• Sonuç bulunamadı

Emâlî ve Mecâlis Kavramlarının Karşılaştırılması 75 

3.  İlmî ve Edebî Şahsiyeti 59 

1.3.  Emâlî ve Mecâlis Kavramlarının Karşılaştırılması 75 

Araştırmacıların çoğunluğu emâlî ve mecâlis kavramlarının müteradif olduğunu belirtmektedir. Buna karşın mecâlis kavramının emâlî kavramından daha kapsamlı olduğu düşünülmektedir. Çünkü imla meclisleri, dersi verecek alim tarafından özel olarak düzenlenmekte ve alimin talebelere imla ettirdiği dersin yazılması amaçlanmaktadır. Buna karşın, mecâlisler de imla ile iç içedir. Bunlar, ders mahiyetinde olmasalar bile alimlerin meclislerinde meydana gelen konuşmaların talebeler tarafından kayda geçirilmesiyle oluşmaktadır. Bununla beraber, emâlî ve mecâlis kelimelerinin bir biriyle müteradif oldukları ve aralarındaki farkın bu meclislerin icra edilme tarzında ortaya çıktığı da söylenmektedir.279

Birbiriyle müteradif gibi görünen “emâlî” ve “mecâlis” kelimelerinin hem kavramsal içerikleri hem de kullanımları arasında ince farklar vardır.

“Emalî” ile “mecâlis” kavramları müteradif gibi kullanılsalar da aralarında tam bir teradüf olmadığını söylemek mümkündür. Zira bu iki kavramın aynı manayı ifade ettikleri yerler olsa da belirli yönlerden farklılık gösterdikleri yerler de vardır. Bununla beraber, aralarındaki şekil ve muhteva bezerliğinden dolayı bazı bilim adamları bu iki kavramın müteradif oldukları ve birbirinin yerine kullanılabilecekleri kanısına varmış olabilecekleri düşünülmektedir.

Ayrıca, iki kavram arasındaki bu teradüf algısının ortaya çıkışının temelinde önceki alimlerden bazılarının bu iki kavramı, aralarını tam olarak ayırmadan birbirinin yerine kullanmalarının önemli rol oynadığı da düşünülmektedir. Bu hususta şunları zikretmek mümkündür:

Bazı kitaplar, mecâlis tertibine göre yazıldıkları halde emâlî diye

isimlendirilmektedirler. İbnu’ş-Şecerî’nin “el-Emâlî” adlı eseri buna örnek teşkil etmektedir. Çünkü bu eser 78 meclisten oluştuğu halde “el-Mecâlis” olarak değil de “el- Emâlî” olarak isimlendirilmiştir.

Ebu Ali el-Ùâlî’nin (ö. 356) “el-Emâlî” adlı eseri sema‛ meclislerine göre dizayn edilmemiştir. Oysa ki Ebu Alî el-Ùâlî, eserinin mukaddimesinde, bu kitabı Perşembe

      

günlerinde (el-Añmese), Kurtuba şehrinde, Câmi‛u’z-Zehrâ’da ezberinden imlâ ettirdiğini söylemektedir.280

Bunların yanı sıra, bazı eserler, sema‛ meclislerine göre tertip edildikleri halde “emâlî” diye adlandırılmaları gerekirken “mecâlis” diye isimlendirilmektedirler. Arap diliyle ilgili emâlîlerden Mecâlisu Ŵa‛leb’in bunun en belirgin örneklerinden birisi olduğu görülmektedir.

Mecâlisu Ŵa‛leb adlı eseri okuyan kişi yukarıda zikredilenleri açıkça görme fırsatı bulacaktır. Zira ders anında bazen Ŵa‛leb’e sorular sorulmakta, o da genellikle soruya uygun cevaplar vermektedir. Bazen net bir şey söylemeyip ihtimalli cevaplar vermekte281,

bazen de o sorunun cevabını bilmediğini açıkça beyan etmektedir.282

ez-Zeccâcî’nin el-Emâlî’si ise, Şerif Murtaza’nın el-Emâlî’si gibi meclislere, el- Ùâlî’nin el-Emâlî’si gibi bölüm, konu ve meselelere göre tertip edilmediği halde yine de

el-Emâlî diye isimlendirilmiştir. Bununla beraber, ez-Zeccâcî’ye ait olan ve meclislerden oluşan başka bir eser de Mecâlisu’l-‛Ulema diye isimlendirilmiştir.

“Emalî” kelimesi “mecâlis” kelimesinin müteradifi değildir. Çünkü mecâlis kitaplarından bir kısmı, tedvin için kurulmuş bir meclis neticesinde meydana getirilmemiştir. Zira onlardan bir kısmı özel meclisler düzenlenmeksizin müellifleri tarafından yazılmış kitaplardır.

Her iki kavram da önceki alimlerin sözlerinin toplandığı eserlere delalet ediyor olmakla beraber kullanımları ve icra ediliş yöntemleri arasında ince farklar vardır.

