• Sonuç bulunamadı

Şiddet, Siyasal Şiddet ve Terörizm

B. TERÖRİZMİ DİĞER EYLEMLERDEN AYIRAN ÖZELLİKLER

4. Şiddet, Siyasal Şiddet ve Terörizm

4. Şiddet, Siyasal Şiddet ve Terörizm

Sosyal bilimlerin diğer alanlarında olduğu gibi, politika biliminde de düzenli bilgi toplanmasının sağlanması ve elde edilen bilgileri sınıflandırarak ayrıntılı gözlemlerin yapılabilmesi için, kavramların açık ve anlaşır bir şekilde ortaya konulması gerekir.

Kelimelerin konuşma dilindeki anlamında kullanılması ile ilmi kavram (terim) olarak kullanılması halindeki anlamları ve kapsamları çok değişmektedir. Bu yüzden, siyasal şiddet ve terör kavramlarını incelemeden önce, işe genel olarak şiddet üzerinde durarak başlamakta yarar vardır.

Şiddet kendine, bir başkasına, grup ya da topluluğa yönelik olarak yaralama, ölüm, ruhsal zedelenme, gelişim bozukluğu ya da yoksunluğa yol açabilecek ya da neden olabilecek şekilde güç kullanımı, fiziksel zorlama, ya da tehdidin, amaçlı olarak uygulanmasıdır.41 Şiddet evrensel bir olaydır, şiddet kendini doğuran hüsran ve endişe hissinin yarattığı insani durumdan ayrılmaz. Şiddeti haklı göstermek için çok kez inçitmek, zarar vermek istediğimiz kişinin yaptığı kötülüklerden ötürü cezalandırılması gerektiği veya bize zarar verebilecekleri veya vermek istedikleri için buna layık oldukları ileri sürülür. Terörü haklı göstermek içinse çok değişik bir mantık gereklidir. Kurbanlar açıkça bizi tehdit etmezler, geleneksel moral standartlarına göre masumdurlar. Bundan ötürü teröristler sıradan kavramlar ve tecrübeleri terk ederler ve normal olarak kurbanlarından kişiler diye bahsetmezler. Konuya göre kurbanlar simgeler, hayvanlar veya ahlaksız kişiler olmaktadır. Bir terörist olmak için o kişinin dünyayla ilgili özel bir tasavvuru, özel bir bilinci olmalıdır.42

Şiddet, terörün hem aracı hem de ön şartıdır. Şu halde şiddet unsuru içermeyen, şiddet kullanmayan hiçbir eylem terör sayılmaz. Ancak burada sözü edilen şiddet, mala ve kişiye

40 Hakan Hanlı, “Global Terörizm: Uluslararası ve Uluslarüstü Boyutu”, 2000, http://www.teror.gen.tr/turkce/makaleler/terorizm_hakan_hanlı.html. (22 Aralık 2004), s. 1.

41 Selçuk Candansayar, “Terörizm ve psikiyatri”, Silinen Yüzler Karşısında Terör, haz. Cemal Güzel, Ayraç Yayınevi, Ankara, 2002, s. 403.

42 Seyrek, s. 17.

karşı suçlarda olduğu gibi, spesifik bir eylemden veya genel bir korku halinden nitelik olarak farklıdır. Genel anlamda şiddet, siyasal amaç taşımayan, buna karşılık yok etmeye kadar varan bütün zarar verici saldırıları kapsar. Şiddetle ilgili tanımlara bakıldığı zaman, hepsinde bulunan tek ortak noktanın fiziki güç kullanılması olduğu görülür. Ama şiddetin yalnız, insan vücuduna ve mala zarar veren saldırı değil, aynı zamanda fert üzerinde psikolojik tahribat yapan bir yönü de vardır.43

Terör eylemleri mevcut sisteme yönelik, bu sistemi şiddet unsuru kullanarak değiştirmeyi hedefleyen, bu hedefe ulaşmak için her türlü şiddet ve benzeri eylemleri onaylayıcı özellikleri ile karşımıza çıkmaktadır. Amaca ulaşmak için terör dahil her türlü girişimin mübah görülmesi, şiddet kullanan siyasal örgütleri sadece devlete yöneltmekle kalmayıp, aynı zamanda suçsuz insanların da büyük ölçüde bu eylemlerden zarar görmesine yol açmaktadır.44

Şiddetin sürekliliği, zamanla bir şiddet kültürünün toplumun her kademesine yayılmasına yol açmakta, doğrularla yanlışlar birbirine karışmakta, devletler de dahil her kesim sorunları şiddet yoluna giderek çözüme gitmektedir. Şiddet, her ortamda siyaseti boğmakta, çözüm ortamının oluşmasını engellemektedir. Yoksulluğa ve haksızlığa karşı mücadele verdiklerini iddia ederek yola çıkanlar ise kullandıkları şiddet yöntemi ile yoksulluk ve haksızlığın artmasına katkıda bulundukları gerçeğini görmezlikten gelmektedirler.45

Mevcut otoriteyi sarsmak gayesine yönelik eylemler, otoriteyi şiddete yöneltmenin yanısıra, aynı zamanda örgüt mensuplarına da moral vermeyi amaçlamaktadır. Dolayısıyla devlet kurum ve kişilerine, özellikle güvenlik güçlerine yönelik eylemler, sadece bir eylem olma özelliğinden çok daha fazla anlam içermektedir. Bu eylemlerde hedef alınan kişilerden hedefin temsil ettiği devlet otoritesi sarsılmak ve zaafa uğratılmak istenmektedir. Olayın bir diğer yönü, güvenlik kuvvetlerini harekete geçirmeye, şiddet kullanmaya yöneltmedir.

