• Sonuç bulunamadı

Günümüzde Dava Konusu Kavramı

D. ĠNCELEME PLANI

V. Günümüzde Dava Konusu Kavramı

KarĢılaĢtırmalı Hukukta Dava Konusu Kavramı 1.

Dava konusu tartıĢmaları bugün hala canlılığını koruyan bir problem olarak devam etmektedir. Yargılama için dava konusu temel kavramlardan biridir ve davanın tarafları arasındaki uyuĢmazlığı belirler. Davanın konusu açısından belirleyici olan maddi talep değil, usul hukukunda yer alan netice-i taleptir308. Özellikle tarafların ve mahkemenin ne üzerinde tartıĢacağı ve kararını ne Ģekilde vereceği konusunda bilgi sahibi olmaları adına da yargılamanın baĢında dava

307

07.06.2012 tarihli ve 6325 sayılı Kanun m.35 ile bu fıkrada yer alan “sulhe” ibaresinden sonra gelmek üzere “veya arabuluculuğa” ibaresi eklenmiĢtir.

308 Prütting, s. 302-303. Davanın konusu taleptir ve bu da Alman BGB § 194 anlamında bir maddi

konusunun belirlenerek tespiti gerekir309. Bu kapsamda dava konusu farklı Ģekillerde tasvir edilmiĢtir.

Habscheid’a göre, dava konusu, davacının hukukî korunma hakkının (buna yönelik talebin) dava ile sağlanmasıdır310

.

Hesselberg’e göre dava konusu, kendine özgü bir anlamı temsil etmektedir311

. Çünkü dava konusu farklı fonksiyonları ki özellikle tasarruf objesi olma312

ve eda taleplerinin taĢıyıcısı konumu ile maddi hukuk içerisinde usulî bir yakınlaĢma yaĢar. Gerek hükmün konusundan farklı olması ve normalde tespit yargılamasının talebin tespitini değil, hakkın veya hukukî iliĢkinin tespitini konu ediyor olması ve gerekse inĢai dava bakımından bir talebin değil aksine inĢai bir hakkın dava edilmesinin söz konusu olması gereği bu usulî talebin kendine özgü olduğu kabul edilmektedir. Ayrıca temelde de maddi hukuk ile de bir uyum içerisindedir. Bu nedenle dava konusu, mahkemeye yöneltilen ve talep sonucu ile ortaya konulan bir talep hakkında karar verilebilmesi olarak tanımlanabilir. Talep sonucunda eda talebine yönelik maddi talebin, inĢai talebe yönelik inĢai hakkın ya da tespiti istenen maddi hakkın gösterilerek talep edilmesi söz konusu olmaktadır313

.

Dava konusu kavramı bakımından özellikle Blomeyer farklı bir yol izleyerek bir tanım yapmaya çalıĢmıĢtır. Blomeyer, dava konusunun usulî (prozessualer Streitgegenstand) ve esasa (sachlicher Streitgegenstand) iliĢkin dava konusu ayrımı yapılarak ifade edilmesini ve bu kapsamda özellikle maddi anlamda kesin hüküm bakımından bu iki tanımın farklı amaçlara hizmet edeceğini iddia etmiĢtir314

. Normalde esasa iliĢkin bir hüküm almaya yönelik talep sonucu, davacının hukukî sonuca yönelik bir talebi ya da talep edilen konudaki hükmü alma yetkisidir. Bu da dava konusu tanımını ortaya çıkarır. Ancak geçerli bir davanın açılabilmesi için söz

309 Blomeyer - Zivilprozeβrecht, s. 231.

310 Habscheid, s. 24.

311 Hesselberger, s. 295.

312

Bu konuda ayrıntılı bilgi için bkz. Rimmelspacher, Bruno, Materiellrechtlicher Anspruch und Streitgegenstandsprobleme im Zivilprozess, Göttingen 1970, s. 136 vd.

