• Sonuç bulunamadı

Bölüm IV : TARTIŞMA-YORUMLAR-DEĞERLENDİRMELER:

A. AB İLE İLGİLİ GÖRÜŞ VE TUTUMLAR

VI. KIBRIS SORUNUNUN ÇÖZÜMÜNDE TÜRKİYE FAKTÖRÜ

1. ÇÖZÜM DE BELİRLEYİCİ TEMELLER

a. 1960 Anayasası Temelinde Çözüm Anket uygulamasının son bölümünde katılımcılara Kıbrıs sorununun en uygun çözümünün nasıl olması gerektiği konusunda çeşitli sorular yönlendirilmiştir. Sunulan her bir alternatif çözüm senaryosu için, katılımcılardan kendi tercihlerinin, KKTC halkının genel tercihini ve son olarak Rum tarafının tercihinin ne olacağını belirtmeleri istenmiştir. Katılımcılara sunulan ilk çözüm senaryosu, “1960 Anayasasını aynen uygulayarak, 1974 öncesinin yeniden yaşatmak” olarak ifade edilmiştir. Katılımcıların çok büyük bir bölümü (% 83.9) bu çözüm senaryosunu olumsuz bulduklarını belirtmişlerdir. 5-basamaklı ölçek üzerinde (1 = Çok olumlu; 5 = Çok olumsuz) % 59.3 oranla en sık ifade edilen cevap seçeneği “Çok Olumsuz” şeklindedir. KKTC halkının bu konudaki görüşü sorulduğunda da, katılımcılar benzer biçimde cevap vermiş ve % 76.6 oranla 1960 Anayasasının aynen uygulanmasının olumsuz bulunacağını belirtmişlerdir. Bu iki soru arasındaki Pearson korelasyonu .70 olarak tespit edilmiştir (p < .01). Ancak, Rum tarafının tercihi ile katılımcıların kendi tercihleri ve KKTC halkının tercihi arasında istatistiksel olarak anlamlı olmayan düzeylerde negatif korelasyon bulunmaktadır (sırasıyla r = -.03 & -.06, p > .05). Yine de, katılımcıların % 63.5’i Rum tarafının bu çözüm senaryosunu olumsuz bulacaklarını öngörmüştür.

Hem kişisel tercih, hem KKTC ve Rum halklarının tercihleri, genel olarak 1960 Anayasasının aynen uygulanmasına karşıt biçimde eğilim gösterse de, katılımcıların Rum halkının kendileri ile zıt görüşte olacaklarını düşündükleri görülmektedir. Aşağıda sunulan şekil göstermektedir ki, 1960 Anayasasının aynen uygulanmasını olumlu bulan katılımcıların % 60.38’i Rum tarafının tam tersi biçimde bu çözümü olumsuz bulacağını düşünürken, bu çözümü olumsuz bulan kişilerin % 23.50’si ise Rum tarafının olumlu bulacağını öngörmüştür. Yürütülen ki-kare testi, kişisel tercihlerle Rum tarafının görüşleri değişkenleri arasında anlamlı bir ilişki olduğunu göstermektedir

(χ2 = 14.39, sd = 4 , p < .05).

Grafik 4.31:. 1960 Anayasasının Uygulanmasına Yönelik Kişisel Tercihler ve Rum Trafının Tercihlerine Yönelik Öngörüler

Q66. Sizce kibris rum halkinin tercihi?