Olayların meydana gelmesi güvenlik güçlerinin önlem almasını ve dolayısıyla da yerine göre halkla karşı karşıya kalmasını gerektiren durumların oluşmasını sağlayacaktır. Seçilmiş hedeflerin arasında güvenlik kuvvetlerinin de yer alması, güvenlik kuvvetlerinin sertleşmesine neden olacağından, halkın tepki göstermesine imkan sağlamış olur. Diğer yandan, güvenlik

43 Doğu Ergil, Türkiye’de Terör ve Şiddet, Turhan Kitapevi, Ankara, 1980, s. 3.

44 Dilmaç, s. 66.

45 Emin Gürses, Ayrılıkçı Terörün Anatomisi/IRA-ETA-PKK, Bağlam Yayıncılık, İstanbul, 1997, s. 125.

güçlerinin bu aşamada yaptıkları en büyük hata, olaylar karşısında soğuk kanlılığını yitirerek aşırı tepki göstermeleridir.46 Teröristler, siyasal otoritenin aşırı tepki göstermesini umar. Söz konusu tepkinin niteliği, rejimin kötülüğünün bir göstergesi olarak terör örgütlerince kullanılabilecektir.47

Terör örgütlerinin, özellikle vatandaşa yönelik şiddet eylemlerinde, öncelikle halkı sindirmek suretiyle tarafsızlaştırmaya ve kendilerine gösterecekleri tepkiyi etkisiz hale getirmeyi amaçlarlar. Halkın duyarsız hale gelmesi, örgütlerin rahat bir şekilde hareketine ve propagandasına imkan tanımaktadır. Bu durum, halkı terör örgütlerinin propagandası karşısında korumasız hale getirdiğinden, belirli bir süre sonra duyarsızlık, propagandanın etkisiyle sempatizanlığa ve örgütsel katılıma dönüşür.48

Şiddet devlete karşı uygulandığı zaman, buna siyasal siyasal şiddet denir.49 Siyasal şiddet, genel anlamdaki şiddetten farklıdır. Siyasal şiddette kitleler, gruplar, kollektif hareketlere başvurur. Bu eylemler örgütlüdür. Eylem, iktidardaki rejimin meşruiyetini, reddetmek, siyasal sistemi yıkmak ve onu kökünden değiştirmek amacını gütmektedir. Bu şiddet eylemine karşı iktidarın direnmesi ve cezalandırıcı eylem yapması doğaldır. Bu eylemlerde yaralanma riski yüksektir. Hareketin, siyasal eylemi yapanlara da bu eyleme muhatap olanlara da vereceği fiziksel ve ekonomik zararlar oldukça büyüktür. Siyasal şiddet aşağıdan yukarıya, yani devlet otoritesine doğru yapılan, genelleştiği taktirde iç savaş niteliği kazanabilecek bir eylem sayılmaktadır. Siyasal şiddet ülkenin iç meselesidir; buna çağdaş terörizmin uluslararası boyutu eklendiği takdirde, kavram renk değiştirmektedir. Siyasal şiddet, terörizmden daha geniş bir kavramdır. Bununla birlikte siyasal şiddeti terörizmle eş anlamlı sayanların çokluğu da yadsınamaz; bunlar tüm şiddet eylemlerinin ihtilalci olduğunu, gerektiğinde terör yöntemlerini de kullandığını, meşru hükümetleri düşürmeyi amaçladığını, genel olarak sol örgütler ya da kimi Müslüman ülkelerde radikal İslami örgütler tarafından uygulandığını söylerler.50

Öte yandan, kimileri siyasal şiddet konusuna farklı bir açıdan yaklaşırlar ve savaşlardan ya da terörizmden başka siyasal şiddet eylemlerinin de bulunduğunu, özellikle son yıllarda

46 Dilmaç, ss. 67-68.

47 Martha Crenshaw, “The Causes of Terrorism”, International Terrorism Characteristics, Causes, Controls, ed. by Charles W. Kegley, St. Martin’s Press, New York, 1990, s. 118.

48 Dilmaç, s. 68.

49 Paul Wilkinson, Terrorism and the Liberal State, The Macmillan Ltd., London, 1997, s. 63.

siyasal tutuklulara uygulanan işkencenin de siyasal şiddet eylemi sayılması gerektiğini belirtirler. Başka bir deyimle, devletin de siyasal şiddet uyguladığını vurgularlar.51