313 Hesselberger, s. 296.

konusu olan dava Ģartları bakımından bir eksiklik olması halinde, belli bir hüküm almaya yönelik olan talep esasa değil, usule iliĢkin sebeplerle sona erecek ve bu sebeple sona eren dava bakımından bir usulî dava konusu söz konusu olmuĢ olacaktır315. Davanın usulî Ģartları hakkında karar verildikten sonra, davanın esası

hakkında davanın temellendirilmesine yönelik verilecek olan hükümle, esasa iliĢkin hüküm konusu üzerinde karar verilmiĢ olacaktır. Aslında her iki dava konusu da “talep sonucu” ile belirlenecektir. Bu durum özellikle maddi anlamda kesin hüküm bakımından usulî ya da esasa iliĢkin dava konusunun ferdileĢtirilmesi bakımından kendisini gösterecektir. Davanın usulden reddedilmesi halinde bu eksiklikler giderilirse tekrar aynı talep sonucuna binaen dava açılması mümkün olabilecektir. Esasa iliĢkin dava konusu bakımından ise, farklı talep sonuçları farklı dava konusunu vereceğinden, hükmün kesin hüküm etkisi de farklılaĢacaktır316

. Ki normalde maddi anlamda kesin hüküm etkisi usule ve esasa iliĢkin kararlar bakımından söz konusu olmakla birlikte, usule iliĢkin nihai kararlar sadece usulî eksiklik hakkında kesin hüküm niteliği taĢır ve usule iliĢkin eksiklik tamamlandığı anda, aynı konuda taraflarca tekrar dava açılabilmesi mümkün olur317. Çünkü usule iliĢkin verilen karar,

maddi hukuk açısından dava konusu üzerinde henüz kesinleĢmemiĢtir318

. Oysa esasa iliĢkin kararlar bakımından maddi anlamda kesin hüküm etkisi, tarafları, dava konusu ve dava sebebi aynı olan davalar bakımından değerlendirilmektedir. Bu bakımdan aslında hükmün konusu da, üzerinde hüküm tesis edilmiĢ esasa iliĢkin dava konusuna hizmet etmektedir.

Schlosser, dava konusunu, yargılamanın doğruluğu üzerindeki bir hak iddiasının tartıĢılması olarak tanımlamıĢtır319. Bu hak iddiası, ne zaman maddi hukuk

içeriğinden ayrılırsa (Wach ve Windscheid’ın görüĢlerinden sonra) iĢte ancak o zaman, davacının, davalıya karĢı yönelttiği bir hakkın, hak iddiası olarak ortaya çıkması söz konusu olur.

315 Blomeyer - Zivilprozeβrecht, s. 232.

316 Blomeyer - Zivilprozeβrecht, s. 233-234.

317

Atalı, Murat, Pekcanıtez Usul Medenî Usul Hukuku, 15. B., Ġstanbul 2017, s. 2057.

318 Özkaya - Ferendeci-Ferendeci, Hamide Özden, Kesin Hükmün Objektif Sınırları, Ġstanbul

2009, s. 97.

Schneider’e göre dava konusu ya da usulî talep, salt usul hukuku anlamında kavramlardır. Bugün bu usulî talebin, sadece hak iddiası ile, talep sonucu yanında vakıa ile ya da salt talep sonucu ile belirlenmesi gerektiği yönünde cevap arayan bir tartıĢma vardır320

. Bu kapsamda salt usulî bir kavram olan dava konusunun belirlenmesi için talep sonucuna (Klageantrag) bakılması gerekecektir.

KarĢılaĢtırmalı hukuk bakımından dava konusunu tanımlamaya yönelik çabaların geniĢletilmesi mümkündür. Ancak farklı dava konusu kavramlarına ve bunun içeriğinin ne Ģekilde doldurulacağına aĢağıda teoriler kısmında ayrıca ayrıntılı olarak yer verilecektir321.

Türk Hukukunda Dava Konusu Kavramı 2.

