• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 2: EVLĐLĐK ÖNCESĐ ĐLĐŞKĐYĐ BELĐRLEYEN UNSURLAR VE

3.5. Arkadaşlık Đlişkileri Bakımdan Flört ve Görücü usulü

3.5.1.1. Flörtte Arkadaşlık Aşaması

Batı toplumunda yaşandığı şekliyle flört ise, belli başlı üç aşamadan oluşmaktadır. Bu aşamalar, arkadaşlık, sevgililik ve cinsellik aşamalarıdır (Tahran, 2006: 37).

Đlk aşama n başlamasıdır. Tanışarak yada aynı ortamlarda bulunmaları dolayısıyla, karşı iki cins birbirlerinin farkına vararak arkadaş olmaya karar verirler. n başlaması, hoşlanmaya dayalıdır. Fiziksel cazibeye bağlı çekicilik önemli rol oynamaktadır.

3.5.1.2. Flörtte Sevgililik Aşaması

Sevgililik aşaması ilgi, sevgi gibi birtakım duygusal mekanizmaların devreye girmesiyle başlamaktadır. Đki tarafta birbirlerine kendilerini açarak, gizli yönlerini paylaşmaya başlarlar. Bağlılık ve sadakat duyguları belirir. Birbirlerinin hangi tür ihtiyaçlarını karşılayacaklarını sınarlar. Đlişkinin kendine özgü güç dengesi kurulur ve karşılıklı tatmin sağlanırsa ilişki devam eder.

3.5.1.3. Flörtte Cinsellik Aşaması

Flört nın özellikle batı toplumunda görüldüğü şekliyle, üçüncü aşaması cinsel ilişkidir.

Đki cinsin baştan beri bir araya gelmesinde cinsel istek ve eğilimlerin rolü vardır. Erkek ve kadın arasındaki temel cinsiyet farkı bu aşamada açıkça ortaya çıkar.

Kadının karşı cinse yakınlığı duygusallığından kaynaklanırken erkeğin, genellikle karşı cinse yakınlaşma nedeni, cinsel ilişki isteğidir. Kadın sevgi ve aşk ister cinsellik verir; erkekse cinsellik ister sevgi ve aşk verir (Tarhan, 2006: 43).

Cinsel ilişkinin sonuçlanması erkek ve kadında farklı tepkiler doğurmaktadır. Özellikle ilişkinin ayrılmayla sonuçlanması üzerine kadın, kendini kullanılmış hisseder. Erkek ise, elde ettiği kadın cinselliği karşısında, kolaylıkla ulaştığından değer vermemeye başlar. Eğer erkek son aşamaya beklemeden geçmişse, ilişkinin başarısızlıkla sonuçlanması daha yüksek düzeydedir.

Bekaret ve Đffet

Türk toplumunda bekaret, iffet ve namus kavramları önemini korumaktadır. Bekaret toplumda saflık, temizlik, masumiyet, kirletilmemişlik olarak anlamlandırılır (Doğan, 2001: 144).

Tekirdağ’da “kuşak kuşatma” adı verilen kuşak bağlama yaygındır. Kuşak gelin babası tarafından bağlanır ve bekareti simgeler. Aynı zamanda Orta Asya Türklerinin bolluk bereket ve uğur için kuşak bağladıkları bilinmektedir (Kalafat, 1994: 37). Genç kız evleninceye kadar bekaretini korumalıdır.

Đffet ise, ahlaki temizlik, namus, ırz ve doğruluk olarak anlamlandırılmaktadır (Doğan, 2001: 606). Kadının iffeti kızlık zarına ve bekarete bağlanmaktadır (Fahri, 1984: 168).

Evlilik öncesi dikkat edilmesi gereken bekaret, cinsellik aşamasının yaşanmasıyla birlikte kadın için, psikolojik bunalım nedeni olmaktadır. Ayrıca flört’ün son aşamasında cinsellik yaşanmışsa, ilişkinin başarısızlıkla sonuçlanma oranı yüksek düzeydedir.

Son aşama olan cinsellik aşamasına ne kadar hızlı geçilmişse, ilişkinin başarısı da o oranda düşük olacaktır. Bundan da daha çok kadın zarar görecek, kendini kullanılmış hissedecektir.

