• Sonuç bulunamadı

Fer’ilik İlkesi

Taşınır rehni, teminatı olduğu alacağın varlığına bağlı fer’i bir haktır179

. Rehin hakkının geçerliliği, kural olarak, alacak hakkının varlığına bağlıdır180

. Rehin hakkı, bir alacakla birlikte doğar, alacakla birlikte el değiştirir. Borç ilişkisinin ifa veya di- ğer herhangi bir sebeple sona ermesi halinde, rehin hakkı da sona erer (TBK 131). Taşınır rehni alanında fer’ilik ilkesinin doğrudan düzenlendiği tek hüküm, alacağın sona ermesi halinde rehin konusunun rehin verene geri verileceğine ilişkin MK 944’tür. Bu hükme göre alacaklı, alacağın ifası veya başka bir suretle sona ermesi halinde, taşınırı hak sahibine vermekle yükümlüdür (MK 944/1). Alacağın tamamına kavuşmadığı sürece alacaklı, rehnin tamamını veya bir kısmını iade etmekle zorunda değildir (TTK 944/2).

İleride doğması muhtemel veya şarta bağlı alacak üzerinde, fer’i niteliği bulu- nan bir rehin hakkı kurulabilir mi? Taşınmaz rehnine ilişkin MK 881/1 hükmü kıya- sen, taşınır rehnine de uygulanır181. Ancak, taşınmaz rehninde henüz mevcut olma- yan bir alacak lehine tapuda yapılan tescilin hüküm doğurmasına ilişkin MK 856, taşınır rehnine kıyas yoluyla uygulanamaz. Bununla birlikte, ileride doğacak bir ala- cak lehine taşınır rehni hakkı, alacağın doğumu ile hüküm ifade eder182

.

Rehin alacaklısı, rehinle temin edilmiş olan alacağını başkasına temlik ederse, rehin hakkı da temlik alana geçer (TBK 189/1). Bu durumda, temlik eden alacaklı, borçluya karşı doğacak tüm zararlardan sorumlu olur (MK 945/2). Bu kural, rehin alacaklısının, rehin konusu şey üzerinde bir başkası lehine taşınır rehni tesis etmesin- de de geçerlidir (MK 945/2). Kambiyo senedi ile teminat altına alınmış bir alacağın

179 AKİPEK / AKINTÜRK 836; AYİTER 185; CANSEL 10; DAVRAN, Rehin Hukuku 79;

ERTAŞ, Şeref: Eşya Hukuku, 6. B., Ankara 2005, s. 543; GÜRSOY / EREN / CANSEL 1167; KÖPRÜLÜ / KANETİ 442; SEROZAN 334; SİRMEN 11 vd.

180

Taşınmaz rehninin kurulması için geçerli bir alacağın mevcudiyeti kural olarak şart değildir. Ta- şınmaz rehni, alacak henüz mevcut olmasa dahi, tapu siciline tescille doğar (MK 881/1).

181 CANSEL 27; OĞUZMAN / SELİÇİ / ÖZDEMİR 768.

temliki söz konusu ise, alacaklı zilyetliğinde bulunan kambiyo senetlerini de yeni alacaklıya devretmekle yükümlüdür183

. Yeni alacaklının rehin hakkını iktisabı, tem- lik işleminin hükümlerini doğurmasıyla kanundan ötürü olmaktadır (TBK 189/1). Fakat kambiyo senetlerinde, kural olarak, hak senetsiz ileri sürülemediğinden (TTK 646/1) yeni rehin alacaklısının senedin hamili olması gerekir (TTK 686/1). Temlik eden eski rehin alacaklısı, kambiyo senedini yeni alacaklıya devredene kadar onun adına zilyet olarak kalmaktadır184

.

Bununla birlikte, özellikle emre yazılı kambiyo senetlerinin devredilmesine ilişkin prosedürün nasıl olacağı hususunu açıklamak gerekir. Emre yazılı kambiyo senetlerinde rehin alacaklısı hamil, TTK 689/1 hükmü çerçevesinde senedi yalnızca tahsil cirosu ile devredebilmektedir. Yeni bir rehin cirosu ile devretmiş olsa dahi, bu ciro tahsil cirosu hükümlerini doğurur (TTK 689/1). Bu durumda rehinli alacaklının teminat konusu senedi ciro ile devretmesi, dış ilişkide bir rehin tesisi sonucunu do- ğurmuş olmayacaktır. Taraflar bir inanç anlaşması yaparak rehnin kendi aralarında bu şekilde hüküm doğurmasını isteyebilirler. Bu şekilde rehin tesisini tercih etmeyen taraflar, rehin borçlusu cirantaya, eski rehin cirosunun TTK 686 hükmü çerçevesinde çizilmesi ve yeni alacaklı lehine bir rehin cirosunun yapılması için başvurabilirler185

.

Teminat altına alınmış alacağın temlik edilmiş olması, nama yazılı kambiyo senetlerinin rehni açısından da bazı hususların incelenmesini gerektirir. Zira nama yazılı senetler basit kıymetli evrak kaydı ihtiva eder, fakat emre ve hamiline yazılı senetler mevsuf kıymetli evrak kaydı ihtiva ederler186. Dolayısıyla, nama yazılı kam-

183

SİRMEN 12.

184

SİRMEN 13.

185 Rehinli alacağını temlik eden eski rehin alacaklısının ve/veya rehin borçlusunun senedi yeni ala-

caklıya devretmek hususunda edimi ifadan kaçınması hali ile ilgili açıklamalar için bkz. sayfa?

