• Sonuç bulunamadı

5. BAZI ÜLKELERDE KAMULAŞTIRMA

5.1. Fransa

Fransa sistemi devletin üstünlüğü ilkesine dayanmaktadır. Birey çıkarı üzerinden toplumun faydası sağlanmaya çalışılmaktadır. Kentleşmeyle hava alanı, hızlı tren, liman, büyük gabarili kanallar, tramvay yolları, nükleer reaktörlere ihtiyaç duyulması ve dünyanın tamamında ilgi gören büyük sportif faaliyetler kamulaştırma sebebidir.

Kamulaştırma Fransa’da idari ve yargı olmak üzere iki aşamalıdır. Birinci safha vali, bakan gibi idareciler tarafından yürütülür. Öncelikle bir kamu yararı beyanı ortaya konulur. Bunu takiben, projenin gerçekleştirilmesine yönelik kamuoyu araştırması için bir anket yapılmaktadır (Bauzerand, 2010). Anket komisyonunun bir raporuyla anketin sonuçları ve kamu yararı açıklanır. Ardından vali veya bakan parsel anketlerini başlatır. Tazminatlar ve projenin arazideki sınırları belirlenir. Kamulaştırmanın kamuya yüklediği mali bedel ve sosyal sonuçların, kamu yararını aşmaması halinde kamulaştırma yapılabilir. Bu raporlar daha sonraki çalışmaların zeminini oluşturur.

İdare tarafından, kendilerinden bağımsız, daha önceden belirlenen uzman listesinden bir anket komisyonu oluşturulur. Projenin büyüklüğüne göre 15 gün veya birkaç ay görev süresi içinde, komisyon raporunu tamamlar. Komisyon, hem proje hakkında vatandaşa bilgi verir hem de projenin etkinliği için çok önemli olan, vatandaş

görüşlerini raporlar. Ancak verdiği kararda hem kurumdan hem de vatandaşın düşüncelerinden bağımsız hareket eder.

Anket beş unsura sahiptir: • Açıklama notu • Durum tespit planı • Genel çalışma planı

• Büyük çaplı ana yapıların durumu • Harcamaların özet değerlendirmesi.

2002 Yılında kurulan halkın sesi olma misyonu verilen, mahkemeye gitmeyi azaltma amacına yönelik olarak görevlendirilen, ‘ulusal-kamu tartışması komisyonu’nda da konu tartışılır ve bu tartışmalarda raporlanır.

Açıklama raporunda, elde edilecek faydalar, bölgenin proje öncesindeki durumu, alınacak önlemler, projeyi yürüteceklerin yeterliliği ve kamulaştırma haricindeki yöntemlerin neden kullanılamadığı hususlarının yer aldığı, sosyo-ekonomik değerlendirmelerden de bahsedilmesi gerekmektedir (Bauzerand, 2010).

Raporlar kamulaştırma yargıcına iletildikten sonra, kamu yararı olup olmadığı hususunda karar verilir. Yargıç, ihtilafları ortadan kaldırmasına yeterli olacak şekilde olması beklenen açıklama notunda, projenin ana hedeflerinin iyi belirlenip belirlenmediğini, idarenin projesinin uygunluğunu, hakkında tartışma yapılıp yapılmadığını kontrol eder. Sonra kamulaştırma olmaması halinde, bu operasyonun gerçekleştirilip gerçekleştirilemeyeceğine karar verir. Eldeki imkanların olabildiğince tasarruflu kullanıldığını raporlarda görmek ister. Tahmini tutarlarla oluşturulan, maliyet-fayda bilançosunu çıkararak, oransallığı da kontrol eder. Ortaya çıkan meblağın kamu yararını aştığına da karar verilebilir.

Bu kontrollerden sonra iki tebliğ ortaya çıkarılır. Birincisi; kamu yararı tebliği, diğeri proje ve kamulaştırma tebliğidir. Ardından belirlenen tazminatlar çerçevesinde süreç tamamlanır.

Kamulaştırma ile ilgili değer tespitine dair son karar 1935’e kadar arazi sahiplerince oluşturulan bir jüri tarafından tespit edilmekteyken, bu tarihte yapılan değişiklikle 1958 yılına kadar, kurulan değer-tespit komisyonlarınca, bundan sonrada değerlemeden sorumlu olan hakimin kararıyla kesinleştirilmektedir (Akyol, Yomralıoğlu ve Uzun, 1992).