Üniversite öğrencilerine yönelik bir araştırmada, "evlenme kararı verirken bekaret konusu sizce önemli midir?" sorusuna toplam öğrencilerin %66'sı, evlenme kararı verirken "bekaret" konusunun farklı derecelerde de olsa önemli olduğunu %34'ü ise bekaretin önemsiz olduğunu ifade etmişlerdir (Özgüven ve Bilge, 1996). Bekarete verilen önem öğrencilik sonrası artacaktır. Çünkü, erkek geleneksel toplumun beklentisine uyarak, bakire biriyle evlenmek isteyecektir. Ayrıca kadının flört’te cinsel ilişki yaşaması, toplumsal sorunlara da yol açmaktadır.

3.5.2. Flört ile Eğitim Đlişkisi

Üniversite öğrencileriyle yapılan bir araştırmada (Özgüven ve Bilge, 1996), karşıt cins nın eş seçimini etkileyip etkilemediği sorulmuştur. Öğrencilerin yaklaşık % 84’ü farklı derecelerde olmakla birlikte karşıt cins nın eş seçimini etkilediğini, % 16'sı ise çok az yada hiç etkilemediği kanısında olduklarını belirtmişlerdir. Üniversite öğrencilerinin çoğu, flört’ün gerekli ve etkin bir yöntem olduğunu düşünmektedirler.

Aynı araştırmada, üniversite öğrencilerinin flört'e karşı olan tutumları da incelenmiştir. Araştırmada, öğrencilere sorulan, "Evlilik öncesinde bireylerin flört etmesini uygun buluyor musunuz?" şeklinde bir soruya, toplam öğrencilerin % 82'si, kızların % 86'sı ve erkeklerin % 77'si "evet" cevabı vermişlerdir. Üniversite öğrencilerinin çoğu, flört’ü uygun bulduklarını ifade etmektedirler.

Ülkemizde, Kayadibi (1992) tarafından yapılan bir araştırmaya göre akademisyen olan kadınların %95'i flört ederek evlenmelerine karşın, gecekondu bölgesinde yaşayan kadınların sadece %31'i bu tür bir evlilik yapmışlardır. Koçinoğlu'nun (1971) yaptığı bir araştırmaya göre de üst sosyo-ekonomik düzeydeki bireylerin çoğunluğu "anlaşarak" evlenmelerine karşın, daha alt sosyoekonomik düzeydekiler çoğunlukla "görücü" usulü ile evlenmektedirler (Özgüven, 2000: 52).

Ülkemizde üniversitelerde flört yaygın bir şekilde uygulanmaktadır. Bu derece kabul edilebilir olan yaygın uygulanabilirlik eğitim kurumu ve özellikle üniversiteler dışında görülmemektedir. Üniversitelerdeki yaygın flört uygulaması oranı, toplumun üst SED’inde rastlanan oranla yaklaşık düzeyde bulunmaktadır.

Türkiye’de uygulanmakta olan, modern eğitim batının flört anlayışının en büyük taşıyıcı kurumu olmuştur. Eğitimin hedefi ise, iş piyasasına uyumluluk ve üst düzey verimlilik gibi kapitalist ekonominin pragmatist ilkeleri olmuştur.

Bir taraftan üretirken diğer taraftan bolca tüketen, hazcı, kariyer amaçlayan, özgür ve ben merkezci kişilik ve karakter, başarının gereği olarak sunulmaktadır. Bu zihniyet ve kültür öğeleri, her kesimden ve inanç bağlısından öğrencilerde az yada çok fakat belli

oranda yerleşmektedir. Bu durum geleneksel toplum yapısının diğergam kültür öğelerine uygunluk içermemektedir.

Aile, akraba ve çevresi ile yetiştiği sosyokültürel bağlılıklarından uzakta okuyan öğrenciler, ne kadar özgür ve bağımsız bir çevrede olursa, o kadar bağımsızlık kazanmaktadır. Bu durum ise, bulunduğu şehre yabancılaşmayı (Erkal, 1997: 314) artırarak, öğrenimi süresince farklı bir kimlik kazanmasını sağlamakta, böylece hızlı toplumsal değişim geçirilmektedir.

