• Sonuç bulunamadı

2. Diğerkâmlık Kavramı, Temel Yaklaşımlar ve Maneviyat

2.2. Literatürde Diğerkâmlık

2.2.2. Diğerkâmlığa Yönelik Yaklaşımlar

2.2.2.3. Empati Yaklaşımı

Diğerkâmlık ile ilgili çalışmaların büyük bir bölümünde yer alan kavram empatidir. Empati, alan yazında farklı şekillerde tanımlanmıştır. Bunların bazıları duygusal boyuta vurgu yaparken diğerleri bilişsel yönü öne çıkarmıştır. Bu temel ikilemde, bir tarafta duygusal tepkilerin paylaşan (hedef kişininkilere benzer duyguları tecrübe eden) gözlemci diğer tarafta kendini karşıdaki kişinin yerine koyarak onun düşünce ve hislerini anlayan kişi vardır (Bierhoff, 2005: 107). Benzer bir ayrım sempati ve empati kavramları arasında vardır ancak yıllar içinde sempati kavramı, bilimsel tartışmalarda neredeyse tamamen gözden kaybolmuştur. Bu da empati kavramının fazladan anlamlar yüklenmesi şeklinde sonuçlanmıştır (Bierhoff, 2005: 107). Genel olarak empati, “bir diğerinin duygusal durum ve şartından kaynaklanan ve onun duygusal durum ve şartı ile uyumlu olan duygusal tepki” (Eisenberg ve Strayer, 1987: 5) şeklinde tanımlanmıştır.

Empati ve diğerkâmlık arasındaki ilişki hakkında pek çok araştırma yapılmıştır (Batson et al. 2002; Mikulincer and Shaver 2005; Steele et al. 2008; Duru, 2004). Bu çalışmaların öncü isimlerinden ilki Hoffman’dır. Empati diğerkâmlık ilişkisi ile ilgili çok sayıda çalışmaya imza atan Hoffman (1978: 332) şu dört sonuca ulaştığını belirtmiştir:

1. Empatik uyarılma, yardım etme davranışından önce ortaya çıkmaktadır. 2. Kurbanın acısı ne kadar çoksa gözlemcinin empatik uyarılması da o

3. Empatik uyarılmanın şiddeti, sistematik olarak onu takip eden yardım davranışını belirler.

4. Empatik uyarılım, yardım etme eyleminin ardından azalır.

Hoffman, empatik uyarılımın yardım etme davranışının motivasyonu olduğunu varsaymadan bu sonuçları açıklamanın zor olacağını ifade etmiştir. Ona göre empati, bencillik ile özgecilik arasındaki boşluğu doldurmak için eşsiz bir olgudur. Çünkü o, diğer insanın talihsizliğini kişinin kendi sıkıntısı haline getirir. Dolayısıyla da bu sıkıntıyı gidermenin en iyi yolu o kişiye yardım etmektir. Empatik sıkıntı aktör için rahatsız edici olduğundan ve bu rahatsız edici durum yardım ederek giderildiğinden Piliavin ve diğerleri (1969), Gaertner ve Dovidio (1977) gibi bazı yazarlar empatik sıkıntıya bencil güdü muamelesi yapmışlardır (Hoffman, 1978: 333). Hoffman’nın çıkarımını eleştiren Eisenberg (1987) ise empati ile genel olarak yardım etme davranışının nedensel bir ilişki içinde ele alınmaması gerektiği konusunun altını çizmektedir. Ona göre prososyal davranışlar üzerinde empatik eğilimlerden ziyade sosyalleşme sürecinin etkisi vardır. Bununla birlikte şunu da belirtmek gerekir ki, paylaşma ve işbirliği gibi davranışlarda sosyalleşme daha çok öne çıkarken diğerkâmlık ve sosyal destek gibi duyguların aktif rol oynadığı durumlarda empatinin etkisinin daha büyük olması beklenebilir (Duru, 2004: 32).

