• Sonuç bulunamadı

I. BÖLÜM

1.4. Emevîler Devri

Kronolojik sıralamayı bozmadan siyasî yapılanmayı anlatan Zeydan‟ın kitabın medeniyet tarihi olması nedeniyle siyasî yapılanmaya çok detaylı bir Ģekilde girmediğini görüyoruz. Emevîler‟in devlet siyasetini anlatırken de aynı tarzda hareket eden yazar, konuya hilâfetin Emevîlere intikalinden giriĢ yapar. GeçmiĢ dönemlerde yaĢanmıĢ olan Ümeyye Oğulları ve HaĢim Oğulları arasındaki rekabeti yazan Zeydan, daha sonra Hz. Ali ve Muâviye arasında geliĢen mücadeleyi ele alır. Muâviye‟nin halife olması, siyasî rakiplerine karĢı tutumu, devlete getirdiği yenilikler ve hilâfetin saltana dönüĢmesi Muâviye döneminin özetlenen konuları arasındadır.

Yezîd b. Muâviye‟yi sadece Hz. Hüseyin‟in Ģehit edilmesi konusunda -birkaç satır- zikreden müellif ardından gelen II. Muâviye ve Mervan b. Hakem‟i muhtemelen hilâfetleri çok az sürdüğü için sadece isimlerini anarak geçer. Abdülmelik b. Mervan‟a diğer Emevî halifelerine nispeten daha fazla yer açan Zeydan onun özellikle Arapçayı resmi dil yapması ve Arapça para bastırmasının üzerinde durur.213

Süleyman ve Velid b. Abdülmelik‟ten bahsetmeyen yazar bu iki halifeyi atlayarak Ömer b. Abdülaziz‟in RaĢit Halifelere benzeyen uygulamalarını ve Ģehit edilmesini kısaca anlatır. Daha sonra Yezid b. Abdülmelik‟in sefahat ve eğlence âlemlerini hikâyeci bir üslupla ele alan müellif, sonraki halifeleri yarım sayfada özetleyerek konuyu tamamlar.

Corci Zeydan Emevîler‟in ön plâna çıkan asabiyet politikalarından olsa gerek bölümde bazı baĢlıklar açmıĢtır. Araplar ve KureyĢ Kabilesi, Arap ġovenizmi, Araplar ve Mevalî, Yemen ve Mudar Kabileleri gibi baĢlıklar altında genel bir asabiyet değerlendirmesi yapmıĢ ve örnekler vermiĢtir. Bu baĢlıkların yanında bölümle ilgisi olmayan Ġslam fetihlerinden sonra ĢehirleĢme, Ġslam Ģehirlerinin birbiri aleyhine taraftarlığı, devlet hazinesinden ödenen maaĢlar, Hz. Ali‟nin titizliği,

Abdullah b. Zübeyr‟in tutumluluğu, Ġslamiyet ve cizye, sadaka ve rüĢvet214

, gibi pek çok gereksiz konuya da değinmiĢtir.

Corci Zeydan Emevîler dönemi siyasetini, bölümün sonunda özetlerken genelde hakkaniyetli bir çizgi takip etmiĢtir. Zeydan asabiyetin ön plânda oluĢu ve olumsuz tesirleri, bazı halifelerin eğlence ve içkiye düĢkünlükleri, baskı, sindirme ve Ģiddeti temel siyaset hâline getirmeleri gibi menfi durumların Emevîler‟in yıkılıĢına sebep olduğunu dile getirmiĢtir. Ancak bu hakkaniyetli değerlendirmelere rağmen bölüm içerisinde tenkit ve tahlil gerektiren bazı yargılama ve yaklaĢımlarda bulunmuĢtur.

Müellifin Emevîler dönemi ile ilgili Araplar ve mevalî iliĢkisi, Emevî valilerinin baskıcı tutumları, Kur‟an‟ı Kerim ve Haremeyn‟e saygısızlık, Ģiddet ve kan dökücülük, Haccâc-ı Zalim gibi Ģahıs ve konularda kaynaksız, ölçüsüz ve duygusal değerlendirmelerine karĢılık, Zeydan‟ın çağdaĢlarından Hintli âlim Mevlâna ġiblî bir tenkit yazısı kaleme almıĢtır.215

Zeydan‟ın iddialarına karĢı detaylı bir çalıĢma yapan ġiblî‟nin tenkitlerine konuyu dağıtmamak açısından yer vermiyoruz. Bu tenkitleri makale hâline getiren Mehmet Azimli son tahlilde Mevlâna ġiblî‟nin tenkitlerinin çoğunluğuna katıldığını belirttikten sonra ġiblî‟nin de zaman zaman ölçüyü kaçırdığını ve Emevîleri savunma pozisyonuna düĢtüğünü ifade eder.216

