• Sonuç bulunamadı

E4.0 kavramının doğuşunda üç temel neden bulunmaktadır. Birincisi giderek artan küresel rekabet, ikincisi teknolojinin gelişimi ve buna bağlı olarak ortaya çıkan verimlilik potansiyeli ve son olarak bireyselleştirilmiş ürünlere olan ihtiyacın artmasıdır.

Küresel rekabet içerisinde meydana gelen dijital dönüşümler işletmelere ayakta kalabilmek için daha fazla verimlilik ve esneklik gerektirmiştir. Bu durumun bir çözümü olarak E4.0 ortaya atılmıştır. E4.0 geleneksel üretim şeklinden nasıl bağımsız bir üretim şekline dönüşüleceğine dair yeni bir yaklaşım düsüncesi, paradigma ve strateji olarak belirginleşmiştir (Prause ve Weigand, 2016: 104). Teknolojilerin gelişmesine bağlı olarak ortaya çıkan verimlilik potansiyeli ise ülkelerin ekonomilerini olumlu yönde etkilemektedir. Örneğin, E4.0’ın öncüsü Almanya gibi GSYH’ın %25,9’u, çalışanlarının 8 milyonu üretime dayalı bir ülke için, bu alandaki yeniliklerin takipçisi/öncüsü olmak bir zorunluluktur (Bauer vd., 2015: 418; Niesen vd., 2016: 5065). Dolayısıyla, E4.0 esnek ve etkili bir üretimi başarmak için yeni bir fırsattır. İstenilen amaçlara ulaşmak için

10 yüksek teknolojili gelecek projesidir (Long vd., 2016: 145; Wang ve Wang, 2016: 1).

Biz istesek de istemesek de, E4.0 kaçınılmaz gelecek bir olgudur (Hermann vd., 2016:

3935).

Dördüncü sanayi devrimini tetikleyen bir diğer neden ise, bireyselleşmenin sonucu olarak kişiselleşmiş ürünlere her geçen gün talebin artmasıdır. İşletmelerin seri üretim veya aynı anda çok sayıda benzer ürünü üretmesi yerine makinelerin birden fazla ürünü üretebilecek yapıya sahip olması, farklı modlarda çalışabilmesi ve esnek diğer çözümler artık daha çok rağbet görmektedir (Yazıcı ve Düzkaya, 2016: 65).

Almanya ileri sanayi ve otomasyon çözümlerini tamamlamasına rağmen, Amerika ve özellikle Çin’den, daha yüksek üretim maliyetleriyle çalışmakta ve bu durum Almanya’nın rekabet gücünü azaltmaktadır. Bu duruma bir çözüm önerisi olarak, E4.0 terimi ilk kez 2011 yılında Hannover Fuarı’nda dile getirilmiş daha sonra iş, politika ve akademisyen temsilcilerinin birleşmesi olan "E4.0" adlı bir girişim fikri, Alman imalat sanayiinin rekabet gücünü güçlendirmeye yönelik bir yaklaşım olarak kullanılmaya başlanmıştır. Dolayısıyla, Alman federal hükümeti, E4.0’ın teknolojik yenilik liderliğini amaçlayan "Almanya için Yüksek Teknoloji Stratejisi 2020"nin ayrılmaz bir parçası olacağını resmi olarak ilan ederek fikri desteklemiştir. Ardından “E4.0 Çalışma Grubu”

kurularak, 2013 yılında ilk Hennig Kagermann tarafından “Recommendations for Implementing The Strategic Initiative Industrie 4.0” adlı yayınlanan makale ile uygulama önerileri geliştirilmiştir (Kagermann vd., 2013; Stock and Seliger, 2016: 536; Hermann vd. 2015; Qin vd., 2016: 173; Hermann vd., 2016: 3929; Schwab, 2016; Mrugalska ve Wyrwicka, 2017: 469; Sung, 2017; Morrar, 2017: 13). Bu öneriler arasında; teknolojilerin donanım mimarisinin belirlenmesi ve standardizasyon, karmaşık sistemlerin yönetilmesi, hızlı haberleşme altyapısının endüstriye sağlanması, emniyet, güvenlik, çalışma şekilleri, eğitim ve profesyonel gelişimin devamlılığı ve kaynakların verimli kullanılması konuları yer almaktadır (Kagerman, 2013; Yazıcı ve Düzkaya, 2016: 67).

