• Sonuç bulunamadı

2.6. Temel İletişim Becerileri

2.6.4. Empati

Kişilerarası ilişkilerde özellikle empatik beceri genel iletişim becerisinin önemli bir parçası olarak kabul edilmektedir (Barnett, 1990: 46). Empatik anlayış günlük yaşamın hemen her kesiminde insanları birbirine yaklaştırma, iletişimi kolaylaştırma özelliğine sahiptir. İnsanlar kendileriyle empati kurulduğunda kendilerinin anlaşıldıklarını hissetmektedirler. Diğer insanlar tarafından anlaşılmak ve önem verilmek bireyi rahatlatmaktadır. Bu da kişiler arasında iyi bir ilişki biçiminin oluşmasına yol açmaktadır. Empatik beceri kişilerarasında sağlıklı iletişimin kurulmasında önemli bir role sahiptir.

2.6.4.1. Empati Kavramı

Empati, son yıllarda sıkça tartışılan ve özellikle psikoloji, sosyal psikoloji ve iletişim gibi alanlarda çeşitli araştırmalara konu olan bir kavramdır. Literatür incelendiğinde, empatinin araştırmacılar tarafından günümüze kadar değişik şekillerde tanımlandığı görülmektedir. Bu tanımların bir kısmı aşağıda açıklanmıştır.

Empati kavramı, ilk olarak Theodor Lipps (1909) tarafından Almanca “einfühlung” sözcüğünün karşılığı olarak kullanılmıştır. Lipps, empatiyi bir insanın kendisini karşısındaki bir nesneye yansıtması, kendisini onun içinde hissetmesi ve bu yolla o nesneyi içine alarak/özümseyerek anlaması süreci olarak tanımlamıştır (Dökmen, 2005: 135). Empati, bir kişinin belirli bir duruma ilişkin olarak karşısındaki kişinin duygu ve düşüncelerini doğru olarak anlaması, onun hissettiklerini hissetmesi ve bu durumu ona iletmesi sürecidir (Rogers, 1975: 103-124). Empati, diğer kişinin yerine kendini koymak ve diğer kişinin hissettiklerinin nasıl olduğunu kavramaktır (Ernest, 1971: 460). Empati, bir insanın kendisini karşısındaki insanın yerine koyarak onun duygularını ve düşüncelerini doğru olarak anlamasıdır (Dökmen, 2004: 135-137). Terim olarak empati, başkalarının düşünce ve duygularının ve bunların muhtemel anlamlarının objektif bir şekilde farkında olma;

karşısındaki kişinin duygu ve düşüncelerini temsili olarak yaşama anlamına gelmektedir (Budak, 2005: 258).

2.6.4.2. Empatinin Bileşenleri

Empati kavramının tanımı gibi empatinin bileşenleri konusunda da farklı görüşler yer almaktadır. Bazı araştırmacılar empatinin bilişsel, duyuşsal ve güdüsel (motivasyon) yönünü, bazıları bilişsel yönünü, bazıları ise duygusal yönünü vurgulamışlardır. Fakat çoğunun üzerinde uzlaştığı görüş, empatinin bilişsel ve duyuşsal bileşenlerden oluştuğu şeklindedir (Dökmen, 2005: 137).

a. Bilişsel Bileşen: Empati; bilişsel açıdan, başkalarının düşüncelerini, niyetlerini,

ihtiyaçlarını, duygularını vb. anlamaktan oluşan bilişsel bir süreçtir. Bilişsel empatide, diğerinin duygularını yaşamak yerine bu duyguların bilişsel olarak anlaşılması söz konusudur. Bilişsel empati bireyin karşısındaki kişiyle aynı duyguları yaşamadan onun duygularını anlayabilmesidir. Empatinin bu bileşeni dikkatli gözlemi ve düşünmeyi gerektirmektedir. Karşısındaki kişinin duygularını, düşüncelerini hem sözel hem de sözel olmayan ipuçları yoluyla anlama becerisini içermektedir (Goldstein ve Michaels, 1985, Aktaran: Yılmaz, 2003: 25).

