• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM II İNCELEME ALANI VE ÇEVRESİNİN JEOLOJİSİ

2.8 Fay Sistemleri

Çalışma alanı içerisinde yedi adet fay sistemi bulunmaktadır. Bunlar; KKB-GGD yönelimli 1) Tuzgölü fay sistemi, 2) Hasandağ fay seti, 3) Keçiboyduran-Melendiz fayı, 4) Göllüdağ fayı, 5) Derinkuyu fayı ve KD-GB yönelimli 6) Niğde fayı ile 7) Ecemiş fayı olarak tanımlanmaktadır (Şekil 2.17; 2.18; 2.19 ve 2.20). Bu alandaki fay sistemlerinin hepsinin karakteristik özellikleri ve yaşları farklıdır. Bölgede oluşan bu fay sistemlerinin yaşları ve evrimleri Şekil 2.14’de belirtilmiştir. Bölgedeki Tuzgölü fayı ve Ecemiş fayı dışındaki faylar etkinliğini yitirmişken bu iki fay sistemi Türkiye diri fay haritasında Pleyistosen’de (1.6 my.) yüzey faylanması oluşturan, Holosen etkinliği kuşkulu fay “Kuvaterner fayı” olarak tanımlanmıştır (Şaroğlu vd., 1987).

2.8.1 Tuzgölü fay zonu

İlk olarak Beckman (1966) tarafından adlandırılan Tuzgölü fay zonu, daha sonraki yıllarda farklı araştırmacılar tarafından “Ş.Koçhisar-Aksaray fayı”, “Tuzgölü fayı”, “Koçhisar-Aksaray fay zonu” gibi isimler verilmiştir (Uygun 1981; Şaroğlu vd., 1987; Derman vd., 2000).

Şekil 2.17. Çalışma alanının 3D çizgisellik haritası; alanın KB’dan görünüşü

Şekil 2.18. Çalışma alanının 3D çizgisellik haritası; alanın KD’dan görünüşü

Tuzgölü fay zonu kuzeybatıda Paşadağı ile güneydoğuda Bor ilçesi arasında uzanan, yaklaşık 220 km uzunluğunda, önemli miktarda normal bileşeni olan sağ yanal doğrultu atımlı bir fay zonudur.

Paşadağı ile Bor arasındaki kesimi oldukça çizgisel olup 5-80 km uzunlukta, birbirine paralel-yarı paralel uzanan birçok faydan oluşur. Pliyo-Kuvaterner yaşlı Neotektonik birimler, Tuzgölü fay zonu tarafından Pliyosen öncesi temel kayaçlarla karşı karşıya getirilmiştir. Ancak Hanobası’nın yakın güneyinden başlayarak güneydoğuya doğru gidildiğinde Tuzgölü fay zonu, Miyosen-Kuvaterner yaşlı Hasandağı, Keçiboyduran ve Melendizdağı volkanitlerini kesip yer yer ötelemiştir. Keçiboyduran volkanik merkezini Hasandağı volkanik merkezine göre, Melendizdağı volkanik merkezini de Keçiboyduran volkanik merkezine göre sağ yanal yönde 13 km kadar ötelemiştir.

Bor ilçesinden sonra doğuya doğru doğrultu değiştiren Tuzgölü fay zonu, önemli miktarda ters fay bileşeni kazanır ve güneydoğuda Orta Anadolu fay zonu ile birleşir (Koçyiğit ve Beyhan 1998). Tuzgölü fay zonu özellikle Bor ve Paşadağı ardasındaki kesimi boyunca, doğrultu atımlı faylara özgü geometri ve morfotektonik yapılar sergiler. Bunlardan en özgün olanları, doğrultusu boyunca sağa ve sola sıçrayarak oluşturduğu yerel genişleme ve sıkışma alanları, asılı vadiler ve derelerin “Z” şeklinde veya saat devinim yönünde bükülmeleridir. Bu yapıların en iyi gözlendiği alanlardan biri Şereflikoçhisar ve yakın çevresidir.

