• Sonuç bulunamadı

1.6. Dünyada Girişimciliğin Gelişimi

1.6.1. Fizyokrat Düşüncede Girişimcilik

1.6.1.1. Richard Cantillon (1680-1734)

Merkantilizm’den fizyokrasiye geçiş de önemli roller oynayan, modern iktisadın en önemli isimlerin biri olarak ifade edilen, aslen Fransız olmasına rağmen İngiltere’de bankacılık yapan Cantillon, ölümünde 21 sene sonra yayınlanan “Essai Sur la Nature du commerce en general” ismini verdiği çalışmasında iktisat literatüründe ilk kez girişimci bireyin ekonomik düzen içerisindeki rolünden bahsetmiştir. Üç bölümden oluşan bu kitabından birinci bölümde servet, ücret ve değerler ile ilgili tanımlamalar yapmıştır. Ayrıca bir ülkenin zenginleşmesi için

toprağın ve emeğin rolü üzerinde durmuş ve toplumu oluşturan sınıfların topraktan elde ettikleri ile ayakta durabildiklerini ifade etmiştir. İkinci bölümde, fiyat oluşumu, paranın dolaşımı ve fazi gibi kavramlar anlatılmıştır. Son olarak üçüncü bölümde ise, dış ticaret ve bankacılık üzerinde durmuştur (Jevons, 1952: 47). Cantillon’un bu kitabı fizyokrat düşünce içerisinde çok önemli olmasına rağman bir süre sonra unutulmuş, ancak Jevons’un 1881’de yayınlamış olduğu “Richard Cantillon and The Nationality, of Political Economy” isimli makale ile yeniden gündeme getirmiştir. Ayrıca, Jevons, Cantillon’un kitabını iktisat üzerine yapılmış ilk sistematik inceleme” olarak takdim etmiştir (Savaş, 1999: 199).

Cantillon, girişimcilik (entrepreneurship) kavramına bugünkü anlamını yükleyen kişidir. 18. yüzyılın başlarına kadar girişimcilik, daha çok kamu kurumlarına belirli anlaşmalar karşlığında mal sağlayan bir kurum olarak bilinirken, Cantillon girişimciliğin, piyasadaki talebi göz önünde bulundurarak kar elde etmek amacıyla riski üstlenen ve üretim faktörlerini bir araya getirerek üretimi gerçekleştiren ve ticari faaliyetleri organize eden bir kurum olduğunu ifade etmiştir. Bu kurumun iktisadi hayata dinamizm getirdiğini ve üretimin gerçekleşmesini sağlayarak toplumun zenginleşmesine ortam hazırladığını savunmuştur (Pressman, 1999: 12). Ayrıca Cantillon’a göre girişimci tarafından ithal edilen hammmadenin ürüne dönüştürüldükten sonra yüksek bir fiyat ile ihraç edilmesi sonucu ülkeye altın ve gümüş girişi artacak ve ülke zenginleşecektir. Bu zenginleşmeden de toplumun yararlanması gerektiğini savunmuştur (Srivastava, 1965: 43).

Cantillon, ürünün kıymetini sadece toprak miktarı ile ölçmüştür ve bu doğrultuda bazı önemli sonuçlara ulaşmıştır. Cantillon’a göre herkesin serveti topraktan kaynaklanır. Toprak servetin kaynağı olup, bu servet üç ayrı ranta bölünür. Bunlardan bir tanesi toprak sahibine gider, diğer ikisi kiracı çiftçide kalır ve bunlardan biri çiftçinin üretim harcamalarını karşılar, diğeri de onun karını meydana getirdiğini ifade etmiştir. Bu çerçevede toprak sahibini bağımsız olarak nitelendirerek, bağımlı sınıf olarak gördüğü girişimcilerden ayırmıştır. Cantillon’a göre girişimcilerin gelirleri belirsizdir; çünkü ürünleri belli fiyatlardan aldıkları halde hangi fiyattan satacakları önceden belli olmaz. Girişimciler zenginleştikçe, sahipleri ortadan kalkan arazileri

satın almak suretiyle toprak sahibi olmaya da başlarlar. Bu nedenle de girişimciler sayesinden toplumun yapısının donuk olarak kalmayacağını ve değişiklik göstereceğini ifade etmiştir (Savaş, 1999: 201).

