• Sonuç bulunamadı

115

Ayrıca her ülkenin kendi ekonomik yapısına göre yüksek döviz harcaması gerektiren telefonlar için caydırıcı vergilendirmeler de yapılabilir. Böylece yüksek döviz harcamaları gerçekleşmeyeceği gibi vatandaşların büyük bir kısmına hitap eden akıllı cihazlarla onları buluşturabilme imkanına sahip olunacaktır. Yüksek döviz harcamalarından kurtulan gelişmemiş veya gelişmekte olan ülkenin sahip olduğu kısıtlı döviz, en rasyonel şekilde ülke ekonomisinde ve elektronik devletin gelişiminde kullanılabilir.

Sonuç olarak gelişmemiş ve gelişmekte olan ülkeler, birçok ekonomik ve sosyal sorunla karşı karşıyadır. Bu sorunların üstesinden gelmeye çalışan hükümetler, elektronik devlet uygulamalarını geliştirmek adına en azından ülke bütçesinin bir kısmını ayırırlarsa bu uygulamalarla hem ekonomik hem de sosyal sorunların çözülebilmesi mümkün hale gelecektir. Lakin dikkatli olunması gereken en önemli konulardan biri de yapılan teknolojik harcamanın yerinde olup olmadığıdır. Teknoloji sürekli gelişim halindeyken hatta bir teknolojik cihazın yıl içinde fiyatı düşüyorsa bakanlıkların ve kamu kurumlarının aldıkları cihazların fiyat performans olarak makul seviyede tutulması gerekmektedir. Ayrıca gelişmemiş ve gelişmekte olan ülkelerin hükümetleri, her yıl dolar bazında hangi cihazların lüks sayılacağını belirlemeli ve bu cihazların alınması durumunda vatandaşların ekstra vergilerle karşılaşabileceğini vatandaşlarına ifade edilmelidir. Böylece ülke elindeki döviz miktarını en iyi şekilde kullanabilme imkanına kavuşmuş olacaktır.

Siber Saldırılar İçin Öneriler

Siber saldırılar yalnızca internet ve bilgisayar teknolojileriyle eylem ve işlem yapan kamu kurumlarını değil, işletmeleri ve vatandaşları da içine alan dijital toplumun her bir bireyini tehdit etmektedir. Bu bağlamda kamu kurumlarında çalışan personelin, vatandaşların ve işletmelerin bilgisayar virüsleri (siber saldırılar) hakkında yeterli bilgi ve bilinç sahibi olması gerekmektedir. Çağımız koşullarında bu bilgi ve bilinç sahibi bireyleri yetiştirmek şüphesiz ki devletin ana görevlerinden birisi haline gelmiştir. Bu doğrultuda kamu çalışanlarına “Siber Savunma” veya “Bilgisayar Virüsleriyle Mücadele” adında zorunlu eğitimler verilmelidir. (Türkiye’de Halk Eğitim Müdürlüğünce 2016 yılından beri “Bilgi Güvenliği Bilinçlendirme Eğitimi”

116

adı altında benzer bir eğitim verilmektedir.) Kamu çalışanlarına verilen bu zorunlu eğitime paralel olarak ortaöğretim kurumlarında okuyan her bir öğrenciye de benzer eğitimler verilmelidir. Çünkü siber güvenlik bir lüks değil, dijital toplum için bir ulusal güvenlik meselesidir.

Siber güvenlik bilincinin yaygınlaştırılması için farklı bir öneri de televizyon izleme oranlarının en yoğun olduğu saatler belirlenmeli ve bu saatlerde zorunlu yayın olarak siber güvenliğin bir ulusal güvenlik meselesi olduğunu ifade eden ve güvenliğin nasıl sağlanabileceğini gösteren yayınların izleyicilerle buluşturulmalıdır. Benzer şekilde bir diğer yoğun internet kullanıcı grubu olan çocukların da bilinçlendirilmesi için çizgi filmler aracılığıyla (yaşları göz önüne alınarak) siber güvenlik hakkında bilgiler verilebilir.

Siber güvenlik sorunu yalnızca kullanıcıların bilinçlendirilmesiyle çözülecek bir güvenlik problemi değildir. Bilişim teknolojilerini kullanarak suç işleyen fail veya faillere verilen cezayla aynı suçu bilişim teknolojilerini kullanmadan işleyen fail veya faillere oranla daha büyük ceza verilmelidir. Çünkü bilgisayar korsanları bir suç işlediklerinde bunu genelde yalnız yapmazlar, yapsalar bile mutlaka bu suçun eğitimini veren bir grupla ilişki halinde bulunmuşturlar. Ayrıca işledikleri suçu kaydedip nasıl işlenebileceğini diğer grup veya bireylerle de paylaşabilirler. Sonuç olarak bir bilgisayar korsanı veya grubu bir suçu işlediğinde onun öncüsü olabilir, edindikleri bilgi ve deneyimleri diğer korsan birey ve gruplarla paylaşabilir ve bunun neticesinde gündelik hayatta en fazla bir veya iki kişinin mağdur edilebileceği bir suç, bilişim teknolojileri üzerinde aynı gün içinde milyonlarca kişiyi mağdur edebilir. Söz konusu mağduriyetlerin yaşanmaması adına yapılacak en önemli çalışma hukuki düzenlemelerle caydırıcılık sağlamak olacaktır.

