• Sonuç bulunamadı

ETNİK VE DİNCİ TERÖRİZM…

B. ETNİK VE DİNCİ TERÖRİZM

İkinci Dünya Savaşı’nı takip eden Soğuk Savaş’ın yarattığı ideolojik kutuplaşma dönemini takiben, özelikle yoksulluğun ve baskının beslediği ayrılıkçı şiddet örgütleri 1960’lı yılların sonu ve 1970’li yılların başından itibaren bazı gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin siyasi gündemlerinde yerlerini almaya başlamışlardır. Uzun yıllar, gelişmiş Avrupa ülkelerinin başına dert olan ideolojik terör (Almanya’da Kızıl Ordu Fraksiyonu, İtalya’da Kızıl Tugaylar’ın eylemleri gibi) yerini gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeleri de içine alan etnik ve dinci teröre bırakmıştır.75

Terörizmin bazı türleri, ideolojik inançlar ve devrimci düşünceler tarafından güdülenir.

Etnik terörizm, terörist liderlerinin kendi büyük grup kimliklerine aşırı derecede bağlanarak ve onu yaygın bir şiddetle genişletmeye çalışmasıdır. Onlar, gelişmiş politik durumlar altında grup için özerklik ya da devlet olma gibi durumları amaçlarlar. Etnik teröristler, kendi hareketlerini baskın etnik grup ya da başka büyük bir grubu işgalci, engelleyici kolonileştirici ya da dış güç olarak nitelendirerek meşrulaştırırlar. ETA, PKK ve IRA etnik terörist grupların örnekleridir.76

Terörizmin içerdiği unsurlardan en önemlisi, suç oluşturan ve şiddet içeren bir faaliyet olmasının yanı sıra politik nitelikli hedefinin de varlığıdır. Bu politik nitelikli hedefin

74 Topal, s. 31.

75 Gürses, s. 13.

76 Volkan, s. 183.

çevresinde örgütlenmek, teröristlerin ortak bir kimlik bütünleştiricisine sahip olmaları ve bu kimliği bir motivasyon aracı olarak kullanmaları ile mümkün olmaktadır. Terör uzmanlarının geleceğe ilişkin tahminlerine göre, gelecekte, motivasyonları politik ideolojilerden çok etnik ve dini nitelikli olanlar en tehlikeli terörist tiplerini oluşturacaklardır.77

Örgütlerin şiddet tehdidi, veya korku yaymak için şiddet kampanyaları başlatmaları terörizmdir. Ayrılıkçı terör, amaca varmak için başvurulan sistemli ve örgütlü şiddettir.

Ayrılıkçı şiddet örgütlerinde terörün hedefinin amaçlanana yönelmiş olması veya suçsuzlara yönelmiş olması zamanla önemini yitirir. Bir ayrılıkçı şiddet örgütünün başvurduğu etnik terör eylemlerindeki amaç genellikle bir etnik grup adına devlet statüsü elde etmektir. Taviz koparmak amacıyla (çoğunlukla ayrı bir devlet kurmak gibi) şiddet yoluyla toplumda korku salarak siyasi iktidara baskı yapmak ayrılıkçı örgüt terörizminin temel özelliğidir. Bu, onu diğer tüm şiddet eylemlerinden ayırır. Ayrılıkçı örgütlerin şiddet eylemleri siyasidir. Amaç, bir halkın geleceğini kontrol etmek için gücün dağılımında söz sahibi olmaktır.78

Ayrılıkçı şiddet örgütlerinin amacı temsil ettiği veya temsil ettiği iddiasında bulunduğu etnik topluluğun kendi önderliğinde mümkünse ayrı bir devlet olarak örgütlenmesini sağlamaktır. Ayrılıkçı terör örgütlerine başvuranların amacı toplumsal hayatı felce uğratmak, insanları şiddet uygulamaları ile korkutarak sindirmek ve böylece dikkatleri kendi mücadelelerine çekerek merkezi hükümetin tutumunu etkilemektir. Silahlı mücadelenin önemli bir diğer amacı da merkezi hükümetin askeri masraflarının dayanılmaz düzeye ulaşmasını sağlamak ve böylece özellikle yine merkezi otoriteyi zor duruma sokacak olan ekonomik temelli diğer toplumsal hareketlerin olgunlaşmasını da zemin hazırlamaktır.

Ayrılıkçı terör eylemleri bir taraftan merkezi hükümeti terörün içine çekerek sert anti-terör uygulamaları ile toplumsal ve uluslararası dikkatlerin konunun üzerine toplanmasını sağlarken, diğer taraftan kendi terör uygulamaları ile toplumsal ve uluslararası tepkilerden de kurtulamaz. Bu durum hemen hemen her ayrılıkçı terör örgütünün içine düştüğü bir çıkmazdır.79

77 Deniz Ü. Arıboğan, “Uluslararası Terörizmin Yeni Yüzü”, Uluslararası Politikada Yeni Alanlar Yeni Bakışlar, der. Faruk Sönmezoğlu, Der Yayınları, İstanbul, 1998, s. 462.

