• Sonuç bulunamadı

1.4. Endüstri 4.0 Teknoloji Bileşenleri

1.4.4. Bulut Bilişim

Büyük veri teknolojisi, beraberinde yeni bir teknoloji ihtiyacını doğurmuştur. Bu yeni teknoloji ise bulut bilişimdir. Büyük veri ile bulut bilişim birbirlerini tamamlamayan teknolojilerdir. Büyük veri, kullanıcılara birden fazla veri kümesi arasında sorguları işleyip sonuçları zamanında geri göndermekte; bulut bilişim sistemleri ise depolama ve ağ sunucularının sanallaştırılıp büyük verilerin analmalı hale getirilmesi için yapılan tüm analizlerin bulut üzerinde gerçekleşmesini sağlamaktadır (Ekizler, 2019: 90). Son zamanlarda adını çokça duyduğumuz bu iki teknoloji, yapılan araştırmalarda, akademik ve uygulamada en çok araştırılan ve merak edilen teknolojiler arasında yer almaktadır (Basl, 2016).

Verilerin artması, büyük veri teknolojisi gibi durumlar artan bu verinin depolanması ihtiyacını da beraberinde getirmiştir. Bulut bilişim ihtiyacı büyük miktarda bilgiyi depolamak, merkezi bir alt yapı kurmak ve geri plandaki analizleri yapmak için ortaya çıkmıştır (Dopico vd., 2016: 412). Bu bağlamda, veri merkezlerinin “bulut” olduğu ve bulutun, adeta inanılmaz büyüklükte bir bilgisayar ve binlerce sunucudan oluşan yaşayan bir organizma gibi düşünülebileceği belirtilmektedir (Gürsakal, 2017: 163).

Bilişim kelimesi, bilgi işlemden gelir, bilgisayar ortamında hesaplama yapmayı ifade etmek amacıyla kullanılır. Bulut kelimesi bilgisayar programı veya verileri içeren

38 dosyaların sağlandığı konuma işaret etmektedir. Bulut, verilerin içinde depolandığı istenilen yerden istenilen zamanda bu veriye ulaşılabildiği (örn, flash bellek gibi) bir depolama teknolojisidir. Bulut bilişim ise, bilgisayar özelliği olan cihazlar arasında ortak bilgi paylaşımını sağlayan hizmetlere verilen genel bir isimdir (Banger, 2016: 60).

Bulut bilişim, ABD Uluslararası Standartlar ve Teknoloji Enstitüsü (NIST) tarafından düşük düzeyde yönetim ya da hizmet sağlayıcı etkileşimi ile hızlı bir şekilde sağlanıp, serbest bırakan, bilgisayar ağları, depolama, servis ve sunucu gibi ayarlanabilir bilişim kaynaklarının müşterek havuzuna her yerden, elverişli bir şekilde istenildiğinde ağa erişim sağlayan bir teknoloji olarak tanımlanmıştır (Turan, 2017: 65).

Bulut bilişim, E4.0’ın başarısına önemli derecede katkı sağlayan bir teknolojidir.

İşletmelerde bu teknolojinin kullanılması, verilerin depolanması, saklanması ve yönetilmesi için kullanılmaktadır. Aynı zamanda, bu teknolojiye bağlı olarak üretimde yapılmaktadır. Bulut bilişime bağlı olarak yapılan bu üretime bulut tabanlı üretim adı verilir. Bulut tabanlı üretim, talebe bağlı üretim imkanı sağlar. Bu üretim, kaynak verimliliğini artıran, ürün yaşam döngüsü kısaltan, maliyetleri azaltan, müşterilerin değişen taleplerine yanıt olarak optimum kaynak tahsisine izin veren bir üretimdir (Thames ve Schaefer, 2016: 13; Salkın vd., 2018: 9).

İşletmelerde bulut teknolojisinin kurulması veya kullanılabilmesi için, bulut bilişime ait olan üç öğe topluluğu (3-4-5 Kuralı) ‘nun bulunması gerekmektedir. Bunlar aşağıdaki gibi sıralanıp, Tablo 1.6’daki gibi gösterilebilir.