(1960 anayasasini aynen uygulayarak 1974 …

Q64. 1960 anayasasini aynen uygulayarak 1974 oncesini yeniden yasatmak fikri? sizin ideal tercihiniz?

olumluolabilirolumsuz

Rum tarafının tercihlerine yönelik bu algı farklılığına rağmen, genel olarak 1960 Anayasının aynen uygulanması katılımcılar tarafından uygun bulunmamaktadır. Hane halkı ve kurum temsilcilerinin 1960 Anayasasına yönelik görüşleri konusunda hemfikir oldukları, Varyans Analizi sonunda tespit edilmiştir (F = .87, p > .05). Ancak, kurum temsilcilerinin, ailelere kıyasla, Rum tarafının bu konudaki görüşünün daha olumlu olduğunu düşündükleri tespit edilmiştir (F = 16.47, p < .001). Rum tarafının görüşü için ailelerin ortalaması 3.97 iken, kurum temsilcilerinin ortalaması 3.34’tür (1 = Çok olumlu; 5 = Çok olumsuz). Yine de, her iki grubun ortalamalarının ölçek orta noktasının üzerinde olması, Rum tarafının da 1960 Anayasasının uygulanmasını pek uygun bulmayacakları öngörüsünde grupları birleştirmektedir.

b. AB AracılığındaUzlaşma ve Çözüm

Alternatif bir çözüm senaryosu olarak, “Zaman geçirmeden AB’nin uygun bulduğu bir anlaşmayla bir arada yaşamak” seçeneği katılımcılara sunulmuştur. Katılımcıların % 72.8’i bu çözüm alternatifini de olumsuz bulmaktadır. % 59.8 oranla katılımcılar KKTC halkının da bu konuda olumsuz tutum sergileyeceğini öngörmüşlerdir. Katılımcıların büyük çoğunluğu (% 66.3) Rum

halkının da bu çözüm önerisini olumsuz değerlendireceğini düşünmektedir. AB’nin uygun bulduğu bir anlaşmayla bir arada yaşama çözümü hakkındaki kişisel görüşlerle KKTC halkının görüşleri arasında çok yüksek ve pozitif yönde bir korelasyon bulunmaktadır (r = .76, p < .01). Ancak, Rum tarafının görüşleri ile, anlamlı olmakla beraber, çok düşük düzeyde bir korelasyon bulunmaktadır (r = .09, p < .05). Aynı ilişki ki-kare testi ile incelendiğinde de istatistiksel açıdan anlamlı bir ilişki tespit edilmiştir (χ2 = 32.71, sd = 4 , p < .001). Aşağıda sunulan şekilden de görüleceği gibi, AB’nin uygun bulduğu bir anlaşmayla bir arada yaşama çözümünü kişisel olarak olumlu bulanların büyük kısmı (% 55’i), Rum tarafının bu konuda tam tersi yönde olumsuz düşüneceğini öngörmektedir. Bu konuda “Olabilir” şeklinde cevap veren katılımcıların ise % 66.32’si Rum tarafının olumsuz görüş bildireceğini düşünmektedir. Bu öneriye çok olumsuz bakan katılımcıların da % 19.92’si Rum tarafının bu çözümü olumlu bulacağını düşünmektedir. Genel olarak, tüm katılımcıların yaklaşık % 50’si, hem kişisel olarak hem de Rum tarafının bakış açısından, AB’nin uygun bulacağı bir anlaşmayla bir arada yaşama çözüm önerisine karşı çıkmaktadır.

Grafik 4.32:. AB Aracılığıyla Bir Arada Yaşama Çözümüne Yönelik Tercihler

Frekans

Q69. Sizce Kibris Rum halkinin tercihi?

(Nasilsa AB icinde sorun …

Q67. Nasilsa AB icinde sorun yasanmayacagindan zaman gecirmeden AB nin uygun buldugu bir anlasmayla birarada (birlikte) yasamak? Sizin ideal tercihiniz?

olumluolabilirolumsuz

Ailelerin ve kurum temsilcilerinin AB’nin de dahil olacağı bir çözüm alternatifi konusunda

hemfikir oldukları tespit edilmiştir (F = 2.65, p > .05). Ancak, Rum tarafının görüşü için ailelerin ortalaması 3.93 iken, kurum temsilcilerinin ortalaması 3.34’tür (1 = Çok olumlu; 5 = Çok olumsuz) ve aradaki görüş farkı istatistiksel olarak anlamlıdır (F = 16.42, p < .001).