Empati ve diğerkâmlık ilişkine dair çalışmalar yapan öncü isimlerden bir diğeri, sosyal psikolog Batson’dır. O, empatinin yardım etme davranışına dönüşme sürecine ve empatinin diğerkâm davranış için bencil ve diğerkâm motivasyonlardan hangisini sunduğuna dair önemli bir teori geliştirmiştir (Ayten, 2009: 65). Ona göre empati, “bir diğer kişinin acı çekiğine şahit olunması sonucunda ortaya çıkan diğeri-merkezli ilgi, merhamet ve duyarlılık hisleri” bütünüdür (Batson ve diğ., 1987: 181). Onun geliştirdiği empati–diğergamlık teorisi’ne (empathy-altruism theory) göre “birey, acı çeken, yardıma muhtaç ya da başı dertte biriyle karşılaştığında iki tür duygusal tepki geliştirir (Batson ve diğ., 2005: 488-489).

Bunlardan birincisi kişisel sıkıntıdır (personal distress). İkinci tepki ise empati kurmaktır. Yardıma muhtaç insanı gören kişide ona karşı şefkat ve merhamet duyguları kabarır. Bu süreçte birey, kendisini karşıdakinin yerine koyarak onu anlamaya çalışır. Batson’a göre kişi, yardıma muhtaç biriyle karşılaştığında ya kendi durumuna ve kişisel sıkıntısına ya da muhtaç kişinin durumuna odaklanır. Bu iki durumda da davranış olarak farklı sonuçlar ortaya çıkabilir. Empati, bireyin başkalarına yardım etmesi konusunda “diğergam bir motivasyon” sağlarken, bireysel sıkıntı yardım etme sürecinde bireye bencil bir motivasyon sağlar” (Ayten, 2009: 65-66; Batson ve diğ., 1988: 65-68; Batson ve diğ., 2005: 360). Empati- diğerkâmlık teorisini Ayten (2009: 66) şu şekilde şematize etmiştir.

Şekil 11. Empati-Diğerkâmlık Teorisi

Kaynak: Ayten, 2009: 66.

Yapılan araştırmalar göstermiştir ki eğer empati, kişisel bir sıkıntıyı azaltma isteği uyandırıyorsa insanlar kaçmanın daha kolay olduğu durumlarda daha az yardım etme eğilimi göstermektedirler. Eğer empati, bir başkasının acı çekmesini azaltma isteği uyandırıyorsa yardım etme konusunda oradan kaçmanın kolay olup olmamasının bir etkisi yoktur. Emapti-diğerkâmlık öngörüsü pek çok ayrı çalışmada desteklenmiştir (Batson et al 1981, Batson et al 1988, Batson et al 1983. Nakl. Piliavin ve Charng, 1990: 36-37).

Buraya kadar genellikle diğerkâm davranışla ilgili süreçlerin açıklamalarında bireysel etmen ve farklılıklarına değinilmiştir. Oysa diğer insanlarla girilen etkileşim sırasında ortaya çıkan özgeci davranış üzerinde bireysel

olduğu kadar çevresel ve kültürel faktörler de etkilidir (Duru, 2004: 32). Evrimsel genetik yaklaşımını eleştirenler, insanların prososyal davranışlarının biyolojik etmenlerden ziyade toplumsal etmenlerin çok daha etkin olduğunu ileri sürmüşlerdir (Taylor, 2007: 382). Genellikle sosyal psikoloji alanında ortaya çıkan bu tür çalışmalar, diğer davranışlar gibi yardım etme dolayısıyla da diğerkâm davranışlar kişinin içinde bulunduğu çevreyle olan etkileşiminin bir sonucudur (Haski-Leventhal, 2009: 277). Bu çalışmalarda öne çıkan iki yaklaşım, insanın içinde bulunduğu sosyal ortamda diğerkâmlığı öğrendiği iddiası ile bireylerin sosyal normların etkisiyle diğerkâm davrandığı şeklindeki iddiadır.