• Sonuç bulunamadı

Ermeni Tehciri Meseles

GÖZDEN DÜŞÜYOR!

Serbest fırka sırasındaki bitaraflığı ve vali ile münakaşaları Ankara'da iyi tesir bırakmıyan Ali Münif, 4’üncü devrede ni­ çin Halk Partisi listesi haricinde bırakıl­ dı?

Bunun sebebi, siyasî olduğu kadar İkti­ sadî mevzularla da ilgilidir:

1930’dan sonra Adana çiftçiliği buhran geçirmektedir. Kuraklık ve mahsullerin değer fiyatına satılamaması, memleketi kasıp kavurmaktadır. Bir, iki yıl süren bu devrede, çiftçilerin Ziraat Bankası’na borçlan çoğalmış, maliye de şiddetli ha­ rekete geçerek haciz yollanna başvur­ muştu. Bunlann şikâyetleri ayyuka çıkın­ ca Ali Münif, Ankara’da bizzat Gazi’yi zi­ yaret ederek durumu anlatmış ve Gazi’ den yakında yerinde incelemeler yapmak üzere Adana'ya geleceği vaadini almıştır.

Bir arife günü Gazi, Adana’ya gelmiş, dertleri dinlemiş, mebuslarla ayn ayn te­ mas etmiştir. Bir kötü tesadüf olarak o gün Ali Münif, Adana’da bulunmuyordu.

Diğer taraftan, birkaç kişi Serbest Fır­ ka sıralanndaki hâdiseleri de karıştıra­ rak, Atatürk’e yanlış malûmat vermişti. Atatürk, arife günü herkesin çarşıda ol­ duğunu ve alış - verişle meşgul bulundu­ ğunu görünce, buhranın büyütüldüğüne dair uzun beyanatta bulunmuştur. HALK PARTİSİ, ALİ MÜNİF’İ NAMZET GÖSTERMİYOR

Eski jurnallerin de tesiriyle seçim ye­ nilendiği zaman, 4. seçim devresinde Ali Münif, Halk Partisi’nce aday listesine a- hnmamıştır.

O zaman bazı vilâyetlerde açık yerler bırakılmış, bunun bir tanesi de Adana’ ya ayrılmıştır. Ali Münif’i mebus adayla­ rı arasında göremiyen halk, yirmi dört saat zarfında kaynaşmış ve aldıkları giz­ li kararla, Ali Münif’i bağımsız olarak seç­ meye karar vermiştir. Adana’nın mert ve cesur çocuklarının bu kararını işiten za­ manın valisi, buna mâni olmağa çalışmış 70

Atatürk, Adana seyahati sırasında, Adana Ulucamll’nde.

M « «

' « m-y-

rr*

J$S$wi r ğSiWSSSfki^ - ‘uf TOTnH ** '

fakat, resmî ve hususî alman bütün ted­ birlere ve baskılara rağmen, Ali Münif kahir bir ekseriyetle bağımsız Adana me­ busluğuna seçilmiştir.

Bu seçimde o kadar baskı olmuştur ki, sandık başında matbu namzet listesini ve tavsiye edilen isimleri yazmaya mecbur olan ikinci seçmenlerden bazıları, kime rey verdiğini, valiye ve sandık başmdaki- lere göstermek suretiyle reylerini açıkla­ mışlardır.

Rahmetli Ali Münif, bunlan anlatırken güler ve aralarında kendisine rey verme­ yen, akraba derecesinde yakm bir dostu­ nun, kalleş bir arkadaşının bulunduğunu söylerdi. Adım yazmıyacağım bu zatı ve baskılı meşhur seçimi, Çukurova’nın ka­ dirşinas evlâtları yakinen bilmektedirler. ATATÜRK’E TELGRAF

Bağımsız Adana mebusluğunu kazanan Ali Münif, derhal partinin genel başka­ nı Atatürk’e ve genel sekreteri Recep Bey’e, bir telgraf göndermiştir.

