• Sonuç bulunamadı

1.2. Türkçe Eğitimi ve Göstergebilim

1.2.2. Göstergebilim

Anlatıların açıklanması için çeşitli yöntemlere ihtiyaç duyulmaktadır. Eleştirel okumalar, metin yorumlamaları, metin incelemeleri ve çözümlemeleri bu yöntemlerden bazılarıdır. Son yıllarda genellikle anlatılarda sıradan metin inceleme ve açıklama teknikleri kullanılmaktadır. Bunların yanında kendine has bakış açısı ve incelemesiyle dikkat çeken göstergebilim, karşıt durumlardan yararlanarak anlamla ilgilenir. Metinlerdeki anlam ilişkilerini inceleyerek yorumlayan, metnin derin boyutuna inen göstergebilim, aslında dünyadaki her şeyin bir anlam ifade ettiğini vurgulamaktadır. Göstergebilim, anlamı da biçimlendirip tekrar sunabilir.

Göstergebilim, metindeki anlamlı yapıları açıklar, inceler ve betimler. Metin böylece öznel yorumlanmaktan çıkarak nesnelleşir ve daha genel geçer bir hâl alır (Akt.

Uçan, 2015: 60). Anlamın sağlıklı ve doğru bir biçimde ortaya çıkarılması için dilsel unsurları da belirlemek gerekir. Bu belirleme işleminin uygun bir yöntem ve yaklaşımla yapılması şarttır.

1960’tan sonra daha hızlı ilerleyen göstergebilim, çıkış anlamında dilbilimin yöntemlerini benimseyen ve göstergelerin anlamsal özelliklerini araştıran bilimkuramsal bir bilim dalıdır (Rıfat, 2000: 159). Göstergebilimin diğer bilimlerden farkını, özgün oluşunu ve çizgilerini belirleyen kendi manası ve özüdür.

Göstergebilim hiçbir bilime doğrudan bağlanmaz, onları da doğrudan kendine bağlamaz; fakat diğer bilimlere katkılar sağlayarak çeşitli iş birlikleri yapar. Bir varlığın anlamı sadece ondan ne anlaşıldığı değildir, göstergebilime göre ise anlam, belli bir düzeyde iletişim kurmayla veya insanların algıladıklarıyla gördükleriyle sınırlı değildir (Akt. İşeri, 2002: 45). Bu nedenle görünmeyen anlamlar karşılıklı ilişkiler ile tutarlı bir biçimde tanımlanabilir, ögeler arasındaki bağlantılar ortaya çıkarılabilir, sorgulanabilir.

Göstergeleri ifade eden bir bilimdir göstergebilim. Gösterge kavramına bakılacak olursa gösterge, kendisi dışında bir şeyler gösterebilen olgular, nesneler, varlıklardır.

Göstergeler doğadaki her şeydir. Kelimeler, duygular, ifadeler, mimikler, nesneler, varlıklar vb. kavramlar gösterge niteliği taşırlar. Göstergeler sayesinde bir anlam, bir ifade, bir bilgi insanlara etkili bir şekilde aktarılabilir. Göstergebilim işte bu göstergeleri inceleyerek hayatın her aşamasında bize yardımcı olan bir bilimdir (Yaylagül, 2015: 11-12). Doğadaki her şeyin bir anlam ifade ettiği düşünülürse, gerek amaç gerekse sebep yönüyle birbirleriyle ilişkili bu anlamların ve bağıntıların çözümünde göstergebilim devreye girecek ve bütüncül yaklaşımıyla karmaşık bağıntıları çözebilecektir.

Yapısalcı düşünce göstergebilim alanında çok önemli bir çıkış göstermiştir. Bu yeni bilim dalı 1960’larda değişik şekillerle zenginleşerek olağanüstü bir hızla gelişmiştir.

Andre Helbo başkanlığında M. Arrive, S. Marcus, C. Segre, B. Vardar gibi uzmanlar yüzlerce sayfaya ulaşan “Göstergebilimin Alanı” yapıtını ortaya koymuşlardır (Yücel, 2015: 109). Göstergebilim göstergeleri inceleyen bir bilimken günümüzde diğer bilimlerin ya da alanların yararlandığı bir anlam ve çözümleme bilimi hâline gelmiştir. Saussure ve Pierce göstergebilimin öncüleri olarak bilinmekte ve hâlen bu iki bilim insanının çalışmaları, bilim mirasları kullanılıp geliştirilmektedir. Bu çalışmalar bu bilimin dünyayı ve insanları anlamak için uğraştığını ifade etmektedir.

