• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 1: TEORİK ÇERÇEVE VE KAVRAMLARIN TANIMLANMASI

1.4. Kişilik

1.4.3. Beş Faktör Kişilik Kuramı

Klinik deneyime dayanan çoğu klasik kişilik teorisinin aksine beş faktör kişilik kuramı, özelliklere ve bunların işleyişi hakkında araştırma bulgularına dayanmaktadır (McCrae, 2018). Kişilik kuramları içinde özellikle de özellik kuramlarında oldukça yaygın kullanımı olan beş faktör kişilik modelinin gelişiminde öncelikli olarak anılan bazı isimlerin (McCrae ve Costa, 1985; John, Donahue ve Kentle, 1991) olduğu görülmektedir.

Beş faktör kişilik modelinin gelişimine daha derinlemesine bakıldığında ilk olarak

etmiştir. Ancak bu iki boyutun tüm kişilik özelliklerini tek başına kapsamadığı da görülmüştür (McCrae ve John, 1992). 1970’lerin sonu ile 1980’lerin başında Costa ve McCrae’nin de başlangıçta duygusal tutarsızlık ve dışadönüklük olmak üzere iki ana boyuta odaklandığı görülmektedir. Bu iki boyutun keşfedilmesinin hemen ardından gelişime açıklık adı verilen üçüncü bir boyut bulunmuştur.

1980’li yıllarda McCrae ve Costa tarafından gerçekleştirilmeye başlayan bir dizi araştırmada duygusal tutarsızlık, gelişime açıklık ve dışadönüklük olmak üzere üç temel kişilik boyutuna odaklanılmıştır. McCrae ve Costa (1983; 1985; 1986), bu üç boyutun insan kişiliğindeki tüm bireysel farklılıkları açık bir şekilde kapsamadığını ancak bu üç boyutun doğru bir şekilde ölçülmesinin, kişilik değerlendirmesinde gerekli ilk adım olarak görüldüğünü ifade etmiştir. Ardından yumuşakbaşlılık/geçimlilik ile öz-denetim/sorumluluk boyutları üzerinden çalışma genişletilerek (McCrae ve Costa, 1987) beş faktör kişilik özellikleri belirlenmiştir. Son olarak başlangıçta üç boyuttan oluşan 140 maddelik kişilik envanterine (NEO-PI), iki yeni boyutun daha ilave edilmesiyle ifade sayısı 240’a çıkan ölçek (NEO-PI-R), 1992’de revize edilmiştir (Costa ve McCrae, 2008). Fakat daha sonra artan ifade sayısından dolayı beş faktör kişilik özelliklerini ölçen daha kısa bir ölçüm aracına ihtiyaç duyulmuştur. Bu ihtiyacı gidermek adına John, Donahue ve Kentle (1991) ile Benet-Martinez ve John (1998) tarafından yapılan çalışmalar sonucu 44 maddelik beş faktör kişilik envanteri geliştirilmiştir. Bu bağlamda geliştirilen beş faktör kişilik ölçeğine ilişkin boyutlara ve bu boyutların kısa açıklamalarına yer verilmiştir.

Beş faktör kişilik modelini oluşturan boyutları aşağıdaki gibi ifade etmek mümkündür.

(McCrae ve John, 1992; John ve Srivastava, 1999):

• Dışadönüklük (Extraversion)

• Yumuşakbaşlılık/Geçimlilik (Agreeableness)

• Öz-denetim/Sorumluluk (Conscientiousness)

• Duygusal tutarsızlık (Neuroticism)

• Gelişime açıklık (Openness)

Dışadönüklük: Durgun ve yalnız olmanın karşıtı olarak enerjik ve heyecan arayan bir yapıda olmayı ifade etmektedir (Costa ve McCrae, 1992). Girişken, eğlenceyi seven, şefkatli, arkadaş canlısı ve konuşkan olma dışadönüklük boyutundaki en yüksek faktör yüküne sahip değişkenlerdir (McCrae ve Costa, 1987). Dışadönük bireyler, meşgul olmayı, enerjik davranmayı ve hızlı konuşmayı seven, güçlü bireylerdir. Ayrıca,

genellikle heyecan arayışına girerek onları cezbeden ortamları tercih ederler (McCrae ve Costa, 2003).