Görülmektedir ki, ailelere kıyasla kurum temsilcileri, AB’nin uygun bulduğu bir anlaşmayla bir arada yaşama çözümüne Rum tarafının biraz daha olumlu bakacağını düşünmektedirler. Sonuç olarak, her iki grubun ortalamalarının ölçek orta noktasının üzerinde olması, Rum tarafının da bu çözümü pek uygun bulmayacakları öngörüsünde grupları birleştirmektedir.

c. Annan Planı Temelinde Uzlaşma ve Çözüm Katılımcıların Annan Planına yönelik değerlendirmeleri incelendiğinde, Annan Planının Kıbrıs’ta barışın ve çözümün en uygun yolu olup olmadığı konusunda deneklerin kararsız oldukları görülmektedir. 5-basamaklı ölçek (1 = Çok doğru; 5 = Çok yanlış) üzerinde Annan Planına yönelik sorulan 2 tutum sorusunun genel ortalaması 3.06 ve 2.99’dur. Ortalama değerlerinden anlaşılacağı gibi, katılımcıların genel görüşü ölçek orta noktasını (3 = Bilmiyorum) işaret etmektedir. Aşağıda sunulan grafikler ve yüksek standart sapma değerleri (1.48 ve 1.40), katılımcılar arasında fikir ayrılığı olduğunu göstermektedir.

Annan Planı temelinde Rum kesimi ile uzlaşmanın, KKTC için şimdi de en uygun çözüm olduğu ifadesine, deneklerin % 56.8’i katılmazken, % 35.5’i katılmaktadır. Hane halkı verisinde çoğunluk (% 61.19) Annan Planının bugün için de iyi bir çözüm olduğuna inanmazken, kurum temsilcilerinin çoğunluğu (% 50.26) Annan Planını bugün de desteklemektedir. Annan Planının bugün için bir çözüm olup olmadığı ile alt grup üyeliğinin birbiri ile ilşkili olduğu böylece tespit edilmiştir (χ2 = 24.89, sd = 2 , p < .001).

Grafik 4.33: Annan Planı kaçırılmış fırsat mı?

Q58. Annan planinin yuruuge girmemesi KKTC nin AB uyeligi icin kacirilmis en buyuk firsatti?

yanlis bilmiyorun

dogru

Frekans

400

300

200

100

0

48,70%

5,90%

45,40%

Grafik 4.34: Rumlarla Annan Planı üzerinde uzlaşılmalı

Q59. O donemde kibrista barisin ve cozumun en uygun yolu Rumlarla annan plani kosullari cercevesinde

uzlasmakti?

yanlis bilmiyorun

dogru

Frekans

400

300

200

100

0

45,48%

4,79%

49,73%

Aileler ve kurum temsilcileri arasında Annan Planına yönelik görüşlerde çok büyük bir fikir ayrılığı olduğu tespit edilmiştir. Kurum temsilcileri, Annan Planının yürürlülüğe girmemesinin

Grafik 4.35: Annan Planı Hala En Uygun Çözüm mü?

Frekans 400

300

200

100

0

Q60. Annan plani temelinde Rum kesimi ile uzlasma KKTC icin simdi de hala en uygun cozumdur?

yanlis bilmiyorun

dogru 400

300

200

100

0

Altgruplar

AilelerKurumlar

61,19%

8,58%

30,22%

44,50%

5 24%

50,26%

KKTC için kaçırılmış en büyük fırsat olduğuna, ailelere kıyasla daha fazla inanmaktadırlar (F = 7.94, p < .05). Ailelerin ortalaması 3.10 iken, kurum temsilcilerinin ortalaması 2.67’dir (1= Çok doğru; 5 = Çok yanlış). “O dönemde Kıbrıs’ta barışın ve çözümün en uygun yolu, Rumlarla Annan Planı koşulları çerçevesinde uzlaşmaktı” ifadesine kurum temsilcileri daha fazla katıldıklarını belirtmişlerdir (F = 12.34, p < .001). Kurum temsilcileri grubunun ortalaması 2.54 iken, ailelerin ortalaması 3.03’tür.