Öğrenci, ailesinin yanına döndüğünde kültür öğelerinin, geleneksel öğeleriyle karşılaşmaktadır. Bu durum gencin evliliği geciktirmesine ve kariyer gibi nedenlerle, aile çevresine bağlılığının azalmasına yol açmaktadır. Modern eğitim yoluyla yaygınlık kazanan flört bireylerin, kültür ve zihniyet yapısının değişmesine de neden olmaktadır.

3.5.3. Flört Süresi

Flört süresi bakımından ilişki türleri incelenerek bazı sonuçlara varılmıştır. Çiftlerin birbiriyle tanışması ve evlilik birlikteliğine kadar geçen zaman süresinin uzunluğu, birlikteliğin gelişiminin yavaşlığı yada uzunluğu ile aralarındaki çatışmanın sıklığı bakımlarından farklılıklar görülebilir. Đki karşı cins arasındaki ilişkinin seyri, yaş, birikim ve ilişkiye hazır olup olmamaları, toplumsal çevreleri ve aralarındaki uyum gibi etkenler tarafından belirlenmektedir.

Huston ve çalışma grubu, 50 çift üzerinde yaptıkları araştırmada, ilişkilerin gelişme durumunu belirlemeye çalışmışlardır. Tanışma, ciddi olarak çıkma, kavgaların seyri, aileleriyle tanıştırma gibi aşamaları baz alarak evlilik düşüncesi ihtimalini bunlara göre değerlendirmişlerdir. Araştırmanın sonunda üç tür ilişki gelişimine ulaşmışlar ve ilişkiyi bunlara göre sınıflamışlardır (Huston ve Surra, 1981).

Araştırmanın sonuçlarını yorumlayan Hortaçsu (2003: 153) ilişki süresi ile ilgili sonuçlardan hareketle ve araştırmamızda öne sürüldüğü gibi, en verimli ilişki türünün orta hızda gerçekleşen ilişkiler olduğunu belirtmektedir.

Hızlandırılmış ilişkilerde, tanışmadan ortalama 10 ay sonra evlilik kararı alınmış ve 18 ay içinde nikah kıyılmıştır. Orta hızda gelişen ilişkiler, çatışmaların en az görüldüğü ilişki türü olmuştur. Bu ilişkilerde düzgün bir gelişme izlenmiş evlilik kararı ortalama 9

ay içinde alınırken, tanışmadan da iki yıl sonra evlilik gerçekleşmiştir. Uzatmalı ilişkilerde, diğerlerine kıyasla daha çok çatışma olduğu görülmüş ve evlilik kararı alınması da en erken 3 yıllık bir süreden sonra olmuştur. Đlişkiyi etkileyen çok sayıda olumlu yada olumsuz olaylar gerçekleşmiş, evlilik kararı alınmasından nikaha kadar geçen süre ortalama 15,5 ay olmuştur.

Ancak bu sürelerin batıdaki flört uygulamasına ait sınırlılıklarla belirlendiği unutulmamalıdır. Kısa, orta ve uzun vadeli süreler, Türk toplumu özellikleri ve flörtün Türkiye’deki uygulanma pratiği düşünüldüğünde, yine de uzun sürelerdir. Türkiye’de flört için gereken ortalama süre, 6 ay olarak görülmelidir.

Ayrıca üst SED dışında son aşama olan cinsellik aşamasının genellikle yaşanmadığı da dikkate alınmalıdır. Alt ve orta SED’de genellikle cinsellik aşaması olmazken, üniversite öğrencilerinin çoğunlukla, sosyoekonomik düzeyden bağımsız olarak sürdürdükleri flört yaşantısının, batı flört na da daha uyumlu olduğu görülmektedir. Üniversite öğrencilerinin flört konusunda, genel toplumsal yapıdan farklı yapıları, karşılaştırmalı araştırmalarla incelenmelidir.