Yumuşakbaşlılık/Geçimlilik: Rekabetçi ve kibirli olmanın karşıtı olarak bireyin kibar ve güvenilir olup olmadığını açıklayan ikinci boyut (Costa ve McCrae, 1992), güven, dürüstlük, alturizm (diğergamlık/özgecilik), uyum, alçakgönüllülük ve merhametlilik alt boyutları ile tanımlanmaktadır (Costa, McCrae ve Dye, 1991). Özetlemek gerekirse yumuşakbaşlılık/geçimlililik, bireyin başkaları tarafından sömürülmüş olsa bile iş birliği yapma konusunda onlara karşı bağışlayıcı ve hoşgörülü olma eğilimini temsil etmektedir. Bu bağlamda yüksek düzeyde geçimliliğin yalnızca başkalarıyla uzun dönemli iş birliğinden doğan ve kişisel kazanıma imkân tanıyan fırsatların artmasıyla değil, aynı zamanda başkaları tarafından sömürülüyor olmanın sonucu doğan kayıplara ilişkin riskin artmasıyla da ilgili olduğunu söylemek mümkündür (Ashton ve Lee, 2008).

Öz-denetim/Sorumluluk: Bu boyut ile gevşek ve dikkatsiz biri olmanın zıttı olarak disiplinli ve titiz bir yapıda olmaktan bahsedilmektedir (Costa ve McCrae, 1992). Öz-denetim/sorumluluk boyutu yetkinlik, düzen, sorumluluk sahibi olma, başarı için çabalama, öz disiplin ve tedbirli-planlı olma gibi alt boyutları kapsamaktadır (Costa, McCrae ve Dye, 1991). Sonuç olarak iyi organize olmuş, dikkatli olmayı alışkanlık haline getirmiş ve öz disiplin becerisine sahip bireylerin eğer isterlerse bir ahlaki kurala titizlikle uyma olasılıklarının çok daha yüksek olduğu söylenebilir. Özdenetim sahibi olmayan bireyler ise, yaygın bir suçluluk duygusuna sahip olsa da öz disiplin ve enerji eksikliği nedeniyle kendi standartlarına göre yaşamını sürdüremez (McCrae ve Costa, 1987).

Duygusal tutarsızlık: Literatürde nevrotiklik olarak da karşılık bulduğu görülen bu boyut kişinin kronik olarak duygusal sıkıntıya yatkın olup olmadığını, duygusal olarak stabil olup olmadığını açıklamaktadır (Costa ve McCrae, 1992). Duygusal tutarsızlık sadece olumsuz duyguları değil, aynı zamanda duygusal sıkıntıya eşlik eden rahatsız edici düşünce ve davranışları da içermektedir (McCrae ve Costa, 1987). Duygusal tutarsızlık seviyesi düşük olan bireylerin her zaman yüksek oranda pozitif bir zihinsel sağlığa sahip olduğu söylenemese de bu kişilerin basitçe, sakin, rahat, soğukkanlı ve dayanıklı kişiler olduğunu söylemek mümkündür (McCrae ve John, 1992).

eğilimindedirler (McCrae ve Costa, 1997). Ayrıca yaratıcı hayal kurma, sanatsal duyarlılık, duygusal tepkilerin farkındalığı, yeni faaliyetler denemeye istekli olma, entelektüel merak, ahlaki ve sosyal değerlere karşı açık fikirli ve esnek bir yaklaşım bu boyutu açıklamada dikkate alınan diğer faktörlerdir (McCrae ve Costa, 1983).

Bireysel farklılıkların aynı zamanda farklı kariyer stratejilerini takip etmeye de neden olduğunu söylemek mümkündür. Buradan hareketle, bir sonraki başlıkta kişilik ve kariyer arasındaki ilişkiden söz edilerek, bireyler arası farklılıkları tanımlamaya yönelik geliştirilen ve ayrıntılı bir şekilde ele alınan beş faktör kişilik özelliklerinin kariyerle olan muhtemel ilişkisine değinilmiştir.