b. Duyuşsal Bileşen: Kuramcılar, empatinin duygusal yönünü, diğer kişinin

duygularına duyarlı olma, diğer kişinin duygularını paylaşma becerisi olarak tanımlamışlardır. Duygusal yön, empatik yaşantının çok önemli bir parçası olarak görülmüştür (Goldstein ve Michaels, 1985, Aktaran: Yılmaz, 2003: 25). Goldstein ve Michaels’e (1985) göre empatinin duygusal bileşeni, ben (öz)’in diğerinin duygusuna karşı duygusal yanıtımı olarak tarif edilmektedir. Empatinin duygusal bileşeni, kişinin kendisini bir başkasının yerine koyarak o kişinin iç dünyasını, düşüncelerini algılaması ve bunun sonucunda o kişiden aldığı elektriklenme ile paylaşmanın ortaya çıkması biçiminde işleyen bir süreçtir (Aktaran: Öner, 2001: 33).

c. Bildirişim Bileşeni: Empatinin bilişsel ve duyuşsal bileşenleri sürecindeki

yaşantıların karşısındaki kişiye iletilmesidir. Empati bir başka kişinin algılamalarını ve duygularını kavrama ve anlama bu anlayışı doğru iletme yeteneğidir (Goldstein ve Michaels, 1985, Aktaran: Alver, 2003: 27).

ç. Algısal Bileşen: Algısal empatinin, bilişsel ve duyuşsal empati kapasitelerinin

gelişimi için gerekli bir unsur olduğu kabul edilmektedir (Goldstein ve Michaels, 1985, Aktaran: Ünal, 2003: 8). Empatinin algısal bileşeni, bireyin bir başkasının duygularıyla

ilgili deneyimde ilk adımdır. Empati kuracak kişi ilk önce diğerinin ifade ettiği hareketlere, jest ve mimiklere, yüze, sözlere, ses tonuna, içeriğe, zamanlamaya ilişkin tüm bilgileri algılamakta, sonrada bunlar üzerinde empatinin duygusal ve bilişsel süreçlerini yaşamakta ve bildirişim aşamasına geçmektedir (Goldstein ve Michaels, 1985, Aktaran: Öner, 2001: 32).

2.6.4.3. Empatinin Kişilerarası İletişimdeki Yeri

Dökmen empatinin ne olduğunun anlaşılabilmesi için onu kullanan ve ona ihtiyaç duyan insanın yaşamdaki temel amaçların ne olduğunu anlaması gerekliliğine işaret etmektedir. Bu konuda “insanın amacına” ilişkin çeşitli kaynaklardan ve kendi çevresinden edindiği önermeleri şöyle sıralamaktadır (Dökmen, 2002: 155-156):

1. İnsan, yaşamını sürdürmek ister;

2.Yaşamını sürdürebilmek için insanın, öncelikle iki şeye ihtiyacı vardır; “bilgi edinmek” ve “yalnız kalmamak”.

3. Bilgi edinme ve yalnız kalmama isteği, kişilerarası iletişimlerin niteliğini belirler.

4. Çatışmalı iletişim, çatışmasız iletişim ve empatik iletişimden oluşan üç tür iletişim vardır. Çatışmalı iletişim kurmaya çalışan taraflar yeterli bilgi edinmedikleri gibi aynı zamanda yalnız kalırlar. Çatışmasız iletişimde taraflar birbirlerine yeterli bilgi aktarabilirler, ancak yine de yalnızdırlar. Empatik iletişimde ise yeterli bilgi aktarımı olur ve taraflar yalnız kalmazlar.

2.6.4.4. Empati ve Sempati

Psikoterapi ve psikolojik danışma alanında empati ile sempati sıklıkla birbiriyle karıştırılmaktadır. Empati ile sempati arasında bazı önemli farklılıklar bulunmaktadır. Empati, başkalarının duygu ve düşüncelerini anlayıp onların bakış açısından bakmaktır. Sempati ise karşısındaki ile aynı şeyi hissetmektir. Bir insana sempati duymak, o insanın sahip olduğu duygu ve düşüncelerin aynısına sahip olmak demektir. Karşımızdaki kişiye sempati duyduğumuzda, onunla birlikte acı çekmekte ya da sevinmekteyizdir. Sempati kurduğumuzda karşımızdakinin duygu ve düşüncelerini anlamak şart değildir. Empatide ise başkasının dünyasına girmek ve dünyayı onun gözü ile görmek esastır. Empati kuran kimse karşısındaki insanın duygu ve düşüncelerini onu suçlamadan, yargılamadan ve eleştirmeden anlamaya çalışmaktadır. Empatide anlamak, sempatide ise hak vermek

esastır. Sempati sübjektiftir, empati daha objektif gözlem yapmaktır. Empatide kişi anlama aracıdır ve asla kendi kimliğini kaybetmemektedir. Empati sürecinde karşıdaki kişiye ulaşılırken, sempatide o kişiden uzaklaşılmaktadır. Empati bir bilme ve anlama yöntemi, sempati ise bir bağlantı kurma yöntemidir (Karabağ, 2003: 28).

