• Sonuç bulunamadı

3. AİLE DANIŞMANLIĞI

3.1 Aile Danışmanlığı Nedir?

İlgili yönetmelik bir meslek olarak Aile Danışmanlığını; ''genellikle, aile içindeki ilişki ve iletişim sorunları dâhilindeki zorlu yaşam olayları ve krizlerle baş edebilmek, ebeveyn çocuk ilişkilerinin güçlendirilmesi, evlilik öncesi süreci ve sonrasında rehberlik ve danışmanlık, psiko sosyal sorunların etkileriyle baş etme ve çözümüne destek olma, sosyal çevre ilişkilerinin güçlendirilmesi için ilişkisel yaklaşımla bireylere, çiftlere, ailelere ve gruplara yöneliktir'' şeklinde anlatır.

Aynı yönetmelik Aile Danışmanını ise; ''iş sağlığı ve güvenliği ile çevre ve kalite sağlamaya ilişkin önlemleri alarak aile danışmanlığı seans süreçlerinde, aile değerlendirmeyle beraber; danışmanlık uygulamalarını planlayan ve müdahale süreçlerini yöneten ve mesleki gelişim faaliyetlerini yürütebilecek donanım bilgi ve becerilere sahip nitelikli kişidir.'' (TC. Resmî Gazete, 18/4/2014, sayı. 28976) şeklinde tarif eder. Özabacı ve Erkan (2017: 3) ise aile yaşamındaki değişik küçük ve sistemik ayrıntıları anlamaya çalışmak aile terapisti olmanın ilk adımıdır görüşünü dile getirirler.

Nazlı (2017) önsözünde; aile danışmanlığı mesleki adlandırmasını terim olarak niteleyip, ana kavram olduğu görüşünü savunur. Yine bu görüşün devamında ise bahsi geçen kavramın başlığı altında ''aile danışmanlığının'' evlilik öncesi danışmanlık, boşanma ve boşanma süreci danışmanlıkları ile ana-baba yani ebeveyn danışmanlıkları başlıklarını da içerdiğini anlatır. Hatta, aynı kaynak aile danışmanlığı ile aile terapisi deyimlerinin farklı kulvarlar olduğunu da ifade eder.

Aile danışmanlığının farklı disiplinlerin katkılarıyla oluşturulan yeni bir alan olduğu saptamasının da yapıldığı bu yayında psikoloji, sosyal hizmet uzmanı ve psikolojik danışman ve rehberlik disiplinlerinin aile danışmanlığı alanında sahada önce gelen lisansiyerler olduğu görüşü dile getirilir. Ayrıca, her

disiplinin kendi kulvarında aileye hizmet vermesi gerektiği de özellikle vurgulanarak; ancak böylelikle etik olarak mesleki tekamüle erişebileceği görüşü de dikte edilir.