Beşerî Faktörlerden Kaynaklanan Sorunlara Çözüm Önerileri

Bilgisayar ve akıllı cihaz okuryazarlığı daha önce de ifade edildiği gibi günümüzde elektronik ve mobil devletin en büyük sorunlarından biridir. Bu sorun sanıldığı gibi yalnızca yetişkin ve yaşlıların sorunu değil, yaşı ne olursa olsun tüm kullanıcıların ortak sorunudur. Dünyada bilgisayar ve akıllı cihazlara olan talep bilgisayar ve akıllı cihaz okuryazarlığı sorununun ortadan kaldırmamıştır. Günümüzde

117

iki yaşında veya yetmiş yaşında okuma ve yazma bilgisi olmayan bir kullanıcı, tablet veya bilgisayarlar aracılığıyla sosyal medya sayfalarında ve Youtube gibi video sitelerinde gezebilir. Fakat elektronik devlet açısından elektronik imza, mobil imza, elektronik devlet uygulamalarından kamu hizmeti alma ve talep etme gibi birçok işlem, maalesef yüksek öğrenim görmüş kişilerce bile gerçekleştirilememektedir. Bu sorun da siber güvenlikte olduğu gibi yine zorunlu eğitim aracılığıyla çözülebilir. Özellikle lisede eğitim gören öğrenciler, üniversite için merkezi sınavlara başvurabilme, çalışma hayatında veya eğitim hayatında kendisine lazım olabilecek tüm elektronik devlet uygulamalarını kullanabilme becerisini kazanmalıdır. Türkiye açısından turkiye.gov.tr adresine giriş yapabilmeyi, ÖSYM tarafından hazırlanan sınavlara başvuru ve ödeme yapabilmeyi, mobil ve elektronik şifreyle adres değişikliği yapabilmeyi ve son olarak turkiye.gov.tr adresiyle entegre olan veya olmayan diğer tüm uygulamalarla işlem yapabilmeyi öğrenmelidir.

Bir diğer öneri de elektronik devlet uygulamalarının vatandaşlar tarafından nasıl kullanılabileceği yazılı olarak uygulama sayfalarında sunulmalı ve hatta bu işlemlerin nasıl gerçekleştirilebileceği videolarla e-devletin uygulama sayfasında ve sosyal medya hesaplarında gösterilmelidir. Böylece konu hakkında hiçbir bilgisi olmayan kişiler de geçmişte eğitimini almış fakat bugün bu bilgilerini tazelemesi gereken kişiler de yapılan çalışmalardan faydalanabilecektir. Günümüzde elektronik devlet kapılarının Youtube kanalları incelendiğinde (Birleşik Krallık’ın @GovDigitalService, Güney Kore’nin @mospakorea ve Türkiye’nin @UChX28IHPQ2jyaBatdfRqGSQ (Türkiye’nin e-devlet kapısı maalesef kullanıcı adı almamış ve bu ifade edilen kullanıcı adı Youtube tarafından otomatik olarak verilen kullanıcı adıdır.) kullanıcıların nasıl hizmet alabilecekleri konusunda yeterli bilginin paylaşılmadığı görülmektedir. Güney Kore ve Birleşik Krallık güncel paylaşımlar yaparken, yapılan bu paylaşımlar e-devlet uygulamalarının nasıl hazırlandığı ve ne gibi faydalar sağladığı veya sağlayacağı üzerinedir. Türkiye’nin e-devlet kapısının Youtube sayfası incelendiğinde güncel paylaşımlar yapılmamakta, fakat Güney Kore ve Birleşik Krallığa oranla kullanıcıya hangi işlemi nasıl yapabileceği daha çok anlatılmaya çalışılmaktadır. Son olarak Türkiye ve Birleşik Krallığın kendine ait bir Youtube kanalı bulunurken Güney Kore’de İçişleri ve Güvenlik Bakanlığı’nın

118

(önceden Güvenlik ve Kamu Yönetimi Bakanlığı-Ministry of Security and Public Administration (MOSPA) kanalından (sayfasından) paylaşımlar yapılmaktadır.

Beşerî faktörlerden kaynaklanan sorunlara önemli bir öneri de okuma yazma bilmeyen ve bilgisayar/akıllı cihaz okur yazarlığı olmayan veya bu becerileri zayıf olanlara kolaylık sağlayacak, parmak izi okuyucu özelliği olan ayrıca sesli asistan ile kullanıcılara hangi işlemi gerçekleştirmek istediğini soran ve gerekli işlemleri gerçekleştirdikten sonra isteğe bağlı çıktı vererek işlemi sonlandıran akıllı bilgi hizmet noktalarıdır.(Kiokslardır) Sözgelimi

ikametgâh değişikliği yapmak isteyen vatandaş bilgi hizmet noktası kabinine akıllı kimlik kartını okutarak giriş yapar. Girdikten sonra bilgi hizmet nokta cihazı sesli asistan yardımıyla kimliğini doğrulamak adına parmağını parmak izi okuyucusuna uzatmasını ister ve kimlik doğrulama işlemi gerçekleştikten sonra “Hangi işlemi yapmak istersiniz?” diye vatandaşa sorar. İkametgâh değişikliği yapmak isteyen vatandaş bunu dile getirir ve doğrulama yapmak adına sesli asistan “İkametgâh değişikliğini belirtilen adrese yapıyorum kabul ediyor musunuz?” diye sorar ve onayı aldıktan sonra ikametgâh değişikliği dokümanını dahili yazıcı aracılığıyla vatandaşa verir. Bu öneriye ek olarak da aynı durum göz önüne alınarak e-devletten hizmet almak isteyen fakat bunu yapacak bilgi ve becerisi olmayan yaşlılar veya özel durumdaki kişiler hakkındadır. Bu kişilerin yapmak istediği işlemler ailesinden bir bireyce akıllı cihaz veya bilgisayar aracılığıyla yapılır ve yaşlı veya özel durumdaki kişi bilgi hizmet