Tuzgölü havzasının kuzeydoğu kenarını sınırlayan Tuzgölü fay zonu, havzanın bu kenarı boyunca Maestrihtiyen–Eosen yaşlı Paleotektonik dönem birimlerini, Geç Pliyosen–Kuvaterner yaşlı Neotektonik birimlerle karşı karşıya getirir. Paleotektonik birimler içindeki kıvrım eksenleri, katmanlar ve stratigrafik boşluklar (uyumsuzluklar) Tuzgölü fay zonu tarafından kesilir (Koçyiğit, 2003). Kuzeydoğudaki yüksek topografyadan güneybatıya doğru havza içine akan dereler, faylara yaklaşırken “Z” biçiminde bükülmüş ve derelerin yataklarını derine kazması ile kuzeydoğu blokta oluşmuş vadilerin ağzında genç ve oldukça kalın alüvyon yelpazeleri gelişmiştir. Vadiler arasındaki kuzey-kuzeydoğu yönlü sırtların, Tuzgölü fay zonu tarafından kesilmesi ile oldukça yeni üçgen yüzeyler de oluşmuştur. Aktif faylanmanın özgün belirtileri olan bu morfotektonik yapıların en iyi geliştikleri ve gözlendikleri yerlerden birisi de Tuzgölü fay zonu’nun Şereflikoçhisar-Hanobası kesimidir.

Şekil 2.19. Çalışma alanının 3D çizgisellik haritası; alanın GB’dan görünüşü

Şekil 2.20. Çalışma alanının 3D çizgisellik haritası; alanın GD’dan görünüşü

Burada Geç Pliyosen-Erken Kuvaterner yaşlı yelpazeler de faylar tarafından kesilerek yükseltilmiş (20-50 m) ve fay taraçaları olarak askıda kalmış, hatta sağ yanal yönde ötelenmiştir. Benzer şekilde Aksaray ili de yaklaşık 50 m kalınlığında, oldukça geniş bir alüvyon yelpazesi üzerinde bulunmaktadır (Koçyiğit, 2003). Aksaray yelpazesi adı verilen bu yapı, Melendiz çayı’nın Tuzgölü fay zonu’na eriştiği yerde yatağını derine kazması ve fay zonunun dışına çıktığı yerde de enerjisinin birden bire azalmasıyla oluşmuş olup, yelpaze üzerinde yapılan jeofizik çalışmalar (Tezel, 1972), buradaki düşey atım miktarını yaklaşık 130 metre olarak saptamıştır. Tuzgölü fayının yaşı Görür ve Derman (1978), Uygun vd. (1982), Görür vd. (1984), Çemen vd. (1999)’ne göre Geç Kretase, Arıkan (1975)’a göre Eosen ve Dellaloğlu ve Aksu’ya (1984) göre Miyosen olduğu öne sürülmüştür.

Burada Geç Pliyosen-Erken Kuvaterner yaşlı yelpazeler de faylar tarafından kesilerek yükseltilmiş (20-50 m) ve fay taraçaları olarak askıda kalmış, hatta sağ yanal yönde ötelenmiştir. Benzer şekilde Aksaray ili de yaklaşık 50 m kalınlığında, oldukça geniş bir alüvyon yelpazesi üzerinde bulunmaktadır (Koçyiğit, 2003).

Aksaray yelpazesi adı verilen bu yapı, Melendiz çayı’nın Tuzgölü fay zonu’na eriştiği yerde yatağını derine kazması ve fay zonunun dışına çıktığı yerde de enerjisinin birden bire azalmasıyla oluşmuş olup, yelpaze üzerinde yapılan jeofizik çalışmalar (Tezel, 1972), buradaki düşey atım miktarını yaklaşık 130 m olarak saptamıştır.

Tuzgölü fayının yaşı Görür ve Derman (1978), Uygun vd. (1982), Görür vd. (1984), Çemen vd.’ne (1999) göre Geç Kretase, Arıkan’a (1975) göre Eosen ve Dellaloğlu ve Aksu’ya (1984) göre Miyosen olduğu öne sürülmüştür.

2.8.2 Hasandağ fay seti

Bu fay seti bir birine paralel veya paralele çok yakın fay bölümlerinden oluşur. Hasandağ volkanik kompleksinin oluşumunda rol oynayan ana faktörlerden biridir. Fay setinin aktivitesini kanıtlayan maddeleri şöyle sıralayabiliriz; 1) fay seti Kuvaterner yaşlı alüviyal yelpaze çökellerini KB yönlü kesmiş ve deformasyona uğratmıştır, 2) Hasandağ volkaniklerinin son dört lav akıntısı Keçiboyduran volkanik kompleksinin 25- 90m batısı boyunca kesilmiş ve yükselmiştir, 3) Geç Kuvaterner yaşlı bir sinter koni

(Leskeri tepe) fay setinin güney kısmındaki bir fay grubu tarafından kesilmiş ve yaklaşık 25 m düşmüştür (Dirik ve Göncüoğlu, 1996).