Öte yandan Özabacı-Erkan (2017) Aile Danışmanlığı Kuram ve Uygulamalara Genel Bir Bakış kitabındaki giriş başlığı altında ''evlilik ve aile terapisi meta analitik araştırmaların sonucunda görülmektedir ki, aile danışmanlığı müdahalelerinin hiç birinin olumsuz bir etkisi olduğunu gösteren bir çalışmaya rastlanılmamıştır'' vurgusu ile danışmanlık ve terapi kavramlarının çatışmasından ziyade ailenin öncelikle zarar görmediği, seanslardan olumsuz bir etki çıktığına yönelik elde veri olmadığına yönelik tesbit anlatılmıştır. Yine, Carl Rogers'in On Becoming a Person (Kişi Olmaya Dair) kitabından aktaran Aydın (2017) terapist ve danışman kavramlarının çatışmasına ilişkin olarak hümanist psikoloji yaklaşımı ile hizmet verilen insanlara ilişkin ortaya koyulan çabaya psikiyatri camiasının göstereceği eleştirel yaklaşımları en aza indirgeyebilmek için psikoterapi yerine danışmanlık dediğinden bahseder. Bu konuya devamla o yıllarda tedavinin sadece tıp eğitimi yapanlar tarafından yapılabileceğine inanıldığının anlatıldığı; Rogers'in uzun yıllar boyunca sahada yaptığı çalışmalar ve araştırmaların meyveye duruşu ile psikoloji ve psikiyatri camiasındaki ileri gelenler 'siz basbayağı psikoterapi yapıyorsunuz' diyerek konuya farklı bir yaklaşımla da bakılabileceğinin sinyallerini vermişlerdi. O andan itibaren Rogers'ın psikoterapi kavramını kullanmaya başladığı anlatılır. Aydın (2017)'de ''bu tarihsel gerçekliğin psikoterapiyle danışmanlık arasında fark var mı yok mu tartışmalarına zemin hazırladığını'' belirtir. Aydın'ın az önceki cümleye girişte 'maalesef' zarf'ıyla betimlemesi dikkat çekici görülürken, Danışmanlık ve Psikoterapi (Counselling and Psychoterapy, 1947) adlı eserinde Rogers'in ''client' kelimesini ilk kez kullandığı, Türkçeye çoğunlukla ''danışan'' olarak çevrilen bu kelimenin ''hizmet alan'' anlamı taşıdığı da ifade edilmektedir. Diğer yandan danışmanlık ve terapi sözcükleri kavram olarak birbirlerinin yerine de söylenmektedir. ''Bu konuda çeşitli görüşler olmakla birlikte; Zastrow, 1995’te 'kısaca diyebiliriz ki; aile danışmanlığı uygulaması (ADU), aile terapisi diye adlandırılan hizmetin adıdır' şeklinde tanımlamada bulunmaktadır (Algan, 2016: 2210-2212).

T.C. Aile ve Sosyal Araştırmalar Genel Müdürlüğü ASAGEM' ce tertiplenen V. Aile Şurası’nda (2008) bu konu vurgulanmış; alanda kullanılan kavramların netleştirilmesine ihtiyaç duyulduğu belirtilerek kurulan komisyon kavramların tanımı için Şura'ya sunmak üzere bilimsel literatürü esas alan bir çalışma ortaya konmuştur. Komisyon çalışmalarının başında bu amaçla 'aile rehberliği, aile danışmanlığı, aile terapisi' kavramlarının tanımı yapılmıştır. Buna göre aile rehberliğinden; bilgi verici, öğretici/eğitici ve yönlendirici yönüne yapılan vurguyla; ebeveynlere tek tek veya çift olarak ya da tüm aileye yönelik aile içi tutumlar ve iletişim konularına bilgi verme hizmeti olarak tanımlanır.

Aile Danışmanlığından ise; aile ve alt sistemlerine yönelik iç görü ve farkındalık kazandırma, yeniden yapılandırma ve geliştirme işlevlerine dikkat çekilerek, sağlıklı bir iletişim ortamının oluşturulmasında tüm sisteme yapılan psikolojik bir yardım olduğundan bahisle, psikososyal işlevsellikle ilgili çözüme yönelik hizmet sunan ve aynı zamanda uzmanlık gerektiren hizmetler bütünlüğüne özel vurgu yapılır.

Aile Terapisi ise biyopsikososyal açıdan iyileştirici ve tedavi edici özellikleri olmasından bahisle sağlıklı aile ortamına ulaşmak için lüzum halinde psikiyatrik hastalık tanısıyla tedaviye başlama ve sürdürme süreci şeklinde anlatılmıştır. (Algan 2016: 2210).

Alanda terapi ve danışmanlık kelimelerinin bir arada kullanılması geleneği oldukça yaygındır. Bu yazında ileriki bölümlerde bu tartışmadan ziyade kesin ayrımın nerelerde olması gerektiği ile ilgili araştırmalara da yer verilecektir. Çünkü, insanlık ve bilim tarihi için oldukça yeni bir meslek olan 'Aile Danışmanlığının' kavramsal olarak güçlenmesi şüphesiz ki geniş kesimlerin bu alandan faydalı hizmetler almasının yolunu daha da açacaktır.

Benzer Belgeler