2.6.4.5. Empatik Tepki Basamakları:

Kişilerin empatik becerilerinin ve eğilimlerinin ölçülmesi amacıyla gerçekleştirilen çalışmalar genelde, belirli bir empatik tepki sıralamasına dayanır. Söz konusu empatik tepki sıralamaları, çeşitli durumlar karsısında verilebilecek empatik tepkilerin, en kalitesizden en kaliteliye doğru basamaklar seklinde sıralanmasıyla oluşturulur. 1988 yılında Dökmen tarafından ortaya konulan “Aşamalı Empati Sınıflamasına” göre, dört temel empati basamağı vardır. Bu basamaklar; Onlar basamağı, Ben basamağı, Sen basamağı ve biz basamağıdır. Bu basamakların her biri de kendi içerisinde “düşünce” ve “duygu” olmak üzere iki alt basamaktan oluşmaktadır (Dökmen, 2002: 173-174 )

Bu basamakları kısaca açıklarsak:

1. Onlar Basamağı: Bu basamakta, kendisine anlatılan problemi dinleyen kişi bu

problem üzerinde yoğunlaşmaz, problemi anlatanın duygularını anlamaya çalışmaz; bu problem hakkında kendi duygu ve düşüncelerinden de söz etmez. Problemi dinleyen, problemin sahibine öyle bir geri bildirim verir ki bu geri bildirim, ortamda bulunmayan üçüncü şahısların bakış acısını yansıtmaktadır; yani kişi dinlediği probleme ilişkin olarak toplumun görüşlerini dile getirir. Başkalarının söylemesi muhtemel şeyleri söyler. Onlar basamağının düşünce düzeyinde verilen bir empatik tepki her şeyden önce toplumun değer yargılarını taşır. Bu basamakla kişi bir takım genellemeler yapar, atasözleri kullanır. Bu basamağın duygu düzeyinde ise kişi, dinlediği problem karşısında toplumun duygusunun ne olabileceğini söyler.

2. Ben Basamağı: Bu basamakta empatik tepki veren bir kişi egosantriktir;

kendisine problemini anlatan kişinin duygu, düşüncelerine eğilmek yerine, probleme ilişkin kendi duygu ve düşüncelerini dile getirir. Ben basamağının düşünce düzeyinde bir empatik tepki ortaya koyan kişi karsısındakini eleştirir, ona akıl verir. Problemine ayaküstü teşhis koyar, örneğin psikoanalitik açıklamalarda bulunur ya da bazen “aynı dert bende var “ der. Ben basamağının duygu düzeyinde ise empatiyi kuran kişi dinlediği probleme ilişkin, kişisel duygularını dile getirir, örneğin “bu duruma üzüldüm” der.

3. Sen Basamağı: Bu basamağın düşünce düzeyinde kişi, kendisine anlatılan

probleme eğilir, kendini karsısındakinin yerine koymayı ve onun ne düşündüğünü anlamayı başarır. Bu basamağın duygu düzeyinde ise kişi, kendisini yine karsısındakinin yerine koymayı ve onun hissettiklerini kendi içinde aynen hissetmeyi başarır.

4. Biz Basamağı: İlk üç basamaktan geçen özellikle sen basamağında bir süre

birbirleriyle empatik alışverişte bulunmuş olan iki kişi arasında biz basamağında empatik ilişki kurulabilir. Bu basamağın düşünce düzeyine ulaşmış olan iki kişi belirli bir olay karsısında birbirlerinin ne düşüneceklerini, nasıl tavır takınabileceklerini önceden doğru tahmin edebilirler. Duygu düzeyine ulaşmış iki kişi ise belirli bir olay karsısında birbirlerinin ne hissedebileceğini doğru tahmin edebilirler ve gerektiğinde birbirlerine yardım ederler (Dökmen, 1988: 170-171).

Dökmen bu dört temel empati basamağını kapsayacak şekilde on alt empati basamağı oluşturmuştur. Bu basamaklar sırasıyla en kalitesiz empatik basamaktan en kaliteli empati basamağına kadar uzanmaktadır. Dökmen 4. basamak olan “biz” basamağını alt basamaklarda değerlendirmemiştir. Bunun nedeni olarak da biz basamağının empatik davranıştan sempatiye doğru kayması olarak açıklamaktadır (Dökmen, 1988: 172-173).