Sönmez (2002)’in Alsaç (1958)’tan aktardığına göre; kısmi kamulaştırmalarda kalan kısmın değerinin artması halinde artan kısım kamulaştırma bedelinden düşülmektedir. Kamulaştırmaya konu parselin çevresindeki parsellerde, %15’ten fazla değer artışı olması durumunda, bu fazlalık maliklerinden istenmekte, bu bedeli ödemeyen taşınmazlar da kamulaştırılabilmektedir.

Kamulaştırma finansı, Maliye Bakanlığı bünyesinde kurulan, “Ulusal Planlama ve Gelişme Fonu” ve “Ekonomik ve Sosyal Gelişme Fonu”ndan karşılanmaktadır (Akyol, Yomralıoğlu ve Uzun, 1992).

5.2. Almanya

Almanya’da kamulaştırma, anayasanın 14. maddesindeki mülkiyet ve miras hakkı ve sorumluluk başlığı altında düzenlenmiştir. Süreç, imar kanununun 85. maddesine göre yürütülmektedir.

Almanya’da kamulaştırma, öncelikle genel toplum, taşınmaz maliklerinin çıkarları ve sosyal konuların dikkate alındığı, kamu yararının gözetildiği bir çerçevede yürütülmelidir. Oransallık prensibine uyulmalı; mümkün olduğu kadar insanlara zarar vermeyen ve başka bir hukuki veya ekonomik çözümün olamayacağı kesin olmalıdır (Klaus, 2010).

Almanya’da orman ve tarım alanları toplulaştırma kapsamındadır (Akyol, Yomralıoğlu ve Uzun, 1992). Almanya’da toprak kültürünün korunması, çevreciliğin teşviki ve en az müdahale en büyük amaçtır.

Ön çalışmalar, planlar yapıldıktan sonra tek başına hareket edemeyen, yürütücü idare tarafından hazırlanan, diğer dezavantajlarla beraber, hava, su ve toprağa etkileri ile diğer çevresel etkilerinde dikkate alındığı, kamulaştırmadan başkaca bir yol olmadığı, serbest piyasada ihtiyaç duyulan taşınmazların alınmaya çalışıldığını da gösteren raporlar, izin alınmak üzere denetleyici istimlak idaresine gönderilir (Klaus, 2010). Bu idare, raporu inceledikten sonra, vatandaşlarla yürütücü idareyi bir duruşma şeklinde dinler, kamu yararına ve kamulaştırmaya karar vermesi halinde, uzlaşma sağlamaya çalışır. Uzlaşma olursa nihai karar verilir. Kamu yararı olduğu yönünde karar alınması halinde malik sadece tazminat alır. Projeyle mümkün olduğunca, en az mağduriyet yaşayacak kişi veya kişilerden kamulaştırma yapılır (Klaus, 2010).

Sönmez (2002)’in Evren (1970)’den aktardığına göre; boş arsa ve arazilerde konut amaçlı da kamulaştırma yapılabilmektedir. Arsalar uzun vadeli kiralanabilmektedir.

Denetleyici idare tarafından, yürütücü idareye yetki verilmesiyle istimlak yapılabilir. Denetleyici idare kamulaştırmayı uygun görmezse, o alanda başka bir kamulaştırma da söz konusu olamaz.

Taşınmaz bedeli ülke genelinde emlak fiyatlarının tespitinden sorumlu bir kurul tarafından serbest piyasa koşullarına göre belirlenir (Akyol, Yomralıoğlu ve Uzun, 1992). Ancak bedel hiçbir zaman ticari değeri aşamaz (Sönmez, 2002).

Almanya Danıştay’ı kamulaştırma karşılığını bir cismin aynadaki görüntüsü ile karşılaştırmakta, böylece alınacak bedelle aynı taşınmaz malın aynı yerde serbest fiyatla satın alınabilmesinin sağlanması gerektiği vurgulanmaktadır (Yıldız, 1995).

Taşınmaz malikleri, tazminat olarak para yerine arsa da isteyebilirler. Tazminatla ilgili anlaşmazlıklar asliye hukuk, kamulaştırmanın varlığı ile ilgili anlaşmazlıklar idari hukuk mahkemelerinde karara bağlanır.

Almanya’da kurumsallaşan kamulaştırma amaçlı arazi toplulaştırması çalışmaları da kendine özgü türü ile dört ilkeye sahiptir: eski taşınmazlardaki hakların, yeni taşınmazlar için öngörülen toprak kullanımının amaca uygun ölçeklere uydurulmasıyla iyileştirilmesi, uygunluk ilkesi; kamu tesislerine gerekli alanların kural olarak bütün taşınmaz sahiplerince değer orantılı karşılanması, dayanışma ilkesi; taşınmaz mal mülkiyetinin esas itibarıyla miktar olarak azalmayacağı ve ilgili mal sahibi için korunduğu, koruma ilkesi; özel taşınmaz maliklerinin çıkarının göz önünde tutulduğu, özel kullanılabilirlik ilkesidir (Weiss, 1995).