Bu bölümün başından beri değişik başlıklarla da olsa, emâlî ve mecâlis kavramlarına farklı yönlerden açıklık kazandırmak amacıyla zikredilen ilmi verilerden yola çıkarak, bu iki kavramın (emâlî ve mecâlis) genel olarak belirli açılardan benzeştikleri, bazı yönlerden ise ayrıldıkları görünmektedir. Bu benzerlik ve farkların belirleyici unsur mahiyetinde olanlarını şu şekilde özetlemek mümkündür.

      

280 Ebu Ali İsmâil b. el-Ùâsım el-Ùâlî, el-Emâlî, Dâru’l-Kutubi’l-‛Ilmiyye, Beyrut, ts., s. 3.

281Ahmed b. Yahya Ŵa‛leb, Mecâlısu Ŵa‛leb, I, s. 85, 174, 178, 222, 328.

1.3.1. Emâlî ve Mecâlis Kavramlarının Benzer Yönleri

1-Her iki kavram da önceki alimlerin sözlerinin toplandığı eserlere delalet etmektedir.

2- Ders her ikisinde de kayıt altına alınmaktadır bundan dolayı kayıt yöntemi açısından bir benzerlik söz konusudur.

3-Aynı şekilde, her ikisinde de konuların ve maddelerin “hoca” tarafından belirleniyor olması açısından da bir benzerlik söz konusudur.

4-Büyüklükleri farklılık arz etse bile her ikisinde de bir meclis bulunmaktadır.

1.3.2. Emâlî ve Mecâlis Kavramları Arasındaki Farklar

Emâlî ve mecâlis kavramları arasındaki temel farklar “derslerin icra ediliş tarzında ve o günkü oturumun kuruluş gayesinde” ortaya çıkmaktadır. Bununla beraber farklılık oluşturan ayırıcı unsurlardan bazılarını şu şekilde özetlemek mümkündür:

1-Emâlîlerde dersin yer ve zamanının önceden belirlenmesi esastır.283 Mecâlislerde

böyle bir şart yoktur.

2-Emâlîler tedvin amacıyla kurulmuş bir meclis neticesinde meydana gelmiş eserlerdir. Buna karşın mecâlis kitaplarından bir kısmı, tedvin için kurulmuş bir meclis neticesinde meydana gelmemiştir. Çünkü, mecâlislerde genel olarak alimlerin meclislerinde meydana gelen konuşma ve tartışmaları kayıt altına almak amaçlanmıştır.284

3-Emâlî kitaplarının oluşturulmasında özel meclis (özel oturum) düzenlenmesi şarttır.285 Buna karşın mecâlis kitaplarından bir kısmı özel meclisler düzenlenmeksizin

müellifleri tarafından yazılmış kitaplardır.

      

283Ebubekir Ahmed b. Ali b. Ŵâbit el-Ñatîb el-Bağdâdî (tah. Muhammed Acâc el-Ñatîb), el-Câmî‛ li

Añlâùı’r-Râvî ve Âdâbı’s-Sâmî‛, Muessesetu’r-Risâle, ts., II, s. 69.

284 Muştâù Abbâs, a.g.e., s. 159.

4-Emâlîlerde mumlî dersin daha uzaktakilere ulaşmasını sağlamak için bir veya daha fazla mustemli görevlendirebilmektedir.286 Buna karşın, mecâlislerde genel olarak

böyle bir uygulamaya başvurulmamaktadır.

5-Emâlî derslerinde dersi kaydeden kâtiplerden biri, söylenilenlerden bir harf bile kaçırdığı ya da iyi anlayamadığı zaman dersi geri aldırıp yazdığı şeyleri sağlamlaştırma imkan ve hakkına sahiptir. Yani emalilerde ders esnasında, dersin geri alınıp yazdırılanların kontrol edilmesi mümkünken, mecalislerde genellikle derse pek müdahale edilmemektedir.

6-Emâlî meclislerinin akabinde, mumlînin, imla ettirdiği bilgileri kendi nüshasıyla ve ya ezberiyle karşılaştırmalı olarak kontrol ederek bir geribildirim yapması esastır.287

Mecâlislerde böyle bir şart yoktur.

7-İmla meclislerinin halka açık belirli yerlerde özellikle de büyük mescitlerde düzenlenmesi esastır288, mecâlislerde böyle bir şart yoktur.

8- İmla meclisleri, dersi verecek alim tarafından özel olarak düzenlenmekte ve alimin talebelere imla ettirdiği dersin yazılması amaçlanmakta ve bu yazma işi, derse katılan talebelerin yanı sırsa çoğunlukla önceden belirlenmiş ve tanınmış müstensihler tarafından gerçekleştirilmektedir. Buna karşın mecâlisler, alimlerin meclislerinde meydana gelen konuşmaların önceden belirlenmeden orada bulunan talebeler tarafından kayda geçirilmesiyle oluşmaktadır.

9- Emali türünde yazılmış eserlerin mecalis türünde yazılanlardan çok olduğu da beyan edilmektedir.289