• Sonuç bulunamadı

4. KEMÂLEDDÎN HÜSEYİN HAREZMÎ

4.2. Eserleri

4.2.1. Günümüze Ulaşan Eserler

4.2.1.1. Künûzü’l-Hakâyık Fi Rumûzi’d-Dekâyık

Gökbulut bu eserin 818/1416 yılında tamamlandığını ve Harezmî’nin ilk eseri

olduğunu söylemektedir (2013:49). Eser, Mevlânâ’nın Mesnevî’si ilham alınarak yazılmıştır. Rıza Kurtuluş, Harezmî’nin bu eseri müritlerinin isteği üzerine kaleme aldığını ve eserin tasavvufa dair nesir türünde yazılmış bir eser olduğunu ifade etmiştir (Kurtuluş, 2002:233). DeWeese, eserin iki yazma nüshasının günümüze ulaştığını

23

belirtmiştir. Bunlardan ilki İstanbul Topkapı Sarayında (Topkapı sarayı Müzesi Ktp., III. Ahmed Kitaplığı, nr. 1465, vr. 1b-210a), ikincisi de İngiltere’de (Biritish Museum, Or. 12984, 261 vr.) bulunmaktadır. DeWeese, eserin başka bir yazma nüshasının Konya Mevlânâ Müzesi’nde olabileceğini de belirtmiştir (1985:560).

4.2.1.2. Yenbû’u’l-Esrâr Fi Nesâyihi’l-Ebrâr

Eserin diğer adı Nasîhatnâme-i Şâhî’dir. Eser, Harezm emiri Şah Malik’in

bilgeliğini ve tecrübelerini ihtiva eden bir öğüt kitabıdır (Gökbulut, 2013:50). Eserin tamamlanma tarihi 832/1428-1429’dur. Eser ilki on bir, ikincisi dokuz bab olan iki bölümden oluşur. Eserde genellikle iyilik yapmak, ahlaklı olmak, iyi insanlarla oturup kalkmak, sultanın hükmüne rıza göstermek, tarikat, ilim ve marifet gibi konular işlenmiştir (DeWeese, 1985:224-227). DeWeese, eserin biri Lonra’da, ikisi Tahran’da, iksisi de Taşkent’te olmak üzere toplam beş yazma nüshasının olduğunu belirtmiştir (1985:560).

4.2.1.3. Nüzhetü’l-Müllâk Fi Hey’eti’l-Eflâk

Eserin diğer adı Şerh-i Mülahhas’tır. Bazı araştırmacılar eserin iki isimle

anılmasından hareketle bunların ayrı kitaplar olduğunu düşünmüştür. Ancak her iki eser de aynı kitaptır (Gökbulut, 2013:51). Nüzhetü’l-Müllâk Fi Hey’eti’l-Eflâk Harezmli bilim adamı Mahmud b. Muhammed b. Ömer Çagmînî’nin astronomi alanında kaleme aldığı Mülâhhas Fi’l-Hey’e adlı eserin Farsça şerhidir. Harezmî, bu eseri Muîzzüddîn Ebu’l-Menâkıb Abdulazîz Gürgân’a ithaf etmiştir (DeWeese, 1985:227-228). DeWeese, eserin biri Oxford’ta diğeri de Taşkent’te olmak üzere iki nüshası olduğunu belirtmiştir (1985:560). Harezmî, eseri 832-34/1428-30 yılında tamamlayarak İbrahim Sultan’a ithaf etmiştir (1985:230).

24

4.2.1.4. Maksadü’l-Aksâ Fi Tercümeti’l-Müstaksâ (Maksad-ı Aksâ Der Tercüme-i Müstaksâ)

Eser, Ebu’l-Kerem Abdüsselâm bin Muhammed bin Ebu’l-Hasan Ali Hacı

Firdevsî Enderesfânî’nin El-Müstaksâ Fi Şerhi’l-Müctelâ ismiyle on ikinci asrın ikinci yarısında Harezm’de Arapça olarak kaleme aldığı ve genel itibariyle Hz. Muhammed’in hayatını anlatan tarih kitabının Farsça bir tercümesidir (Gökbulut, 2013:52). Bu eser Kasîde-i Bürde şerhi olan Keşfü'l-Hüdâ’nın de en temel kaynaklarından biridir. İncelediğimiz eserde anlatılan kimi hikayeler yarıda kesilmiş ve Maksadü’l-Aksâ kitabına bakılması öğütlenmiştir:

"Bu fetó maóø ve elùÀf-ı SübóÀnì ėrdi, ve èinÀyet-i rabbÀnì birle ėrdi.; óaúúa kim bu àazveniŋ èacÀyibi óadd u iósÀ ve istìfÀ vü istiúãÀdın ziyÀdedür, kim besù tilese, bu øaèìf teélìf úılàan KitÀb-ı Maúãadü’l-AúãÀàa müùÀlaèa úılsun." (147b/07-11).

"Dirìà kim Saùìóniŋ èömridin az úalıp turur; furãat vefÀ úılmas kim ol Resÿlàa vaóy kėlgen çaúnı idrÀk úılsam. èAbdü’l-Mesìó bu sözlerni ėşitip SÀsÀnàa òaber yetkürdi bu úıããanıŋ tefÀãìlin Maúãad-ı AúãÀda kėltürüp turur" (85b/04-07).

