• Sonuç bulunamadı

Emine Rezzan Aydınoğlu Başvurusu Karar Bilgileri:

B. Şeref ve İtibarın Korunması Şikâyetleri 1. İlhan Cihaner Başvurusu (2)

1. Emine Rezzan Aydınoğlu Başvurusu Karar Bilgileri:

Anayasa Mahkemesi Birinci Bölümünün 11/3/2015 tarihli ve 2013/8396 başvuru numaralı kararı.

Kararın Özü:

Anayasa Mahkemesi, ifade özgürlüğüne yapılan müdahalenin de-mokratik bir toplumda gerekli olup olmadığını, müdahalede bulunulur-ken hakkın özüne dokunulup dokunulmadığını, ölçülü davranılıp dav-ranılmadığını ve düşünceyi açıklama özgürlüğü ile başkalarının şeref ve itibarının korunması hakkının çatışması hâlinde adil bir dengenin kurulup kurulmadığını her olayın kendine has özelliklerine göre takdir edecektir.

İlk olarak başvurucunun dava konusu sözleri söyleyip söyleme-diği meselesinin bireysel başvuruda incelenmeyeceği ve ikinci olarak başvurucu tarafından söylenen sözlerin duruşmada dile getirildiği göz önünde bulundurulmalıdır. Üçüncü olarak ise yargılamaya konu “keş-ke maymundan gelselerdi” şeklindeki ifadenin içinde geçtiği konuş-maların bütünü ile birlikte ve söylendiği bağlamdan kopartılmaksızın, olayın bütünselliği içerisinde değerlendirilmesi gerekir.

Başvurucunun müvekkillerini söz konusu sözleri söylemeden de temsil etmesi ve savunmasının mümkün olduğu da göz önünde bulun-durulmalıdır. Başvurucunun yargılanmasına neden olan sözler, fikir-lerin tartışıldığı bir ortamda veya gazete yazısı gibi bir basın faaliyeti-nin gerçekleştirilmesi sırasında söylenmiş sözler değildir. Başvurucu, profesyonel Avukatlık mesleğini icra ettiği sırada kullandığı sözlerden dolayı yargılanmıştır.

Kararın Özeti:

1. Başvurucu İstanbul Barosuna kayıtlı bir avukattır. Başvurucu, İstan-bul 2. Ağır Ceza Mahkemesinde müştekilerin avukatlığını yaptığı bir davada, yargılama sırasında davanın tarafları evrim teorisini tartışmışlar ve karşılıklı

olarak birbirlerini suçlamışlardır. Söz konusu tartışma bağlamında başvuru-cu, duruşma sırasında tutanağa yansıdığı şekliyle, “13.10.2006 tarihinde tanık olarak anneler dinlenmiştir. Bu tarihten sonra İnternet sayfasında Darvin’in evrim teorisinin yanında olduğumuz iddiası ile çeşitli iftira ve hakarete maruz kalmaktadır-lar. Keşke maymundan gelselerdi, Evrim teorisinde insanların maymundan türediği söylenmektedir, bende bunu tekrarlıyorum. Adnan Oktar’ın yurt dışı çıkış yasağı kal-dırılmayarak tutuklanmasını talep ediyorum. Duruşmayı takip etmediğinden hakkın-da yakalama kararı çıkartılsın” şeklinde sözler sarf etmiştir.

Başvurucunun yukarda zikredilen sözleri söylediği sırada duruşmada bulunan dört sanık, başvurucunun sözleri ile kendilerini kastettiğini iddia ederek Cumhuriyet savcılığına suç duyurusunda bulunmuşlar ve yapılan soruşturma sırasında Beyoğlu Cumhuriyet Başsavcılığının 21/1/2009 tarihli iddianamesiyle başvurucu hakkında hakaret suçundan cezalandırılması için kamu davası açılmıştır.

Başvurucu, İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 24/12/2010 tarihli kararı ile hakaret kastı ile hareket etmediği gerekçesi ile beraat etmiştir. Temyiz üze-rine karar, Yargıtay 2. Ceza Dairesinin ilamı ile bozulmuştur. Bozma sonrası, İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 24/12/2013 tarihli kararı ile başvurucu-nun, zincirlemeli biçimde hakaret suçundan 2.180,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına kesin olarak karar verilmiştir.

