• Sonuç bulunamadı

Fazla plastik poşet kullanmamak için önlem (bez çanta taşıma, vb.)

Görüşülenlerin ağaç dikme durumu

Görüşülenlerin %80’i ağaç diktiklerini %20’si ise ağaç dikmediklerini belirtmişlerdir. Görüşülenlerin büyük bir oranı ağaç diktiklerini ifade etmeleri çevre açısından olumlu bir davranış olarak değerlendirilebilinir.

Yazı yazdığı kağıtların arkasını kullanma durumu

Görüşülenlerin % 80’i yazı yazdığı kağıtların arkasını da kullandıklarını ifade etmişlerdir. % 20’si ise bu konuya dikkat etmediklerini ifade etmişlerdir.

Evet 80% Hayır

20%

Ağaç dikip dikmediği

Evet 80% Hayır

20%

Yazı yazdığınız kağıtların her iki yüzünü de kullanmaya özen gösterir misiniz?

Ozon tabakasına zararlı maddeleri içeren (dedorant vb. gibi spreyleri )kullanma durumu

Görüşülenlerin % 74’ü ozon tabakasına zararlı maddeleri içeren ürünleri kullandıklarını, % 26’sı bu ürünlere dikkat ettiklerini ve kullanmadıklarını ifade etmişlerdir. Görüşülenlerin çok büyük bir oranı (%98) küresel ısınmayı çok önemli bir çevre problemi olarak tanımlamalarına rağmen buna yol açabilecek ürünleri kullanmada herhangi bir sakınca görmemektedirler.

Kendi aracınız olsa bile hava kirliliğine yol açmamayı dikkate alarak toplu taşıma araçlarını kullanma durumu

Görüşülenlerin % 69’u hava kirliliğine yol açtığını bilseler bile kendi araçlarını ulaşımda öncelikle olarak kullanacaklarını ifade etmişlerdir. Hava kirliliğine yol açmamak adına toplu taşıma araçlarını kullanma oranı %31’dir. Özellikle tüketim toplumunda özel araçların rolü büyüktür. Tüketimi arttırmada şahsi araçları kullanma hem zaman kazandırmakta hem de tüketimi arttırıcı bir etki de bulunmaktadır.

Evet 26%

Hayır 74%

Ozon tabakasına zararlı maddeleri içeren tüketim mallarını (deodorant ve diğer spreyleri)

kullanmamaya dikkat eder misiniz

?

Evet 31% Hayır

69%

Kendi aracınız olsa bile hava kirliliğine yol açmamayı dikkate alarak toplu taşıma

Su kullanımında her koşulda tutumlu olma durumu

Görüşülenlerin % 65’i su kullanımında tutumlu olduklarını ifade etmişlerdir. % 35’i su kullanımında tutumlu olmadıkları belirtmişlerdir.

Temizlik maddelerini zararlı kimyasal maddeler içerip içermediğine dikkat etme durumu

Görüşülenlerin % 63’ü temizlik maddelerini kullanırken zararlı kimyasal maddeler içerip içermediğine dikkat etmediklerini belirtmişlerdir. Görüşülenlerin %37’si buna dikkat ettiklerini belirtmişlerdir. Özellikle zararlı kimyasalların en yoğun halde bulunduğu deterjan vb. gibi temizlik ürünleri doğaya çok fazla zarar verme özelliğine sahiptir. Bu anlamda bu tür ürünleri kullanırken bilinçli olmak oldukça önem arz etmektedir. Tabi yaşam tarzına dönmüş bu tür tüketim kalıplarının değişmesi oldukça güçtür. Örneğin AB ülkelerinde içeriğindeki zararlı maddelerin azaltılmış ürünleri kullanmak istemeyen ve bu ülkelerde yaşayan Türk aileler izin dönüşlerinde Türkiye’den daha iyi temizlediği

Evet 65% Hayır

35%

Su kullanımında her koşulda tutumlu musunuz?

Evet 37% Hayır

63%

Temizlik maddelerini zararlı kimyasal maddeler içerip içermediğine dikkat ederek mi satın alır

düşüncesi ile deterjan götürdükleri bilinmektedir. Bu anlamda kültürel kalıplar davranış değişikliklerinin önünde engeller koyabilmektedir.