Kamulaştırma karşılığı malike yapı veya yapıdan hisse olarak ödenebilir. Kamulaştırma sonucu taşınmaz, belediyeler için iki yılda, diğer kurumlar için bir yılda tescil edilmemesi halinde mülkiyet malike dönmektedir (Sönmez, 2002).

5.3. Finlandiya

Hızla gelişen Finlandiya’da kamulaştırma en çok demiryolu ve karayolu ulaşımı amaçlarını gerçekleştirmek için yapılmaktadır. Bu ülkede 2,3 milyon ekilebilir alanın % 99,9’u özel mülkiyete konudur. 29 Milyon hektar ormanların da % 59’u özel mülkiyete konudur. Ekilebilir alanlardaki parseller küçük, orman alanlarındakiler de dar ve uzun olduğundan toplum bunların yeniden planlanmasını istemektedir. Bu ülkedeki bütün

arazi düzenlemeleri, kadastral çalışmalar ve otoyol kamulaştırmaları da Finlandiya Harita Kadastro Merkezi tarafından yürütülmektedir (Kotilainen, 2010).

1999 Anayasası temelinde kamulaştırma süreci devam etmektedir. 1977 Yılında çıkarılan kamulaştırma yasası, 2005-2007 yıllarında otoyol ve demiryolları ile ilgili çıkarılan kanunlar vardır. Çoğunlukla 1977 Yasası çerçevesinde süreç yönetilmektedir.

Kamu yararı çerçevesinde başlayan kamulaştırmada tam tazminat ilkesi korunmaktadır. Tespit edilen tazminatla kamulaştırılan taşınmaz malikinin, kamulaştırma öncesindeki ekonomik durumu ile sonrasındaki durumu aynı olması gerekmektedir.

Finlandiya’da kamulaştırma iki temel aşamaya sahiptir. Birincisi izin, ikincisi uygulama. İlk aşamada projeye dair ‘hazırlık mühendislik planı’ yapılır. Bu planda; hattın geçeceği yerin, muhtemel yolun topoğrafyası, durumu, neden buradan geçeceği, yapılan ölçümleri, projenin çevreye ve etraftaki taşınmazlara olası etkileri ve diğer bilgiler işi yapacak idare tarafından bir raporla ortaya konulur. Bu raporla ilgili bölgedeki halk bilgilendirilir ve sürece dahil edilir. Bu, projenin hızlı yürütülmesini sağlamaktadır.

Ardından yürütücü kurum, idare mahkemesinden izin alır. İdare mahkemesi hazırlık raporunu detaylı bir şekilde inceleyerek, öncelikle projeyle kamu yararı olduğu, sonra da seçilen güzergahın doğruluğu hususunda karar verir. Herhangi bir uzlaşmazlık halinde üst idari mahkemeye konu taşınır ve izin süreci netleştirilir.

Sonra nihai mühendislik planı ile teknik detaylar belirlenir. Herhangi bir sıkıntı olması halinde mahkemenin devreye girmesiyle çözüme ulaşılır. Son olarak da, arazi edinim süreci, tazminatın ödenmesi ve yapının inşaatı süreciyle proje tamamlanır.

Süreç iki uzmanla oluşturulan “kamulaştırma komitesi” ile yürütülür. Bu komite, bütün tazminatlara karar verme, arazi değişimine, yolların özel mülkiyet haklarına karar verme yetkisine sahip olmakla beraber, bütün ölçümleri, harita çalışmaları ve verilerin kadastro kütüğüne aktarımını da yapmakla görevlidir (Kotilainen, 2010). Tazminat, taşınmazın değeri ile beraber, proje çevresinde proje yapım süreci ve sonunda ortaya çıkabilecek dezavantajları da kapsamaktadır. Tazminatta esas olan, piyasa değeri yetmiyorsa, gelir gider kıymetlendirmesi yapılır. Değer tespiti için kamuya ait, satış fiyat kütüğü bilgilerinden yararlanılır. Sistemdeki bilgilerin geneli ve kamulaştırmaya konu taşınmazın çevresindeki satış değerleri kullanılarak coğrafi bilgi sistemi analizlerinden yararlanılır.

