• Sonuç bulunamadı

3. KUR REJİMLERİNİN İKTİSADİ BÜYÜKLÜKLER ÜZERİNE ETKİSİ

3.3 Ampirik Analizler

3.3.1 Enflasyon

Enflasyon regresyonunda bağımlı değişken olarak aykırı gözlemlerin (outlier) etkisini azaltacak olan ölçeklendirilmiş enflasyon oranı [scaled inflation, π/(1+π)] kullanılmıştır42. Tabi ki

36 Bu yöntem aynı zamanda değişen varyans (heteroscedasticity) sorununu da düzeltmektedir.

37 Değişkenlerin bir gecikmeli değerleri kullanılmıştır.

38 Sıralı probit model regresyon sonuçları için bkz. Ek Tablo 3.2.

39 İçsellik sorununu aşmak için Levy-Yeyati ve Sturzenegger (2001, 2003) ile Coudert ve Dubert (2005)’de çalışmalarında aynı yöntemi kullanmışlardır.

40 Hausman testinin ekonometrik paket program (STATA) çıktıları için bkz. Ek Tablo 3.3

41 Regresyonlara ait ekonomik paket program (STATA) çıktıları için bkz Ek Tablo 3.5.

42 Enflasyonu bu şekilde tanımlayan çalışmalar için bkz. Ghosh ve diğerleri (1997), Domaç ve diğerleri (2001), Ghosh ve diğerleri (2003), Rogoff ve diğerleri (2003), Husain ve diğerleri (2005).

enflasyon oranını kur rejimleri dışında etkileyen birçok değişken bulunmaktadır. Bu nedenle öncelikle bunların belirlenmesi gerekmekte ve daha sonra bu değişkenlerin etkileri kontrol altında iken kur rejimlerinin enflasyon üzerindeki etkilerini belirlenmesi mümkün olabilmektedir. Kontrol değişkeni (diğer bir ifade ile açıklayıcı değişken) olarak şu değişkenler kullanılacaktır: i) Reel GSYİH’nın Büyüme Oranı (gdpg) ii) Para Arzı Artış Oranı (m2growth) iii) Ekonominin Dışa Açıklık Oranı (openness) iv) Dış Ticaret Hadleri Şoku (ttgs3) v) Bütçe Açığı-Fazlası /GSYİH (cggdpm3)43 vi) Enflasyon Endekslemesi (cpilag) vii Nominal Faiz Oranı (iratec) viii) Merkez Bankası Başkanı Değişim Sıklığı (cbturn5) ve ix) Petrol krizini temsil eden kukla değişken (1973 ve 1974 yılları için 1, diğer yıllar için 0 değerini alan değişken)44,45.

Yukarıdaki değişkenlerin enflasyonu ne yönde etkileyeceğine ilişkin beklentiler aşağıda açıklanmıştır. Basit para talebi fonksiyonu, çeşitli değişkenlerin enflasyonu ne yönde etkileyeceğine ilişkin bize temel teorik bilgiler sunmaktadır (Ghosh ve diğerleri, 1997) :

mv y i p y ii

α,β > 0

Yukarıdaki denklemde m para arzını, p tüketici fiyat endeksini, y reel GSYİH’yı, i nominal faiz oranını ve v paranın dolanım hızını temsil etmektedir. Yukarıdaki denklemin logaritması ve birinci farkı alındığında aşağıdaki enflasyon denklemi (π) elde edilmektedir.

logm logy logi loggvv log logloglog logloglog loglog

Yukarıda oluşturulan enflasyon denklemine göre reel GSYİH’daki bir artışın enflasyonu düşürmesi beklenirken, para arzındaki ve faiz oranlarındaki artışın da enflasyonu artırması beklenmektedir.

43 İçsellik (endogeneity) sorununu azaltmak amacıyla bütçe dengesi değişkeni geçmiş üç yılın ortalaması şeklinde hesaplanmıştır.

44 Petrol krizi 1973 yılında başlayıp 1974 yılında da devam ettiği için her iki yıl da kriz yılı olarak değerlendirilmiştir.

45 1987’de yaşanan borsa krizi ve 1997’de yaşanan Asya krizi de regresyonlara eklenerek tahminlenmiştir. Fakat bu değişkenler sonuçlar üzerinde önemli bir değişikliğe yol açmamıştır (Bkz Ek Tablo 3.4).