1.6.1.2. François Quesnay (1694-1774)

Fizyokratik iktisadi düşüncenin kurucularından olan Quesnay tıp öğrenim görmüş, hayatının ilk yıllarında tıp ile ilgili yazılar yazmış ancak ellibeş yaşından sonra iktisat bilimine ilgi duymaya başlamıştır. Bu çerçevede Cantillon’un düşüncelerinden oldukça etkilenmiştir. 1758 yılından yayınlamış olduğu “Economic Table” adlı eserinde girişimcilerin yenilik yaratma konusundaki yeteneklerinden bahsetmiştir.

Quesnay’a göre toprak servetin kaynağıdır ve tarımsal faaliyetlerle servet meydana gelir. Ülkenin zenginleşmesini tarımsal üretimdeki artışa bağlamıştır ve bu çerçevede tarımın desteklenmesini, verimin artırılmasını ve bu kesimin üretkendliğini azaltan her faktörün ortadan kaldırılması gerektiğini ifade etmiştir. Bu görüşler ışığında toplumu çiftçiler, toprak sahipleri ve sanayiciler olarak üç sınıfa ayırmıştır. Çiftçiler dışında kalan sınıfların faydalı hizmetler sunduklarını ancak kısır olduğunu iddia etmiştir. Toprağı işlyerek net hasılayı elde eden çitçileri gerçek anlamda üretken sınıf olarak ifade etmiştir. Diğer sınıfların toprağın ekilmesiyle elde edilen net hasılayı kullanarak varlığını sürdürdüğünü söylemiş ve bu çerçevede toprak sahiplerinin topraklarını ekip biçen zengin çiftçileri de girişimci olarak tanımlamıştır (Ersoy, 2008: 257-259).

1.6.1.3. Robert Jacques Turgot (1727-1781)

Fizyokrat düşüncenin önemli düşünürlerinden biri olan Turgot, çeşitli devlet görevlerinden bulunmuş, bir kez Donanma Bakanı ve bir kez de Maliye Bakanı olarak Fransız hükümetinden görev yapmıştır. 1769 yılından yayınlanan “Reflections sur la

formation et la fistrubition des richesses” adlı eserinde girişimcilik ile ilgili görüşlerini

Turgot, girişimci kavramını bugünkü anlamda kullanmış, zengin tarım işletmelerinin toprağı verimli kullandıklarını ileri sürmüştür. Turgot, tasarrufları yatırıma dönüştüren “sermayedar girişimciden” bahsetmiştir. Ona göre toplumda üretici iki kesim bulunmaktadır. Bunlar sermaye destekli girişimciler ve işçilerdir. Girişimci organize ettiği işinden kazandığı parayı sahibiyle paylaşan, karının bir kısmını ona faiz olarak ödeyen kişidir (Oser, 1970: 36).

Turgot, ortaya çıkan fazla üretimi rant olarak ifade etmiştir ve girişimciyi kapitalist çiftçi olarak takdim etmiştir. Kapitalist çiftçiliğe Turgot “Büyük Tarım” (la grande culture) adını vermiştir. Bu çiftçi-müteşebbis sınıfın eskisi gibi çift süren ve ürüne ortak olan kişiler olmadığını Nantes ve Bordeaux’daki gemi sahipleri gibi kapitallerini daha yüksek kar getiren işlerde kullanarak geçindiklerini ifade etmiştir. Ayrıca Turgot, toplumun gereksinim duyacağı kapitali yeni bir sınıf olarak gördüğü kapitalist-müteşebbis sınıfın sağlayacağını söylemiştir. Turgot’a göre tarımın, imalat sanayinin ve ticaretin çalışan sınıfları iki grup insana ayrılabilir. Bir grubun kapitalist müteşebbis olacağını bütün avansları elde edeceğini, diğer grubun da sadece ücret geliri elde eden çalışanlar olacağını ifade etmiştir (Savaş, 1999: 253-254).

Benzer Belgeler