Zeydan‟ın ortaya koyduğu bütün iddia ve ithamlara karĢı bir değerlendirme yapmak müĢkül gözükmektedir. Müellifin Emevîler dönemiyle ilgili öne çıkardığı olaylar ve Ģahıslar hakkında kaynaklarda geçen rivayetlerle döneme daha farklı bir bakıĢ açısı da kazandırılabilir. Bununla birlikte müellifin döneme yaklaĢımında kaynaksız iddiada bulunma, özel olaylardan genel hüküm çıkarma, nadir uygulamaları genel uygulama gibi kabul etme, aynı konu üzerinde zıt görüĢ bildirme gibi hususlarda ısrar ettiğini söylemek mümkündür. Elindeki bir veya birkaç rivayetle genel hükümler veren Zeydan‟ın bölüm sonundaki hakkaniyetli

214 Bu baĢlıklar Corci Zeydan‟ın kendi konu baĢlıkları olup, her biri için ayrı ayrı bir tahlil ve tenkit,

konunun dıĢına çıkmak gerektireceği için sadece gereksizliği vurgulanmıĢtır.

215 Mevlâna ġiblî‟nin tenkitleri bir kitap hâline getirilmiĢ olup ayrıca tenkitlerinin bir kısmı makale

olarak Türkçeye tercüme edilmiĢtir. Detaylar için bkz. ġiblî, a.g.e., 1330; Azimli, a.g.m., ss.223-243

değerlendirmelerine rağmen, bölüm içerisinde objektif davrandığını söylemek son derece güçtür.

Corci Zeydan için yukarıda soyut bir Ģekilde ifade ettiğimiz yaklaĢımlarını örneklerle somut hale getirmek icap eder. Yazarın “Emevîler genel olarak Ġslam‟ın yayılması için çok fazla çaba sarf etmiyorlardı. Amaçları yalnızca galip gelme, yağma, talan ve hazineyi doldurmaktan ibaretti.”217

“Emevîler düĢmanlarını yok etmek ve sınırlarını güçlendirmek için zulüm ve tecavüzde ileri gitmiĢlerdi.”218 Ġfadeleri genellemelerinden sadece birkaçıdır. Zikrettiğimiz bu genellemelerin haricinde, aynı konu üzerinde çeliĢkili ifadeleri de dikkat çekmektedir. Örneğin bir yerde “Emevî valilerinin gayr-ı Müslimlere yaptığı baskı ve Ģiddet onların hızla Müslüman olmaları sonucunu doğurdu”219

derken, kitabın baĢka bir yerinde “Ehli kitap bazen Müslüman olmadıkları için takatlerinin üstünde baskı ve hakarete duçar oluyorlardı”220

demiĢtir.

Yazarın yukarıdaki sözlerinde Emevîler döneminde gayr-ı Müslim vatandaĢların eziyet gördüklerini baskıcı bir tutumla karĢılaĢtıklarını anlıyoruz. Fakat bu kez aynı bölümde yazarın Ģu ifadeleri karĢımıza çıkıyor. “Emevîler genel olarak Ġslam‟ın yayılması için çok fazla çaba sarf etmiyorlardı.”221

“Hristiyanlar Emevî döneminde tam bir hürriyet içerisinde camilere giriyor, kimse kendilerine bir Ģey demiyordu.”222

Örneklerini verdiğimiz bu genelleme ve çeliĢkiler kitabın geneline yayılmıĢ vaziyettedir. Bunun nedenlerinden birisi, yazarın mektebî bir eğitim almamıĢ olup okumalar sayesinde kendisini yetiĢtirdiğidir. Bir diğer nedeninin de gazetecilik refleksiyle anlık karar değiĢtirmeler olduğunu daha önce belirtmiĢtik. Bu noktadan itibaren Emevîler dönemiyle ilgili tarihî kaynaklardaki bazı olumlu rivayetlere yer vererek dönemin sadece kan ve gözyaĢından ibaret olmadığını ortaya koymaya çalıĢacağız.

217 Zeydan, a.g.e., 2012, II, s. 336. 218 a.g.e., II, s. 339. 219 a.g.e., II, s. 328. 220 a.g.e., II, s. 371. 221 a.g.e., II, s. 336. 222 a.g.e., II, s. 372.