Yukarıdaki değişkenler dışında enflasyon üzerinde etkili olabilecek başka değişkenler de bulunmaktadır. Örneğin Romer (1993), ekonominin dışa açıklık oranı ile enflasyon arasında bir ilişki kurmuştur. Söz konusu yazara göre yüksek dışa açıklık oranı parasal genişlemenin maliyetini artıracak ve dolayısıyla bu ülkeler para arzı artışından daha fazla kaçınacaklardır. Bu nedenle ekonomiler dışa açık hale geldikçe daha düşük enflasyona sahip olacaklardır (bu konuda ayrıca bkz. IMF, 1997). Dış ticaret hadlerinde yaşanan enflasyonist bir şokun ve bütçe açığının (doğrudan para basılarak finanse edilmesi veya toplam talebi artırıcı yönde baskı yapması nedeniyle) enflasyonu artırması beklenmektedir. Cukierman (1992)’a göre Merkez Bankası Başkanının değişim sıklığı bu bankaların bağımsızlığı ile ters yönlü ilişkilidir. Bağımsızlığı düşük bir Merkez Bankasının hükümetler tarafından daha kolay etkilenebileceği ve dolayısıyla bu tür ülkelerde enflasyonun daha yüksek olacağı iddia edilmektedir. Tüm bu değişkenlere ek olarak ekonomide bir enflasyon endekslemesi var ise bununda etkisini kontrol edebilmek amacıyla enflasyonun bir gecikmeli değerine de regresyonda yer verilmiştir.

Kur rejimlerinin enflasyon üzerine etkisini görebilmek amacıyla de facto (GUCLU9 ve GUCLU6 sınıflaması) ve de jure (IMF sınıflaması) sınıflamaların her bir kategorisi için bir kukla değişken oluşturulmuş ve bu kukla değişkenlerden en katı kur rejimini temsil eden değişken regresyondan çıkarılmıştır. Örneğin GUCLU9 sınıflamasına ait kur rejimi kategorilerinden esnekliği en düşük kategori olan para kurulu/dolarizasyon kategorisi regresyondan çıkarılmıştır.

Diğer kukla değişkenlerin açıklamaları için bkz Ek Tablo 3.1.

Kur rejimlerinin enflasyon performansını analiz etmek için oluşturulmuş regresyon sonuçları Tablo 3.4’de verilmiştir. De facto regresyonlarda (3.1 ve 3.2 nolu regresyonlar) yer alan kontrol değişkenlerinin hepsinin işareti beklendiği gibi çıkmıştır. Yüksek para arzı artışının, yüksek bütçe açığının46, MB başkanı değişiminin sıklaşmasının ve petrol krizinin enflasyon üzerinde artırıcı etkiye sahip olduğu görülürken, yüksek büyümenin de enflasyon üzerinde azaltıcı etkiye sahip olduğu görülmüştür. Dışa açıklık oranı, dış ticaret hadleri şoku ve faiz oranı değişkenleri ise istatistiksel olarak anlamsız bulunmuştur47.

46 Bütçe açığı rakamları negatif (-) işaretli olarak modele dâhil edilirken, bütçe fazla rakamları pozitif (+) işaretli dahil edilmişlerdir. Bütçe değişkenin işaretinin eksi (-) bulunması bütçe açığı (pozitif bulunması durumunda da bütçe fazlası) şeklinde değerlendirilmektedir.

47 Tüm regresyonlarda anlamsız olarak bulunan değişkenler (openness ve ttgs3) regresyonlardan çıkarılarak veya finans krizi (1987) ve Asya krizi (1997) kukla değişkenler regresyonlara eklenerek, regresyonlar yeniden tahminlenmiştir. Regresyon sonuçlarında bir değişikliğe rastlanmamış ve sonuçların dirençli (robust) olduğu görülmüştür (Bkz. Ek Tablo 3.4).