İçme suyu olarak hazır su alma durumu

Görüşülenlerin % 94’ü içme suyu olarak hazır su kullandıklarını ifade etmişlerdir.

Çevre konusunda yapılan seminer, vb. bilimsel çalışmalara katılma durumu

Çevre konusunda farkındalık yaratılması ve bilinçlenme öncelikli olarak üniversitelerin ve diğer sivil toplum kuruluşlarının düzenlediği seminer, panel ve bu tarz bilgilendirme toplantıları sayesinde oluşmaktadır. Bu anlamda öğrencilerin katılabilecekleri bu tarz toplantıların düzenlenmesi oldukça önem arz etmektedir. Görüşülenlerin % 67’si bu tarz toplantılara katılmadıklarını ifade etmişlerdir. Yalnız şunu da eklemek gerekir ki katılmayanların büyük bir oranı bu tarz çevre ile ilgili toplantı ya da panellerin çok az olması ya da hiç olmamasını neden olarak göstermişlerdir.

Evet 94% Hayır

6%

Hazır içme suyu alıp almadığı

Evet 33% Hayır

67%

Çevre konusunda yapılan seminer, panel, konferans gibi bilimsel çalışmalara katılma

Çevre konusunda çalışan gönüllü kuruluşların çalışmalarına katılma durumu

Görüşülenlerin % 78’i herhangi bir çevre kuruluşunda yapılan çalışmalara katılmadıklarını ifade etmişlerdir. Çevre bilinçlenmesinin olabilmesinin önemli bir şartı örgütlü, planlı gönüllü sivil toplum kuruluşlarına katılmakla gerçekleşmektedir. Bu tarz bir katılımın olmaması bilinçlenme düzeyinde yeterli imkanı sağlamamaktadır. Görüşülenlerin çok az bir kısmı gönüllü çevre kuruluşlarının çalışmalarına katıldıklarını ifade etmişlerdir.

Görüşülenlerin küresel ısınma, hava kirliliği, deniz kirliliği, tatlı su kirliliği ve gürültü kirliği hakkındaki görüşleri

Çok önemli bir çevre problemidir 98% Önemlidir 2%

Küresel ısınma bir çevre problemi midir?

Evet 22%

Hayır 78%

Çevre konusunda çalışan gönüllü kuruluşların çalışmalarına katılma

Çok önemli bir çevre problemidir 43% Önemlidir 54% Kısmen Önemlidir 3%

Hava kirliliği bir çevre problemi midir?

Çok önemli bir çevre problemidir 39% Önemlidir 56% Kısmen Önemlidir 5%

Deniz kirliliği bir çevre problemi midir?

Çok önemli bir çevre problemidir 60% Önemlidir 36% Kısmen Önemlidir 4%

Görüşülenlerin küresel ısınma, hava kirliliği, tatlı su ve deniz kirliliği ve gürültü kirliliği gibi çevre problemleri hakkındaki görüşlerini belirlemeye yönelik oluşturulan ölçeğimizde genel olarak bütün bu çevre problemleri önemli bir çevre problemi olduğu ifade edilmiştir. Küresel ısınma’nın diğer çevre problemlerine oranla daha çok önemli görülmesinde medyanın uzun zamandan beri küresel ısınmaya eğilmesi bu konu hakkında görsel ve yazılı medya da sık sık haberlerin yapılması bu konuyu diğer problemlere göre daha öncelikli kılmaktadır. En az rahatsızlık veren çevre problemi ise gürültü kirliliğidir. Büyük şehirlerde çok önemli olan bu kirlilik türü görüşülenler tarafından öncelikli olarak bir çevre problemi olarak görülmemiştir. Görüşülenlerin % 98’i küresel ısınmayı çok önemli bir çevre problemi olarak gördüğünü ifade etmiştir. Görüşülenlerin % 60’ı tatlı su kirliliğini, % 43’ü hava kirliliğini, %39’u deniz kirliliğini, % 11 gürültü kirliliğini çok önemli bir çevre problemi olarak gördüklerini ifade etmişlerdir.

