• Sonuç bulunamadı

Farklı Yönlerde Çeşitlenen

3.1 İTÜ Mimarlık Fakültesi’nde 60’lardan 80’lere: Tasarımın

3.1.2 Farklı Yönlerde Çeşitlenen

Nigan Bayazıt, bir kısmını İngiltere’de sürdürdüğü “Konut araçları açısından sistematik bir tasarlama yönteminin geliştirilmesi” başlıklı doktora çalışmasını, 1969 yılında tamamlamış, 1971’den itibaren açtığı metot dersleriyle konuyla ilgili birikimini akademik alanda aktarmıştır.1 Kendi deneyimlerinde de, öğretim hayatının ilk yıllarından itibaren tasarım metotları yaklaşımını stüdyoda proje için problem tanımlama, sistem geliştirerek öğretme şeklinde dâhil ettiğini belirtmektedir.

Tasarım metotlarına ilgisinin “çıkış noktasını biçimden alan her türlü “üslupsal

reçeteciliği” yadsıyan”[118] Nezih Eldem’in etkisi ile şekillendiğini belirten Nigan

Bayazıt’ın konu ile ilgili birikimi, 1969’da tamamladığı doktora çalışması sırasında, Londra’da kendi çabaları ile ulaştığı kaynaklarla oluşmaya başlamıştır.[119]

Bayazıt, Altan Öke’de ortaya çıkan tasarım metotlarının Türkiye’de gelişmekte olan yapı sektörü için kullanımının uygulamada gerekli ve önemli olduğu kanısının aksine,

1

Nigan Bayazıt’in yürüttüğü bazı tezler:

Demir, Y., “Bilgisayar Destekli Kabuk Konut Ön Tasarım ve Değerlendirilmesi”, İTÜ Fen Bilimleri Enstitüsü, 1990 (lisansüstü tezi), Kavaklı, M., “U-MUT: auto Lisp’le Uzman Mutfak Tasarımı”, İTÜ Fen Bilimleri Enstitüsü, 1990 (lisansüstü tezi), Önder, Z., “Konut içi bitirme Malzemeleri ve Eylem Yardımcı Araçları Maliyetinin DBASE III+ ile Hesaplanması”, İTÜ Fen Bilimleri Enstitüsü, 1988 (lisansüstü tezi), Uluoğlu, B., “Mimari Tasarım Eğitimi: Tasarım Bilgisi Bağlamında Stüdyo Eleştirileri” İTÜ Fen Bilimleri Enstitüsü, 1990(doktora tezi)

76

tasarım metotları ile ilgili olarak şunu belirtmektedir: “Tasarım metotların esas önemi eğitimde çok faydalı olmalarıdır. Pratik hayattan çok eğitimde faydalıdırlar.”[119] Bu düşünceye paralel olarak, hem 1970’lerden itibaren yürüttüğü metot derslerinde hem de problem tanımını içeren stüdyo föylerini hazırlayarak ve analizlere ağırlık vererek stüdyolarda metodolojik yaklaşımları uygulamaya çalıştığını belirtmektedir.[119]

Mimarlık eğitiminde tasarım metotlarının kullanılmasının faydalı olacağı görüşü kökeninde, 1960’lardan itibaren değişen genel bir paradigmanın mimarlık eğitimindeki yansıması ile ilişkilidir. Daha çok Beaux-Arts ekolüyle anılan eğitimde usta-çırak ilişkisi üzerinden yürüyen süreç, tasarım bilgisinin bilimsel bir paradigmayla yeniden ele alındığı 1960’larda kritik bir eleştiriyi doğurmuştur. Türkiye’de de dönemin akademisyenlerince yakından takip edilen Yona Friedman bu anlayış değişikliğini şöyle dile getirmektedir: “Mimarlık artık usta-çırak ilişkisiyle tanıtılan bir disiplin olmak yerine, öğretilebilen bir bilgi alanı olmak zorundadır. Yani, kullanılan bilgiler, kişiden kişiye değişen, spekülatif, sorusuz kabul edilen bilgi ve beceriler yerlerini bilimsel bilgilere terk etmelidir.” [120]

