• Sonuç bulunamadı

A. Kâzifte Aranan Şartlar

II. EVLİLİĞİN SONLANMASI

Liân sonucunda karı-kocanın ayrılmaları vacip olur. Çünkü Sehl b. Sad’ın (r.a.) rivayet ettiği hadiste; Rasulullah (s.a.) Aclânî ve karısı arasında liânı gerçekleştirince Aclânî:

ﺭﻤﻴﻭﻋ لﺎﻗ

:

ﻩﺭﻤﺄﻴ ﻥﺃ لﺒﻗ ﺎﺜﻼﺜ ﺭﻤﻴﻭﻋ ﺎﻬﻘﻠﻁﻓ ﺎﻬﺘﻜﺴﻤﺃ ﻥﺇ ﷲﺍ لﻭﺴﺭﺎﻴ ﺎﻬﻴﻠﻋ ﺕﺒﺫﻜ

ﻥﻴﻨﻋﻼﺘﻤﻟﺍ ﺔﻨﺴ ﻙﻠﺘ ﺕﻨﺎﻜﻓ ﺏﺎﻬﺸ ﻥﺒﺍ لﺎﻗ ﻡﻠﺴﻭ ﻪﻴﻠﻋ ﷲﺍ ﻰﻠﺼ ﻲﺒﻨﻟﺍ

.

“Ya Rasulallah! Ben onu bundan sonra nikâhımda tutsam, ona karşı yalan söylemiş olurum, bu nedenle o üç kere boştur” diyerek henüz Rasulullah (s.a.) onları ayırmadan

karısından ayrıldı. İbn Şihab, “Bundan böyle liân yapanların araları hep ayrıldı” dedi.357

Hâkim onları ayırmadan önce dahi olsa liândan sonra her ikisine de cinsel temasta bulunmak haramdır.358 Zira hadis-i şerifte,

"

ﺍﺩﺒﺃ ﻥﺎﻌﻤﺘﺠﻴ ﻻ ﻥﺎﻨﻋﻼﺘﻤﻟﺍ

"

“Liân yapanlar ebedi olarak birleşemezler”359 buyrulmuştur.

Liânla birlikte bir ayrılık gerçekleştiği hususunda hemfikir olan fıkıh bilginleri, ayrılığın zamanı konusunda ihtilafa düşmüşlerdir. Bir kısmı liân sözleri taraflardan sâdır olduğu anda, diğer bir kısmı yalnız kocanın liân ifadelerini tamamladığında ayrılığın gerçekleştiğini savunurken, başka bir kısmı ise ayrılığın vaki olması için hâkimin hükmünü zaruri görürler.

356

Şîrâzî, el-Mühezzeb, II, 127; Şelebî, Ahkâmu’l-Üsra fi’l-İslam, s. 599, 603; Zühaylî, el-Fıkhu'l-İslâmî, VII, 580; Zeydan, el-Mufassal, s. 389-390; Mv. F., “Liân”, XXXV, 258; Adevî, Mustafa, Câmiu Ahkâmi'n-Nisa, s. 230; el-Ilvani, Mevsuatü Ahkamü'l-Mer'eti'l-Müslime, II, 982.

357

Müslim, “Liân”, 1; Ebu Dâvud, “Talâk”, 27; Şevkânî, Neylü’l-evtâr, VII, 61. 358

İbn Âbidîn, Raddi’l-muhtâr, II, 585; Zühaylî, el-Fıkhu'l-İslâmî, VII, 580; Şelebî, Ahkâmu’l-Üsra fi’l-İslam, s. 603; Mv. F., “Liân”, XXXV, 258; el-Ilvani, Mevsuatü Ahkamü'l-Mer'eti'l-Müslime, II, 982.

359

Hanefîlerden Züfer’e, Malikîlere, Zahirîlere, Caferîlere ve Ahmed b. Hanbel’den gelen iki görüşten Hanbelîler tarafından tercih edilen görüşe göre mahkeme karı- kocayı ayırmadan liânla ayrılık gerçekleşir. Zira ayrılığın sebebi liândır ve lian yapıldığı zaman hakîmin ayırmasına gerek kalmadan karı- koca ayrılmış olur.360 Nitekim Hz. Peygamber (s.a.) şöyle demiştir:

"

ﺍﺩﺒﺃ ﻥﺎﻌﻤﺘﺠﻴ ﻻ ﻥﺎﻨﻋﻼﺘﻤﻟﺍ

"

“Liân yapanlar ayrılırlar, ebedî olarak birleşemezler.”361

Liândan sonra karı-kocanın bir araya gelmesinin mümkün olmaması ikisi arasında ayrılığın meydana geldiğini açıkça anlatmaktadır.362

