• Sonuç bulunamadı

III. EĞİTİMDE FIRSAT EŞİTSİZLİĞİ

3.1. Fırsat Eşitliği Kavramı

Eşitlik, ahlaki ve toplumsal anlamda insan doğasına sahip olmak açısından aynı konumda ve değerde olma hali olarak tanımlanmaktadır. Bundan dolayı, insanlar arasında hiçbir ayrım olmamalıdır. Bu temel bir demokratik haktır. Genel olarak eşitlik fikri, tüm bireylere özgürlükler, haklar, değerler, elde edilecek olanaklar çerçevesinde eşit tutum ve kabul görmeleri gerektiği yönünde bir teoremdir. Eşitsizlik ise, siyasi felsefe ve sosyal kuramda bireyler arasında gelir, imkân ve refah şartları arasındaki çeşitlilik olarak ifade edilmektedir (Mercik, 2015: 17). Bu kapsamda, fırsat eşitliği, tüm kişilere, ayrımcılığa maruz kalmadan sunulan olanaklardan eşit olarak yararlanma fırsatını da içermektedir ve Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ile eşitlik güvence altına alınmıştır. T. C. Anayasasında imkân ve fırsat eşitliği ilkesi aşağıdaki şekilde ifade edilmektedir (Tanman, 2008: 26):

• Dil, ırk, renk, cinsiyet, politik düşünce, felsefi inanç, din, mezhep veya benzeri nedenlerden bağımsız olarak herkes yasa önünde eşittir. Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet, bu eşitliğin hayata geçirilmesini sağlamakla yükümlüdür. • Hiç kimseye, aileye, gruba veya sınıfa imtiyaz verilemez.

• Devlet organları ve idari makamlar, tüm işlemlerde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek mecburiyetindedir.

Fırsat eşitliği kavramı değişik şekillerde ortaya çıkmaktadır. Felsefi, ekonomik ve politik olarak farklı şekillerde yorumlanabilmektedir. Fırsat eşitliği konusunda

meydana çıkan farklı yorumların ana sebebi olarak, toplumların veya ülkelerin gelişmişlik seviyeleridir. Gelişmişlik seviyesine göre fırsat eşitliği kavramı boyutsal olarak değişiklik göstermektedir. Bu değişiklik kimi ülkelerde eğitim eşitliği olarak görülürken, kimi ülkelerde kültürel faaliyetler bazında değerlendirilmektedir. Fırsat eşitliği ifadesine verilen önemin artması için, toplumların fırsat eşitliğinden daha önemli olduğunu düşündüğü problemlere çözüm bulması gerekmektedir. Bununla birlikte, ironi olarak, fırsat eşitliği, gelişim seviyesini etkileyen bir unsurdur (Yaşar, 2014: 26).

Fırsat eşitliği kavramından hareketle, fırsat eşitsizliği, toplumdaki insanların ulaşmak istedikleri hizmetlerde veya konularda eşit erişime sahip olmamalarına denilmektedir. Fırsat eşitsizliği birçok alanda görülmektedir. Özellikle, eğitim, sağlık, sosyal hizmetlerden faydalanma ve kamu kaynaklarına erişimde fırsat eşitsizliği ortaya çıkabilmektedir. Fırsat eşitsizliğinin ortaya çıkmasındaki en büyük etken, gelir dağılımındaki adaletsizlik ve eğitim düzeyindeki düşüklükten dolayı görülmektedir

Bunlara ek olarak, fırsat eşitliğinin boyutları literatürde çok farklı açılardan tartışılmaktadır. Genel olarak fırsat eşitliği kavramı üç başlık altında değerlendirilmektedir (Yaşar, 2014: 29-31).

• Cinsiyete Göre Fırsat Eşitliği: Kadınlar ve erkekler arasındaki eşitlik, akla ilk gelenlerden biridir. Bununla ilgili birçok faaliyet ve aktiviteler söz konusudur ve bunların başında kadın hakları hareketi gelmektedir. Kadın Hakları hareketinin oluşumuna yol açan en önemli faktörler şunlardır;

o Sadece erkeklere hizmet eden ve kadınları görmezden gelen seçim hakları düzenlemeleri,

o İngiltere ve Avusturya'da olduğu gibi azınlık kadınları seçme hakkını düzenleyen seçim yasası,

o Kadınların hareketlerinin güçlendirilmesi, sadece vatandaşlık haklarının değil, aynı zamanda siyasi hakların da güçlendirilmesi gerekliliği,

Kadınlar ve erkekler arasındaki eşitlik anlamında fırsat eşitliği sağlamak için öncelikle yasal altyapının uyumlaştırılması gerekmektedir. Buna ek olarak,