Tasarım metotlarının mimarlık eğitimindeki rolleri, Altan Öke tarafından da dile getirilmiş ve yürütücüsü olduğu 1977 Güz yarıyılı stüdyosundaki çalışmalar ile örneklenmiştir. Öke, Mimarlık Dergisi 78/2 sayısında, “Mimarlık Eğitiminde Çağdaşlaştırma” konu başlıklı sayısı için İTÜ Mimarlık Fakülte ’sinin 1977 kış döneminde yöneticisi olduğu stüdyonun “İstanbul Levent Karma Geliştirme Projesi”’nin öğrenci çalışmalarını sunmaktadır.[121] Öke, stüdyonun amacının “sistemli bir tasarlama anlayışının öğrencilere kazandırılması” olduğunu belirtmekte; stüdyoda bu amaca uygun olarak “usta-çırak” tipi ilişkilerden kaçınmaya çalışan bir yaklaşımın benimsendiğini aktarmaktadır.[121] Tasarım süreci ile ilgili ilk aşamada öğrencilerin kontrol listelerinden yararlanarak projenin yapılacağı arsa ve çevresine ilişkin bilginin toplandığını, sonrasında alternatif çözümlerin öğrencilere tanıtılan oyun, morfolojik kart ve kutu, AIDI, beyin fırtınası (brain storming), “synectics” gibi alternatif geliştirme tekniklerinden “bugün için ancak sınırlı ölçüde” yararlanabildiklerini ekleyerek anlatmaktadır.[121] Nigan Bayazıt gibi Altan Öke de, sistematik tasarlama yöntemlerinin ve elektronik sayısal hesaplayıcıların bir tasarım aracı olarak stüdyoda

77

kullanılmasının gerekliliğine inanmakta, tasarım stüdyosunda geçerli ve yaygın olan usta-çırak ilişkisine eleştirel yaklaşmaktadır.

Güncel durumda Türkiye’de de endüstride tasarım araştırmaları ihtiyacının doğduğuna işaret eden Bayazit, konunun 70’lerden itibaren izlediği yolu değerlendirdiğinde, akademik alanda başlayan tasarım araştırmaları üzerine ilginin dayandığı tasarım metotlarının mimarlıkta kullanımının operasyonel araştırmaya dayanan lineer programlama ile mimari problemlerinin çözülmesi çalışmalarının şeklinin “bir takım fiyasko haline geldiğini” belirtmektedir.[119] Bayazit’a göre metotların doğrudan mimari problemlerin çözümünde kullanılmasında öne çıkan optimizasyon süreci ile bağdaşamayan fakat mimari tasarımın içinde olan başka kalitatif faktörler olduğunu vurgulamaktadır:

“Tasarım araştırmaları, tasarlama metotlarına dayanır. Ama o metotlar 70’lerde bir takım fiyasko haline geldi. Çünkü operasyonel araştırmayı kullanıyorlardı, bunlara dayanarak lineer programlamayla binaları çözmeye kalktılar. O zaman hiçbir mimarın işine gelmedi, çünkü gerçekte öyle çözülmüyordu. O kadar optimizasyona gerek yoktu. Bu sistemin içine koyamadığınız bir sürü değişik faktör vardı tabii.” [119]

Bayazit’in yaklaşımı tasarım araştırmaları hakkında önerdiği bir ayırım ile doğrudan ilişkilidir:

“Tasarım araştırması sistemli bir şekilde aramak ve tasarımla ilgili bilgileri ortaya çıkarmaktır. Bu araştırmanın amacı insan tarafından yapılanları, insanın tasarım eylemlerini ve yapılış tarzını bilimsel ve akademik bir tavırla dikkatli olarak incelemek, aramak ve keşfetmektir. … Tasarım bilimi tasarımı araştırmaktır. Tasarım yapmak bir edimdir ve bilim değildir. Bu ayrımı çok dikkatle ortaya koymak gerekir.” [80]

Bu tanıma göre, tasarım metotları tasarım araştırması kanalında, tasarımı gerçekleştirme yolları ve tasarım sürecine odaklanarak “tasarım bilimi”ni oluştururlar; oysa, tasarımın kendisi tasarım araştırmasının bulgularını kullansa da kendisi tasarım araştırmalarından bağımsız bir edimdir.