Bu uzun telgrafta, kendisinin Halk Par- tisi'nce namzet gösterilmediğini, fakat hemşehrilerinin bağımsız olarak mebus­ luğa seçtiklerini belirtmiş, partili olduğu cihetle kendisinin bu seçimi karşısında

partisinin nokta-i nazarını sormuştur. Partide kürsü verilmek suretiyle seçimi­ nin kabulü ciheti uygun görülmediği tak­ dirde, Halk Partisi’ne kayıtlı bir kimse­ nin bağımsız mebusluk yapmasının mânâ­ sız bulunacağını ve seçildiği mebusluktan istifa edeceğini bildirmiştir.

Recep Peker, Atatürk’le vaziyeti müna­ kaşa etmiş, her ikisi Ali Münife cevap olarak yolladıkları telgraflarla onu, si- tayişkâr cümlelerle tebrik ve partide kür­ sü verileceğini bildirmişlerdir.

Ali Münif mebusluğu sırasında, Çukur­ ova’da başlayan sulama hareketinin ilk müteşebbisi olmuştur.

Yanımızda mevcut olan bu uzun lâyi­ hanın esbabı mucibesi o kadar ilmi bir olgunluktadır ki, şimdiye kadar, Çukur­ ova’nın ziraî kıymetini belirten bu kadar ehemmiyetli bir rapora rastlanmamıştır.

Ali Münif particiliği, her münevver gi­ bi, bir fikir ve kanaat meselesi olarak te­ lâkki etmiş, daima memleket menfaatleri­ ni üstün tutarak konuşmuştur. Ali Münif, bu aziz toprağın 77 yıllık bir takvimi idi. Eski takvimler, daima yenileri için örnek olmuşlardır. Ben, Ali Münif’in hâtıratım bu gayeye hizmet için yazdım.

SO N

Yazan; Dr. Sedat Kumbaracılar

D ÂTÎH’ÎN Müslümanlık âlemine açtığı 1 Ayasofya’nın ahengine uydurularak ya­ pılan ilâvelerin en parlak nümunesini Ab- dülmecid devrinin dâhi hattatı Kazasker Mustafa izzet Efendi vermiştir.

Camilerde Allah, Muhammed ve ilk dört halife isimlerinin levha halinde yazılma­ sına Araplar başlamış, Türkler'de de bu hal an’ane haline gelmiştir.

Ayasofya’daki ilk levhalar Tekneci-zâde İbrahim Efendi tarafından 1644 yılında yazılarak yerine konmuştur. Bu husus Al­ lah isminin yazılı bulunduğu levhada be­ lirtilmişti. Celi hattı, zamanına göre, iyi yazalardan olan İbrahim Efendi’nin Yeni- cami kapılan üzerinde ve duvarlannı süs­ leyen İznik yapısı çinilerinde yazılan var­ dır.

1849 yılında Ayasofya'nın Fossati tara­ fından onanlması sırasında Tekneci -zâ- de'nin levhalan alınarak yerine Kazasker Mustafa izzet Efendi tarafından yazılan­ lar konmuştur. Sarayda, Enderun mekte­ binde yetişen izzet Efendi, hattat Yesâ- rî - zâde izzet ve Mustafa Vâsıf Efendi­ lerden ders alarak yetişmiş, zamanın en ünlü hattatı olmuştur.

Mustafa izzet Efendi, bu levhalann a-

sıllannı küçük ebadda yazmış, Ayasofya’ nın kayyumhanesinde, bu yazılar, talebe­ sinden Şefik Bey ve Ali Efendilerin yar- dlmıyle ve satranç (kareleme) usulüyle küçüğünden büyütülmüştür. Hazırlanan kalıplar, caminin içinde monte edilen dai­ revî zeminlerine altınla yapılmış ve yer­ lerine takılmıştır. Çerçeveleri bahriye ma­ rangozhanesinde yaptırılmış. Yekpare de­ ğil, parça halindedir.