Tablo 3.4 Enflasyon Performansı

Diğer değişkenlerin etkileri kontrol altında iken (diğer bir ifade ile diğer şartlar sabitken) kur rejimlerine ait kukla değişkenlerin katsayıları şu şekilde yorumlanmaktadır: Kukla değişkenin önündeki katsayı, hariç tutulan kur rejimi kategorisine oranla söz konusu kur rejiminin enflasyon üzerindeki etkisini göstermektedir. Örneğin 3.1 nolu regresyonda hariç tutuğumuz para kurulu kategorisi ile kıyaslandığında diğer tüm kur rejimleri daha düşük enflasyon oranlarına sahiptir. Sadece serbest düşüş kategorisi daha yüksek enflasyon oranı ile ilişkilidir48. Sürünen parite, sürünen dar bant ve serbest düşüş kategorileri hariç diğer kur rejimleri ile enflasyon arasında anlamlı bir ilişkiye rastlanmamıştır. En düşük enflasyon oranı ise sürünen parite ve sürünen dar bant rejimlerine aittir. 3.1 nolu regresyonlar dikkatle incelendiğinde de facto rejimlerin esneklikleri ile enflasyon arasında doğrusal bir ilişkiye rastlanamamıştır. Fakat esneklik derecesi düşük kur rejimlerinin dalgalı kur rejimlerine oranla daha düşük enflasyon oranlarına sahip olduğu görülmüştür. IMF (1997), Ghosh ve diğerleri (1997), Ghosh ve diğerleri (2003) ‘de benzer sonuçları işaret etmektedirler.

Dar tanımlı de facto sınıflamaya (GUCLU6) ait kur rejimlerinin yer aldığı 3.2 nolu regresyon dikkate alındığında, sadece serbest düşüş kategorisi ile enflasyon arasında anlamlı bir ilişki bulunabilmiş, diğer kur rejimleri ile anlamlı bir ilişki bulunamamıştır. Yükselen piyasa ekonomileri için Rogoff ve diğerleri (2003)’de serbest düşüş kategorisi dışında enflasyonla anlamlı bir ilişkiye sahip herhangi bir kur rejimi bulamamıştır. Sınırlı esnek kur rejiminin anlamsız çıkması, dar tanımlı sınıflamanın bazı kur rejimlerinin enflasyon üzerindeki etkisini maskelediğini göstermektedir. Çünkü sürünen parite ve sürünen dar bant rejimleri 3.1 nolu regresyonda anlamlı çıkarken, 3.2 nolu regresyonda bu kur rejimlerini kapsayan sınırlı esnek kur rejimi anlamsız çıkmıştır.

De jure sınıflandırma ise enflasyon ile kur rejimleri arasında yukarıdaki sonuçlardan farklı bir tablo ortaya koymaktadır. 3.3 nolu regresyona göre, beklenin aksine MB başkanının değişiminin sıklaşmasının ve petrol krizinin enflasyon üzerinde azaltıcı bir etkisi vardır fakat bu değişkenler istatistiksel olarak anlamsızdır. Para kurulunu içeren katı sabit kur rejimi kategorisi (hariç tutulan kukla değişken) ile kıyaslandığında diğer kur rejimleri daha yüksek enflasyon oranları ile ilişkilidirler ve hepsi istatistiksel olarak anlamlıdır. Diğer kur rejimleri ile

48 Serbest düşüş kategorisinin katsayısı diğerlerine oranla oldukça yüksektir fakat yükselen piyasa ekonomileri için Rogoff ve diğerleri (2003)’de benzer bir değer bulmuştur.

kıyaslandığında, kurala dayalı bir müdahalenin olduğu yönetimli dalgalanma enflasyon performansı en iyi olan kur rejimidir. Enflasyon performansı en kötü olan kur rejimi ise bağımsız dalgalanmadır. Fakat esneklik derecesindeki düşüş ile enflasyon performansı arasında sistematik bir ilişkiye rastlanamamıştır. Örneğin bağımsız dalgalanma (jure6) ile sabit kurun (jure2) enflasyon performansı birbirine çok yakınken, ihtiyari müdahaleye dayalı yönetimli dalgalanma (jure5) ve sabit kurun (jure3) enflasyon performansı aynıdır. Diğer bir ifade ile kur rejiminin esneklik derecesi (kurala dayalı yönetimli dalgalanma hariç)enflasyon üzerinde çok ciddi bir fark yaratmamaktadır. Buda enflasyonu düşürmek için esneklik derecesi düşük kur rejimlerinin tavsiye edilmesini anlamsız hale getirmektedir.