Nigel Cross tasarım araştırmasının evriminde üç eşik tanımlar: tasarım metotlarını bilimsel bir yaklaşımlarla ilişkilendiren “tasarım bilimi” yaklaşımı, “tasarım kendisi bilimsel bir aktiviteymişçesine tasarıma tamamen organize olmuş, akılcı ve tamamen sistematik bir yaklaşımı anlatır.[38] İkinci dönem “tasarımın bilimi” ise tasarım bir aktivite olarak tamamen bilimsel bir aktivite değil, ancak bilimsel metotlarla

78

araştırılabilir görüşü üzerine kurulmuştur. 1980’lerden sonra tasarım disiplini yaklaşımıyla birlikte “tasarım kendi terimleriyle çalışılan, kendi özenli kültürüyle tasarım hakkında konuşmak için bir yol kurar ki burada artık tasarım hem disiplinler arasıdır hem bir kendi başına bir disiplindir.”[38]

Nigan Bayazıt, akademik çalışması içinde doğrudan tasarım metotları hareketinin öncüleri ile gelişen kişisel ilişkileri ile konunun İTÜ Mimarlık Fakültesi’nde eş zamanlı olarak yerleşmesi yönünde çalışmalar yapmıştır. Nigan Bayazıt, kuruluşunu 1962’de Londra’da gerçekleşen Tasarım Metotları Konferansı’na kökenlendiren, 1966 yılında

kurulan Design Research Society’nin halen başkanı olan Nigel Cross ile 1976’daki

Portsmouth Konferans’ında tanışmış ve bu karşılaşmada İstanbul’da bir konferans düzenlenmesini kararlaştırmışlardır.[119] 1977 Eylül’de yapılması planlanan konferans 1978 Mart ayında İTÜ Mimarlık Fakültesi’nde “Architectural Design: Interrelations Among Theory, Research, and Practice” ismi ile DRS-Design Research Society ile ortak bir çalışmanın ürünü olarak gerçekleşmiştir. Necati İnceoğlu ile Nigan Bayazıt’in organize ettiği konferans, aralarında Geoffrey Broadbent ve Yona Friedman’ın da olduğu uluslararası katılımların yanı sıra Türkiye’deki konu ile ilgili çalışan çok sayıda akademisyenin katılımıyla gerçekleşmiş, sunulan bildiriler konferansı takiben aynı isimli kitapta yayınlanmıştır.[122] “Architectural Design: Interrelations Among Theory, Research, and Practice” konferansı ile ilgili olarak Bayazıt 2004 yılında yayınlanan bir makalesinde şöyle demektedir: “Fikir ve niyetin çok iyi olmasına rağmen, konferansın az sayıda tasarım araştırması üzerine bildiri aldığı itiraf edilmeli; ancak, mimarlıkta sonraki doktora çalışmaları için itici bir güç vermiştir.” [123]

Nigan Bayazit’in DRS ile ilişkisinde bir başka önemli nokta, grubun 1979’dan itibaren çıkardığı Design Studies dergisinin kuruluşundan itibaren yer almasıdır. Bayazit Design Studies’in yayınlanmasının İstanbul’daki konferans sırasında konuşulan bir konu olduğunu şöyle anlatmaktadır:

“Sonra o sırada, (konferans sırasında) bana, “biz dergi çıkarmayı düşünüyoruz, ne dersin?” dediler, ben de “çok iyi olur” dedim. 1979 Haziran’dan itibaren Design Studies’i çıkarmaya başladılar, beni de Editorial Advisory Board’a koydular. Burada o sıralarda konuşuldu o konular ve ardından dergi çıkmaya başladı. Ondan sonra 18 sene kaldım orada ...,hakemlik yaptım, tüm kongrelerine katıldım.” [119]