SONUÇ

Sonuç olarak katılımcıların bir çoğu geri dönüşümü kullandıklarını fakat çevrelerinde yeterince geri dönüşümün olmadığını ifade etmişlerdir. Görüşülenlerin bir çoğu (% 80) ağaç diktiklerini belirtmişlerdir. Yine bir çoğu (% 80) kağıt kullanmada tutumlu olduklarını ifade etmişlerdir. Ankete katıların geneli (% 83) alışverişlerinde plastik poşet vb. ürünler kullanmakta ve bunun ile ilgili herhangi bir önlem almamaktadırlar. Görüşülenlerin yine büyük bir oranı (% 80) tek kullanımlık tüketim ürünlerini tercih ettiklerini ifade etmişlerdir. Görüşülenlerin % 63’ü temizlik maddelerin zararlı içerikler içerip içermediğini kontrol etmediklerini ifade etmişlerdir. Görüşülenlerin bir çoğu (%65) su kullanımında tutumludur. Görüşülenlerin çok azı (% 25) ozon

Çok önemli bir çevre problemidir 11% Önemlidir 69% Kısmen Önemlidir 17% Önemsizdir 2% Hiç önemli değildir 1%

tabakasına zarar veren maddeleri kullanmamaktadır. Görüşülenler en önemli ( %98) çevre problemini küresel ısınma olarak görmektedirler. Daha sonra tatlı su kirliliği (% 60), hava kirliliği ( %43), deniz kirliliği (% 39) gelmektedir en son gürültü kirliliği en önemli çevre problemi (% 10) olarak algılanmaktadır. Görüşülenler daha fazla çevre ile ilgili panel veya konferanslarının olmasını istemektedirler. Çevre konusunda gönüllü kuruluşlara katılanların oranı oldukça düşüktür (%20). Katılımcıların bir çoğu bir çok çevre problemine karşı duyarlı oldukları tespit edilmiştir fakat bu sonuç istenilen düzeyde değildir. Bu konu üzerine daha çok çalışmalar yapmak paneller düzenlemek diğer kamu kuruluşları ile birlikte çalışmak çevre bilinci ve farkındalığı konusunda oldukça önem arz etmektedir.

Katılımcıların Çevre Duyarlılığının Artırılması Konusundaki Önerileri • Devlet liderlerinin çevre konusunda halka örnek olacak mesajlar vermeli. • Para cezalarının artırılması, kirlilik yaratan tüketim (temizlik vb.) maddelerin

yasaklanması.

• Görüşülen öğrencimizin bir tanesi Bozcaada da naylon poşetlerin belediye tarafından kullanımının yasaklandığını ve insanların tekrar kağıt ya da bez poşetlere döndüğünü ifade etmiştir.

• Bilinçli şekilde tüketim yapmak, İhtiyacımız olmadığı halde alınan eşyalar gibi. • Nevşehir’de reklam tabelalarına çevre ile ilgili bilgilendirici afişler asmak, konferanslar, sempozyumlar düzenlemek çevre ile ilgili halka yönelik çalışmalar yapmak.

• Nevşehir’de daha fazla çöp kutuları ve geri dönüşüm kutuları konması gerektiği ifade edilmiştir.

Sonuç olarak kolay ama bir o kadar zor çevre ile ilgili bazı öneriler vardır. İlki birlikte geniş bir çevresel duyarlılıktır. Birlikte hareket etmek çevre ilgili konularda herkesin ortak tavır gösterebilmesi oldukça önemlidir. İkincisi ise gönüllü sadeliktir. İnsanlar davranışlarında değişim gerçekleştirebilecek kapasiteye sahiptirler, ancak bu değişimi sürekli kılmak konusunda isteksizdirler. Örneğin Los Angeles’ta 1984 Olimpiyatları’nda kentin sakinlerinden trafikteki yoğunluğu rahatlatmak ve sporcuların soluyacağı havanın niteliğini yükseltmek için araçlarını ortak kullanmaları ve iş saatlerini ayarlamaları istenmiştir. Bu değişikler sonucunda ozon düzeylerinde kayda değer bir

düşüş (%12) gerçekleşmiştir. Fakat olimpiyatçılar kentten ayrıldıklarında kent sakinleri normal davranışlarına döndüler ve ozon düzeyleri eski haline gelmiştir ( Schaefer 2013: 436).

