• Sonuç bulunamadı

Etkin Bir Afet Yönetiminin Belli Başlı Özellikleri

2. Yöntem

2.9. Etkin Bir Afet Yönetiminin Belli Başlı Özellikleri

Afet Yönetimini model olarak kabul edilen ülkelerin sistemleri incelendiğinde, belli özelliklerin ön plana çıktığı görülmektedir.135

- İlk olarak, afet yönetiminin sadece tek bir alandan bariz olamayacağı dikkate değer bir konudur. Gerek doğal afetlerin ilgi alanı, gerekse de teknolojiden kaynaklı afetlerin konusu olsun birçok disiplini bir arada barındırma özelliği vardır. Fen bilimleri, çevre, mühendislik ve sosyal bilimlerin hepsinin

133 Şahin, a.g.e. , s.88

134 Mehmet Akif Çukurçayır, Yerel Yönetimler, Kuram, Kurum ve Yeni Yaklaşımlar, Çizgi

Kitabevi, 2.Baskı, Konya, 2013, s.201

perspektifinden bakarak toplanan bilgiler analiz edilmekte ve bir araya getirilerek özetlenmektedir.

- Ülkelerin afet yönetim sistemlerinin diğer bir ortak noktası da, afet yönetiminde kurulan sistemin, felaketin her devresinde etkin bir şekilde işlemesidir. Geçmişte kalan afet sistematiğinde tehlikelerden dolayı kayıpların azaltılmasını amaçlayan bir yönetim stratejisi uygulanmaktaydı. Günümüzdeki yaklaşımlarda ise, afetlere uyum stratejisinin yerini afet yönetiminin temel ilkelerinden oluşan bir süreç almıştır. Dolayısıyla, afet yönetiminin yerleşmiş olduğu ülkelerde bu süreç bir döngü şeklinde ele alınmaktadır.

- Bu ülkelerde afet yönetimi içinde merkezi otoritenin etkili olduğu kadar yerel yönetimlerin, sivil toplum kuruluşlarının ve gönüllülerin bizdekinin aksine çok önemli yerleri olduğu görülmektedir. Nitekim dünyanın süper güçlerinde bile zararları en aza indirecek önlemlerin alınmasında merkezi yönetimin tek başına yeterli olmadığı, sivil toplum kuruluşları ve gönüllülerin önemli rollerle donatıldığı gözle görülen bir olgudur.

- Sayılanlardan farklı olarak, sistemin oluşturulması ve desteklenmesi

sorumluluğu tek bir kuruluşa bırakılmıştır. Bu kuruluş ise bütün ulusal kaynakları ve ilgilileri yönetebilecek güçte ve hiyerarşide yapılanmış bir kuruluştur. Bizdeki yapıda ise, afet konusu birçok kurumun yetki alanına girdiğinden ve koordinasyon, planlama ve uygulama açısından parçalı yapıdan kaynaklanan sorunlar yaşanmaktadır. Hal böyle olunca da her kurum ve kuruluştan farklı bir ses çıkmakta, ortak bir yargıya varılmada sık sık güçlükler yaşanmaktadır.

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

AFETLERE MÜDAHALE VE KRİZ YÖNETİMİ KAVRAMI

Afetin tanımı yapılırken, doğal ve inşa edilmiş çevrenin yine doğal veya insan kaynaklı etkenler sebebiyle zarar görmesi, can ve mal kaybına neden olması sonucunu doğuran fenomenlerden bahsedilir. Afeti oluşturan nedenler ve sonuçları da aslından bu zarar görme çerçevesi üzerinden değerlendirilir. Dolayısıyla insan yaşamının var olmadığı, inşa edilmiş çevrenin olmadığı herhangi bir topoğrafyada meydana gelecek doğal ya da insan kaynaklı bir etken afet kavramı içerisinde toplum genelinde bir değer taşımaz. Alaska’da insan yerleşiminin olmadığı bir bölgede meydana gelebilecek yedi veya üstünde büyüklükte herhangi bir deprem özellikle can ve mal kaybına yol açmayacağı için afet olarak nitelendirilmez. Aynı şekilde büyük bir çölün ortasında herhangi bir konvensiyonel ya da nükleer silah deneme amaçlı patlatıldığında da eğer doğal çevre ve insan yaşamı üzerinde bir etkisi tespit edilemez ise aynı şekilde afet kapsamında değerlendirilmez. İnsan, afetin oluşumunda en önemli unsur ya da aktördür. İnsan faktörü işin içinde olunca kültür kavramını da afet ile ilişkilendirmek mümkün olacaktır.136

