• Sonuç bulunamadı

4. EVLİLİK

4.2 Evlilik ile İlgili Kuramlar

Freud, eş seçimi konusunda kızların hayran olduğu babasına benzer, erkeklerin ise hayran oldukları annesine benzer özelliklere sahip kişilikleri eş olarak seçtiklerini savunmaktadır (Özgüven, 2000: 336). Psikodinamik kuramın kökeni Freud’un çalışmalarından gelmektedir ve en önemli savı nesne ilişkileri kuramıdır. Bu kurama göre insan nesneleri aramak için doğuştan bir potansiyele sahiptir. Buradaki nesneden kasıt sevilen bir şeydir. Örneğin çocuk için bu nesne annesidir. Nesne çocuğun ihtiyaçlarını karşılayan, etkileşimsel ve duygusal bağ kurduğu bir şeydir ve çocuklar büyümeye başladıklarında bu nesnenin olumlu ve olumsuz özelliklerini içselleştirirler. Yetişkin olduklarında yakın olduğu kişiler başta olmak üzere insanlarla etkileşim kurarlarken bu içselleştirmeler büyük oranda rol oynamaktadır (Gladding, 2011: 59).

4.2.2 Bilişsel davranışçı kuram

Bilişsel davranışçı kuram “Bireyin ilişkilere dair taşıdıkları bilişsel öğeler, çift ve aile ilişkilerinde nasıl düşündüklerini, hissettiklerini ve davrandıklarını belirler” düşüncesine dayanır. Eşler kendi yaşamlarına yönelik özelliklerinde ne kadar bilişsel çarpıtmalar yaparsa o kadar evliliklerinde mutsuz olurlar. Aksine ne kadar olumlu yükleme yapar ve sağlıklı düşüncelere sahip olursa ve bu sağlıklı düşünceleri davranışlarına aktarırsa o kadar fazla evlilikten memnuniyet duyacaklardır. Bilişsel davranışçı kuram; aile içinde meydana gelen sorunların

özünü anlamaya ve olumlu ebeveyn-çocuk ilişkisi geliştirmeye çalışır (Nystul, 1993: 87).

4.2.3 Sembolik-yaşantısal aile kuramı

Sembolik-yaşantısal kuramın en önemli kuramcısı olan Whitaker ailelerin eğitimle değil, yaşantıyla değiştiklerini düşünmüştür. Aile üyelerine içinde bulunulan ana odaklanma yoluyla farkındalık kazandırmak önemlidir. Kişilerarası beceriler doğrudan ya da dolaylı olarak öğretilir. Bu tedavinin kuramsal kökleri hümanistik ve fenomenolojik yaklaşıma dayanır. Satir davranışın etkileşim sonucu ortaya çıktığını savunur ve özsaygıya önem verir, bu bağlamda bu öğeler yaşantısal aile terapisinin önemli öğesidir (Gladding, 2011: 61).

4.2.4 Bağlanma kuramı

Kırkpatrich ve Davis, (1994)’e göre bağlanmanın yaşam boyu süregelen bir konu olduğundan bahisle; Bowlby, (1982) ve Bowlby, (1951)’de ise evrimsel ve etiyolojik bir perspektifi bakışla öznenin bağlanma davranışı: beslenmesini sağlayan birey ile yakınlığı, güvenliği, biyolojik ihtiyaçlarına cevap verdiren amaç yönelimli davranışsal bir sistem tarafından kontrol edildiği belirtilir. Buradaki bağlanma olgusunda güvenlik hissinin (Collins ve Read,1990) yakalanabilmesi önemli yer tutar. Yetişkin bağlanmasında da bağlanma figürünün korunma ve destek çağrılarına karşılık veren türden biri olarak görünüp görünmediğiyle ve kişinin kendini başkaları; özellikle de bağlanma figürü tarafından yardıma değer biri olarak görüp görmediğidir ki; bu iki değişkenin uygulamada iç içe olduğu da bilinmektedir. Sonuçta kişinin bağlanma fenomenini oluşturduğu kişiyle olan benlik modeli, tamamlayıcı ve doğrulayıcı bir düzlemde birbirlerini destekleyici bir frekans içindedir denilebilir (Uzun, 2017: 9).