2. Başvurucu, avukatlık mesleğini ifası sırasında söylediği sözlerden do-layı cezalandırılmasının ifade özgürlüğü ile adil yargılanma hakkının, sonra-dan yürürlüğe giren lehe yasasonra-dan yararlandırılmamasının ise suçta ve cezada kanunilik ilkesinin ihlali niteliğinde olduğunu ileri sürmüştür.

Anayasa’nın 26. Maddesi Yönünden İnceleme

3. Anayasa Mahkemesi, başvurucunun ifade özgürlüğünün ihlali iddia-larını “demokratik bir toplumda gerekli” ve “ölçülülük ilkesi”ne uygun olup ol-madığı yönünden değerlendirmiştir.

Mahkeme, somut olayda, başvurucunun, müvekkillerinin bazı internet sitelerinde hayvan resimleri ile birlikte gösterilmesi nedeniyle mahkemeye yakınmada bulunduğuna, insanın maymundan türediği temeline dayanan evrim teorisinden bahsettiğine ve taraflar arasında bir tartışma yaşandığına işaret etmiştir. Öte yandan, başvurucunun sarf ettiği sözlerin duruşma tuta-nağına geçirilirken her iki tarafın da mahkemenin sözleri tam olarak tutanağa

geçirmediğinden şikâyetçi oldukları belirtilmiştir. Buna karşın ceza davasın-da başvurucunun mağdurları kastederek “keşke maymundavasın-dan gelselerdi” şeklin-de bir ifaşeklin-de kullandığının kabul edildiği ifaşeklin-de edilmiştir. Mahkeme, somut davada çıkarlar arasında adil bir denge kurulması sırasında bu hususun da gözetilmesi gerektiğini vurgulamıştır.

Mahkeme, başvurucunun eleştirel açıklamalarını yalnızca duruşmada ifade etmiş olmasının bu açıklamalarda yer alan “tahkiri” ortadan kaldırma-dığını ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 128. maddesinde düzenlenen yargılama esnasında iddia ve savunmalar bağlamında söylenen sözlerden dolayı ceza verilmez hükmünün somut uyuşmazlıkla bağlantılı olması gerek-tiği belirtilmiştir. Mahkeme, somut uyuşmazlıkla bağlantılı olmayan, iddia ve savunma hakkının kullanılmasıyla ilişkilendirilmeyen isnadlar gerçek olsa bile iddia ve savunma dokunulmazlığından söz edilemeyeceğini vurgulamış-tır. Tahkir içeren sözlerin somut uyuşmazlıkla bağlantılı olup olmadığının değerlendirilmesi sorunu hâkimin takdirine bağlı bir husus olduğu, ancak her durumda söylenen sözlerin somut uyuşmazlığın sonucunu belirlemede davanın konusuyla mantıksal açıdan bağlantılı olması, iddia ve savunmaya yarar sağlaması gerektiği ifade edilmiştir. Bu kabulün sonucu olarak tahkir ifadelerine başvurmadan da iddia, savunma veya itirazlarda bulunulup bulu-nulamayacağı göz önünde bulundurulması gerektiği belirtilmiştir.

Bu bağlamda Mahkeme başvurucunun müvekkillerini söz konusu sözle-ri söylemeden de temsil etmesi ve savunmasının mümkün olduğunun göze-tilmesi gerektiğini belirtmiştir.

3. Sonuç olarak, başvurucunun mağdurlara karşı kullandığı sözlerden dolayı aleyhine açılan ceza davasında 2.180,00 TL adli para cezası ile ceza-landırılmasına karar verilmesinden ibaret müdahalenin amaçlanan hedefler açısından orantılı olduğu ve bu bağlamda demokratik bir toplumda gerekli ve ölçülülük ilkesine uygun olduğu kanaatine varılmıştır. Bu sebeplerle Mah-keme, başvurucunun Anayasa’nın 26. maddesinde güvence altına alınan ifa-de özgürlüğünü İHLAL EDİLMEDİĞİNE karar vermiştir.

Anayasa’nın 36. Maddesi Yönünden İnceleme

4. Başvurucunun, adil yargılanma hakkının ihlali iddiaları kanun yolu şikâyeti niteliğinde olduğu gözetilerek “AÇIKÇA DAYANAKTAN YOKSUN OLMASI” nedeniyle kabul edilemez bulunmuştur.

2. Cem Mermut Başvurusu