3.1. Afet Kültürü, Afetlerle Yaşamak ve Afet Eğitimi

Toplumların afet fenomeni karşısında daha bilinçli olması afetlerin olumsuz etkilerinin azaltılabilmesinde, afetler sonrasında toparlanma ve adaptasyon süreçlerinin daha başarılı atlatılabilmesinde ve afetler sonrası ortaya çıkan kırılgan, zayıf noktaların güçlendirilmesi sürecinin üstesinden gelinebilmesinde önemli katkısı olacaktır. Bu kabul, toplumların olumsuz olaylarla baş edebilme kapasitelerinin arttırılması afet bilinci kazanımı ile çok yakından ilişkilidir söylemini de desteklemektedir. “Bilinçli toplum afet kültürü edinebilmiş toplumdur” kabulü de söz konusu tartışmanın temelini oluşturacaktır.137

Türkiye gibi çok sık hasar verici ve can kaybına yol açan afetlerin oluştuğu ülkelerde yaşayan topluluklar geçmiş tecrübelerini ve afetlerden edindikleri

136 Tiryakioğlu, a.g.e., s.110 137 a.g.e., s.111

deneyimleri hem kendi yaşamlarına hem de gelecek kuşaklara aktarmak için farklı yol ve yöntemler bulabilmektedir. Toplumlar, yaşanan afet deneyimlerini sonraki kuşaklara bilinçli bir şekilde aktaramadıklarında sonuçları benzer ve hatta daha ağır yeni kayıplarla karşılaşmaları da kaçınılmaz olmaktadır. Ancak toplumların zayıf ya da kolay hasar görebilir, bir başka ifade ile dirençsiz yapılarını bu bilinç çerçevesinde güçlendirmeleri afet kültürünün yerleşmiş olduğu savını doğrulayacaktır. Bu anlamda ülkemizde de “afetlerle yaşamayı öğrenmek” ya da “afetlerle yaşamak” deyimi çok sık kullanılmaktadır. Bu öğrenme aslında bir bilinçlenmeye ve dolayısıyla afet kültürü oluşmasına işaret etmeye çalışmaktadır. Ancak bu haliyle oldukça eksik bir tanım gibi de durmaktadır. Özellikle Türkiye’de toplumun afet ile yaşaması daha çok “kaderci” bir bakış açısı ile afeti değerlendirmesi, çoğu zaman doğaüstü bir varlığın işareti olarak kabul etmesi, karşı koymanın ya da önlem almanın mümkün olamayacağı kanaati taşıması anlamına da gelebilecek çok tartışmalı bir konudur.138

Günümüzde sanayileşme ve teknolojik ilerlemenin neden olduğu insan kaynaklı afetler giderek daha fazla can ve mal kayıplarına yol açmaktadır. Bu afetlerin bir kısmı birden ortaya çıkarken, bir kısmı da belirli süreçlerde sinsi bir şekilde üzerine koyarak ortaya çıkmaktadır. Tüm bu süreçlerden sonra ise ortaya çıkan zararlar ülkelerin sürdürülebilir kalkınmasına engel olacak büyüklüğe ulaşmaktadır. Önlem almadan da afetlerde başarılı olabilmek son derece güçtür. Maruz kalınan bir afet sonrası yaşananlardan ders almalı, yara sarma politikaları bir öncekinden çok daha kapsamlı olmak zorundadır. Başta küresel iklim değişiminin getireceği hayati sorunlar olmak üzere, sanayileşme ve teknolojik ilerlemenin ortaya çıkardığı insan kaynaklı afetler ise yer küremizdeki canlı hayatını ve insan medeniyetini çok ciddi boyutlarda tehdit etmektedir.139

Eğitim konusu her alanda olduğu gibi afet zararlarının azaltılması ve afete hazırlık çalışmalarının da ilk sırasında yer almalıdır. Afetle ilgili farklı hizmet alanlarında görev yapacaklar için eğitim ve kurs programları olduğu gibi, temel afet bilgisi ile afetlerden korunma ve yapısal olmayan riskleri azaltma konularında bilgi

138 Tiryakioğlu, a.g.e., s.113 139 Güler, a.g.e., s.117

ve beceri arttıran afet eğitimleri yapılmaktadır. Afet bilincini geliştirmek amacıyla verilen, afetlerden korunmayı öğreten ve temel afet bilgisini arttıran eğitimlerin yaygınlaştırılması gerekir. Afete hazırlıklı olma amacıyla mahalle düzeyinde verilecek halk eğitimleri ise afetle mücadelede toplumsal katılımın ve yerel desteğin güçlendirilmesi bakımından çok büyük önem taşımaktadır.140