Davila ve ark., (1999)’a göre temel bağlanma kuramı bağlanma biçimini değişmez olarak görerek yaşamda kişiler arası ilişkileri de yönlendirir. Bağlanma kuramıysa, bağlanma formunun hem öncül tecrübelerinin hem de andaki bireyler arası ilişkilerin etkisinin bütünselliğini kapsadığı görüşüyle temellendirerek; evlilik, kayıp gibi yaşam olayları sonucunda, değişimin bazı kişilerde daha da radikal olabileceğine dikkat çeker. Ekseriyetle yakın ilişkisel

güvenli bağlanma formuna malik kişilerin, hem kaygılı-kararsız, hem de kaçınan bağlanma biçimini güdüleyenlere kıyasla ilişkilerine bağlı, uyum, doyum, yakınlık yaşadıkları ve buna gönüllülükle yatırım yaptıkları ancak kültürlere ve cinsiyete göre bağlanma biçimleri arasında olası farklılıklarda mevcudiyeti de dikkat çekmektedir (Kışlak ve Çavuşoğlu, 2006: 62-63).

4.2.5 Yapısal aile kuramı

Kuram aile etkileşiminin esnekliğini arttırarak ailedeki işlevsel olmayan yapıyı değiştirmeyi amaçlar. Salvodar Minucin ile nam salmış; Braulio Mantalvo, Charles Fishman ve Bernie Rosman kuramı başarıyla geliştirip uygulayan isimler olarak göze çarparlar . Yapısal aile kuramı aynı zamanda aile içindeki rollerin, kuralların ve otoritenin etkileşim ve doğasını anlama üzerinde temellenir. Aile sistemindeki istikrar ya da bu sistemdeki değişimler, aile sistemindeki ilişkiler ve diğer sistemlerin aile sistemi üzerindeki etkileri bu yaklaşımın çerçevesini oluşturmaktadır. Sistemdeki eskiyen işlevsiz kurallar yenileri ile değiştirilerek işlevsel olan yeni kurallar sisteme dahil edilir. Ayrıca ebeveynlerin önderliğinde alt sistemlerle olan iletişimdeki değişim sebebiyle çocuklarla ilgili konularda da farklılaşmayı sağlamaktadır (Nystul, 1993: 89; Akün, 2013: 88-94)

4.2.6 Stratejik aile terapileri kuramı

Önemli temsilcileri arasında Milton Erickson, Mara Selvini Palazzoli, John Weakland, Paul Watzlawick, Jay Haley gibi isimler bulunmaktadır. Bateson’ın şizofreni projesinde geliştirilen iletişim kuramına dayanmakla beraber genel sistemler kuramından güdülenir (Nichols, 2013: 177). Stratejik aile danışmanları danışanlarında, ailedeki kurallar ve ailedeki denge, değiş tokuşa dayalı etkileşim, kişisel vurgu şekli, simetrik ve tamamlayıcı ilişkiler ve döngüsel nedensellik gibi boyutlara odaklanırlar. Değişim için strateji tanımlanır ve uygulanır. İnsanlara yaptıkları şeyin yanlış olduğunu söylemenin gereksizliğine inanırlar. Değerlendirme sonrası danışma sürecinde yapılanlardan farklı çözümler denenir. Bu yeni çözümler sıklıkla, önceden denenmiş olanların paradoksudur (Gladding, 2015: 273-281).

4.2.7 Feminist aile kuramı

Feminist Kuram’ın merkezinde, cinsiyetler arası ilişkiler yer almaktadır. Kuramın bakış açısı; ataerkil toplum sürecinde kadın erkek ilişkileri eşitsizlik üzerine temellendirilmiştir ve tüm kurumlarla kültür bu sürecin devamına sebebiyet vermekte olduğun vaaz eder. Bu kurumların başında aile vardır ve Feminist kuramcılar, toplumsal cinsiyet rollerin, toplumsal sınıf, ırk ve cinsel yönelimlerinin toplumsal olarak belirlenen kuralların ailede şekillendiğini savunmaktadır (Canatan, 2016: 49).

Benzer Belgeler