İnsanı ve dünyayı anlayıp çözmenin gayesi de gerçeği bulmak, gerçeğin peşine düşmektir. Gerçeğin peşinden gitmek; olaylara, olgulara, dünyaya ve evrene bütüncül yaklaşarak mümkün olabilmektedir.

Eğitim ve öğretimde kullanılan metinlerin yorumlanmasında, anlatılarla ilgilenen derslerde ve disiplinlerde kısacası çözümleme ve incelemelerde göstergebilim karşımıza çıkmaktadır. Metinlerin sözel ve görsel açıdan çözümlenmesi bu modern bilim sayesinde en doğru şekilde yapılabilmektedir. Göstergebilim göstergeleri incelediği için bu göstergelerin sunduğu mesajlar çoğu zaman doğrudan verilmemektedir ya da anlaşılamamaktadır. Bağıntıların ve bu bağıntılar arasındaki ilişkilerin iyi bilinmesi şarttır. Bir doktor, hastasını ameliyata almadan önce gerekli tetkikleri yapar. Doğru adımların atılması için bu araştırmaların sonuçlarının bütüncül olarak değerlendirilmesi gerekmektedir. Hastalığın belirtileri yani

göstergeler, mesajlar iyice anlaşılmalı ve doğru yorumlanmalıdır. Daha sonra bu hastalığın altında yatan gerçek anlamlar tespit edilmelidir. Bu tespitler kesitlere ayrılıp en küçük birimlere indirilerek daha detaylı, daha doğru yöntemler uygulanmalıdır. Süreç sonunda asıl bölümün tedavisine yönelik bir yol izlenmelidir.

Göstergebilim, anlamla ilgilenirken tıpkı doktor gibi yüzeyden derine kimi zaman da derinden yüzeye çeşitli çözümlemeler yapar ve gerçek anlama ulaşmaya çalışır.

Göstergebilim, dil alanında metinlerin çözümlenmesinde kullanılır. Metinleri yorumlarken içeriğe yönelik nesnel kodlar ve göndermeler sayesinde gizil anlamların ortaya çıkarılması için farklı değerlendirmeler yapar. Anlam üretme sürecinde bütün dizgeleri dikkate alırken aynı zamanda bu anlamları yeniden şekle sokup yapılandırabilir. Yeni anlamlar üretir ve bunu yaparken kendine özgü yöntemleri kullanır. Bir metni anlamak için sadece cümlelere, sözcüklere, yapılara odaklanmak yeterli olamamaktadır. Cümlelerin veya sözcüklerin uyumuna, mantıksal dizimine ve bütünlüğüne, cümlenin dışında söylenmek istenene kısacası anlama da bakmak gerekir. Anlamın analiz edilmesi, doğru anlaşılması, gün yüzüne çıkarılması göstergebilim sayesinde olacaktır. Bu süreçte anlamın ne olduğu ile ilgilenilmez nasıl oluştuğu ile ilgilenilir. Anlamın nereden doğduğu, ne söylenmek istenildiği, asıl olanın ne olduğu üzerinde durularak gerçeklik aranır.

Aldirgas Julien Greimas mantıksal-matematiksel göstergebilimi kurarak bu alanda önemli başarılara imza atmıştır. Greimas, göstergebilimin ana çizgisinin anlam olduğunu ifade etmiştir. Sözcükbiliminden daha sonra anlambilimine yönelen Greimas “Yapısal Anlambilim” adlı eserinde dizgeleri inceleyip anlambilimle ilgili farklı bir yöntem üretmiştir. Ayrıca göstergebilimin gayesinin dünyayı anlamak, çözümlemek, yorumlamak, olduğunu ifade etmiştir. Greimas’a göre göstergebilim insanlar arasındaki ilişkilerle, insanlar ile yaşadıkları dünya arasındaki ilişkileri, bağlantıları anlamaya çalışmanın yanı sıra bu ilişkiyi açıklamaktır. Greimas biçimsel ve kavramsal açıdan bir üst dil oluşturarak bağıntı kavramını vurgulamıştır. Karşıtlık, çelişiklik ve içerme olarak ele aldığı bu bağıntıları göstergebilimle ifade etmiştir

özne ve engelleyiciden oluşan altı eyleyen içeren bir model tasarlamıştır. Bu eyleyenler özne ve nesne etrafında konumlanan unsurlar içermektedir. Böylece eyleyensel örnekçenin temelleri atılmıştır.