 Bulut bilişim hizmet modelleri (yazılım, platform, altyapı)

 Bulut bilişim kurulum modelleri (özel, kamu, topluluk ve karma)

 Bulut bilişimin karakteristikleri

39 Tablo 1.6. Bulut Bilişim Temel 3-4-5 Kuralı

Hizmet

Modeli Hizmet İçeriği Kurulum Modelleri Karakteristik Yapısı tarafından kullanılıyorsa bu özel buluttur.

Hizmet Olarak Platform (PaaS) Bulut Bilişim Platformu

Topluluk Bulutu 2. Geniş ağ erişimi imkanı sağlar.

Birden fazla işletmenin ortak kullanılan hizmetlerini barındıran

Kullanıcının talebine göre dinamik olarak farklı fiziksel ve sanal

Yetenekler, dışa ve iç talebe orantılı olarak hızlıca ayarlanmak için bazı durumlarda otomatik olmak üzere, esnek şekilde sağlanabilmekte ve serbest bırakılabilmektedir.

Özel ve kamu bulutlarının birleşimi ile oluşan buluttur. İşletmelerin büyüklüklerine göre birleşim

Kaynak: Turan, Metin (2017), Bulut Bilişim, Seçkin Yayınları, Ankara, kitabından referans alınarak tarafımca hazırlanmıştır.

İşletmeler kendi kullanımları için kendi bulutlarını yaratabilir/kurabilir ya da dış kaynaklardan temin edebilir. Dış kaynak bulut bilişim örneklerine, Google dokümanlar, Office 365, iCloud, Dropbox, Everynote, Zoho, NetSuite, Salesforce, IBM Websphere Cast Iron Cloud Integration, Turkcell AkıllıBulut örnek verilebilir. Bulut bilişim özellikle

40 kullanıcılarına internet üzerinden erişim sağlanması, “kullandığın kadar öde” prensibiyle diğer dış kaynak kullanım hizmetlerinden ayrılmaktadır. Bulut bilişim hizmetini alan işletmeler çok yüksek maliyet avantajı elde etmekte aynı zamanda süreçlerini daha verimli, kârlı ve rekabet gücü yüksek hale getirmektedir (Gilchrist: 2016: 6; Karapınar vd. 2016: 722).

Bulut bilişimin en temel avantajları; artan veya azalan kapasiteye hızlı elastikiyet, kaynakların bağımsız konumlanması ve her yerden ağ erişimi sağlamasıdır (Dopico vd., 2016: 412). Bu teknoloji sayesinde, işletme kurmak için fiziksel kaynakların olması gerekliliği (örneğin, ofis, makine, demirbaş gibi) ortadan kalkmıştır. Örneğin, Uber hiç otomobile sahip değilken, dünyanın en büyük şoförlü araç kiralama şirketi, aynı şekilde Airbnb herhangi bir oda sahibi olmadan Hilton ve InterContinental otel zincirlerini geride bırakarak dünyanın en büyük otel konaklayıcısı haline gelmiştir (Rifkin, 2015: 254; ST E4.0, Nisan 2017).

Gartner (2014) araştırmalarına göre, bulut bilişimin günümüzde 150 milyar dolarlık iş hacmine sahip olduğu ve 2020 yılında ise potansiyel olarak 40 milyar dolarlık iş hacmine sahip olacağı tahmin edilmektedir (Karapınar vd. 2016: 719). Örneğin, IBM, Facebook, Google, Amazon, Walmart, Microsoft gibi işletmeler bulut bilişim kullanarak büyük ölçekli verimlilik elde ettiklerini belirtmektedir (Banger, 2016).

Bulut bilişimi, yoğunluk sebebi ile asıl hedeflerine ve işlerine odaklanamayan sektördeki işletmeler, bilişim teknolojileri için finans ve işgücü kaynağını en aza indirmek isteyen işletmeler, iş dünyasında hız ve çevikliğin önemli bir faktör olduğunu özümsemiş gelişime açık ve çok şubeli işletmeler kullanabilir. Nitekim, Can ve Kıymaz (2016: 114-115)’a göre, bulut bilişim, RFİD, elektronik etiket, elektronik barkod gibi teknolojiler sayesinde, işletmelerin muhasebe işlevlerinde büyük kolaylık sağlanmış, anlık stok sayımı, kayıp ve çalıntıların önlenmesi, fiyat belirleme, tek seferde hesaplama kolaylığı, uzaktan erişim, otomatik beyanname gibi işlemlerle hem daha verimli hem de daha ekonomik bir hale dönüşmüştür.