Uzatmalı ilişkilerde, zamanın yarısı ciddi olarak çıkmakla geçmektedir. Bu da aslında yarı evlilik yaşantısı olmaktadır. Özellikle Batının sınırsız ve özgür flört anlayışında durum böyledir. Ülkemizde ise bağımsızlığını kazanmış üniversite öğrencilerinin, flört ne kadar uzarsa, çiftlerin evlenmeden önce evlilik yaşantısına o kadar fazla başlamış olduklarının göstergesi olarak görülmektedir. Bu durum ise mekan, çevre ve sosyokültürel özellikler yönünden, öğrenimi boyunca bağlılıkları azalmış öğrenciler ile üst SED’den özgürlüğünü ve bağımsızlığını kazanmış bireylerde görülebilen bir olgu olarak karşımıza çıkmaktadır.

Araştırmada, evli çiftlerde geçmiş yaşantılarında, birlikteliklerinin ciddiyetinin ne kadar sürede sağlandığının değerlendirmesi istenerek, Huston’un araştırması gibi ayrıntılı analize tabi tutulmasa da, diğer dolaylı sorularla bu yöndeki tutumlara yönelik inançlar, yorumlanmaya çalışılmıştır. Araştırmada dikkat çeken durum, flört süresinin uzamasına bağlı olarak, evlilik kararının olumsuz etkilenmesi olmuştur.

Ülkemizde bazı orta ve üst SED’den özgürlük ve bağımsızlığını kazanmış bireylerin evliliklerinin geciktiği görülmektedir. Ayrıca bu tür ilişki biçimleri hayat tarzı olarak

benimsenmekte ve evliliğe karşı bir tutum ortaya çıkabilmektedir. Evliliğe karşı olumsuz tutumların oluşması, hem flört süresinin uzamasına hem de flört sayısının artmasına bağlı olabilmektedir.

Huston’un ve arkadaşlarının araştırma sonuçları da bunu doğrulamaktadır. Uzatmalı ilişkilerde evlilik ihtimali bizzat ilişkiyi sürdüren çiftler bakımından yüksek görülmediği için başka seçenekleri de değerlendirebilmek amacıyla zamanlarının bir kısmını da başkalarına ayırabilmektedirler. Kısacası bu tür ilişkilerde tam anlamıyla ilişki ciddiyeti sağlanamamaktadır. Bu nitelikteki ilişkilerin fazlalaşması ile birlikte de, evliliğe ve evlenmeye karşı olumsuz tutumların artma eğilimi gösterdiği görülmektedir.

Flört süresi uzadıkça ve bireyin yaşadığı flört sayısı arttıkça, ilişkiyi basit bahanelerle bitirme yada aldatmalar karşımıza çıkabilmektedir. Sonuçta her iki durumda da, evlilik kararı alma oranı zayıflamakta ve büyük oranda evlilik gerçekleşmemektedir.

Bu durum, araştırmada bulunan, geleneksel yapıdan ne kadar uzak bir tutuma yönelinirse, o kadar çok aykırı ve olumsuz sonuçların doğabileceği olgusunu desteklemektedir. Diğer taraftan, toplumda hayırlı işlerin acele yapılması gerektiği öngörüsü yaygındır. Bu yüzden söz kesildikten sonra nişan ve nikah aşamaları kısa sürede tamamlanmaktadır.

Ancak örneklem grubunda, ilişki ne kadar uzarsa evlilik adaylarının birbirini o kadar iyi tanıyacağına inancın da yaygın kanaat olduğu ortaya çıkmıştır. Bu durum toplumsal yapıdaki tutumlarda çelişki bulunduğunu göstermektedir. Çelişkili tutum, hızlı toplumsal değişmeye bağlı olarak ortaya çıkan, birtakım tutum ve davranışların arkasında yatan zihniyet değişmesinin gerçekleşmemesiyle, açıklanabilir. Bu da kültür ve zihniyet değişmelerinin çok uzun süre almasının (Turhan, 1969) sonucu olmalıdır. Bu konudaki toplumsal olgunun, tam olarak ortaya çıkartılması için, çeşitli araştırmalara ihtiyaç vardır.