Emevîler‟in ilk halifesi Muâviye ile ilgili olarak Abdullah b. Abbas, “Ben melikliğe Muâviye‟den huyu daha yatkın bir kimse görmedim”223

demiĢtir. Üçok ise “Onun hakkında yansız bir yargı vermek isteyenlerin, hatalarına rağmen çalıĢtığı çevrenin bedevilerin içine iĢlemiĢ bireyciliğin direncini hesaba katmaları gerekir. Muâviye onları yüksek kültürlü çok eski uygarlıkların varisi olan milletlere hükmedecek fatihler hâline getirmiĢtir,”224

demiĢtir. Her ne kadar dönemin ve Ģahısların olumlu yönlerini aktaracağımızı belirtmiĢ olsak da dönemi temize çıkarmak gibi bir niyetimiz yoktur. Dolayısıyla dönemle ilgili farklı rivayetlere de yer vererek tenkit ettiğimiz hataya düĢmemeye gayret edeceğiz. YumuĢak huy ve insanları idare etmedeki becerisine rağmen Muâviye‟de eleĢtirilerden muaf değildir. Bu eleĢtirilerden en önemlisi ise Ġslam tarihinin önemli Ģahsiyetlerinden Hasan Basrî tarafından dile getirilmiĢtir. “Muâviye‟nin dört özelliği vardır ki her biri onu helak etmeye yeterdi. Hilâfeti kılıç zoruyla alması, içkici oğlunu veliaht tayin etmesi, Ziyad‟ı kendi nesebine katması, Hucr ve adamlarını öldürmüĢ olmasıdır.”225

Zeydan‟ın Muâviye‟den sonra bahsettiği halife olan Abdülmelik b. Mervan ise akıllı, kararlı, zeki ve bilgili bir kiĢiydi. O halife olmadan önce Medine‟nin dört fakihinden biriydi.226 Bunun yanında verdiği sözü, ahdi ve eman‟ı bozan ilk kiĢidir. Ġyiliğin emredilmesini yasaklayan ilk kiĢi de odur.227

Abdülmelik b. Mervan‟ın ölüm döĢeğinde Ģunları söylediği rivayet edilir. “KeĢke ben maiĢetimi gün be gün kazansaydım ve Allah‟a itaatle vakit geçirseydim.228

Abdülmelik b. Mervan‟ın ardından gelen halifeler içerisinde en uzun halifelik yapan HiĢam b. Abdülmelik ise halktan kopuk ve hevesine düĢkün bir halife değildi. Bilakis o tüm devlet iĢlerini titiz bir Ģekilde takip eden ve gerekli tedbirleri alan ciddi, tecrübeli ve iyi bir devlet adamıydı.229

Ġç siyasette takip ettiği ılımlı politikalarla birlikte, Horasan‟a tecrübeli, olgun ve mücadeleci valiler göndermesi bölgenin sorunlarını hafifletmiĢtir.230

ġahsiyetleri ile öne çıkan halifelerden baĢka

223

Ġbnü‟l-Esîr, a.g.e., IV, s. 13.

224 Üçok, a.g.e., s. 38.

225 Ġbnü‟l-Esîr, a.g.e., III, s. 487. 226 a.g.e., IV, s. 520.

227

a.g.e., IV, s. 522.

228 a.g.e., IV, s. 521; Ġbn Kesîr, a.g.e., IX, s. 68.

229 Atçeken, Ġsmail Hakkı, Hişam b. Abdülmelik, Ankara, 2001, s. 45. 230 a.g.e., s. 165.

kaynaklarda geçen rivayetleri incelediğimiz zaman aldıkları karar ve tavırları ile etkili olmuĢ halifeler de mevcuttur. Muâviye b. Yezid, aldığı karar ile “ĠĢiniz artık benden çok size düĢüyor, arzu ettiğiniz kiĢiyi halife seçebilirsiniz” diyerek hilâfetin Ümeyye oğullarının Mervanî koluna geçmesine zemin hazırlamıĢtır.231

Emevî hükümdarlarının tamamının dine saygı duymadıklarını ya da hepsinin dindar olduğunu öne sürmek oldukça zordur. Her halife ne Ömer b. Abdülaziz kadar dindar olabilmiĢ, ne de Velid b. Yezid kadar içki ve eğlence düĢkünü bir hayat sürmüĢtür.232

Emevîler dönemi de halifelerin tek bir yaĢam tarzına sahip olmadığı gibi içerisinde farklı dönemleri barındırır. Bir yandan Endülüs‟e kadar ulaĢılmıĢken diğer yandan Azerbaycan bölgesinde halkı aĢağılayan Emevî yönetimi o bölgedeki meseleyi yıllarca zorba yöntemlerle çözmeye çalıĢmıĢtır.233

1.5.Abbasîler Devri