Türk hukukunda dava konusu kavramına iliĢkin yabancı doktrinlerde olduğu kadar geniĢ ve derinlemesine bir çalıĢma yapılmamıĢtır. Yabancı (Alman, Ġsviçre ve Avusturya) hukuk sistemlerinde olduğu gibi, uzun tartıĢmalar yaĢanmamakla birlikte, Türk hukuku açısından dava konusu kavramına iliĢkin bir görüĢ birliğine de varılamamıĢtır. Bu nedenle dava konusuna iliĢkin tanımlar tek unsurlu ve iki (çift) unsurlu görüĢler çerçevesinde toplanmıĢtır. AĢağıda ayrıntılı olarak yer verilecek olsa da Türk hukukunda özellikle tek ve çift unsurlu dava konusu teorilerine iliĢkin değerlendirmeler sonucunda “dava konusunun, dava ile elde edilmek istenilen sonuç

(netice)” olduğu yönündeki görüĢ çoğunluktadır322. Ancak bununla birlikte Türk

doktrininde dava konusunun bu talep sonucu ile birlikte vakıalar da olduğu yönünde

320 Schneider – Klage, s. 228, Rn. 1032.

321 Bkz. aĢa. § 2 C II III IV V VI.

322

Postacıoğlu – Usul, s. 232; Bilge, Necip/ Önen, Ergun, Medenî Yargılama Hukuku Dersleri, 3. B, Ankara 1978, s. 692; Önen, Ergun, Medenî Yargılama Hukuku, Ankara 1979 s. 160; Berkin, Necmeddin, Medenî, Usul Hukuku Rehberi, Ġstanbul 1982, s. 381; Gürdoğan - Kesin Hüküm, s. 75; Yılmaz – Islah, s. 186; Hanağası, Emel, Davada Menfaat, Ankara 2009, s. 124; Tanrıver – Usul - C. I, s. 628; Karslı, Abdurrahim, Medenî Muhakeme Hukuku, 3. B, Ġstanbul 2012, s. 490; Tanrıver – Derdestlik, s. 81; Kulaksız, Cengiz, Die Teilklage im deutschen und türkischen Zivilprozessrecht, Frankfurt am Main - Berlin 2004, s. 36 vd.; Börü – Devir, s. 221; Börü – Teori, s. 275; Akil, Cenk, Kısmî Dava, Ankara 2013, s. 128; Kuru/ Arslan/ Yılmaz, s. 719; Kuru, Baki, Hukuk Muhakemeleri Usulü, 6. B., C. 5, Ġstanbul 2001, s. 4987; Ulukapı, Ömer, Medenî Usul Hukukunda Dava ArkadaĢlığı, Konya 1991, s. 19-20. Yargıtay da aynı görüĢtedir. Bkz. Yrg. 19. HD., 13.05.2005 T., 2004/8800 E., 2005/5500 K. (Börü – Teori, s. 278, dn. 96).

iki unsurlu teoriyi savunan yazarlar da mevcuttur323. Teoriler bağlamında detaylı olarak ele alınacak olması nedeniyle bu kısımda Türk hukuku bakımından dava konusu kavramının ne Ģekilde ifade edildiğine yani tanımlandığına iliĢkin genel bir bilgi verilmekle yetinilecektir. Buna göre:

Dava konusu, dava dilekçesinde dayandırılan hayat olayına yani vakıalara dayanan netice-i taleptir324. Bir davanın konusu, maddi hakka dayalı sübjektif hakkın korunmasına yönelik taleptir325. Diğer bir deyiĢle dava konusu, tarafların dava veya

karĢı davada hukukî himayeye bağlı olarak mahkemece tanınmasını istedikleri haklarıdır326

.

Dava konusu ile kastedilen, talep sonucudur327. Diğer bir deyiĢle, davacının davada hükmedilmesini istediği Ģey yani netice-i talep, davanın konusudur. Bu bir hakkın tanınması, tespiti, bir Ģeyin yapılması ya da verilmesi, bir taahhüdün yerine getirilmesi, alacağın tahsili, borcun edası, müdahalenin önlenmesi, boĢanma ya da ayrılık, çocukların velayetinin verilmesi Ģeklinde olabilir328

.