Ayrıca, sürenin uzamasının evlilik kararına olumsuz etkisi, görücü usul ilişkisinden daha çok, flört ilişkisine ait bir özellik olarak kabul edilebilir. Çünkü geleneksel yapıda gerçekleşen görücü usule bağlı bazı gecikmelerin (özellikle nişan sonrası), askerlik ve iş sahibi olmak gibi önemli ve evlilik kararını geciktirecek meşru dayanakları vardır.

Geleneksel yöntemde nişanlılığın uzamasının toplumsal meşruiyeti, evlilik kararının alınmasında aile ve akrabaların onayının alınmış olmasına bağlıdır.

3.5.4. Arkadaşlık Đlişkisi Bakımından Ulaşılan Sonuçlar

Arkadaşlık ilişkisi bakımından, flört ve görücülük usulüyle ilgili gelinen durumu özetlemek ve birtakım sonuçlar, aşağıda maddeler ile özetlenebilir:

Evliliği düşünmeye başlayan gençler için arkadaşlık bir "arayış" dönemidir. Bu dönemde bireylerin "ideal eş" tipi şekillenmeye başlamaktadır.

Karşı cins arkadaşlığının belirgin örneği, flört modelidir.

Batı da genellikle flörte, sonucunda hiçbir şey olmayacağı bilinerek başlanmaktadır.

Flörtü görücülükten ayıran temel işlev, “evlilik” amaçlı olmaktan daha çok, “karşı cinsi tanıma amaçlı” olmasıdır.

Tanıma amaçlı yapılan flört, ileride düşünülen evliliklerin ya hiç gerçekleşmemesine yada gecikerek yapılacak, sevgisiz formalite evliliklere neden olabilecektir.

Flörtün ana işlevi birçok seçenek arasından kendine en uygununu seçebilmektir.

Flört, arkadaşlık, sevgililik ve cinsellik olmak üzere üç aşamadan oluşmaktadır.

Toplumdaki yaygın kanaat, flört süresi ne kadar çok uzarsa, ilişkinin o kadar başarılı olacağıdır.

Son aşamada cinsellik yaşanmışsa, ilişkinin başarısızlıkla sonuçlanma oranı yüksek düzeydedir.

Son aşama olan cinsellik aşamasına ne kadar hızlı geçilmişse, ilişkinin başarısı da o oranda düşük olacaktır.

Türk toplumunda bekaret, iffet ve namus kavramları önemini korumaktadır.

Toplumsal normlara aykırı olarak, evlilik öncesi cinselliğin yaşanması, kadının psikolojik sorunlar yaşamasına neden olmaktadır.

Türkiye’de modern eğitim ve üniversiteler, batının flört anlayışının en büyük taşıyıcı kurumu olmuştur.

Flört süresi ne kadar çok uzarsa, evlilik kararı da o kadar düşük düzeyde alınmaktadır.

Flört süresi uzadıkça ve yaşanan flört sayısı arttıkça, ilişkiyi basit bahanelerle bitirme yada aldatma davranışı daha çok olmaktadır.

Toplumda bir taraftan, hayırlı işlerde acele edilmesi gerektiği öngörüsü yaygınken; diğer tarafta, flört süresi ne kadar uzarsa ilişkinin o kadar başarılı olacağı kanaati yaygındır. Çelişkili durum, birtakım tutum ve davranışların arkasında yatan zihniyet değişmesinin gerçekleşmemesiyle, açıklanabilir.

Görücü usulde evlilik kararının gecikmesi, genellikle flört kadar olumsuz sonuçlanmamaktadır.

Görücü usulde evliliğin gecikmesinin meşruiyeti, ailenin onayına ve askerlik, iş sahibi olmak gibi meşru gerekliliklere bağlıdır.

Evliliğe karşı olumsuz tutumların artış eğilimi, hem flört süresinin uzamasına hem de flört sayısının artmasına bağlı olabilmektedir.

Flört ilişkisinin başarısını, aile ile ilişkiler ve uyum aşamasının varlığı yada yokluğu önemli ölçüde etkilemektedir.

Türk toplumunda genellikle, ancak üniversite öğrenciliğinin bitişiyle birlikte, iş-meslek bulma süreci tamamlandıktan sonra, ciddi bir evlilik girişiminde bulunulmaktadır.