5.4. Rusya

Piyasa ekonomisine geçen Rusya edindiği rezerv birikimini altyapıya yönlendirmektedir. 2014 Sochi Kış Olimpiyatlarının yapılabilmesi yönünde, Rusya’da özel bir yasa çıkarılarak büyük kamulaştırmaların yolu açılmıştır. Ancak, Sovyet rejiminden gelen devlete güven eksikliği devam etmektedir. Halk, devleti demokratik kültürden yoksun bir makine gibi görmektedir. Mülk sahiplerinde, ‘devletin bütün adımları bir tehdit olabilir ve devlet işine ne gelirse onu kılıfına uydurabilir’ anlayışı hakimdir (Volovich, 2010).

Çünkü bazı kentlerde çok uzun süredir ayakta olan ve halen kullanılan binalar, tazminat ödenmeksizin yıkılmıştır. Sochi’de de 5000 kişinin yaşadığı 2500 yapı tazminatsız yıkılmıştır.

Ancak tazminat ödenmeye hak sahibi olanları ikna etmek için para haricinde, benzer kalitede toprak veya ev de verilebilmektedir.

Sochi gibi projelerde, piyasa değerinin 3-4 katına kadar fiyatın artması, devletin bütçesini zorlamaktadır. Sochi’de Arjantin’dekine benzer; binasını terk etmeyen vatandaşın binasının, yeni yapılan binanın üzerine yerleştirildiği uygulamalar vardır.

Rusya’da kamulaştırma, arazi kanununa dayalı yürütülmektedir. Kamulaştırma varsa, sınırları, gerekçesi sağlam bir şekilde ortaya konulmalı ve uluslararası anlaşma, milli güvenlik, altyapı gibi, gerekçeye temel oluşturan, motivasyonu açıklamalıdır. Bu çerçevede devlet karar alır (Volovich, 2010). Sonra alınan karar planlara, harita ve kadastro bilgilerine işlenir. Malike taşınmazın kamulaştırılacak, ancak bedeli ödenecektir denilir. Ardından öncelikle eşit, hakkaniyetli bir tazminat saptanır. Tazminat, bağımsız kıymetlendiriciler, ulusal konsey tarafından piyasa değeri üzerinden belirlenir. Konut tazminatında, insanların karşılaşabileceği zararlar, kişi başı minimum konut boyutu gibi hususlara dikkat edilir. 2000 yılından beri raporlara, bölgesel ve yerel incelemeler dahil edilmektedir. Anlaşma olmaması halinde, tazminat mahkeme tarafından belirlenmektedir.

5.5. Polonya

Polonya’da kamulaştırma için arazi yasasına göre kamu yararı kararı ve proje sınırları ile ilgili karar alınır. Gerekçe, çok açık bir şekilde halka anlatılmalıdır.

Kamulaştırma öncesi para veya başka taşınmaz takası ile anlaşma yolu sağlanmaya çalışılmalıdır (Walacik, 2010).

Kamulaştırma için üç koşul vardır; bu taşınmazın başka alternatifinin olmaması, imar planında kamu yararına ayrılmış alanda olması ve arazinin sözleşme veya anlaşma yoluyla elde edilme imkanının olmaması gerekmektedir.

Arazi edinimi anlaşma ile yapılamıyorsa, kamulaştırma söz konusu olur. Ancak sivil bir anlaşma varsa, malike parası ödenir ve işlem devam eder.

Kamulaştırma için idare mahkemesine başvuru yapılır. Anlaşmazlık halinde başlayan kamulaştırma sürecinde, bu taşınmaza ihtiyaç olduğu ortaya konulmalıdır. İki ay daha malike süre verilir ve yine anlaşma sağlanamaması halinde idare mahkemesi tarafından tespit edilen miktar malike ödenir. İdare mahkemesi, bölgenin mülki amirinden de konu hakkında görüş alır ve iktisap için nihai karar alınır. Bundan sonra tazminat süreci başlar.

Tazminat, emsal taşınmazlar esas alınarak, piyasa değeri üzerinden belirlenir. Tazminat piyasa değeri ile beraber, bunun % 5 fazlası ve her halde 2500 Euro ilave edilmesiyle kesinleştirilir. Malikin tazminata itiraz hakkı temyiz mahkemesinde kararlaştırıldıktan sonra kesinleştirilir. Tazminatta temel esas, tam değil adil olmasıdır.

Malikle beraber, taşınmazı halen kullanana ve diğer hak sahibi olanlara da ödeme yapılır. Eğer bir yol genişletme amaçlı kamulaştırma söz konusu ise, yeni güzergah eski hattın olduğu arazinin değerinden daha değerli ise ilave % 50 bedel daha ödenir (Walacik, 2010).