Tarafların hayat olayına dayandırmak suretiyle mahkemeden talepte bulundukları sübjektif himayenin içeriği dava konusu olarak adlandırılır329

.

Dava konusu, basit anlamıyla davanın konusunun neye iliĢkin olduğunun özetini hem de maddi anlamda kesin hüküm, iddianın geniĢletilmesi ve değiĢtirilmesi yasağı ile ıslah gibi talepler bakımından kullanılan usulî talebi ifade eder330

.

323 Alangoya, Yavuz, Medenî Usul Hukukunda Vakıaların ve Delillerin Toplanmasına ĠliĢkin

Ġlkeler, Ġstanbul 1979, s. 105 vd.; Alangoya - Ġradî DeğiĢme, s. 44, dn. 68; Yıldırım - Teori, s. 40; Üstündağ, Saim, Medenî Yargılama Hukuku, C. 1-2, 7. B, Ġstanbul 2000, s. 527 vd., 529, dn. 35a; MuĢul, Timuçin, Medenî Usul Hukukunda Terdit ĠliĢkileri, 2. B, Ankara 2009, s. 100; Özkaya - Ferendeci – Objektif, s. 177; Ġyilikli, Ahmet Cahit, Hukuk Yargılamasında Kesin Hüküm, Ankara 2016, s. 311; Meriç, Nedim, Türk Hukukunda Maddi Anlamda Kesin Hükmün Objektif Sınırları, MĠHDER 2007, C. 3, S. 7, (s. 377 vd.), s. 394.

324 Ġyilikli, s. 311.

325 Ġyilikli, s. 312.

326

Ġyilikli, s. 365.

327 Tanrıver – Usul - C. I, s. 628; Berkin - Usul, s. 381.

328 Berkin - Usul, s. 382.

Dava konusu, dava neticesinde elde edilmek istenen sonuç, ileri sürülen bir haktır. Bu usulî talebin doldurduğu Ģekil, yani diğer bir ifade ile usulî talebin kendisidir331. MuĢul da dava konusunun, talep sonucu ve vakıalar kompleksinden oluĢan usulî talep olduğunu ifade etmiĢtir332

.

Dava konusu, dava ile elde edilmek istenen sonuçtur333

.

Müddeabih, davanın mevzuu, dava ile elde edilmek istenen neticedir334

. Dava açılırken elde edilmek istenilen netice yani davanın mevzuu, davacının madden ve hukuken tanıtmak istediği Ģeydir335.

Davanın konusu, davacının istem sonucu (netice-i talebi) ile özdeĢtir. Davada hüküm altına alınması istenilen Ģeyin özne açısından görünümü talep, nesne açısından görünümü ise davanın konusudur336

.

Dava konusu, dava dilekçesinde yer alan istemdir337. Diğer bir deyiĢle dava

konusu, salt talep sonucudur338.

Dava konusunu belirleyen Ģey yalnızca netice-i taleptir. O da mahkemeden istenilen Ģey olup davanın mevzuunu teĢkil etmektedir. Yani diğer bir deyiĢle, mahkemenin davayı kabul etmesi halinde kararında neyi hüküm altına alacağı hususunun açıkça beyan edilmesi durumudur339

.

330 Bulut, s. 303.

331

Özkaya - Ferendeci – Objektif, s. 43, 128.

332 MuĢul – Terdit, s. 100.

333 Ulukapı, Ömer, Derdestlik, YD 1995/4, (s. 395-442), s. 425; Börü – Teori, s. 257; Özbay,

Ġbrahim, Hakem Kararlarının Temyizi, Ankara 2004, s. 296; Gürdoğan – Kesin Hüküm, s. 75; Tiryaki, F., Derdestliğin ġartları, ABD 1979/2, (s. 34-40), s. 40.

334 Karafakih – Kesin Hüküm, s. 173; Gürdoğan – Kesin Hüküm, s. 75; Bilge/ Önen, s. 692.

335 Karafakih, s. 173.

336 Postacıoğlu/ Altay, s. 413.

337

TaĢpınar, Sema, Medenî Yargılama Hukukunda Ġspat SözleĢmeleri, Ankara 2001, s. 94.