Gönüllü sadelikte ise, dünyada var olan sınırlı kaynakları korumak önceliklidir. Bunun için daha azı ile yaşamayı öğrenmek alternatif enerji kaynaklarına yönelmek, üretilen atıkları azaltmak ve atıklardan geri dönüşümü teşvik etmek gerekmektedir. Her zaman için en iyi çözüm daha az kullanmaktır. Daha azı ile yaşamayı öğrenmek muhtemelen kolay olmayacaktır fakat bu konuda bizden bir önceki nesil büyük anne ve büyük babalarımız örnek bir davranış modeli olarak alınabilir. Sonuç olarak çevre bilinci içinde olanlar çevreyi atalarından miras almayan tam tersine torunlarından ödünç alan bireylerdir.

KAYNAKÇA

ADAK Nurşen, (2002), Sağlık Sosyolojisi, Kadın ve Kentleşme, Birey Yayıncılık, İstanbul.

BAUDRILLARD, Jean, (1997). Tüketim Toplumu, Ayrıntı Yayınları, İstanbul.

DEMİRKOL Esra, (2010), Çevre Sosyolojisi, Bilim ve Teknik Dergisi, file:///C:/Users/DELL/Desktop/%C3%87evresa%C4%9Fl%C4%B1k/Cevre_So syolojisi.bilim_teknik.pdf, ss. 60-63

ERKAL Mustafa (1995), Sosyoloji, Der Yayınları, İstanbul.

FICHTER, Joseph (2004), Sosyoloji Nedir? Anı Yayınları, Ankara. GIDDENS, Anthony (2012), Sosyoloji, Kırmızı Yayınları, İstanbul.

http://dergipark.ulakbim.gov.tr/kdeniz/article/viewFile/5000046981/5000044276 KALIPÇI Erkan, ÖZTAŞ Haydar, ÖZDEMİR Celalettin, (2010), Çevre Mühendisliği

Öğrencilerinin Çevre İle İlgili Bilgilerini Günlük Yaşama Uygulayabilme Düzeyleri, Karadeniz Sosyal Bilimler Dergisi, Sayı: 5

KONAK Nahide, (2010), Çevre Sosyolojisi: Kavramsal ve Teorik ve Gelişmeler, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi • 24 / 2010 ss. 272-283

MACİONİONS John (2012), Sosyoloji, Nobel Yayınları, Ankara.

MARSHALL Gordon (1999), Sosyoloji Sözlüğü, Bilim ve Sanat Yayınları, Ankara. ÖZKALP Enver (2013), Sosyolojiye Giriş, Ekin Yayınları, Bursa.

SAM Neslihan, GÜRSAKAL Sevda, SAM Rıza, (2010), Üniversite Öğrencilerinin

Çevresel Risk Algısı ve Çevresel Tutumlarının Belirlenmesi, Akademik Bakış

Dergisi, Sayı: 20, 1-16.

SCHAEFER Richard (2013), Sosyoloji, Palme Yayıncılık, Ankara. Tuik.gov.tr (2004 Katı Atık Verileri).

Tuik.gov.tr (2013 Türkiye Seragazı Envanteri). Tuik.gov.tr (2014 Bölgesel Su Atıkları Endeksi). Tuik.gov.tr (2016 İl Sunum Raporu).

TURNER Bryan (2011), Tıbbi Güç ve Toplumsal Bilgi, Sentez Yayıncılık, İstanbul. BECK Ulrich (2011), Risk Toplumu, İthaki Yayınları, İstanbul.

www.weforum.org (2016 Global Risk Report).

YILMAZ Fatih, GÜLTEKİN Mehmet, (2012), Sınıf Öğretmeni Adaylarının Çevre

Sorunları Bağlamında Öğrenim Gördükleri Programa İlişkin Görüşleri, Dicle

19. YÜZYILIN İKİNCİ YARISINDA NEVŞEHİR’DE