78 Gürses, s. 17.

79 Gürses, s. 23.

Etnik terörist grup, başlangıçtaki etkinlikleri için mali desteğe gereksinim duyar.

Terörizmi destekleyen devletler ve diğer örgütlerden yardım ister. Bir etnik terörist grubun ortaya çıkmasında yardımcı olan şey, aktif olarak terörist etkinliklerin içinde yer almayan, ancak aynı etnik temeli paylaşanların en azından teröristlere gizli bir sempati duymaları ve bunun yanı sıra da kurbanlarına çok az acımalarıdır. Bu durum, liderin onlara katılacak izleyici bulmasını daha da kolaylaştırır.80

Etnik çalışmalar uzmanı Walker Connor’un raporuna göre bugün tüm dünyada araştırma sahası olan 132 devletin yalnızca bir kısmı homojen olarak nitelendirilmektedir. Bu devletlerden 25 tanesi nüfusunun % 90’ını oluşturan bir tek etnik gruba, 25 tanesi % 75’ini oluşturan bir etnik gruba, 31 tanesi % 50 ile % 74’ünü kapsayan bir tek etnik gruba sahipken, 39 devlette de nüfusun % 50’ den fazlasını oluşturan bir etnik grup bulunmamaktadır. Yani bu devletlerin ancak yarısından biraz fazlası, % 75’inden çoğu bir tek etnik gruba mensup olan bir nüfus yapısına sahip bulunmakta ve bunların çoğu Avrupa ya da Latin Amerika’da yer almaktadır.81 Mevcut olan bu durum diğer etkenlerle birleşince terör için uygun bir zemin yaratmaktadır.

Terörizm etnik farklılıklardan beslendiği gibi dinsel farklılıklardan da beslenebilir. Dinsel nitelikli terörizmin en yoğun olarak faaliyette bulunduğu bölge olan Ortadoğu’da bu durum barışı sağlanmasına darbe vurmakta ve 1960-1970’li yıllarda sıcak savaş olarak şekillenen mücadele biçiminin yerini, karşılıklı terör eylemleri almaktadır. Taraflar arasındaki politik ilişkilerin şu ya da bu biçimde şiddete dayanmadan sürdürülebilmesi, terörün artık toplumsallaşmış olduğu ve meşrulaştığı bu halklar arasında neredeyse imkansız görünmektedir.82 Ayrıca 1990 öncesinde dini temelli terörist gruplar çok sınırlı iken bu tarihten sonra bu tür terörist gruplar hızlı artmıştır (Şekil 1).

80 Volkan, s. 184

81 Aktaran, Myron Weiner, “Peoples and States in a New Ethnic Order”, Third World Quartely, Vol. 13. No. 2.

1992, s. 320.; Arıboğan, “Uluslararası Terörizmin Yeni Yüzü”, s. 464.

82 Arıboğan, “Uluslararası Terörizmin Yeni Yüzü”, s. 463.

Şekil 1. Dini Motivasyonlu Uluslararası Terörist Gruplar83

0 10 20 30 40 50 60 70

1968 1980 1992 1994 1995 1996

Tüm Uluslararası Terörist Gruplar Dini Motivasyonlu Terörist Gruplar

Bu kapsamda İran İslam Cumhuriyeti’nin Anayasasına göre, Şia fıkhına dayalı İslami ideoloji devletin tüm mekanizmalarında ve toplumun her kesiminde hakim unsur haline getirildikten sonra, öncelikle Müslüman ülkelere ve ardından tüm dünyaya, İslam devrimini ihraç etmeyi nihai amaç edindiğinin altını çizmek gerekmektedir. İran’ın ülke dışında gerçekleştireceği terör eylemlerinde, Suriye, Libya ve Yunanistan gibi teröre el altından aktif destek veren ülkeler ile IRA, ETA ve PKK gibi terör örgütleri ile işbirliği yaptığı bilinmektedir. İran’ın dış politikasını köktendinci ideoloji belirlemekte ve bunun arkasında İran’ın bölgesel güç olma isteği yatmaktadır.84 Fakat Hatemi ile birlikte bu politikalarda değişiklikler görülmeye başlanmıştır. Bu dönemde, İran’ın diğer devletlerle olan ilişkileri olumlu yönde ilerlemektedir.

Dini nitelikli terör yalnızca Ortadoğu bölgesi ile sınırlı değildir. Dünyanın hemen her bölgesinde potansiyel bir tehdit olarak varlığını sürdürmektedir. Aum Shrinkyo tarikatının Tokyo metrosuna saldırıda bulunması, ABD’de Tanrı’nın Ordusu örgütünün bombalama eylemleri, en gelişmiş ve refah düzeyi yüksek toplumların bile bu tür tehlikelerle karşı karşıya olduğunu göstermiştir. Avrupa’da da benzer tehditler her zaman varlığını sürdürmekte,

83 Bruce Hoffman, “Old Madness, New Methods”, RAND Review, Vol.22, No.2, Winter 98-99, s. 15.

84 Seyrek, s. 63.

özellikle Kuzey Afrika ve Ortadoğu’dan uzanan dinci terör tehlikesine karşı olağanüstü önlemler alınmaktadır.85