• Sonuç bulunamadı

3.3. Elazığ Keban Yusuf Ziya Paşa Külliyesi

3.3.1. Külliyeye Ait Yapılar

3.3.1.8. Çeşmeler

3.3.1.8.3. Fırat Mahallesinde Yer Alan Çeşme

Fırat Mahallesinde yer alan bu çeşme caminin 550 m kadar kuzeybatısında inşa edilmiş olan bir sokak çeşmesidir (Harita:3-4). Çeşmenin arka tarafında sonradan yapılmış olan cami, doğusunda Yusuf Ziya Paşa’nın kızlarına ait türbe yer alırken batısından ve güneyinden ise yol geçmektedir (Foto.113).

Mimari Özellikler:

Taş malzemeden inşa edilen çeşmede taşın düzgün kesme olan şekli kullanılmıştır.

Tek cepheli olan çeşme dikdörtgen formda (dıştan dışa 160x286x112cm ölçülerinde) sivri kemerli bir yapıya sahiptir (Çiz.14). Çeşme nişinin içerisinde dolaşan silmenin hemen üzerinde kitabelik kısmı kitabeliğin sağında ve solunda birbirine paralel iki adet yuvarlak kemerli taslık yer almaktadır. Çeşmenin kurna ve lüle kısmı yol kotunun yükselmiş olmasından dolayı günümüzde mevcut değillerdir. Çeşmenin üzeri düz dam şeklindedir (Foto.147).

Süsleme:

Çeşme nişinin içerisini ve çeşme saçağını prizmatik üçgenlerden oluşan bir bordür dolanmaktadır. Çeşme nişini dolanan bordürün hemen altında üç adet pano yer almaktadır. Panoların içerisine oldukça estetik kaş kemerler işlenmiştir. Kademeli olarak yapılmış çeşme kemerini basit geometrik şekillerden oluşan bir bordür dolanmaktadır (Foto.150).

Tarihlendirme:

Çeşmenin kitabesi günümüzde yerinde olmadığından çeşmeyi yukarıda bilgilerini yukarıda vermiş olduğumuz diğer iki çeşme ile karşılaştırarak tarihlendireceğiz. Bu iki adet çeşme ile mimari form, sadelik ve sivri kemerli olmaları gibi özellikler bakımından benzerliğinin olması bu çeşmenin de külliye ile aynı tarihlerde 18. yy sonunda yapılmış olabileceğini göstermektedir.

Değerlendirme:

Günümüzde kullanılmayan çeşme yol kotunun oldukça altında kalmış ve arka kısmına ise sonradan tuvaletlerin yapılması ile orijinal dokusunu kaybetmiştir. Tarihi bilinmeyen eski bir fotoğrafta çeşmenin orijinalinde bağımsız olarak inşa edilmiş olduğunu ve bugün neredeyse üçte birinin yol kotunun altında kalmış olduğunu görmekteyiz (Foto.151). Ayrıca bu fotoğrafta günümüzde çeşmenin arka tarafında yer alan ve açılış beratına göre 1970 yılında yapılmış olan camiyi de göremiyoruz. Demek oluyor ki bu fotoğraf 1970 yılından önce ya da aynı yıl cami yapılmadan önce çekilmiş olmalı. Bu fotoğrafta çeşme nişi içerisinde yer alan, günümüzde tamamını göremediğimiz ve üzerinde kaş kemerli bir bezeme işlenmiş olan panoların devamını görmekteyiz (Foto.151). Panoların altında sade olan üç adet pano daha yer almakta olup, ortadakinin üzerinde çeşme lülesinin yer aldığı görülen bir başka detaydır. Ayrıca çeşmenin sağ tarafında bir adet de dinlenme sekisi görülmektedir. Fotoğrafta dikkat çeken en önemli detay bu gün çeşme üzerinde olmayan kitabenin yerinde olmasıdır (Foto.152).

Bu gün çeşmenin yanında yer alan ve Yusuf Ziya Paşa’nın kızlarına ait türbe içerisinde yer alan ve mezar taşı olarak kullanılan bir adet kitabe bulunmaktadır. Kitabe oldukça deforme olduğunda okunamamaktadır. Okunabilen ilk satırın son cümlesi şu şekilde bitmektedir; “hayr delil” yapılan hayrın belgesi anlamına gelen bu ibare mezar taşlarında ilk satırda yer alan bir ibare olarak karşımıza çıkmaz (Foto.162). Çeşme için düzenlenmiş olan eski eser fişinde111 yer alan siyah beyaz eski bir fotoğrafta yer alan

kitabeyi (Foto.152) bu kitabe ile karşılaştırdığımızda aynı kitabe oldukları çok net görülmektedir. Çeşme kitabe nişinin eni 55 cm boyu ise 57 cm ölçülerindedir. Türbe içerisinde yer alan kitabenin ise eni 44 cm boyu ise 55 cm ölçülerindedir. Bu eski fotoğrafta kitabenin en kısmının çeşme kitabe nişine tam oturmadığını ve boş kalan kısmın da ek yapılarak doldurulmuş olduğunu görülmektedir. Sonuç olarak günümüzde türbe içerinde yer alan kitabenin aslında çeşmenin orijinal kitabesi olduğunu söyleyebiliriz.