Almanya’nın en önemli rakipleri arasında yer alan Çin, bu gelişmeleri yakından takip ederek, Mayıs 2015’te E4.0 vizyonunu “Made in China 2025/Toplum 5.0 ” planı ile ülke gündemine almıştır (Li, 2017: 1). Bu vizyonun temel felsefesinde, insan faktöründen arındırılmış, otonom ve mükemmelleştirilmiş endüstriyel süreçlere bağlı bir üretim

11 sistemi anlayışı vardır. Benimsenen yeni sistemde, tam zamanında üretim ileri bir aşamaya taşınmakta, üretim süreçleri daha yalın hale getirilmektedir (Görçün, 2017:142).

Faklı anlayışlar sadece üretim sistem ve süreçlerinde değil, aynı şekilde literatüre de yansımaktadır. E4.0 ile ilgili literatür incelendiğinde iki farklı yazım şekline rastlanılmaktadır. Almanya kökenli araştırmalarda “Industrie 4.0”, İngiliz kökenli yayınlarda “Industry 4.0” şeklinde yazılmaktadır (Hermann vd., 2015: 6; Hermann vd., 2016: 3930). Ayrıca, E4.0 teriminin farklı kullanım çeşitleri de söz konusudur. Japonya, Kore ve bazı ülkeler E4.0 terimini kullanırken, A.B.D ve diğerleri “Her şeyin İnterneti”,

“Endüstriyel Nesnelerin İnterneti”, “Endüstriyel İnternet” terimlerini kullanmaktadır.

“Akıllı Üretim”, “Akıllı Ürün”, Akıllı Endüstri”, “İnternet +”, veya “Akıllı İşletme” gibi isimlendirmelerde Avrupa, Çin ve bazı A.B.D. ülkelerinde kullanılmaktadır (Herman vd., 2015; Dopico vd.,2016: 408; Sung, 2017; Li, 2017: 2). Ülkemizdeki çalışmalar incelendiğinde E4.0 yerine “Sanayi 4.0”, “Fabrika 4.0” ve “Dijital Dönüşüm” terimlerinin daha sık kullanıldığı görülmektedir. Bunlarla birlikte “Industrie/Industry 4.0 kavramları literatürde “I4.0” olarak kısaltılmaktadır, bu araştırma da kapsamında Türkçe literatürüne uygun olarak “E4.0” kısaltması kullanılacaktır.

Schumacher vd. göre (2016), E4.0’a hazırlık için bir olgunluk modelinin gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Bu modele göre, stratejiler; E4.0 yol haritası, E4.0 koordinasyon merkezleri, yasal olarak uygunluğu sağlayan devlet mekanizması ilk yapılması gereken eylemler arasındadır. İşletmeler ise, mevcut durumlarını ve iş modellerini yeni sürece uyarlamalı, işletme fonksiyonlarını dijital hale dönüştürmeli ve müşteri beklentilerine en iyi cevap verecek şekilde dijital becerilerini arttırmalıdır. Ayrıca işletmeler, modern teknolojilerin kullanımı, mobil cihazlar ve makine-makine iletişimin sağlanması özelliklerine sahip olmalıdır (Lasi vd., 2014: 24; Gabriel ve Pessl, 2016: 133).

Tüm dünyada olduğu gibi ülkemiz iş dünyasında E4.0’a geçiş için, stratejik bir teknolojik yol haritasının oluşturulması oldukça önemlidir. Çünkü E4.0 dönüşüm için gerekli olan temel teknolojiler, organizasyonların iş süreçlerinde köklü değişikliklere neden olmaktadır. Bu kapsamda, işletmelerin E4.0 dönüşüm sürecinde yaşayabileceği zorluklar ise şu şekilde sıralanmaktadır (Sarvari vd., 2018: 97);

 Teknolojiler ve fırsatları hakkında bilgi eksikliği,

12

 Teknoloji yatırımlarının ürün ve süreçlere sağladığı faydalar konusunda belirsizlik,

 E4.0 vizyonu altındaki yeni ürünler ve iş süreçleri ile ilgili müşteri talepleri konusunda bilgi eksikliği,

 Sınırlı insan kaynağı ve finansal kaynaklar,

 Başlangıç noktasını ve planlama alt yapısını belirleme zorlukları,

 Teknoloji yatırımları için verimli portföy yönetimi ihtiyacı,

 Yeni ürün ve süreç projelerine öncelik verilmesi ve programlanması için gereklilikler,

 Projelere sınırlı kaynakları tahsis etmek ve güvenilir ortaklarla işbirliği yapmak,

 İşletmelerin E4.0’a dönüşümüyle elde edilecek faydalar konusunda bilgi eksiklikleridir.

Ülkelerin E4.0’a hazırlık aşamasında, yaşayabileceği yukarıdaki zorluklara karşı önlemlerin oluşturulması, ülkelerin mevcut durumlarına dair analizlerin yapılması ve bu doğrultu da gerekli E4.0 yol haritalarının oluşturulması oldukça önemlidir.