çeĢitle kurulmalıdır. Bademler pomolojik olarak acı bademler ve tatlı bademler olmak üzere iki gruba ayrılır. Acı bademler siyanidrik asit içerdiklerinden dolayı zehirlidirler ve yenilmesi sakıncalıdır. Acı bademler badem yağı çıkarmak için kullanılır. Tatlı bademlerde acılığı veren siyanidrik asit ya hiç yoktur veya çok az bulunur. Tatlı bademler kabuğun kırılma durumuna göre el bademleri, diĢ bademleri, sert kabuklu meyveler ve taĢ bademleri olmak üzere dört gruba ayrılırlar. El bademleri çok ince kabuklu meyveler olup, randımanı yaklaĢık % 70‟e varmaktadır. DiĢ bademleri diĢle kolaylıkla kırılabilen bademlerdir. Randımanları

% 50‟ye varır. Sert kabuklu meyveler, diĢle çok zor kırılıp randımanı % 40‟a kadar varabilir. TaĢ bademleri ise kabukları çok kalın olduğundan iç randımanı düĢüktür (%18-30). El ile diĢ bademleri aynı grup altında da toplanabilir (Küden ve ark., 2011).

Türkiye, dünyada yetiĢen birçok meyve türünün ana vatanı konumundadır.

Türkiye‟de yetiĢtirilmekte olan meyve türlerinin önemli bir kısmını ılıman iklim

meyveleri oluĢturmaktadır. Bu meyveler arasında yer alan badem, Türkiye‟nin iklim yapısına adapte olmuĢ, önemli sert kabuklu meyveler arasında yer almaktadır. Ayrıca bademin diğer sert kabuklu meyvelere göre uyum kabiliyetinin yüksek olması ve erken verime yatması nedenleriyle uygun ekolojilerde yetiĢtiriciliğine olan talepler gün geçtikçe artmaktadır (Acar, 2012).

Badem, kıĢ soğuklarına Ģeftaliler kadar dayanıklıdır. Toros dağlarında 1050 m yüksekliklerde dahi zarar görmeden yetiĢebilmektedir. Ancak badem yetiĢtiriciliğini sınırlayan en önemli faktör ilkbahar geç donlarıdır. Çünkü bademler birçok ılıman iklim meyve türlerinden önce çiçek açarlar. Bu nedenle ilkbahar geç donlarının sürekli görüldüğü yerlerde bademden kararlı bir ürün elde etmek mümkün değildir. Badem çiçeklerinin henüz açıldıkları sırada kısa bir süre -4.4

C‟ye dayandıkları, taç yaprakları dökülmeye baĢlayınca dayanma derecesinin -2.2

C olduğu, küçük meyvelerin ise -1, -0.6 C‟de zararlandıkları görülmektedir (Küden ve ark., 2011).

Çizelge 1.2. Türkiye‟de 2004-2016 yılları arasında meyve veren ve vermeyen badem ağaçlarının sayıları (adet) ile meyve üretim değerleri (ton)

Yıllar

Ülkemiz kapama bahçe Ģeklinde badem yetiĢtiriciliğine oldukça geç baĢlamıĢ olup; kapama bahçelerin çoğu 2004-2013 yılları arasında kurulduğu ve sonrasında da artarak devam ettiği bilinmektedir. 2016 yılı istatistik verilerine göre 6.663.996 adet meyve veren ağaç sayısıyla, Türkiye‟de 85.000 ton üretim yapılmaktadır (Çizlge 1.2.). Önümüzdeki yıllarda bu üretim miktarının önemli bir Ģekilde artacağı öngürülmektedir.

Akdeniz iklim kuĢağında yer alan Türkiye‟nin hemen hemen her bölgesinde badem yetiĢtirilmekle beraber, ilkbahar geç donlarının hüküm sürdüğü

yerlerde soğuklama gereksinimi düĢük çeĢitlerde sorun yaĢanmaktadır (Acar, 2012).

Ülkemiz badem yetiĢtiriciliği bakımından önemli bir potansiyele sahip olmasına rağmen, badem ithal eden bir ülkedir. Yerli badem çeĢitlerimizin tamamına yakını taĢ badem sınıfında olup kendine verimlilik özellikleri bulunmamaktadır. Bademin kendine verimli çeĢitleri ıslah programlarında kullanılarak kendine verimlilik özelliği yeni çeĢitlere taĢınabilmektedir. Kendine verimli çeĢitlerle yeni bahçeler kurulduğunda, tozlanma ve döllenme sorunları ortadan kalkacağı için birim alandan daha fazla ürün alınmaktadır. Badem, ilkbahar geç donlarından en çok etkilenen türler arasında yer aldığından, geç çiçeklenme özelliği badem çeĢitleri için oldukça önemlidir (Açar ve ark., 2011).