3.3.1.9. Türbe Genel Tanım:

Türbe Kaller Mahallesinde yer alan yapıların kuzeybatısından yaklaşık 550 m. kadar uzağında, Fırat Mahallesinde yer almaktadır (Harita:3-4).

Mimari Özellikler:

Beden duvarları taş malzemeden inşa edilmiş olup, taş düzgün kesme taş şeklinde kullanılmıştır. Türbede pencere lentoları ahşap malzemeden yapılmıştır.

Türbe içten içe 3,50x3,56 m. dıştan dışa ise 4,65x4,67 m. ölçülerinde kare planda inşa edilmiştir (Çiz.15). Türbenin güneybatı köşesi yarıya kadar pahlanmıştır (Foto.153). Türbeye batısında yer alan sivri kemerli bir kapı açıklığından geçilerek girilmektedir (Foto.154). Kapı giriş kemerinin üzerinde kitabe nişi yer almaktadır. Türbenin kuzey ve güney duvarında ikişer doğu ve batı duvarında birer tane olmak üzere toplam altı adet dikdörtgen formda demir parmaklıklı pencere bulunmaktadır. Pencereler dış cephelerde alınlıkları sivri kemerli olarak tasarlanmış, türbe içerisinde ise pencereler dıştaki görüntülerinin aksine yuvarlak kemerli bir görünüm arz etmektedirler (Foto.155-161). Zeminin toprak olduğu türbe içerisinde yan yana iki adet toprak mezar yer almaktadır (Foto.157).

Süsleme:

Kapı giriş kemerinin üzerinde yer alan kitabe kısmının iki yanında ise küçük nişler içerisine yerleştirilmiş kabaralar, kıvrımlı dal motifi ile geometrik bezemelerin işlendiği birer pano yer almaktadır. Kapı kemeri ve üzerinde yer alan iki adet pano ile kitabelik kısmı ve pencereler küçük geometrik motifler ile hareketlendirilmiş bir bordür çevrelemektedir (Foto.163). Sivri kemerli olarak tasarlanmış olan pencere alınlıklarından batı ve güney cephede yer alan alınlıklara birer Mühr-i Süleyman motifi işlenmiştir (Foto.164). Güney cephenin doğu tarafında kalan pencerenin alınlığı yerinden çıkmış olup, türbe içerinde yer alan alınlık mezar taşı olarak kullanılmaktadır (Foto.155-162).

Tarihlendirme:

1973 yılına ait eski bir fotoğrafta yerinde olduğunu gördüğümüz kitabe bu gün yerinde olmadığından ve türbe içerisinde yer alan mezarlarında şahide taşının

olmamasından dolayı türbenin yapım tarihi bilinmemektedir. Türbe ile ilgili olarak M.1798 tarihli vakfiyenin varlığı ve külliyenin diğer yapıları ile mimari, süsleme ve taş işçilik gibi benzerliklerinin olmasından dolayı Türbenin külliye ile birlikte 18.yy sonunda yapılmış olduğunu söyleyebiliriz.

Değerlendirme:

Üst örtüsü olmayan türbede üst örtünün olmayışı ile ilgili olarak iki ihtimalden söz edilebilir. Bu ihtimallerden ilki elde olmayan sebeplerden dolayı tamamlanamamış olması, diğeri ise genç yaşta vefat eden kızların yarım kalmış hayatlarının temsili olarak bilerek bu şekilde bırakılmış olması olabilir. (Foto.153).

Yusuf Ziya Paşa Vakfı’na ait H.1212-M.1798 tarihli vakfiyede “Kürtkendi Câmii önünde bulunan kızlarının türbelerini temizleyen, süpüren ve her cuma gecesi bir kandil yakmak üzere bir kimsenin türbedar olmasını ve günlük on akçe almasını, aynı şahsın cuma, bayram ve kadir gecelerinde bir kandil yakması112“ hayır şartı olarak

konulmuştur. Vakfiyede geçen Kürtkendi bugünkü Fırat Mahallesinin o dönemki adıdır113. Vakfiyesinden de anlaşıldığı üzere türbe içerisinde yer alan iki adet mezar

Yusuf Ziya Paşa’nın kızlarına aittir.

Türbe genel olarak iyi durumdadır. Fakat türbe içerisinde yer alan incir ağacı zamanında müdahale edilmediği için oldukça büyümüş ve köklenmiş olup, türbeye ve mezarlara zarar vermektedir (Foto.159-160).