c. Çok-Boyutlu İlişki Korelasyon analizleri sonucunda, katılımcılar arasında şu eğilim tespit edilmiştir; KKTC’nin AB üyeliğini isteyenler (r = .43, p < .01), Güney ile uzlaşarak AB üyesi olmayı önemli bulanlar (r = .46, p < .01), ve oy verilen partinin AB yanlısı olmasına özen gösterenler, (r = .49, p < .01), aynı zamanda Annan Planının önemli bir fırsat olduğunu düşünmektedirler. Varyans analizi sonuçları (F = 26.53, p < .001) göstermiştir ki, KKTC’nin AB üyeliğini istediğini belirten katılımcılar Annan Planının kaçırılmış önemli bir fırsat olduğunu düşünürken (μ = 2.54), AB üyeliğini istemediğini belirten grup ise bunun önemli bir fırsat olduğuna inanmamaktadır (μ = 3.78).

d Çözüm Rumlarla Uzlaşmadadır Daha önce sunulan bulgularımızdan biri de, katılımcıların üstün bir çoğunluğunun (% 88.2’si) Kıbrıs Türkleri ile Rumların kısa sürede uzlaşacağı beklentisini gerçekçi ve olanaklı bulmamalarıydı. Katılımcıların çözüm konusunda sunulan 2 alternatifi de olumsuz bulmaları ile çözüm konusunda beklentilerinin zayıf olması birbiriyle oldukça tutarlıdır. Günümüze değin Kıbrıs sorunun çözümüne yönelik kayda değer somut bir gelişme olmadığı veya somut adımların çözümsüz kalması nedeniyle, KKTC yurttaşlarının da çözüm konusunda yılmış oldukları çıkarımı yapılabilir. AB üyeliği konusunda daha olumlu tutum ve görüşlere sahip olan kurum temsilcilerinin dahi, çözüm alternatiflerini olumsuz değerlendirmiş olmaları bu çıkarımın bir göstergesi sayılabilir.

Son olarak, katılımcılara beş yıl sonra Kıbrıs adasını nasıl görmek istedikleri sorulmuştur. En yüksek sıklıkla (% 40.5) ifade edilen seçenek “İki ayrı bağımsız devlet olarak iki Kıbrıs”

şeklindedir. İki toplumun bir arada yaşama olasılığını reddeden bu yanıt, az önce sunulan bulgularla son derece paralellik göstermektedir. Kıbrıs’ın geleceği için ikinci sırada (% 18.3) ifade edilen seçenek ise, “Şimdiki gibi ayrı yönetimlerle fakat AB içinde temsil edilen yarı-federatif Kıbrıs” olarak ifade edilmiştir. Üçüncü sıradaki (% 15.9) tercih ise, “Ortak devlet yapısı içinde ayrı yönetimlerde; ortak meclisli federatif devlet” şeklindedir. Katılımcıların bu konudaki tercihlerinin dağılımı aşağıdaki tabloda sunulmaktadır. Kurum temsilcileri ve ailelerin ve farklı sosyal kimliklerdeki katılımcıların tercihlerinin de genel sıralama ile büyük oranda paralellik gösterdiği görülmüştür. Gözlemlenebilen tek farklı eğilim, .katılımcıların yüzde 9’unu oluşturan ve kendini Kıbrıslı olarak tanımlayan kişilere aittir. Kıbrıslı sosyal kimliğini taşıyan katılımcılar, tam veya yarı-federatif Kıbrıs çözümünü ve de Birleşik Kıbrıs çözümünü (% 24) tercih etmektedir.

Tablo 4.24: 5 Yıl Sonra Kıbrıs Adasını Nasıl Görmek İstiyor?