Badem meyvesinin, yüksek besin değeri ve insan sağlığı üzerine faydalı etkilerinden dolayı badem dünyada çok büyük bir öneme sahiptir (Amarowicz ve ark, 2005). En çok bulunan baĢlıca doymamıĢ yağ kandaki kolesterolü düĢürme özelliğine sahip olan oleik ve linoleik yağ asitleridir (Kodad ve ark, 2004). Badem ayrıca, yüksek miktarda tokoferol ve fenol içermektedir (Kornsteiner ve ark., 2006).

Alfa ve gama tokoferolleri hem güçlü antioksidandır, hem de insan sağlığında farklı roller oynayabilirler. Sadece kimyasal yapıları biraz farklıdır.

Alfa-tokoferol vücutta daha yüksek konsantrasyonlarda bulunmaktadır. Geçen yıllardaki çalıĢmalar gama-tokoferolün kolon ve prostat kanserine karĢı korurken (Jiang ve ark., 2001), alfa-tokoferolün ise mesane kanseri geliĢme riskini önemli ölçüde azalttığını göstermiĢtir (Hernandez ve ark., 2004).

Badem (Amygdalus communis, L.), kalp ve obezite ile ilgili hastalıkların iyileĢtirilmesiyle iliĢkisi olan E vitamini, tekli doymamıĢ yağ asitleri, çoklu doymamıĢ yağ asitleri, arginin ve potasyum gibi fitokimyasalları içeren zengin bir besin kaynağıdır (Nuts, Almonds, 2007). Aynı zamanda badem sağlığa iyi gelen, kansere ve kardiyovasküler hastalığa karĢı koruyucu ajanlar olduğu bilinen polifenolleri içermektedir (Yang ve ark., 2009).

Tatlı bademin (Prunus dulcis) Orta Doğu‟da yağlarının yanı sıra zengin içeriğinden dolayı diyet besin maddesi olarak geniĢ çapta yetiĢtiriciliği yapılmaktadır. Badem yağı, çok hafif, tatlı, güzel kokulu olarak tanımlanıp, aromaterapistler tarafından en iyi yatıĢtırıcı yağ olarak ödüllendirilmiĢtir. Bununla birlikte bileĢen olarak kozmetik ürünlerinde kullanılmaktadır. Ancak yüksek miktarda doymamıĢ yağ asit bileĢiminden dolayı hızlı oksidasyona meyillidir.

Badem yağı, yağ kararlılığına katkıda bulunan zengin bir alfa-tokoferol kaynağıdır (Salvo ve ark., 1986).

Li ve ark (2011), badem tüketiminin, obezite, hiperlipidemi, hipertansiyon ve hipergliseminin iyileĢmesiyle iliĢkisi vardır. 12 hafta süren klinik denemeler, badem tüketiminin glisemik kontrolü geliĢtirdiğini ve Çinli 20 hastada (9 erkek, 11 kadın, 58 yaĢlarında; vücut kitle indeksi 26 kg/m2) diyabet 2 tipi ve kardiyovasküler hastalık riskini azalttığı görülmüĢtür. Kontrol diyete, günlük toplam % 20 kalori alımı eklenmiĢtir. Günlük 60 g badem tüketimi, lif, magnezyum, çoklu doymamıĢ yağ asidi, tekli doymamıĢ yağ asidi ve E vitamini besin alımlarını artırmıĢtır. Biyoelektriksel iç direnç analizi ile vücut yağı tanımlanarak badem tüketen hastalarda anlamlı bir Ģekilde daha düĢük bulunmuĢtur. Badem diyeti kontrol diyetle karĢılaĢtırıldığında % 26.8‟lik değeriyle alfa-tokoferol düzeyini artırmıĢtır. Ayrıca badem alımı toplam kolesterolü (% 6;

1.6-9.4), düĢük yoğunluklu lipoprotein kolesterolünü (% 11.6; 2.8-19.1) ve düĢük yoğunluklu lipoprotein kolesterolünün yüksek yoğunluklu lipoprotein kolesterolüne oranını (%9.7; 0.3-20.9) düĢürmüĢtür. ÇalıĢma sonucunda diyette bademin ĢiĢmanlık, glisemik kontrol ve yağ profilinin yararlı etkilere sahip olduğu, bu sebeple de mellitus diyabet 2 tipinde kardiyovasküler hastalık riskini önemli derecede azalttığı bildirilmiĢtir.