186 Basit kıymetli evrak kaydı, borçlunun senet ibraz edilmedikçe ödememe taahhüdünden ibarettir. Mevzuf kıymetli evrak kaydı ise, borçlunun, ifa sırasında, o anda senette hak sahibi olduğu görülen

kimseyi hak sahibi kabul edeceği ve ona ifada bulunacağı hususundaki taahhüdünden ibarettir. Se- net kayıtları ve bu kayıtların senet türleri üzerindeki etkisi hakkında ayrıntılı açıklamalar için bir- çokları yerine bkz. ÖZTAN 35 vd.

biyo senetlerinde hak ile senet arasındaki bağ, emre ve hamiline yazılı senetlere na- zaran daha zayıftır. Nama yazılı senedin devrinde şu ihtimalleri değerlendirmek la- zım gelir.

İlk olarak, nama yazılı senedin rehin alacaklısı asıl senedi zilyetliğinde tutarak, yeni rehin alacaklısına sadece temliknameyi devretmek suretiyle rehin hakkı kurmak istemiş olabilir. Örneğin, A’dan bir nama yazılı kambiyo senedini rehin alan B, C’ye bu senedi rehin amacıyla devretmek istemektedir. Fakat bu rehin tesisi işlemini nama yazılı senedin aslını kendi zilyetliğinde tutarak sadece temlikname üzerine rehin be- yanını dercetmek ve temliknamenin zilyetliğini C’ye devretmek suretiyle yapmıştır. Bu örneği iki açıdan ele alarak incelemek gerekir. Birincisi, temlikname senetten bağımsız bir hak ihtiva etmez ve ilk rehin kambiyo senedine bağlanmış hak üzerinde kurulmuştur. Bununla birlikte, kambiyo senedi üzerinde kurulan aynî hak temlikna- meyi de kapsar. İkincisi ise, hak senette mündemiç olduğu için (TTK 645) ve borçlu senedin ibrazı olmadan ödemede bulunmayacağından dolayı (TTK 464/1) sadece temliknameye zilyet olan kişi borçluya başvuramaz. Bu örnekte C nezdinde bir rehin hakkının kurulup kurulmadığının tespiti için tarafların iradesine bakmak gerekir. B ile C nama yazılı kambiyo senedi üzerinde rehin hakkı tesisi için temliknamenin dev- ri hususunda anlaşmışlar ise, kambiyo senedinin zilyetliği C’ye geçirilmesine kadar rehin hakkı hüküm ifade etmez, askıdadır. Şayet B ile C yalnız temlikname üzerinde rehin hakkı tesis etmek istemişler ise, temliknamenin tek başına paraya çevrilme ka- biliyeti bulunmaması nedeniyle rehin tesisi geçerli sayılmaz187

.

Bir diğer ihtimal ise, rehin alacaklısının nama yazılı kambiyo senedini rehin amacıyla üçüncü bir kişiye devretmesi fakat temliknameyi zilyetliğinde bulundurma- sıdır. Örneğin B, A’dan rehin amacıyla devraldığı kambiyo senedini C’ye devretmiş fakat temliknamenin zilyetliğini devretmemiştir. B tarafından C’e lehine senet üzeri- ne rehin kaydı düşülmüş olabilir. Her ne kadar bu yolla MK 955/2 hükmüne göre rehin hakkı tesisi söz konusu olsa dahi, kıymetli evrak hukuku bakımından, C, senet

187 Hangi hakların rehne konu teşkil edebileceği hususundaki açıklamalar için bkz. yuk. Rehnin Ko-

borçlusuna karşı TTK 655/1 hükmü çerçevesinde hak sahipliğini ispat edemeyeceği için başvuramaz. Dolayısıyla, C ile B arasında iç ilişkide hüküm doğuran fakat dışa- rıya karşı ileri sürülemeyen bir rehin hakkı ilişkisi doğmuş olmaktadır.

Kambiyo senetlerinden sadece çek hamiline yazılı düzenlenebilir (TTK 785/2). Hamiline yazılı çekin cirosu, senedin niteliğini değiştirerek onu emre yazılı hale ge- tirmez (TTK 791). Böyle bir cironun sadece teminat fonksiyonu vardır (TTK 791); teşhis ve temlik fonksiyonu mevcut değildir188

. Dolayısıyla rehin kaydı ile ciro edil- miş bir hamile yazılı çekin üçüncü bir kişiye devri için senet üzerindeki zilyetliğin yeni alacaklıya geçirilmesi yeterlidir.

Alacak üzerinde taşınır rehninin kurulması, alacağa ilişkin zamanaşımını dur- durmaz veya kesmez (TBK 159). Alacağın zamanaşımına uğraması da rehin hakkını sona erdirmez (TBK 159). Dolayısıyla, alacağın zamanaşımına uğraması halinde, alacaklı her zaman rehnin paraya çevrilmesi yoluna gidebilir189

. Paraya çevirtme tali bir hak olup, alacaklı ancak muaccel hale gelmiş borç yerine getirilmediği takdirde bu yola başvurabilir190

.

Kambiyo senetleri açısından da durum aynıdır. Kambiyo senedinde yer alan alacak zamanaşımına uğramış olsa bile, alacaklı, rehin hakkından yararlanmaya de- vam eder191. Diğer taraftan, temel ilişkideki borcun zamanaşımına uğramış olması, kambiyo senedi alacağına, dolayısıyla da rehin hakkına etkisi yoktur192

.

188 ÖZTAN 1148. 189

ERTAŞ, Eşya Hukuku 543; OĞUZMAN / SELİÇİ / ÖZDEMİR 769; ÖZTAN 897.

190 CANSEL 27; GÜRSOY / EREN / CANSEL 1167; OĞUZMAN / SELİÇİ / ÖZDEMİR 769. 191 DOMANİÇ, Şerh 423; ÖZTAN 897.