Frost & Sullivan (2016) “Cloud Contact Center Market Trends” adlı, 300 üst düzey bilgi teknolojileri yöneticileriyle yapmış olduğu araştırma sonuçlarına göre; bulut bilişim maliyetlere %50 oranında iyileştirme sağlamaktadır. Tek merkezli yönetim ve etkin kaynak kullanımı yöneticilerin hem fikir oldukları avantajlarıdır. Ayrıca, ölçeklendirme,

41 verimlilik, kullandığın kadar öde, her an her yerden kullanıma hazır, otomatik hizmet, standartlaştırma, hız ve denetim gibi faydaları ortaya çıkardığı belirtilmektedir.

Turkcell AkıllıBulut kullanan Renault Mais Bilgi Teknolojileri Departmanı’nda bulunan 18 kişilik mühendis ekibi, sunucu çökmesi, sistem bakımı gibi basit işlere zaman ayırmak yerine, pazarlama ve müşteri geri bildirimleri gibi daha katma değeri yüksek işlere vakit ayırdıklarını belirtmişlerdir. Yine, maliyet avantajı konusunda, Kahve Dünyası donanım, sunucu barındırma, altyapı yönetimi ve finansman maliyetleri dikkate alındığında 36 ay gibi bir sürede Turkcell AkıllıBulut hizmeti ile birlikte %77 maliyet avantajı sağladıklarını belirtmişlerdir (Turkcell, 2016). Bu örneklerle birlikte, bulut bilişimin hem kamu hem de özel sektöre, dolayısıyla ekonomiye sayısız faydaları bulunmaktadır. Bunlar (Turan, 2017: 141-144; Fortune, 2017c; Kayışkan, 2019: 179);

 Büyük miktarda maliyet tasarrufu, özellikle bilgi işlem, yazılım ve bu yazılımların bakım ve onlarım maliyetlerinde tasarruf,

 Kamu sektörünün büyük bir bölümünde verimlilik,

 Hastane ve sağlık sektöründe önemli seviyelerde hizmet verimliliği,

 Eğitimde başta elektronik uzaktan öğrenme, her yerden kolay erişim

 Enerji tasarrufları, uzun vadede GSMH’de artış,

 Özel sektör üzerinde farklı işletmeler arasında ağ kurulması,

 İşletmelerin pazara giriş süresini kısaltma, üretkenliği arttırma, ölçeklendirebilme ve kolay yönetme

 Toplam talep üzerinde olumlu etkiler,

 Yenilikler ve ar-ge çabalarında artış,

 Rekabeti arttırma,

 Vatandaşlar için daha iyi hizmet olarak sıralanabilir.

1.4.5. 3 Boyutlu Yazıcılar ( 3D Baskı, Eklemeli-Katmanlı Üretim)

E4.0 teknolojileri içinde sayılan üç boyutlu yazıcı teknolojisi aslında yeni bir teknoloji değildir. Kökenleri 19. yy kadar dayanmaktadır. Üretim endüstrisinde kullanımı ise son otuz yıldır karşımıza çıkmaktadır. Üç boyutlu yazıcı teknolosine, üç boyutlu baskı da denilmektedir (Beyca vd., 2018). Üç boyutlu yazıcı, üç boyutlu olan bilgisayar verilerini, gerçek nesnelere dönüştüren ve bunu yaparken hiçbir şekilde hammadde kullanımına ihtiyaç duymayan bir makinedir. Üst düzey ürünler dışında, neredeyse tüm

42 mekanik parçalar 3D yazıcı tarafından basılabilmektedir. Birçok farklı türde üç boyutlu yazıcı olmasına rağmen, en sık görülen şekli, nesnenin sanal katmanlara dökülerek, üst üste basılmasına dayanan katmanlı üretim türüdür (Önday, 2017: 59). Bu nedenle bu yazıcılarla yapılan üretim şekillerine katmanlı ya da eklemeli üretim adı da verilmektedir.

