• Sonuç bulunamadı

B. ÇALIŞMANIN ARKAPLANI

II. ARKAPLAN -I-: 1999-2002 Arasında Gelişmelerin İzlenmesi

3. Düşünce Önderleri, Siyasiler ve Sokaktakilerin Ortak ‘Vazgeçilmezler’i

3.4. Federasyon

Kuruluş biçimi olarak, yukarıda sayılan ‘güvenlik’, ‘siyasal eşitlik’, egemenlik’ ve ‘iki-kesimlilik’ koşullarını yerine getirebilecek en güvenceli devlet şekli olarak ‘Federasyon’, tek çözüm olarak görülmekte idi.

III. ARKAPLAN II : 1999-2000 Alan Çalışması

Aşağıda, bu çalışmada yer alan Çalışma Grubu’nun 1998-2001 yılları arasında yürüttüğü çalışmanın yayımlanmayan çalışma raporundan, büyük ölçüde eldeki çalışmaya temel oluşturan 1999 yılı alan çalışmasının bazı bulgu ve tartışmalarından küçük bölümler verilmektedir. Ancak, raporun tamamı verilemediğinden, verilen konular arasında tam bir uyuşmanın olmadığı

belirtilmelidir.

1. Genel

a. Aile Yapısı (yıl 1999) Kuzey Kıbrıs Türk toplumunda tipik ya da yaygın aile anne-baba ve çocuklardan oluşan çekirdek ailedir. Bununla birlikte, kök aile ile genç aile arasındaki ilişkilerin yoğunluğu bakımından Kıbrıs Türk ailesinin “geniş aile” özellikleri gösterdiği görülür. Bunda mekanlar arasındaki mesafelerin kısa olması ve hatta önemli oranda kök aile ile genç ailenin aynı binada oturuyor olmasının önemli bir payı olduğu söylenebilir. Çalışan anne çocuklarının gündüz bakımını genellikle kök ailedeki annenin yüklenmesi de ilişkilerdeki yoğunluğa katkıda bulunmaktadır.

Son nüfus sayımı sonuçları toplumda ortalama aile büyüklüğünün 3.56 olduğunu göstermektedir.

Araştırma grubunda bu ortalama biraz daha yüksek, 3.80 olarak bulunmuştur. Dört kişiden oluşan modal ailenin toplum içindeki yüzdesi 31.7’dir. İkinci sıklıkta gözlenen aile 3-kişilik aile olup her 5 aileden biri bu büyüklüktedir. Altı ve daha çok sayıda kişiden oluşan büyük aile tipinin toplumdaki oranı onda bir civarındadır. Buna karşı çocuksuz ailelerin de içinde bulunduğu 2-kişilik aileler toplam ailelerin yaklaşık altıda biri kadardır.

Aile büyüklüğüne koşut olarak ailede çalışan sayısı da artmaktadır. Denek ailelerinin yarıya yakınında çalışan kişi sayısı tektir. Buna karşı her üç aileden birinde çalışan sayısı iki ve her on aileden birinde de bu sayı üç ve daha çoktur. Çalışan kadınların ortalama aile büyüklüğü ile çalışmayan kadınların ortalama aile büyüklüğü istatistiksel anlamda farklı bulunmazken, bekleneceği gibi, kadının çalıştığı ailelerde gelir getiren işde çalışan kişi sayısı (ortalama = 1.95) kadının çalışmadığı ailelerdeki çalışan kişi sayısından (ortalama = 1.15) daha yüksek bulunmuştur (t = 8.24, p < .001).

1999 anket verileri çalışan kesimin %65.8’inin erkek %34.2’sinin de kadın olduğunu göstermektedir. Feridun (1999) bu oranların genel nüfusta %72 ve %28 olduğunu rapor etmiştir.

Kadınların %34.6’sı erkeklerin ise %68.9’u verilerin toplandığı “son hafta” içinde ekonomik olarak etkindir. Aynı kaynağa göre ekonomik etkinliğini sürdürenlerin kamudaki payı

%38.31’dir. Araştırmamız sonuçlarına göre çalışan kesimin %36.1’i kamu sektöründe, %28.1’i özel sektörde ve %30.4’ü de tarım, hayvancılık, balıkçılık dahil kendi işinde ekonomik etkinliklerini sürdürmektedir. Gözlemlerimiz KKTC’de genellikle kamu sektöründe ya da

“devlet”e çalışmanın tercih edildiği yolundadır. Nitekim, sayıları az olmakla birlikte araştırma grubundaki işsizlerin dörtte biri kendi işinde çalışmayı yeğlerken, yarısı devlet işini yeğlediklerini bildirmiştir. Grubun geri kalan dörtte biri “nasıl iş olursa olsun” diyerek çaresizliklerini veya tercihleri olmadığını söylemiştir. Kuzey Kıbrıs’ta kamu sektörünün tercih

edilme nedeni, özellikle de kadınlarca, ülkede halihazırda uygulanan ücret ve sosyal güvenlik politikaları ve iş güvencesine bağlanabilir. Uygulanan ambargo ve başka nedenlerden dolayı oluşan ekonomik sıkışıklığa rağmen, ülkedeki işsizlik oranının yukarıda belirtilen düzeyde kalmasının başlıca nedenlerinden biri kamu sektörünün bir istihdam alanı olarak işlemesidir.