Ayrılığın ne zaman vâki olduğu hususunda ikinci bir görüşü benimseyen Şafiîler, kadın liân yapmasa bile sadece kocanın liânıyla aralarında ayrılık gerçekleşeceğini dile getirirler. Çünkü Şafiîlere göre bu ayrılığın nedeni kocanın geçerli nikâha yönelik sözleridir. Bununla da ayrılık gerçekleşir.363 Şafiîler dışındaki âlimler ise koca liânı bitirdiğinde karı koca arasında bir ayrılık oluşmayacağında fikir birliği etmişlerdir.364 Koca liân yaptıktan sonra kadın değil de o ölür, kadın da liân yaparak ve kendini dünya azabı olan hadden kurtarırsa, ona miras yoktur. Şayet kadın liândan kaçınır ve kendini yalanlarsa ona had uygulanır ve ölmüş olan kocasına varis olur.365

Hanefîler ve Hanbelîlerden gelen diğer görüşte ise liân yapan karı-kocanın araları ancak hâkim tarafından ayrılır. Hâkim onları ayırmadan ayrılık gerçekleşmez. Bunun sünnetten ilk delili Hilal b. Ümeyye ve karısı arasındaki olayda İbni Abbas’ın;

"

ﺎﻤﻬﻨﻴﺒ ﻡﻠﺴﻭ ﻪﻴﻠﻋ ﷲﺍ ﻰﻠﺼ ﷲﺍ لﻭﺴﺭ ﻕﺭﻔﻓ

"

360

Sahnûn, el-Müdevvenetü’l-kübra, II, 354; İbn Hazm, el-Muhallâ bi’l-âsâr, IX, 332; Kâsânî, Bedâ’i‘u’s-

sanâi‘, III, 244; İbn Kudâme, el-Muğnî, VIII, 52; İbnu’l-Hümâm, Fethu’l-kadîr, IV, 286; Mer’a b. Yusuf,

Gayetü'l-Muntehî, III, 203; Zühaylî, el-Fıkhu'l-İslâmî, VII, 580; Zeydan, el-Mufassal, s. 392-393; Ebu Zehra,

el-Ukube, s. 120; Şelebî, Ahkâmu’l-Üsra fi’l-İslam, s. 604; Mv. F., “Liân”, XXXV, 259-260; Adevî, Mustafa, Câmiu Ahkâmi'n-Nisa, s. 225; el-Ilvani, Mevsuatü Ahkamü'l-Mer'eti'l-Müslime, II, 982-983.

361

Ebu Dâvud, “Talâk”, 27; Beyhakî, es-Sünenü’l-kübrâ, VII/658; Şevkânî, Neylü’l-evtâr, VII, 66. 362

Sahnûn, el-Müdevvenetü’l-kübra, II, 354; Serahsî, el-Mebsût, VII, 46, Merğinânî, el-Hidâye, III, 317. 363

Şafiî, el-Üm, V, 291; Kuduri, et-Tecrid, X, 5216; Serahsî, el-Mebsût, VII, 46; Kâsânî, Bedâ’i‘u’s-sanâi‘, III, 244; İbn Kudâme, el-Muğnî, VIII, 52; Şirbînî, Muğni’l-muhtâc, III, 380; Zühaylî, el-Fıkhu'l-İslâmî, VII, 580- 581; Zeydan, el-Mufassal, s. 391-392; Mv. F., “Liân”, XXXV, 259; el-Ilvani, Mevsuatü Ahkamü'l-Mer'eti'l-

Müslime, II, 983; el-Makdisi, Tenkihü't-Tahkîk, IV, 441.

364

İbn Kudâme, el-Muğnî, VIII, 52; Tehanevî, İ’laüs-Sünen, XI, 265; Zühaylî, el-Fıkhu'l-İslâmî, VII, 581; Zeydan, el-Mufassal, s. 392; Mv. F., “Liân”, XXXV, 261; el-Ilvani, Mevsuatü Ahkamü'l-Mer'eti'l-Müslime, II, 983.

365

“Rasulullah (s.a.) onları ayırdı.”366 sözüdür. Bu söz, hâkim karı- koca arasını ayırmadan önce ayrılığın gerçekleşmediğini gösterir.367

Ancak hâkimin hükmüyle ayrılığın gerçekleşeceğini benimseyenler Aclânî (r.a.) hadisini de delil olarak gösterirler. Zira orada Aclânî (r.a.) liânın ardından karısını üç kere boşamış ve Rasulullah (s.a.) onun yaptığı bu işi reddetmemiştir. Şayet liânla birlikte karı-koca arasında kendiliğinden bir ayrılık meydana gelseydi, Hz. Peygamber (s.a.) onun bu hareketini reddederdi.368 Eğer “Hz. Peygamber (s.a.) ona ‘Git, çünkü ona bir şey yapamazsın’ diyerek Aclânî’nin yaptığı bu işi reddetmiştir” denilecek olursa da Hanefîler Hz. Peygamber’in (s.a.) bu sözünün Aclânî’nin mehrin kendisine geri verilmesi talebine yönelik olduğunu söylerler. Zira rivayet edildiğine göre Hz. Peygamber (s.a.) ona şöyle buyurmuştur:

ﻭﻬﻓ ﺎﻗﺩﺎﺼ ﺕﻨﻜ ﻥﺇ

ﺎﺒﺫﺎﻜ ﺕﻨﻜ ﻥﺍﻭ ﺎﻬﺠﺭﻓ ﻥﻤ ﺕﻠﻠﺤﺘﺴﺍ ﺎﻤﺒ ﺎﻬﻟ ﻭﻬﻓ ﺎﻗﺩﺎﺼ ﺕﻨﻜ ﻥﺍ

ﺎﻬﻴﻠﻋ ﻙﻟ لﻴﺒﺴ ﻼﻓ ﺏﻫﺫﺍ ﺩﻌﺒﺎﻓ

.