79

Nigan Bayazıt’in İngiliz akademisyenlerle olan kişisel ilişkilerinde diğer figürler ise Patrick Parson ve birlikte seminerler ve çalışmalar yaptığı Bruce Archer’dır. 1980’lerde ise 1982-1983 yıllarında Fullbright bursu ile Amerika’da bulunduğu sırada yaptığı gözlem ve çalışmalar yapmış, 1987 yılında İTÜ mimarlık Fakültesi’nde bilgisayar laboratuvarı kurulmasına katkı sağlamıştır:

“87 Eylül de IBM projeyi kabul etti, bilgisayarları teslim etti. Burada öğrenip, yukarıda ders veriyorduk. Autocad kitabı buldum, okuyup okuyup öğrendikçe yukarıda öğretiyordum. ... O sırada Autocad 9’u, sonra 12 ve 13’ü ilgili kitapları yazdım. ... Bir bakıma, sunum aracı olarak yerleşmesini sağladım. Mimarlar odası bana kursun açılıp açılmaması hakkındaki fikirlerimi sordu; açılmasını destekledim. ... Burada benim kurs verdiğim çocukla Mimarlar Odası’nda Autocad kursu verdiler.. Bilimsel çalışmadan uzaklaştırıyor gibi geldiği için Autocad çalışmasını bıraktım.” [119]

Nigan Bayazit’in önayak olduğu bir süreç sonucunda İTÜ Mimarlık Fakültesi’nde 1987 sonbaharında diğer mimarlık fakülteleri arasında ilk olmak üzere bir “Bilgisayar Destekli Tasarım Laboratuvarı” kurulmuştur. Daha çok çizim ve eskiz amaçlı olan bu laboratuvar, Nigan Bayazit’in ABD’den University of Maryland, Department of Housing and Design ile ortaklaşa IBM International’dan aldıkları “Tasarlama Eğitimi ve Araştırmaları”[124] projesiyle ilgili olarak IBM Türk Limited Şirketi tarafından yapılan bağış ile gerçekleştirilmiştir.1 Bayazit bilgisayar laboratuvarındaki çalışmaları şöyle aktarmaktadır:

“Laboratuvarda yapılan BDT çalışmaları lisans ve lisansüstü düzeyinde dersleri kapsamaktaydı. Lisans düzeyinde veri tabanı hazırlatma (dbase ve lotus paket programları) ve bilgisayarla tasarlama (autocad paket programları) seçme derslerim verilmekte ve mimari proje dersleri çerçevesinde, ... projeler bilgisayar yardımıyla yapılmaktadır.” [125]

Bilgisayar yardımıyla ilk lisans düzeyindeki mimari proje 1988 yılında yapılmaya başlamış ve sınırlı sayıda da olsa bazı ilginç uygulamalar gerçekleştirilmiştir. Çizim programlarının kullanılmasına alıştıktan sonra ise, öğrencilerin bilgisayarları kullanımındaki yaygın yol tasarımını yapmakta oldukları projelerin bilgisayar ortamına aktarılması şeklinde sürdürülmektedir.

1

Bu laboratuvarda 6 adet IBM PCXT 286, IBM Proprinter XL24, IBM 6180 plotter, 5 adet Mouse, 1 adet A3 digitizer, 20287 math coprocessor bulunmaktadır. Ayrıca MNG Holding, Laboratuvarı Autodesk firmasının lisanslı kullanıcısı haline getirmiş ve kilitli bir AutoCAD 9.1 armağan etmiştir. [125]

80

Necati İnceoğlu 1963 yılında İTÜ’den mezun olduktan sonra 1967 yılında lisansüstü öğrencisi olarak İngiltere Londra’da Bartlett School of Architecture’da araştırmalarına devam etmiştir. Buradaki deneyimleriyle ilgili olarak Bartlett’ın o dönem teknolojiye, sistematik ve bilimsel düşünceye ağırlık veren bir çizgisinin olduğunu, bu sayede ilk kez mimarlıkta bilimsellik düşüncesiyle orada tanıştığını belirtmektedir.[126] Burada çalışmalarını takip etiği ve kişisel görüşmelerde bulunduğu mimarlar arasında Gordon Best ve Amos Rapaport’tan bahsederken, Bartlett’a benzer bir tasarım kültürünü Glasgow’da sürdüren Thomas Mann ve Peter Meanning’in etkilerinden bahsetmektedir.[126]

