• Sonuç bulunamadı

Fasığın Şahitliği

2.5. ŞAHİTLER İLE İLGİLİ HÜKÜMLER

2.5.6. Fasığın Şahitliği

“Fâsık”; şirk dışındaki büyük günahlardan birini işleyerek istikametten çıkmış olan kişidir. Bu sıfatı taşıyan kişiye “adaleti sakıt olmuş fâsık” adı verilir. Böyle birinin ne şahitliği ne de verdiği haber kabul edilir. Veya “fâsık” tövbe etmeden büyük günah işleyen veya sevaplarına galip olacak şekilde küçük günahları işlemede ısrarcı olan kimsedir.180

Müslüman kişide asıl olan adalettir. Adaletini zedeleyecek zahiren görünen hususlar haricinde müslümanın fıskı araştırma konusu yapılmaz. Buradan hareketle cerh ve tadil âlimleri sünnet-i nebeviyyeye uydurma hadislerin girmesini engellemek ve fakihler de hakların zayi olmasına engel olmak için şahitlerin tezkiyesi hakkında görüş bildirmişlerdir.

Daha önce geçtiği üzere nikâh akdinde şahitlik edecek kişilerde adaletin şart olduğunu gösteren deliller mevcuttur. Nikâh akdinin, fasığın şahitliğiyle kurulup kurulamayacağına gelince, fakihler bu hususta ikiye ayrılmışlardır.

180 el-Fevzân, a.g.e., I, s. 220; el-Bedrânî, Ebû Faysal, el-Velâü ve’l-Berâü ve’l-Adâü Fî’l-İslâm, y.y.,

86

Birinci Görüş: Nikâh akdi fasığın şahitliğiyle kurulamaz. Şafilerin görüşü ve İmam Ahmed’den gelen bir rivayet bu yöndedir.181

İkinci Görüş: Nikâh akdi fasığın şahitliğiyle kurulabilir. İmam Ebû Hanife’nin görüşü ve İmam Ahmed’den gelen bir rivayet bu yöndedir.182

Deliller:

Birinci Görüşün Delilleri: Nikâh akdinin fasığın şahitliğiyle kurulamayacağını savunanlar şu delilleri ileri sürmüşlerdir:

1- Yüce Allah şöyle buyurmaktadır: “Aranızdan iki adil kimseyi şahit tutun.”183

Yüce Allah, nikâhtan daha hafif olan ric’î talâk konusunda şahitlik eden kişide adaleti şart koşmaktadır. Ric’î talâktan sonra dönüşe şahitlik eden kimsede adalet şart olduğuna göre, nikâh akdine şahitlik edecek olan şahitlerin adalet vasfını taşımaları evleviyetle gerekli olur.

2- “Bir veli ve iki adil şahit olmadan nikâh olmaz” hadisi.

Bu hadis açık ifadesiyle şahitlerde adalet şartı aranacağını göstermektedir. Buna göre adalet sıfatı olmayanın şahitliği kabul edilemez. Edilirse eğer o zaman hadisin açık ifadesine muhalefet edilmiş sayılır.

3- Şahitliğin arandığı her yerde adalet de aranır. Nikâh da şahitliğin arandığı ve ancak şahitlikle kurulan bir akit olduğundan şahitlerin adalet vasfını taşımaları şarttır. Fâsık ise adalet sahibi değildir.

İkinci Görüşün Delilleri: Nikâh akdinin fasığın şahitliğiyle kurulabileceğini savunanlar şu delilleri ileri sürmüşlerdir:

1- Nikâhla ilgili deliller mutlak olup herhangi bir şarta bağlanmamıştır. Sonra şahitlikte bulunması gerekli olan şartlar delille sabit olmuştur. O halde nikâh şahitlerinde adaleti şart koşanların delil göstermesi gerekir. Oysa böyle bir şartın bulunduğuna dair delil yoktur.184

181 eş-Şirbînî, Muğni’l-Muhtâc, III, s. 144; en-Nevevî, el-Mecmû’ (Tekmiletü’s-Sübkî ve’l-Mutîî ile

birlikte), XVI, s. 198; ez-Zerkeşî, a.g.e., II, s. 323; İbn Kudâme, el-Muğnî, VII, s. 337.

182 İbnü’l-Hümâm, a.g.e., III, s. 202; el-Aynî, a.g.e., IV, s. 491; el-Behûtî, Keşşâfü’l-Kınâ’, V, s. 66; İbn

Kudâme, el-Muğnî, VII, s. 337.