Agunbiade ve Olanlokun (2006), Hint bademlerinin (Prunus amygdalus) besin özellikleri incelenmiĢ ve % 97.70 kuru madde, % 11.52 ± 0.10 ham protein,

% 6.76 ± 0.72 kül, % 5.09 ± 0.84 ham elyaf ve % 21.76 ± 1.20 oranında yağ ve % 54.87 ±% 2.80 karbonhidrat olduğu görülmüĢtür. Ayrıca bileĢiminde % 0.25

phytin, % 0.07 fittin fosfor, % 0.04 siyanür, % 1.82 tanin olduğu bulunmuĢtur.

Mineral içeriklerinin ise % 0.19 fosfor, % 0.17 potasyum, % 0.25 magnezyum, 245.65 ppm sodyum, 845.45 ppm kalsiyum, 92.12 ppm çinko, 70.62 ppm demir ve 9.21 ppm bakır olduğu ve önemli miktarda yağ, protein, lif ve mineralleri içerdiğinden önemli bir enerji kaynağı olduğu belirtilmiĢtir.

Türkiye badem üretiminde dünya sıralamasında ilk 10 ülke içerisindedir ve badem, özellikle tatlı badem, sık olarak tükettiğimiz kuruyemiĢler arasındadır.

Badem yağı saç ve cilt bakımından, ayakkabı ve deri giysilerin korunmasına kadar pek çok Ģekilde kullanılır. Bademin kendisi ise vitamin, mineral ve yüksek kalitede protein içerir. Özellikle E vitamini ve sağlıklı yağ asitleri bakımından çok iyi bir kaynaktır. Dünyada en fazla badem üretimi yapan ülke ABD olup 2016 yılı istatistik verilerine göre üretimi 2 milyon tonu aĢmaktadır. Ülkemizdeki kapama bahçelerin çok büyük çoğunluğu Amerika kökenli çeĢitlerden oluĢmaktadır.

Amerika‟dan sonra 2. sırada yer alan ülke 202.339 tonluk üretimiyle Ġspanya‟dır.

Türkiye ise 3 milyon tonu aĢan dünya üretimi içerisinde 85 bin tonluk bir üretime sahiptir (Çizelge 1.3.).

Çizelge 1.3. Dünyada badem üretimi yapan önemli ülkelerin son yıllardaki üretim miktarları (ton)

Ülkeler 2000 2005 2010 2015 2016 ABD 533.000 703.431 1.413.800 1.787.033 2.002.742 Ġspanya 225.217 217.869 222.518 211.084 202.339 Ġran 78.582 98.685 121.427 146.000 147.863

1.452.206 1.824.621 2.570.069 3.066.032 3.214.303 Kaynak: FAO, 2018

Bademde ıslah amaçları ülkelere göre değiĢmekle birlikte genelde;

ağaçların kuvvetli geliĢmesi, ancak erken verime yatması, geç çiçek açması, kendine uyuĢur olması ya da diğer ticari çeĢitlerle uyuĢması, her yıl bol ve kararlı verim vermesi, bir ağaçtaki meyvelerinin aynı zamanda olgunlaĢması, meyvelerinin kolay hasat edilmesi, rüzgâr etkisiyle dökülmemesi, yeĢil kabuğun kolay kavlaması, çift ve ikiz badem olmaması ya da çok düĢük olması, iç randımanı yüksek ve iç badem kalitesi özellikle doymamıĢ yağ asidi içeriği yüksek olması istenen özelliklerdir. Ayrıca dıĢ koĢullara, çeĢitli hastalık ve zararlılara dayanıklılığı iyi olmalıdır.

Badem en erken çiçek açan meyve türlerinden biridir. Bu nedenle erken ilkbaharda hemen hemen her yıl meydana gelen düĢük sıcaklıklar çiçek ve meyvelere zarar verir. Böyle yerlerde ekonomik anlamda badem yetiĢtirilememektedir. Yaprak ve çiçek tomurcukları kıĢın -20 0C‟ye kadar

dayanıklıdır. Tomurcuklar patladıktan sonra 00 C‟nin altında zarar görmeye baĢlar.

Geç çiçek açan badem çeĢitlerine gereksinim vardır (Özbek, 1978). Bu nedenle, bugün dünyanın birçok yerinde geç çiçek açan badem çeĢitleri üzerinde yoğun çalıĢmalar yapılmaktadır.