338 Yılmaz – Islah, s. 191; Tanrıver – Derdestlik, s. 81; Hanağası – Menfaat, s. 124; Kulaksız, s.

38-39; Akil – Kısmî, s. 128.

Dava konusu, davacının belirli bir hayat olayına dayanarak hukukî talepte bulunmasıdır340.

B. DAVA KONUSU KAVRAMININ HUKUKÎ NĠTELĠĞĠ I. Genel Olarak

Dava konusu kavramı, usul hukukunun önemi haiz, tartıĢılmaya ve incelenmeye muhtaç, sınırlarının diğer usul hukuku kurumlarının (mesela derdestlik, görevli ve yetkili mahkemenin belirlenmesi, davaların yığılması, kesin hüküm gibi) tam olarak ortaya konulabilmesi için çizilmesi zorunlu ana konularından biridir. Hatta dava konusunun, davanın merkez unsuru olduğu da söylenmektedir341

. Yukarıda da ifade edildiği üzere gerek Alman, Ġsviçre ve Avusturya doktrininde gerek Türk doktrinde dava konusu üzerine tartıĢmalar devam etmekle birlikte dava konusu kavramı tam olarak açıklığa kavuĢturulamamıĢtır342. Hatta bazı yabancı usul

hukukçularının (Rosenberg, Lent gibi) dava konusuna iliĢkin görüĢlerini bir veya birden çok kez değiĢtirdiği dahi görülmektedir343. Ancak devletlerin farklı hukuk

yargılama sistemlerinin olması yeknesak bir dava konusunun ortaya konulamamasını makul kılmaktadır344. Dava konusunun açıklığa kavuĢturulması ihtiyacının temelinde

dava konusu ve talep kavramına iliĢkin bağın ortaya konulabilmesi yatmaktadır. Talep kavramının maddi hukuktan baĢlayan, usul hukukuna doğru giden ve hukukî korunma talebi olduğu yönündeki görüĢleri de içine alan kapsamı dava konusu teorilerinden önce dava konusu ile talep bağlantısının ortaya konulması için gereklidir. Dava konusu üzerindeki derin ve uzun yıllar süren tartıĢmalar, dava konusunun talep kavramı temelinde taĢıdığı önemden kaynaklanmaktadır. Dava konusu ve talebin eĢ anlamda kullanıldığı hukuk düzeninde davanın merkez

340

Yıldırım - Teori, s. 40.

341 Schwab – Ġhtilaf, s. 288; Rechberger, Walter H./ Simotta, Daphne-Ariane, Zivilprozeβrecht

(Erkenntnisverfahren), 3. Auflage, Wien 1986, s. 104.

342 Tanrıver – Derdestlik, s. 72; Yılmaz – Islah, s. 183; Schwab – Ġhtilaf, s. 288.

343

Schwab – Ġhtilaf, s. 292-293; Schwab, s. 28; Habschied, s. 65.

344 Lenze, Konrad, Von der actio im Privatrechtssystem Savignys zum Streitgegenstand im

Zivilprozeβrecht, Münster 1971, s. 134; Yılmaz – Islah, s. 184, dn. 255; Tanrıver – Derdestlik, s. 72.

unsurunu teĢkil eden bu kavramın ne Ģekilde anlaĢılması gerektiği345

, kanun koyucuların hangi saiklerle bu kavramı ele aldığı ve temellendirdiği, var olan talep kavramına iliĢkin beklenti ve düzenlemelerin ihtiyacı karĢılayıp karĢılamadığı uzun zaman tartıĢma konusu olmuĢtur. Bundan dolayı talep kavramından yola çıkarak dava konusu teorilerinin alt yapılarının oluĢturulması, talep kavramının tarihi geliĢimi ve bunun dava konusu üzerindeki etkileri ve bu yöndeki hukukî görüĢ ve öneriler incelenmeye muhtaçtır.

II. ÇeĢitli Hukuk Sistemlerinde Dava Konusu Olan “Talep” Kavramı