183 Talâk 65/2.

87

2- Fısk vasfı, şahitliği tahammülü zedelemez ancak onun eda edilmesini zedeler. Şahitlerin adaleti ise tahammül sırasında değil, eda sırasında göz önüne alınır. Bazen bir fâsık nikâh şahitliğini tahammül edip onu eda etmeyebilir. Bu durumda bir fasığın nikâh akdinde şahitlik yapmasına engel nedir?185

Delillerin Tartışılması:

Birinci Görüşün Delillerinin Tartışılması: Nikâh akdinin fasığın şahitliğiyle kurulabileceğini savunan ikinci görüşün sahipleri, birinci görüşte olanların delillerine şöyle itiraz etmişlerdir:

1- Nikâhta aranan adalet şartının ric’î talakta aranandan evlâ olduğuna dair görüşünüzü kabul etmiyoruz. Çünkü bazı kocalar eşine zarar vermek için Ric’î talâktan sonra dönüşü gizleyip şahit tutmazlar. Bazen de veli veya kadın, kocadan kurtulmak için Ric’î talâktan sonra dönüşü inkâr ederler. Buna göre ric’î talâktaki şahitlik nikâhın başlarındaki şahitlikten evlâ olur. Çünkü boşanma sebebiyle ortaya pek çok tartışma ve ihtilaf çıkar.

2- “Bir veli ve iki adil şahit olmadan nikâh olmaz” hadisini delil göstermenize gelince, bu hadis senet bakımından sabit değildir.

3- “Şahitliğin arandığı her yerde adalet de aranır”, şeklindeki sözünüze gelince, buna da şöyle cevap verilebilir: Şahitlikte muteber olan şey, şahidin eda sırasındaki adaleti olup eda sırasında ancak adil şahidin şahitliği kabul edilir. Fakat nikâh akdindeki şahitlik tahammül olup eda değildir. Bu yüzden söz konusu şahitliğin adalet vasfını taşımayan biri tarafından tahammülü caizdir. Şahitliğin tahammülü sırasında adalet şartının aranacağına dair bir delil yoktur.186

İkinci Görüşün Delillerinin Tartışılması: Nikâh akdinin fasığın şahitliğiyle kurulamayacağını savunan birinci görüşün sahipleri, ikinci görüşün delillerine şöyle itiraz etmişlerdir:

1- Delillerin umumluğunu ileri sürmeniz şahitte adaletin aranmasını ortadan kaldırmaz. Adaletin şahitte aranması gerektiğini gösteren bazı deliller varit olmuştur. Bu ise âmm lafzın tahsisi babındandır. Şöyle ki şahitte adalet vasfını göz önüne alan ve şart koşan delillerle, umum ifade eden deliller tahsis edilmiştir.

185 el-Aynî, a.g.e., IV, s. 495.

88

2- Nikâh akdinde bulunmanın tahammül olduğu ve bu akitte bulunan kişide adalet şartının aranmayacağına dair görüşünüz kabul edilemez. Çünkü nikâh akdindeki şahitlik her ne kadar tahammül bile olsa şu iki sebeple eda yerine geçer:

Birincisi: Şahitliğin tahammüldeki vacipliği edadaki vacipliği gibidir.

İkincisi: Eda sırasında göz önüne alındığı gibi, tahammülde de şahitlerin hür, müslüman ve ergen olmaları göz önüne alınır.

Tercih:

İki gurubun delillerini sunup tartıştıktan sonra kanaatime göre tercihe şayan olan şahitlerde adaletin şart olduğunu söyleyenlerin görüşüdür. Bu tercihin sebepleri şöyle özetlenebilir:

1- Bu görüşü savunanların ileri sürdükleri deliller, ikinci görüş sahiplerinin delillerinden daha kuvvetlidir. Bu görüşün, herhangi bir şahitte asıl olanın adalet vasfı olduğu kuralına uygun olması da bunu desteklemektedir.

2- Fısk şahitliğin edasına engeldir. Bundan dolayı kölelik ve kâfirlik gibi, fıskın da nikâh akdinin kurulmasına engel kabul edilmesi gerekir. Fakat yaşadığımız çağda bu hususta müruetin vasıflarını ve eksik yanlarını belirleyen örfe başvurmak gerekir. Çünkü nikâh akdinin kurulmasında müslümanlara sıkıntı vermemek gerekir. Bu konuda, örfe uygun düşecek şekilde mümkün mertebe şahitte adalet şartının bulunması maksadının gerçekleşmesi önemlidir.

Benzer Belgeler