• Sonuç bulunamadı

Ocak 1925 gününde, çok saıda önemli ağa, şeyh, ve aralarında eski Hamidiye Miralayı Selim Zırkan'ın da bulunduğu

Özellikle 21 Haziran-7 Aralık 1921 devresinde gerçekleşen Cox- Churchill yazışması, Ingilizlerin Kürtler'e yönelik siyasetlerinin

4 Ocak 1925 gününde, çok saıda önemli ağa, şeyh, ve aralarında eski Hamidiye Miralayı Selim Zırkan'ın da bulunduğu

aşiret reisleri, Kırkan köyünde toplanarak strateji konusunda taştıştılar. Şeyh Sait, henüz isyan konusunda kararını vermiş değildi. Fakat, bu esnada oğlu Ali Rıza, yirmi sürü koyun sattığı Halep'den dönmüştü. Buradan elde edilen gelir de isyan için kullanılabilirdi. Ali Rıza, Halid Bey Cibran ve Yusuf Ziya'nın tutuklan­

masından ve babasının tahkikata uğramasından sonra Halep'e hareket etmişti. Ali Rıza, koyunları sattıktan sonra Kürdistan Teâli Cemiyeti üyeleri ve A zadî mensubu olduğu anlaşılan Seyyit Abdülkadir ile iştişarede bulunmak üzere Ankara ve İstanbul'a

gitmişti. Mustafa Kemal'e muhalif başka Türklerle ve Kürtler'le de görüştü. Ali Rıza, Şeyh Sait ve beraberindekilere, Ankara ve İstanbul'da görüştüğü kişilerin, isyanın daha başarılı olabilmesi için ilk ayaklanmaların Diyarbakır havalesinde başlamasının daha iyi olacağını düşündüklerini anlattı. Oğlunun anlattıkları, şeyhin kendi­

ne güvenin artmasına vesile oldu ve derhal bir fetva yazarak Ankara hükümeti ve Mustafa Kemal'i dini yıkmakla suçladı; böyle bir kâfirliğe başkaldırmanın câiz olmadığını ifade etmekteydi. Şeyh Sait, isyana katılmaya iknâ etmek ümidiyle Lolan ve Hormek aşiretlerine de mektup yazdı. Fakat, aşiret reisleri kat'iyetle reddederek isyana karşı savaşacaklarını bildirdiler.7 Şeyh sait, bu iki Alevi aşiretiyle uzlaşmaya çalıştı. Ankara'nın dinden uzaklaşmakta olduğunu Alevi ve Sünniler'in, şeref ve dinlerini muhafaza etmek için işbirliği yapma­

ları gerektiğini ifâde etmekteydi. Fakat, Alevîler bu ricaları reddede­

rek gerçekten de hükümet kuvvetleriyle aynı saflarda savaştılar.

Yanında yeraldıkları hükümet, 1920'deki Koçgiri isyanından beri mücadele etmiş oldukları hükümetin kendisiydi.

Öyle anlaşılıyor ki, Aleviler, Sünnîler'in idaresinde olacak müs­

takil bir Kürdistan'ın yaratılması çabalarına yardım etmek istemiyor­

lardı. Planlanmakta olan Şeyh Sait isyanının liderlerinden pek çoğu, geçmişte Hormek ve Lolan aşiretlerini zalimce ezmiş olan Hamidiye Alayları'nın eski kumandanlarıydı. Halid Bey Cibran, Hormekler'in ünlü lideri İbrahim Talu'nun oğlunu öldürmüştü. Alevîler, Nakşi­

bendi tarikatının hakim bir rol oynayacağı Sünni bir Kürdistan'dansa ismen Sünnî fakat lâik bir Türkiye'de daha güvenli olacaklarını düşünmekteydiler. Alevîlerin Şeyh'in teşebbüsünü reddetmeleri, isyanın potansiyel alanının daralmasına sebep oldu.

Bu talihsizliğe rağmen, Şeyh Sait, Ocak ayı boyunca seferberlik çalışmalarına devam etti. Kanlıova kazası Kanıreş köyünde 6 Ocak tarihinde yapılan bir toplantıda, hangi kuvvetlerin isyana katılmayan

Alevilere taarruz görevini alacakları kararlaşırıldı. 8 Ocak tarihinde Melekan köyünde başka bir toplantı daha yapılarak muharebe cep­

heleri ve kumandanları tespit edildi. Daha önceki bir toplantıda ise, isyanın Mart ayında başlatılması kararı verilmiş bulunuyordu.Beş asli cephe kurulacak; kuzey/kuzeydoğu cephesi Melekanlı Şeyh Abdullah'ın kumandasında; bu cephedeki diğer mıntıkalar ise, Çan Şeyhler, Hasanan aşiretleri, Mehmet Ağa, Halile Kete ve Şeyh Said'in oğlu Ali Rıza'nm kumandasında olacaktı. Harput cephesine Gökdereli Şeyh Şerif, Ergani cephesine Şeyh Said'in kardeşi Ab- durrahim, Diyarbakır cephesine Zaza Hakkı Bey ve batı cephesine Zaza Emiri Faruk kumanda edeceklerdi. Silvan (Farkin) cephesi ku­