5.6. Avusturya

Kamulaştırma kamu hizmetleri ve iskan amaçlı olabilmektedir. Sönmez (2002)’in Evren (1970)’den aktardığına göre; hükümet veya belediyeler tarafından kamulaştırma kararı alınabilmektedir. Kamulaştırma bedeli kamulaştırmayı yapacak kurum tarafından belirlenmekte ve hukuk mahkemelerinde bu değere itiraz edilebilmektedir. Kamulaştırma bedeli ticari değer; piyasa değeri olarak tespit edilmektedir. Kamulaştırma sonrası oluşan değerde dikkate alınmaktadır. Sönmez (2002)’in Alsaç (1958)’tan aktardığına göre; kamulaştırma sonrası artan değer kamulaştırma bedelinden düşülmektedir.

5.7. Hollanda

Kamulaştırma, kamu yatırımları, konut yapımı, ıslah çalışmaları, zarar verici yapılar ve kentsel dönüşüm çalışmaları çerçevesinde yapılabilmektedir. Kamu kurumları ile beraber mesken yapacak şirketler de kamulaştırma yapmaya yetkilidirler.

Kamulaştırma kararını ilgili idareler verir, üst makamlara itiraz edilebilir, bu mercilerin alacağı kararlar kesin kararı vermek üzere krallığa bildirilir.

Sönmez (2002)’in Alsaç(1958) ve Evren (1970)’den aktardığına göre; piyasa değeri baz alınarak belirlenen bedel, iki tarafında tespit ettiği bilirkişilerin ortak hakemliğinde mahkemelerce kesinleştirilir. Bedel yerine kısmen veya tamamen başka taşınmazlar da verilebilmektedir.

5.8. İngiltere

Kamulaştırmayı gerektiren durum ve işlemi gerçekleştirecek kurumlar yasayla belirlenmiştir. Her uygulamada kamulaştırma kararı ilgili kurum tarafından onanır. Yerel yönetimler tarafından konut amaçlı kamulaştırma yapılır ve bu kendi kurumsal ihtiyaçları haricinde üçüncü kişilerin ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik de olabilir (Sönmez, 2002).

İngiltere’de değerlendirme 6 kriter üzerinden yapılır. Bunlardan ilk beşi değer tespiti üzerine, altıncısı iş kaybı, taşınma, enflasyon gibi diğer etkileri tazmin eder (Aykol, Yomralıoğlu ve Uzun, 1992). Sönmez (2002)’in Alsaç (1958)’tan aktardığına göre; kamulaştırma bedeline bu iş için kurulmuş özel mahkemelerde itiraz edilebilir. Bu mahkemelerde halk tarafından seçilmiş üyeler de bulunmaktadır.

5.9. İtalya

Batı felsefesi ve hukuki temellerinin dayandığı Roma’da kamulaştırma, M.Ö. 181’lerde krallık çağında, ilk uygulamalarına rastlanılan metinlerde iki aşamada yürütülmüştür. Kamuyu temsil eden magistranın kamu yararı düşüncesiyle ihtiyaç duyulan taşınmaz maliklerine devir yönünde verilen emirle kamulaştırma başlar. Çoğunlukla dinsel bir ödev kabul edilen bu emir üzerine bedelde yapılan anlaşmadan, alım-satım sözleşmesinden sonra mallar magistraya devredilir. Anlaşma olmaması durumunda magistranın ‘hukuka uygun’ coercitio yetkisine dayanarak, baskı sonucunda

da olsa mal sahibi uymaya zorlanır ve sözleşme imzalanır. Bu ikinci aşama birinciye göre, daha yoğunluklu olmak üzere her ikisinde de, cebri özellik belirgindir. Roma’da baskıya rağmen de olsa, kamulaştırmanın tamamlanabilmesi için malikin kabulü şarttır (Karadeniz, 1975). Günümüzde ise, kamulaştırma; Sönmez (2002)’in Evren (1970)’den aktardığına göre; kamu kurumları yanında, konut kooperatifleri, ucuz konut dairesi tarafından gerçekleştirilmektedir.

Belediyeler tarafından alınan kamulaştırma kararına itirazlar valiliklere yapılır, il idare komisyonlarınca son karar verilir. Bedel ilgili idare tarafından belirlenir, itiraz halinde belediye başkanı ve yardımcıları hakemlik yapar. Buna da itiraz edilmesi halinde bilirkişilerin görüşleriyle mahkemelerce karar verilir. Sönmez (2002)’in Alsaç (1958)’tan aktardığına göre, konut amaçlı kamulaştırmalarda bedel belirlenirken, son on yıllık kiralar dikkate alınır.

Benzer Belgeler