b. Ekonomi: Geçim Ekonomideki seslendirilen sıkışıklıklara rağmen KKTC ailesinin geçim sıkıntısı çekmediği anlaşılmaktadır. Araştırmamıza katılanların yarıdan fazlası (%54.4’ü) ailelerini bugünkü geçim durumunu “orta halli” olarak sınıflandırmıştır. Her 3 denekten biri ailesinin geçim durumunu iyi veya çok iyi olarak nitelemiş, ailesini geçim durumunu iyi bulmayanların oranı yaklaşık %10,

“hiç iyi” bulmayanların oranı ise, yaklaşık %4 olmuştur. Ailenin geçim durumuna ilişkin olumlu değerlendirmelerin ailenin ekonomik gücü ve eğitimi yüksek olan kişiler arasında daha yaygındır. Öte yandan, deneğin Kıbrıs veya Türkiye doğumlu olmasının da geçim konusundaki iyimserlikle bağlantılı olduğu görülmüştür. Her 10 Kıbrıs doğumludan yaklaşık sadece biri ailesini geçimini olumsuz olarak nitelerken, bu sayı Türkiye doğumlu denekler arasında 10’da üçe çıkmıştır. Ayrıca, geçim durumunun kaygı ve hakkaniyet duygularıyla ilişkili olduğu saptanmıştır. Gelecek kaygısı yaşayanlar ve kendilerine haksızlık yapıldığına inananlar geçim durumu iyi olmayanlar arasında daha yaygındır. Ancak, hemen belirtilmesi gereken bir nokta, bu araştırmada doğum yeri, eğitim ve aile gelirinin biribirleriyle bağlantılı olduğudur. Türkiye doğumlu Kıbrıslıların eğitim ve gelir düzeylerinin Kıbrıs doğumlu Kıbrıslılara kıyasla daha düşük olduğu dikkate alınırsa, gelecek kaygısı yaşayanların ve haksızlığa uğradıklarına inananların Türkiye doğumlu göçmen Kıbrıslılar arasında daha yaygın olduğu sonucunu çıkarmak gerekir.

c.Çalışanlar: Kadın-Erkek Yakın geçmişteki yaşamla bugünkü yaşam kıyaslandığında toplum bazında büyük kazanımların olmadığı anlaşılmaktadır. Nitekim, “üç-beş yıl” öncesinden bugüne bir değişme olmadığını söyleyenler grubun yaklaşık %40’ını oluşturmaktadır. Grubun yaklaşık üçte biri olumlu yönde değişmelerin olduğunu ifade ederken, yaklaşık %28’i de yaşam standartlarında bir gerileme yaşadıklarını belirtmiştir. Olumlu değişmeler olduğunu söyleyen Kıbrıslıların genellikle üst gelir gruplarında olanlar arasında, olumsuz yönde değişmeler olduğunu söyleyenlerin de daha çok ileri yaşlardaki kişiler arasında yaygın olduğu görülmüştür.

Genelde geçim sıkıntısı çekmeyen Kıbrıs Türk toplumunun önemli bir bölümünün gelecek

konusunda da karamsar olmadığı görülmüştür. Deneklerimizin yarısı gelecekte önmeli bir değişme beklemezken, geçim durumlarının daha kötü olacağına inananların yüzdesi yaklaşık 15 civarında kalmıştır. Grubun 1/3’ünden çoğu gelecekteki yaşamlarının daha iyi olacağına inanmaktadır. Bügünkü geçim durumunun genelde “iyi” veya “orta halli” olarak değerlendirildiği anımsanırsa bu oranlardan Kuzey Kıbrıs Türk toplumunun geçim konusunda oldukça iyimser olduğu ortaya çıkar. Gelecek konusunda kaygılı olan grup genellikle bugünkü durumu iyi olmayan göçmen grubudur.

Ailenin geçim durumuna ilişkin algılarla ilgili önemli bir nokta da toplumda “göreli yoksunluk”

duygularının yaygın olmadığıdır. İnsanın kendi edinimleri ile başkalarının edinimlerini sürekli kıyasladığı bilinen bir gerçektir. Bu kıyaslamada kendinin sahip olduklarını başkalarının sahip olduklarından daha az ve yetersiz algılayan kişi bir göreli yoksunluk duygusu yaşar. Verilerimiz bu duygunun Kuzey Kıbrıs Türk toplumunda yaygın olmayabileceği yönündedir. Nitekim, araştırmamıza katılan her on denekten sadece biri kendi ailelerinin geçim durumlarını başka ailelerin geçim durumlarından daha kötü olarak değerlendirmiştir. Grubun yaklaşık %60’ı kendi geçim durumlarıyla “çoğunluğun” geçim durumları arasında fark görmezken, yaklaşık %30’u kendi ailelerinin durumunu “daha iyi” olarak değerlendirmiştir. Göreli yoksunluk duygularının toplumsal rahatsızlıklara yol açabileceği anımsanırsa, ülke kaynaklarının dengeli ve adil bir şekilde dağılmasını sağlayacak politika ve uygulamaların önemi kendiliğinden ortaya çıkar.

Deneklerin aile geçim durumlarına ilişkin çoğunlukla olumlu değerlendirmeleri

“KKTC’deki yaşam” için de geçerlidir. Verilerimiz deneklerin büyük çoğunluğunun (%82.4) adadaki yaşamlarını “iyi” veya “çok iyi” bulduklarını ortaya koymuştur. KKTC’deki yaşamlarınıdan memnun olanların sayıları eğitim ve gelir düzeyindeki artışlara paralel olarak artmaktadır. Bu değerlendirmeler hem kadın ve erkekler için hem de çalışan ve çalışmayan KKTC vatandaşları için geçerlidir.