Necati İnceoğlu Mimarlık dergisi 1969 yılı Ekim sayısında yayınlanan “Mimari Eğitimde Sistematik Tasarım Metotları”[127] başlıklı yazısında tasarımda rasyonel analiz ve sistematik bir yaklaşımın ilk kez gündeme geldiği, kendisinin de izleme fırsatı bulduğu 1962 Imperial College’da düzenlenen konferansla ilgili düşüncelerini aktarmaktadır. İnceoğlu, konferansta mantık ve sezgiye dayanan düşüncelerin tasarımda birlikte ele alınması gereği üzerine başlayan tartışmaların toplantıda tartışıldığı ancak sistematik tasarım metotlarının ortak paydasının tasarım oluşumunun sistematik olarak adımlar halinde belirlenmiş olmasından öteye geçilemediğini belirtmektedir.1[127]

İnceoğlu makalesinde Peter Manning ve M. Darke’a referansla sistematik tasarım metotlarının mimarlık eğitiminde nasıl karşılandığı hakkında bazı noktalara değinmiştir.

[127] Sistematik tasarım metotlarının ilk ortaya çıkışlarından itibaren “tasarımın aşırı somutlaştırılması” ve “yaratıcılığa yer verilmemesi” gibi eleştiriler sebebi ile okullarda şüphe ile karşılanarak tasarımın öğretiminde temel olmaktan çok özel bir konu olarak kaldıklarını, öğrenciler açısından da yaratıcılıklarının sistematik bir oluşumla kısıtlanacağı endişesinin yaygın olarak ortaya çıktığından bahsetmektedir.[127]

Broadbent’in ve Thornley’nin konu hakkındaki görüşlerine paralel olarak İnceoğlu, sistematik tasarım yöntemlerinin mimarlık eğitiminde kabul görüp görmemesi konusunu her iki kutuptakilerin de tasarıma tek bir yaklaşımın doğru olduğu kabulü ile

1

Benzer olarak Nigan Bayazıt da C. Jones ve D. G. Thornley tarafından organize edilen Tasarım Metotları konferansını, tasarlama metotlarına İngiltere'deki ilk bilimsel yaklaşım olarak ortaya koymakta ve bu kongrede sunulan metotların genelde basit olarak önerilen metotların tüm katılımcıların tasarıma kendi yaklaşımını sistematize etmeye çalışması ile şekillendiğini belirtmektedir.[80]

81

yaklaştıklarından ötürü olduğunu, oysa bu iki karşıt tutumun tasarlayıcı açısından birbirini tamamlayan yaklaşımlar olarak kabul edilmesinin gerekliliğinin altını çizmektedir.[127] İnceoğlu tüm zihni eylemlerin tamamlayıcı değişen yönleri olarak sezgi ve rasyonel düşüncenin en iyi sonuçlar için beraber kullanılmasının gerektiğini, ayırımlarının tasarlayıcının kişisel isteklerine göre değil oluşumun gerekliliklerine göre belirlenmesi gerektiğini tartışmaktadır.[127] İnceoğlu sistematik tasarım yöntemlerinde farklı görüşleri üç grup altında toplamıştır: Tasarım oluşumun önemli bir kısmının, bilinçli bir kontrol dışında, tasarlayıcının zihninde yer aldığı görüşü, Tasarım oluşumunun rasyonel ve her adımda kontrol edilebilir olarak kabul edenlerin görüşü ve Davranışçı görüşler. İnceoğlu bu üç görüşün mimarlık eğitiminde ayrı ayrı kullanılma olanaklarının dışında tasarımın gerekliliklerine uyarak en iyi çözümü verecek bir ara yol araştırılmasının mümkün olabileceği ihtimali üzerinde durmaktadır. [127]

Necati İnceoğlu’nun bahsedilen dönem içinde hem kişisel olarak yakın ilişkileri olan hem de çalışmalarını takip ettiğini belirttiği Amos Rapoport tasarım yaklaşımını dile getirirken, mimarlığın özgür, artistik bir eylem olmadığı, aksine sorun çözmekle ilgilenen bilim-temelli bir meslek olduğu düşüncesine temellenerek, mimarın tasarımdaki rolünün tasarım sorunlarının belirlenmesi ile sınırlı olmadığı üstelik bu sorunların keşfedilmeleri ve tanımlanmalarında önem kazandığını vurgulamaktadır.