Fay sistemi kuzeyde KB-GD ve güneyde yaklaşık K-G yönlü iki ana fay setinden oluşur (Dirik ve Göncüoğlu, 1996). KB-GD sağ yönlü doğrultu atımlı bir fay olduğu Keçiboyduran dağının kuzey ucunda fay aynası ölçülerek kanıtlanmıştır. Fay doğrultusuna paralel uzanan sinter koniler göz önüne alınarak K-G yönlü fayların normal faylar olduğu saptanmıştır (Toprak vd., 1994).

2.8.3 Keçiboyduran-Melendiz fayı

Keçiboyduran-Melendiz fayı (KMF) İç Anadolu’da, Aksaray ile Niğde arasındaki bölgede yer alır. Tuzgölü fay zonu’nun doğusunda ve ona paralel olarak yaklaşık K30- 35B doğrultulu uzanır (Toprak ve Göncüoğlu, 1993). Bu kuşak içinde yüzeyleyen volkanik ve sedimanter kayaçlarda gözlenen jeolojik verilere göre KMF, Geç Miyosen- Pliyosen döneminde aktif bir faydır. Bugün büyük bir kısmı genç birimler altında gömülü kalan ve kesin geometrisi belirlenemeyen fayın doğu bloğu yükselmiştir. Bu düşey hareket, fayın doğrultusuna paralel karasal havzaların gelişmesine ve çalışma alanında yüzeyleyen volkanoklastikler içinde yanal ve düşey fasiyes değişimlerine neden olmuştur (Toprak ve Göncüoğlu, 1993). Öte yandan KMF Orta Anadolu volkanik provensi'ne (OAVP) ait önemli püskürme merkezlerinden Keçiboyduran ve Melendiz kompozit volkanlarının oluşumunda rol almıştır. KMF, OAVP içinde tektonizma, volkanizma ve sedimantasyonun aynı anda etkin olduğunun bir göstergesidir (Toprak ve Göncüoğlu, 1993). Özellikle Yaprakhisar-Selime köylerinin civarında traverten oluşumları, sıcak kaynaklar (Ziga ve Ilısu), kalsit aragonit damarları fay zonu boyunca genel olarak gözlenen yapılardır (Toprak vd., 1994).

2.8.4 Göllüdağ fayı

Göllüdağ fayı K25B yönelimli genişlemeli rejime sahip gömülü bir faydır. Fayın varlığı bölgedeki patlama merkezlerinin genel dizilimi ile uyumsuz bazı ana ve ikincil patlama merkezlerin dizilimi tarafından belirtilmiştir. Tepeköy, Çınarlı ve Göllüdağ volkanik kompleksleri bu fay buyunca dizilmiştir (Toprak ve Göncüoğlu, 1993).

2.8.5 Derinkuyu fayı

Derinkuyu fayının en iyi gözlemlendiği yer Derinkuyu doğusudur. Fay atımları yaklaşık K-G yönlüdür ve Kuvaterner yaşlı Derinkuyu baseninin temelini oluşturur (Toprak vd., 1994). Ölçülmüş çizgisel kayma verilerine göre Derinkuyu fayı normal bir faydır (Toprak ve Kaymakcı, 1995).

2.8.6 Niğde fay zonu

Niğde fay zonu Orta Anadolu volkanik kompleksinin güney GD sınırını oluşturur. KD- GB yönlü bir atıma sahiptir ve fayın güney bloğu gözlemsel olarak yaklaşık 500 m yükselmiştir. Bu gözlem, tavan bloğunda 500 m den fazla yığılmış yelpaze çökellerinin jeofiziksel yöntemlerle ölçümü ile desteklenmiştir (Geosan, 1992).

2.8.7 Ecemiş fayı

OAVK’nin doğu-GD sınırını oluşturan ve doğrultu atımlı sol yanal olan bu fayın aktivitesi Geç Paleosen-Erken Lütesiyen’de başlamış ve günümüzde de devam etmektedir. Yetiş vd.’ne (1995) göre, fayın aktivitesinin başlangıcı Pliyosen olarak belirtilir. Bu fay zonunun Paleotektonik dönemdeki evrimi tam bilinmemesine rağmen, Neotektonik dönemde eski zayıflık zonunu kullandığı belirtilir (Yetiş, 1995; Toprak, 1998). Bu fay zonu, Erciyes havzasını da kapsayan Orta Anadolu fay zonu’nun (OAFZ) güney parçası olarak da yorumlanır (Arıkan, 1975). EFZ veya Orta Anadolu fay zonu (Koçyiğit ve Beyhan, 1998), KD yönlü 2-80 km genişliğinde, 730 km uzunluğunda aktif sol yanal atımlı bir fay zonudur.

Benzer Belgeler