5 Yıl Sonra Kıbrıs Fr ekans Yüzde -%

İki kesimin tam kaynaştığı, birlikte yaşadığı ‘Birleşik Kıbrıs’ 49 6,7 Aynı yönetim altında, barış içinde, sınırı olmayan ‘iki toplumlu- iki

kesimli’ Kıbrıs 66 9,1

Ortak devlet yapısı içinde ayrı yönetimlerde, ortak meclisli federatif devlet

116 15,9

Belli bazı ortak yönetimler dışında sınırları belirli, belli sayıda

BM gücü ile güvence altına alınmış iki toplumlu Kıbrıs 32 4,4 Şimdiki gibi ayrı yönetimlerle fakat AB içinde temsil edilen

yarı-federatif Kıbrıs 133 18,3

İki ayrı bağımsız devlet olarak iki Kıbrıs 295 40,5

Diğer 37 5,1

728 100

e. Nasıl Bir Bütünleşme?

Dünyadaki ülkeler arası bütünleşme ve gruplaşma içinde KKTC’nin kendisine nasıl bir yol çizmesi gerektiği konusunda, katılımcılar ilk sırada (% 44.1) AB içinde bir Türkiye ile bütünleşmeyi savunurken, ikinci sırada ise (% 27.8) Türkiye ile bütünleşmeyi faydalı görmüşlerdir. AB ile bütünleşme, 3üncü sırada, % 14.6’lık bir oranla katılımcılar tarafından benimsenmiştir. İlk iki tercihte de Türkiye vurgulanmaktadır ve bu bulgu, daha önce tespit edilen Türkiye’ye karşı olumlu görüş ve güven ile son derece paralel ve tutarlıdır. Aşağıdaki tablolarda, farklı alt grupların ve farklı sosyal kimliklere sahip kişilerin bütünleşme konusundaki tercihleri görülmektedir.

Tablo 4.27:. Hane Halkı ve Kurum Temsilcilerinin Bütünleşme İçin Tercihleri

Kiminle bütünleşme

sağlanmalı? Aileler Kur umlar

Tür kiye 30.7 19.4

AB 12.5 21.5

AB içinde bir Tür kiye 45.8 39.2

Güney Kıbrıs 1.3 4.3

İslam Alemi 1.3 1.1

Amer ika 0.7 0.0

Tablo 4.28: Sosyal Kimlik Gruplarının Bütünleşme İçin Tercihleri

Kiminle bütünleşme

sağlanmalı? Kıbrıslı Tür k Kıbrıslı-Türk Müslüman Tür k-Müslüman

Kıbrıslı - Tür k - Müslüman

Tür kiye 6.1 48.5 19.7 37.5 45.8 33.3

AB 40.9 5.1 16.9 0.0 8.5 6.9

AB içinde bir Tür kiye 25.8 39.9 47.1 62.5 42.4 52.9

Güney Kıbrıs 7.6 0.7 2.2 0.0 0.0 0.0

İslam Alemi 0.0 0.7 1.9 0.0 0.0 1.2

Amer ika 1.5 0.0 0.8 0.0 0.0 0.0

Yukarıdaki tablolar göstermektedir ki, hem aileler hem de kurum temsilcileri için en öncelikli tercih AB içinde bir Türkiye ile bütünleşmektir. Aileler, ikinci tercih olarak yoğunlukla Türkiye’yi belirtirken, kurum temsilcileri ikinci sırada AB’yi uygun görmektedirler. Kurum temsilcilerinin KKTC’nin AB üyeliği konusundaki daha önce tespit edilmiş olan isteklilikleri, dünya ile bütünleşmek için de AB’nin tercih edilmiş olması ile tutarlı görünmektedir. Sosyal kimlikler açısından durum değerlendirildiğinde görülmektedir ki, katılımcıların en büyük çoğunluğunu temsil eden Kıbrıslı-Türk kimliğini benimseyen kişiler AB içinde bir Türkiye ile bütünleşmeyi tercih etmektedirler. Farklı sosyal kimlik grupları içinde AB ile bütünleşmeyi ilk sırada tercih eden tek grup kendini Kıbrıslı olarak tanımlayan gruptur.