[128]

İlki Almanya Ulm’de düzenlenen ve ikincisi Portsmouth’da Geoffrey Broadbent’in öncülüğünde düzenlenen Mimarlıkta Sistematik Yaklaşımlar temalı konferansı takip ederek dönemin öncü çalışmalarını izleme olanağı bulabildiğini ve o dönemde Christopher Alexander’ın “Notes on the Synthesis of Form” kitabında topladığı çalışmalarının içinde bulunduğu ortamda önemsendiğinin altını çizmektedir. İnceoğlu’nun Bartlett’ta yürüttüğü ağırlıklı olarak sistematik tasarım yöntemleri ile ilişkin çalışmaları 1971 yılında tamamladığı “Tek Katlı Endüstri Yapılarında İnsan Sirkülasyonu Problemlerinin Çözümünde Kullanılabilecek Sistematik Bir Metot” isimli doktora tezinde etkilerini göstermektedir.[129] İnceoğlu doktora tezine ortaya koyduğu sistematik model önerisini bir bilgisayar uygulaması kullanmaksızın gerçekleştirmiş, ilerleyen yıllardaki araştırmalarında da bu alanda herhangi bir

82

çalışmaya odaklanmayıp, araştırmalarına yoğun olarak bina programlama konusunda devam etmiştir.

İnceoğlu, 1985 yılında YTÜ rektörü Süha Taner’in davetiyle YTÜ Mimarlık Fakültesindeki dekanlık görevine başlaması ile fakültenin bilimsel açıdan daha iddialı bir kuruma dönüşmesi amacıyla araştırma alanlarını ortaya çıkartacak ve destekleyecek konferansların düzenlenmesini önemsemiştir.[126] Dekanlık döneminde 1991 yılında mimarlıkta bilgisayar kullanımının gelecekte önemli bir çalışma alanına dönüşeceği öngörüsü ve Emre Aysu’nun öncülüğünde Bilgisayar Ortamında Mimarlık kürsüsünün kuruculuğunu yapmıştır. Konuyla ilgili bir çalışmaları olmasa da alanlarında en iyi ve en yetkin kişileri kuruma getirme amacını benimseyen Zekiye Abalı, Oya Pakdil ve Meral Erdoğan anabilim dalının kurucu öğretim elemanları olmuşlardır.[126]

Gülsün Sağlamer, 1967’de İTÜ Mimarlık Fakültesi’nde yüksek lisansa eşdeğer olan beş yıllık eğitimini tamamladıktan sonra, 1968 yılında İngiltere’de daha sonraki yıllarda (1975-76 ve 1978) iki kez daha bulunacağı Cambridge Üniversitesine bağlı olan Martin Center’da1 çalışmalarını sürdürmüştür.[130]

Cambridge’e İTÜ’den gidişini ve orada karşılaştığı ortam ile ilgili deneyimleri ile ilgili olarak Sağlamer, o dönemde yüksek lisans mezunu olarak değerlendirilmelerine rağmen, mezunların eğitim hayatı boyunca araştırmaya yönelik bir birikime sahip olmadığını, ancak lisans eğitimi süresince iyi bir matematik ve analitik birikimin elde edilebilmesi sayesinde seçtiği araştırma alanında zorluk çekmeyeceğini öngördüğünü dile getirmektedir.[130] Cambridge Üniversitesi’ni, doktora yapmak amacıyla ve bilinçli olarak tercih eden Sağlamer, Martin Center’daki çalışmalarını sekiz ay sürdürdükten sonra Türkiye’ye dönmüştür. Sağlamer’in ziyaretçi olarak katıldığı, haftalık toplantılara katıldığı, kütüphaneden faydalandığı Martin Center, 1968-1969 yıllarında İngiltere’deki aktif araştırma merkezlerinden biri olarak, Sağlamer’in de bu dönemde tanıştığı ve çalışmalarını takip ettiği Lionel March, Philip Steadman, Marcial Echénique, Dean Hawkes ve Nicholas Bullock gibi akademisyen mimarların toplandığı, çok disiplinli bir araştırma kültürünü önemseyen bir entelektüel ortamı barındırmaktadır.