“Eğer sen doğru söylüyorsan, onunla birlikte olman karşılığında mehir onun olmuştur.

Eğer yalan söylüyorsan, uzaklaş, git. Zira senin onda bir hakkın yoktur.”369

Öte yandan Aclânî hadisinin ravisi “Bundan böyle liân yapanların araları hep ayrıldı” demiştir. Bu, liânın ardından ayrılığın ancak hâkimin ayırmasıyla gerçekleşeceğini gösterir. Liânda hâkimin karı kocayı ayırması, satılan bir malın değeri konusunda anlaşmazlık olup da her iki tarafın yani alıcı ve satıcının bu konuda yemin etmesi halinde akdin hâkim tarafından kaldırılması gibidir. Bu olayda hâkimin akdi kaldırması olmaksızın ikisi arasında gerçekleşen akit kendiliğinden ortadan kalkmaz. İşte liânın ardından da hâkimin ayırması olmaksızın karı koca arasında kendiliğinden bir ayrılık gerçekleşmez. Zira liân ayrılığın gerçekleşmesi için yapılmaz. Bu yüzden Şafiîlerin dediği gibi kocanın liân yapmasıyla ayrılık gerçekleşecek değildir. Çünkü kocanın liân yapmasıyla ayrılık gerçekleşecek olsaydı kadın o erkeğe tamamen yabancı bir kadın olarak liân yapmış olurdu ki bu da liân ayetine ters bir durumdur.370 Öte yandan liân yapmak nikâha da ters değildir. Ancak karı kocanın ayrılması,

366

Müslim, “Liân”, 4; Şevkânî, Neylü’l-evtâr, VII, 62. 367

Serahsî, el-Mebsût, VII, 46; Kâsânî, Bedâ’i‘u’s-sanâi‘, III, 244; Merğinânî, el-Hidâye, III, 317; İbn Kudâme,

el-Muğnî, VIII, 52; İbnu’l-Hümâm, Fethu’l-kadîr, IV, 285; Meydânî, el-Lübab, I, 77; Zühaylî, el-Fıkhu'l- İslâmî, VII, 580; Ebu Zehra, el-Ahvâlü’ş-Şahsıyye, s.347; Ebu Zehra, el-Ukube, s. 120; Şelebî, Ahkâmu’l- Üsra fi’l-İslam, s. 603-604; Mv. F., “Liân”, XXXV, 259; el-Makdisi, Tenkihü't-Tahkîk, IV, 441.

368

Serahsî, el-Mebsût, VII, 46; Kâsânî, Bedâ’i‘u’s-sanâi‘, III, 244-245; Merğinânî, el-Hidâye, III, 317-318; İbn Kudâme, el-Muğnî, VIII, 52-53; Tehanevî, İ’laüs-Sünen, XI, 263; el-Makdisi, Tenkihü't-Tahkîk, IV, 442. 369

Buhârî, “Talâk”, 53; Nesâî, “Talâk”, 44; Ebu Dâvud, “Talâk”, 27; Şevkânî, Neylü’l-evtâr, VII, 65. 370

onların her ikisinin de kendi sözünde ısrarcı olmaları sebebiyle nikâhtan beklenen faydaların ortadan kalkması ve o ikisi arasındaki anlaşmazlık ve husumetin sona ermesi içindir.371

Eşler arasında ayrılığın ne zaman gerçekleştiğine dair bu ihtilaf, hâkimin hükmünden önce onlardan birinin ölmesi durumunda farklı hükümler verilmesine yol açar.

Hanefîlere göre karı kocanın liânlaşmayı tamamlamasının ardından hâkimin onlar için ayrılık kararı vermesinden önce eşlerden birinin ölmesi üzerine diğeri ona mirasçı olur. Çünkü karı kocanın evlilik bağı ancak hâkimin hükmü ile sona erer. Burada ise karı koca arasındaki nikâh ölüm sebebiyle son bulmuştur.372

Cumhur ise karı kocanın liânlaşmayı tamamlamasının ardından hâkimin onlar için ayrılık kararı vermesinden önce eşlerden birinin ölmesi üzerine diğeri ona mirasçı olmayacağını savunmuştur. Çünkü karı kocanın evlilik bağı liânın tamamlanmasıyla birlikte sona ermiştir.373

Eşler arasında gerçekleşen ayrılığın ancak hâkimin hükmüyle olacağını benimeseyen Hanefîlerin ve bir rivayette Ahmed b. Hanbel’in (ö.241/855) görüşü, delilleri güçlü olması sebebiyle tercih edilir.

Benzer Belgeler