Ülkemizde tescil edilmiĢ yerli badem çeĢitleri piyasaların ilgisini çekmemekte ve fidan üretimi genel olarak yabancı badem çeĢitleriyle ("Ferragnes",

"Ferraduel", "Guara", "Laurenne", "Moncayo") yapılmaktadır. Bu nedenle yabancı çeĢitlere bağımlılığımız devam etmektedir.

Önceki yıllarda bademde ıslahın ana amacı verimi artırmak iken bugün bademdeki tüm ıslah programlarının amacı geç çiçeklenen ve kendiyle uyuĢur çeĢitler elde etmektir (Dicenta ve ark, 2016). Dünyada meyve yetiĢtiriciliğinde ıslah çalıĢmalarına çok önemli yer verilmektedir. Bademle ilgili yapılan ıslah çalıĢmalarında daha çok, yeni çeĢit geliĢtirme, geç çiçeklenme, meyve kalitesini yükseltme, düzenli verimlilik, soğuklara dayanıklılık, kendine uyuĢma, hastalıklara dayanıklılık, ağaç habitusu ve erken olgunlaĢma gibi ıslah kriterleri üzerinde odaklandığı görülmektedir.

Bademde kendine uyuĢmazlık ve yetersiz tozlanma olduğu durumlarda verim düĢük olmaktadır. Bu nedenlerle kendiyle tozlanma ve kendiyle uyuĢurluk en önemli ıslah kriterlerindendir (Socias ve ark., 2004).

Islahçılar, badem üretiminde tekrarlanan bir tehdit olan sonbahar geç ve ilkbahar erken donlarından kurtulmak için geç çiçek açan çeĢitler elde etmeye çalıĢmalıdırlar (Socias ve ark., 2012). Rusya badem çeĢitleri bu amaç için uygun olabilirler. Geç çiçeklenme ve dona dayanıklılık özelliğinin her ikisinin de olduğu, don zararına dayanıklı genotiplerin değerlendirilmesi gerekmektedir (Kodad ve ark., 2008).

Bademin kalitesi, badem ıslahı açısından önemli bir özelliktir. Badem meyvesinin kimyasal bileĢimi kalitenin organoleptik yönünden incelenmesi ıslahta büyük önem arz etmektedir. Bunun yanında badem tüketiminin faydaları, badem

içlerindeki antioksidan bileĢikler, yağ asitlerinden oleik asit ve tokoferol içeriğinin yüksek olması açısından da önem taĢımaktadır (Kodad ve ark., 2006).

Bademin diğer ıslah hedefleri arasında hastalıklara dayanıklılık da vardır.

Avustralya‟da yapılan ıslah çalıĢmalarının amacı yeni çeĢitlerin üretiminde sadece kendine verimli değil iç verimi ve kalitesinin yüksek olması yanında kurağa ve hastalıklara toleransının yüksek olmasıdır. Ġran‟da badem ıslahının en önemli amacı, yüksek verim ve kuvvetli büyüme alıĢkanlığı yanında geç çiçeklenen, dona dayanıklı, kendine verimli, hastalık ve zararlılara dayanıklılık gelmektedir (Sharafi ve ark., 2013).

Ülkemizde badem ıslahı konusunda çalıĢmalar 1960‟lı yıllarda baĢlamıĢtır.

Dokuzoğuz ve ark (1968), Batı Anadolu‟daki tohumdan yetiĢmiĢ badem ağaçları üzerinde yapılan geniĢ bir seleksiyon çalıĢmasıyla tarımsal değeri yüksek tipleri seçerek ilk ıslah çalıĢmalarını baĢlatmıĢlardır. Daha sonraki yıllarda bu çalıĢmayı;

Dokuzoğuz ve Gülcan (1973); Kalyoncu (1990); Cangi ve ġen (1991); AslantaĢ, (1993); Bostan ve ark (1995); ġimĢek (1996); Gercekçioğlu ve GüneĢ (1999);

Karadeniz ve Erman (1996); Balta (2002), Ağlar (2005), Yıldırım (2007)‟nin çalıĢmaları izlemiĢtir. Ayrıca özellikle ABD, Ġtalya, Fransa, Yunanistan, Tunus gibi ülkelerde 1960‟lı yıllardan beri badem çeĢit ıslahında çok sayıda çalıĢma yürütülmektedir.

Bu tezin amacı ise; kendine verimli ve geç çiçeklenmeye aday „„Gülcan 2 x Lauranne‟‟ ve „„Guara x Nurlu‟‟ F1 melez badem populasyonlarının, fenolojik, morfolojik, pomolojik özellikleri ile yağ asidi profilleri bakımından karakterize edilmesidir.

Benzer Belgeler