özellikle Türkiye’de üniversitelerde kadın araştırma kürsüleri mevcuttur. Fakat, üniversitelerin sayısı göz önüne alındığında, mevcut kadın kürsü sayısı oldukça azdır. Bu sayının arttırılması için özendirici çalışmalar olmalıdır. Ayrıca, eğitim çalışmaları boyutunda kadınlara yönelik eğitim programları oluşturulmalı ve kadınlar sahip oldukları haklar konusunda bilgilendirilmelidir. Alakadar eğitim uygulamalarına yüksek seviyede katılımın sağlanması için programa katılımı teşvik eden stratejiler ve politikalar olmalıdır (Özaydınlık, 2014: 94).

• Bölgelere Göre Fırsat Eşitliği: Eğitim konusunda, köy ve şehirlerdeki olanaklar ayni olmamaktadır. Bu sebeple şehirde olmayanlara, özellikle de eğitim ve kültür etkinliklerine karşı fırsat eşitsizliği olduğu bariz olarak görülmektedir. Köy ve şehir arasında eşit fırsatlar sağlamanın tek yolu, şehirdeki mevcutları kırsal alanlara taşımaktır. Günümüzde, bu fırsatlar teknolojinin gelişimine paralel olarak artmaktadır. Özellikle internet kırsal alanlarda daha yaygın hale geldiğinde, boşluk giderek azalmaktadır. Köy ve şehir arasında fırsat eşitliğini sağlamanın bir başka yolu da halkın şehirdeki faaliyetlerine katılımını olumlu şekilde ayırt etmektir. Bu bakımdan, özellikle yerel yönetimlere büyük görevler düşmektedir. Bazı yerel yönetimler olumlu ayrımcılık için güzel uygulamalara öncülük etmektedir. Buna ek olarak, kamu kuruluşları, özellikle özel sektörde faaliyet gösteren şirketler ve yerel yönetimler ortak projeler düzenlemektedir. Kırsal ve şehir arasında fırsat eşitliğini sağlamak için uygulanabilecek öncelikli faktör, şehirde ulaşılabilecek fenomenlerin bir kısmını kırsal alanlara da yaymaktır (Buluç, 1997: 11).

• Ekonomik Duruma Göre Fırsat Eşitliği: Fırsat eşitsizliğinin en önemli ve düzeltilmesi en zor etkeni ekonomik durumdur. Eğitim hizmetlerinin finansman tarafı bulunmaktadır. Finansman sorunun büyük bir kısmını devletler üstlenmektedirler. Devletler eğitim hizmetlerini kendi vatandaşları için ücretsiz okul ve öğrenme ortamları ile karşılamaktadırlar. Fakat eğitimin finansmanında sadece okul, öğretmen giderleri bulunmamaktadır. Bireysel öğrenme için özel ders, yardımcı eğitim materyalleri gibi eğitimin destekleyici giderleri de bulunmaktadır. Bu giderlerin zayıf ekonomik koşullara sahip kişilerce karşılanması zor olduğundan bu anlamda eşit fırsatlardan bahsetmek mümkün olamamaktadır. Bu bağlamda ekonomik eşitsizliği dengelemek için kamu otoritesine büyük sorumluluklar yüklenmektedir. Eğitimde fırsat eşitliği

düşünüldüğünde eğitim hakkından sonra ilk akla eğitime erişim gelmektedir. Türkiye’de eğitime erişim için taşımalı eğitim sistemi uygulanmaktadır. Türkiye’de hasta, yaşlı ve öğrencilere yönelik transfer harcamaları kamu tarafından yapılmaktadır. Öte yandan, bu durum, zenginlerle fakirler arasında eşit fırsatlar açısından dengeleyici bir unsur olarak hareket etmektedir. Transfer harcamalarına ek olarak hem merkezi hem de yerel yönetimler tarafından izlenmesi gereken sosyal politikalar ikinci bir faktördür. Türkiye’nin bu durumuna bakıldığında, aslında bir aykırılık söz konusu olduğu görülmektedir. Sosyal politikaları yürüten kamu görevlilerinin, bu politikaları uygularken sosyal çıkar dışında bir çıkar beklememesi gerektiği düşünülmektedir (Özaydınlık, 2014: 94).

Ekonomik açıdan fırsat eşitliğini sağlamak için devlet tarafından uygulanacak sosyal politikalara ek olarak, sosyal farkındalığı sağlayacak eğitim politikaları da olmalıdır. Son olarak, ekonomik eşitliği artırmak gayesiyle transfer harcamalarını daha şeffaf ve hesap verebilir kılmak için yeni yöntemler geliştirilebilir.