"Resÿl èaleyhi’s-selÀm ol sözni icÀbet úıldı; taúı bì-nihÀyet mÀl u àanìmet alındı. Resÿl èaleyhi’s-selÀm ol mÀlnıŋ köprekini òulefÀé ve müèlifetü’l-úulÿbàa úısmet úıldı. BÀúì tefÀãìl-i úıããÀnı KitÀb-ı Maúãad-ı AúãÀda õikr úılıp turur biz" (141a/04-08).

Eser, yirmi beş baba bölünmüştür. İlk yirmi bab Hz. Muhammed’in hayatı, mucizeleri, savaşları gibi konuları; sonraki dört bab ise dört halifeyi anlatmaktadır. Eserin farklı yerlerde beş yazma nüshası bulunmaktadır (DeWeese, 1985:561).

25 4.2.1.5. Dîvân

Harezmî’nin elimizde bulunan eserleri incelendiğinde kendisinin bir Dîvân’ı

olduğuna dair herhangi bir bilgi bulunmamaktadır. Ancak DeWeese’nin aktardığı bilgilere göre İranlı ilim adamı Münzevî, bahsi geçen divanın üç nüshası bulunduğunu söylemektedir. Ancak Harezmî’ye ait olan bu eserin neşrinde Hallâc-ı Mansûr ismi kullanılmıştır. Dîvân, ilk olarak Hindistan’da Dîvân-ı Hallac ismiyle yayımlanmış, sonrasında da İran’da Dîvân-ı Hallâc-ı Mansûr adıyla neşredilmiştir. Harezmî’nin Divan’ında görülen dil ve üslup hem Kasîde-i Bürde şerhi Keşfü’l-Hüdâ Fi Sıfâtu’l- Mustafa’da hem de Kitab-ı Maksad-ı Aksâ’da yer alan dil ve üslupla benzerlik göstermektedir (1985:231-233).

4.2.1.6. Keşfü'l-Hüdâ (Keşfü’l-Hüdâ Fi Sıfâtu’l-Mustafa/ Keşfü’l-Hüdâ Der Medh-i Hazret-i Muhammed Mustafa)

Eser, Muhammed Bûsîrî’nin 162 beyitten oluşan ünlü Kasîde-i Bürde’sine

yazılan bir şerhtir. İncelemenin asıl konusu olduğundan ileriki bölümlerde detaylı bilgi verilecektir.

4.2.1.7. Şerh-i Fusûsu’l-Hikem

Eser, İbnü’l-Arabî’nin Füsûsu’l-Hikem adlı kitabına yazılan Farsça bir şerhtir.

Gökbulut, Harezmî’den bahseden ilk dönem kaynakların hiçbirinde onun Füsûsu’l- Hikem üzerine bir şerhi olduğuna değinilmediğini söylemektedir (2013:54). Ancak Harezmî’nin derin tasavvufî düşüncelerinin oluşmasında İbnü’l-Arabî’nin etkisi göz önüne alındığında onun bu eseri kaleme almış olabileceği kuvvetle muhtemeldir. Eser, Necip Mâyil Herevî tarafından 1945 yılında Tahran’da iki cilt halinde yayımlanmıştır. Herevî, bu şerhin Dâvud el-Kayserî (ö. 751/1350)’nin Matla’u Husûsi’l-kilem Fi Maani Fusûsi’l-Hikem adlı Arapça Füsûsu’l-Hikem şerhinin Farsça bir çevirisi olduğunu çeşitli örnekleri delil göstererek ispatlamaya çalışmıştır (Gökbulut, 2013:54).

26

4.2.1.8. Cevâhiru’l-Esrâr ve Zevâhiru’l-Envâr

Diğer tezkire yazarları gibi Nevâyî de Mecâlîsü’n-Nafâyîs adlı eserinde

Harezmî’nin Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmi’nin Mesnevî'sine bir şerh yazdığını belirtmiş ancak bu şerhin adı ve içeriği hakkında herhangi bir bilgi vermemiştir (Eraslan, 2001a:10; Eraslan, 2001b:321). Eldeki kaynaklar, Harezmî’nin Ebu’l-Vefâ-yi Harizmî’ye intisap ettiğini ve ondan Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî’nin Mesnevî’sini okuduğunu doğrulamaktadır. Zaten Harezmî’nin hayatına baktığımızda da onun bir Mevlânâ aşığı olduğunu görmekteyiz. Nitekim kendi eserlerinde de bunu vurgulamıştır. Cevâhiru’l-Esrâr ve Zevâhiru’l-Envâr’ın yazarın son eseri olduğu düşünülmektedir. Nitekim eser Harezmî’nin ömrü vefa etmediği için yarım kalmıştır. Eserin ilk taş baskısı 1312/1895 yılında Hindistan’da yapılmış olup sonrasında ise Muhammed Cevâd Şeriat tarafından 1348/1930 yılında Tahran’da dört cilt halinde yayımlanmıştır (Gökbulut, 2013:55-56).

Benzer Belgeler