Geleneksel üretim yöntemi eksiltmeli olup temelde, istenen şekil elde edilene kadar katmanların ayrılmasına dayanmaktadır. Dolayısıyla bu durum kaynak israfı ve hatalı üretimlerde verimlilik azalmasına neden olmaktadır. 3D yazıcı ile üretimde ise, katmanlar eklenerek optimal kaynak kullanımı sağlanır (ST E4.0, Aralık 2017: 27). Geçtiğimiz çeyrek yüzyıl boyunca araştırmacılar ve işletmeler katmanlı üretim ve hızlı prototipleme için çok çeşitli teknikler geliştirmekle birlikte, tipik bir katmanlı üretim üç aşamadan oluşmaktadır (Beyca vd., 2018: 219):

 Bir 3B model, bilgisayar yazılımında tasarlanır ve katmanlı üretim dosya şekline dönüştürülür.

 3D yazıcı, parçanın konumunu ve yönünü ayarlamak için dosyayı yönlendirir.

 3D yazıcı parçayı ardışık tabakalarla üretir.

Katmanları işleme yöntemleri ve kullanılan malzemelere göre katmanlı üretim teknikleri farklılık gösterir. Her tekniğin kendine göre avantajları ve dezavantajları bulunmaktadır. Bu nedenle işletmelerin üç boyutlu yazıcı seçerken, cihaz maliyeti, cihaz hızı, malzeme maliyetleri, çözünürlük, fiziksel imalat hacmi gibi kriterleri dikkate alması gerekmektedir (Deloitte, 2014; Banger, 2017: 147-157; Dilberoğlu vd., 2017; Beyca vd., 2018: 219-220).

3D yazıcı ile yapılan katmanlı üretimle sürdürülebilir üretim anlayışı arasında sıkı bir bağ vardır. 3D yazıcılarla üretim maliyeti düşmekte, geleneksel üreticilere karşı rekabet avantajı sağlanmaktadır. Ayrıca, bu yazıcılar kendi yedek parçalarını basabilme, sipariş üzerine küçük partili üretimler yapılabilme yeteneklerinden dolayı işletmelerin birim başına üretim maliyetlerini ciddi bir oranda düşürmektedir. 3D yazıcılar, özellikle yeni modelleme yöntem ve referans modellere ihtiyaç duymaksızın prototipleri tasarlamak ve test etmek gibi özellikleri sayesinde yeni ürünlerin imalatını da kolaylaştırmaktadır (Dopico vd. 2016). Dolayısıyla, çeşitli hammadde ve farklı üretim kombinasyonları ile oldukça geniş alanlarda üretim gerçekleştirilebilmektedir. Tıp, cerrahi planlama, implant ve doku tasarımı, tıbbi eğitim ve öğretim, otomotiv, uzay

43 araştırmaları, eğitim, biyoteknoloji, elektronik, tasarım (Beyca vd., 2018: 222-228), şehir planlaması ve gıda alanları 3D yazıcı ile üretim yapılan alanlara örnek verilebilir (Bulut ve Akçacı, 2017: 54).

Üç boyutlu yazıcı teknolojisi IoT ile birleştirildiğinde, işletmeler kendi ürünlerini üretebilir, daha az enerji, daha az insan ve daha az pazarlama faaliyetlerini kullanarak marjinal maliyeti sıfıra yakın üretim gerçekleştirebilir (Rifkin, 2015: 97-100). Bununla birlikte, katmanlı üretim; israfı azaltır, kaynak ve zaman tasarrufu sağlar (Can ve Kıymaz, 2016: 111), üretimde esneklik ve çeşitliliği arttırır ve nitelikli işgücü ihtiyacını azaltır (Beyca vd., 2018: 221).

3D katmanlı üretimde işletmeyi makinelerle donatmak, bu iş için büyük paralar harcamak ve bir modelden diğer modele geçerken uzun hazırlık süreci de gerekmemektedir. Yazıcıya yüklenen programı değiştirmek yeterlidir (Rifkin, 2015:

108). Özellikle, rekabetçi çevre şartlarında işletmelerin, 3D ve diğer teknolojilerle, kişiselleştirilmiş kitle üretimi başarmak, yüksek derecede bilgi, esneklik, bir parçadan diğer parçaya hızlı üretim dönüşümü gibi imkanları oluşmaktadır (Popovich vd., 2017:

228). Üretim süresinin kısalması, yaratıcılık, azalan maliyetler ve çevreye karşı duyarlı üretim imkanı sağlayan 3D yazıcı ile katmanlı üretim ülkelerin, sağlık, eğitim, sanayi ve hizmet alanlarında rekabet avantajı elde etmek için kullandıkları teknolojiler arasındadır (Schwab, 2016: 173).