1

Cambridge Üniversitesi Mimarlık Bölümü içinde Leslie Martin yönetiminde 1967’de LUBFS: Land Use and Built

83

Sağlamer’in de içinde bulunduğu Martin Center’da 1960’ların sonuna doğru aktif olarak yürütülen araştırma konuları niceliksel analizler ile yapılı çevrenin koşullarını araştıran networklerin geliştirilmesi üzerinde yoğunlaşmaktadır. Sağlamer Cambridge’de henüz başlangıç yıllarında olan kuramsal ve uygulama araştırmaları ile İTÜ’deki çalışmaları kıyaslarken, teknik olanaklar açısından burada kullanılan sistemin IBM, oradakinin Borruoughs olması sebebiyle biraz daha hızlı olması ve plotter kullanma imkânı dışında çok fazla fark olmadığını vurgulamaktadır.[130] Diğer yanda ise İTÜ’de tasarım araştırmaları alanında bilgisayarı kullanan, teknik olanakları teorik ve uygulama araştırmaları ile birleştirmeye yönelik Sağlamer’in Martin Center’da deneyimlediği çalışmalara benzer konular birkaç istisna dışında henüz gündeme gelmemiştir.

Sağlamer, 1969-1973 yılları arasında tamamladığı ve temellerinin Martin Center’daki araştırmalara dayandığını belirttiği “Tek Katlı Yapıların Tasarımı İçin Bir Yöntem” isimli

doktora çalışmasını, o yıllarda kendisi gibi İngiltere’de bulunan Gazanfer Beken danışmanlığında sürdürmüştür.[131] Ancak Beken’in önerisi ile Sağlamer’in tezinde programlama dilini kullanarak geliştireceği model için Fikret Keskinel ikinci danışman olarak katkıda bulunmuştur. Sağlamer’in deyişiyle “algoritmayı geliştirmeyi öğrendiği” inşaat mühendisliği kökenli Keskinel o dönemde İTÜ Mimarlık Fakültesi’nde FORTRAN dilinde programlama dersleri vermekteydi. İTÜ Mimarlık Fakültesi’nde ilk programlama derslerini uzun yıllar veren Fikret Keskinel yine 60’ların ikinci yarısından itibaren doktora çalışmaları için İngiltere’ye giden Nigan Bayazit, Gülsün Sağlamer gibi doktora öğrencilerinin tezlerinin hesaplama yöntemleriyle gelişmesinde verdiği programlama ve algoritma dersleri ile destek sağlayan önemli bir figür olarak belirmektedir.

Sağlamer’in doktora tezi, tek katlı yapılarda optimum plan düzenlerinin belirlenmesinde kullanılabilecek bir yöntem önermekte; problemin matematik formülasyonunu yaparak, çözümde kullanılabilecek modelleri ve sağladıkları olanakları incelemektedir.[131] Tezde problemin temel bileşeni olarak ele alınan eylem alanları araziye yerleşme durumundaki öncelik sıraları gözetilerek ve elde edilen alternatiflerdeki toplam sirkülasyon maliyetinin değerlendirilerek plan tiplerinin optimizasyonunu hedefleyen bir model geliştirilmiştir. Ayrıca geliştirilen model, eylem alanlarına istenen yönden doğal aydınlatma olanaklarının sağlanması problemini de içermektedir. Tezin sonucu olarak önerilen yönteme ait sunulan uygulama ise

84

FORTRAN II dilinde kodlanan algoritmaya dayanmakta, işlemler ise İTÜ Elektronik Hesap Bilimleri Merkezi1’nin IBM 1620 elektronik hesap makinesinden yararlanılarak yapılmaktadır. [131]

Sağlamer, 1975-76 yılları arasında doçentlik tez çalışması sırasında ikinci kez ziyaretçi

Benzer Belgeler