mandanı, Şeyh Şemseddin olacaktı ve baş kumandanlığı Şeyh Said üstlenecekti.8

Şeyh Said, 6 Ocak toplantısından isyanın patlak verdiği 8 Şubat tarihine kadar seyahatine devam ederek aşiretler halkını seferber etmiş ve mahalli liderleri seçmiştir. Bir taraftan da, yeni fetvalar ver­

miş, Ankara hükümeti ve kemalistlerin kâfir siyasetini tenkid eden konuşmalar yapmaktaydı. Dini tekrar hakim kılmak için yola çıktığını söylemekteydi. Şeyh, 12 Ocak günü Çapukçur'da ve 15 Ocak gü­

nü Mehdi gibi karşılanmış olduğu Darahini'deydi. Burada em ir el- m ücahidin ünvanını aldı. 21 Ocak'ta Lice'deydi; 25 Ocak'ta Har­

put cephesi kumandanı tayin edilmiş olan Şeyh Şerifle buluştuğu Hani'deydi. Burada isyan başlayınca Şerifin Elazığ'a taarruza geç­

mesi kararlaştırıldı. Şeyh Said, yüz silahlı adamla birlikte 5 Şubat günü Piran'a vardı. İsyan, 8 Şubat 1925 tarihinde burada patlak verdi.9

İsyana K atılım

İsyana katılan Kürt aşiretlerinin hemen hemen hepsi, Lice-hani- Çapkur havalisinde yaşayan Zaza aşiretleriydi. Zazalar, kendi dillerini Dimili olarak adlandırırlar, ki bu, Kuzey İran'daki Daylam ile bir ilişki

ih-Tablo 2. Nisan ayı ortalarında isyan bölgesinde ve Irak'ın 170 mil içindeki Türk kuvvetleri

Kolordu Fırka Mavzer Kılıç Silah Uçak Toplam

Tayın

Not

V. Kolordu Karargahı - 350 150 - -

-(Seferber) 7. Fırka 5 .100 50 20 - -

-41.Fırka 5 .100 50 16? - 25.000

-VII.Kolordu Kgh. - 650 150 - 12 - 6 Nisan'da 4'ü

(kısmen seferber) 2.Fırka 2.800 50 12 - - göreve hazır

17.Fırka 2 .800 50 8 14.000 14 Nisan'da bu

1 .Süvari - 6 6 0 8 - - kolordunun se­

14,Süvari - 66 0 8 - - ferberlik çalışma­

5.Fırka 2.250 50 12? - 5.000 ları hâlâ sürmek­

(VI. Kolordu) teydi.

12. Fırka 2.250 50 12? - 5.000

(IX.Kolordu)

3. Fr. 11. Alay 1.700 - - - 3.000

(VIII.Kolordu)

TOPLAM 2 3 .0 0 0 1.920 96 12 52.000

timali akla getirmektedir. Kürtçe'nin Z a za lehçesi, Kuzey Kürdistan'daki diğer aşiretlerin kullandığı lehçe olan Kurmanci'den çok Kuzey Irak'ta Süleymaniye havalisinde kullanılan Gurani lehçesine benzer. Yaşadıkları alanlara yakınlığı sebebiyle pek çok Zaza ve Kurmançi, her iki lehçeyi de kullanabilmektedir.10

Van Bruinessen, Zaza halkının büyük bir çoğunluğunu, aşirete sel mülkiyetin ötesinde küçük toprak parçalarına ve az sayıda hayvana sahip olduklarını vurgulayarak belirtir. Bazi aşiretlerde, aşiretsel hayat çözülmektedir. Van Bruinessen'e göre, bu süreç, aşiret reisleri ile aşiret halkı arasındaki farkların azalmasına sebep ol­

maktadır; "dolayısıyla, halkın, ağaların talebi üzerine katılımdan kaçınmalarını gerektirecek çatışmalara rastlanmaz." Bu olgu, Zazalar arasında Kurmanciler arasında olduğundan daha fazla dayanışma duygusunun mevcuduyeti ve böylelikle isyana daha fazla katılmış olmaları ile sonuçlanmış olabilir. Ancak, lehçe farkı, iki grup arasın­

daki sosyal münasebetler açısından bir mani teşkil etmemektedir.

Şeyh Said İsyanı konusunda ilk elden yazılmış iki kitaptan birinin yazarı olan Şerif Fırat, Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da yaşayan üç büyük aşiret konfederasyonu arasında -Babakurdi, Kurmanci, Zaza- isyan bölgesinin doğusunda kalan bölgede yaşayan Babakürdi aşiretlerinin çoğunluğunu isyana hiç katılmamış olduk­

larını belirtmektedir. Kurmanciler ise iki konfederasyona bölünür:

Mil ve Zil. Yalnızca Mil aşiretleri isyana katılmış, Zil aşiretlerinin çoğu- Epdoyi, Celali, Dakuri, Zirkan.Şadili, Adenan, Torular, -isyana katıl­

madıkları gibi, hükümet saflarında savaşmışlardır.11

Kurmançiler'den Cibran ve Hasanan aşiretleri arasında katılım olmuştu. Halid Bey Cibran, Azadî'nin ilk reisiydi. Fakat, Van Bruines­

sen bu iki aşirtten tam katılım olup olmadığını tespit edemediğini belirtmektedir. "Raporlara göre", Şeyh Said İsyanı başarısız olduğu

I fiınr.ı*