• Sonuç bulunamadı

Ekonomik Kalkınmada Sermaye Piyasasının Rolü

1. HALKA ARZ VE HALKA AÇIK ANONĐM ŞĐRKET

1.2. SERMAYE PĐYASASININ FĐNANS SĐSTEMĐ ĐÇĐNDEKĐ YERĐ

1.2.3. Ekonomik Kalkınmada Sermaye Piyasasının Rolü

Bir ülkede ekonomik kalkınmanın gerçekleştirilmesi ve bunun sürekli kılınması için üretim hacmi devamlı arttırılmalıdır. Üretim hacmindeki artışlar ise ancak üretken yatırımlardaki artışlarla gerçekleştirilebilir ve tasarruflar da bu yatırımların finansmanında önemli bir rol oynamaktadır. Tasarrufların arttırılması ve yatırıma yönlendirilmesi süreci, para ve sermaye piyasalarının gelişmiş olduğu ülkelerde kendiliğinden işleyebilir. Fakat para ve sermaye piyasalarının gelişmediği ülkelerde, bu süreç çeşitli ekonomik ve politik nedenlerle aksayabilir.42

Türkiye’de sermaye piyasalarının ekonomik büyümeyle ilişkisi aşağıdaki şekilde belirtilmiştir.

41 Güloğlu ve Bekçioğlu, a.g.e., s. 24-25.

44

Şekil 1.3. Türkiye’de Piyasa Kapitalizasyonu ile GSYĐH Arasındaki Đlişki

Yukarıdaki şekle göre 2000-2002 arasında GSYĐH gelişme hızlarındaki düşüşü piyasa kapitalizasyonunun izlediğini görülmektedir. 2003-2007 döneminde 2005 yılı hariç paralel ilişki devam etmemektedir. 2008 yılında ise dünyadaki sermaye piyasalarında yaşanan kriz nedeniyle piyasa kapitalizasyonunun hızla GSYĐH gelişme hızındaki düşüşten daha hızlı düştüğü görülmektedir.

Türkiye’de 30 Temmuz 1981 tarihinde 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Böylece istenilen düzeyde gelişmeyen ve sanayi sektörünün ihtiyacı olan finansmanı doğrudan sağlamayan sermaye piyasası, devlet tarafından organize bir piyasa haline getirilmiştir. Diğer taraftan, tasarrufların değerlendirilebileceği yeni yatırım seçeneklerinin ortaya çıkması sağlanmıştır.

Türkiye’de sermaye piyasası ihtiyacının artması, ekonomik ve sosyal gelişmelerden kaynaklanmaktadır. Bu gelişmelere aşağıda maddeler halinde yer verilmiştir.

45

1. Ekonomik Gelişmeler: Türkiye’de sermaye piyasası ihtiyacını artıran ekonomik gelişmeler, menkul kıymet arz edenler ile talep edenler ve kamu idaresi açısından değerlendirilebilir.

a) Finansman Đhtiyacı Olanlar Açısından: Üretim ve yatırım faaliyetlerinden, satış noktasına kadar, uzun bir zaman geçer. Girişimciler, mal veya hizmetlerin bedellerini, üretimin son safhası olan satışta elde ederler. Oysa ücret, hammadde, faiz, kira gibi harcamalar, üretim ve yatırım faaliyetleri ile başlar.

Girişimcilerin giderleri ile gelirleri arasındaki bu zaman farkından dolayı, işletme dışı kaynaklara başvurma ihtiyacı doğmaktadır. Bu finansman ihtiyacını iki tür piyasa karşılar. Kısa vadeli olanları, para; uzun vadeli olanlar ise, sermaye piyasası karşılar. Đşletmelerin, işletme-içi ve işletme-dışı bazı faktörlerin etkisiyle, finansman ihtiyaçları artmıştır. Đşletme-içi faktörler arasında, üretim için seçilen ölçek ve teknoloji yer alırken; işletme-dışı faktörler arasında, fiyatlar genel seviyesi yer alır.43

Türkiye’de Planlı Dönem ile birlikte, daha büyük ölçekli işletmeler kurmak veya mevcut ölçekli büyütmek problemleri ortaya çıkmıştır. Girişimcilerin kişisel sermayeleri, bu problemleri çözmek için yeterli değildir.

Sermaye piyasalarının gelişimi finansman sorunu olan girişimcilerin finansman sorununu çözmede para piyasasına göre daha az maliyetli bir yol olarak öne çıkmaktadır.

b) Tasarrufların Arttırılması: Düzenli çalışan bir sermaye piyasası her şeyden önce tasarrufçuya güven verecektir. Tasarruflarını sermaye piyasasında değerlendiren kişi alternatif tasarruf araçlarına göre niteliklerinden biri, tasarrufun enflasyon karşısında korunmasıdır. Bunu en kolay sağlayacak mekanizma sermaye piyasasıdır. Zira

46

sermaye piyasasında işlem gören menkul kıymetler, ülkenin güvenilir ve büyük işletmelerinin ortaklık ya da borçluluk belgeleridir. Enflasyon nedeniyle paranın değeri düşerken, bu işletmelerin verimliliğine paralel olarak bu belgelerin değerleri artacaktır. Sonuçta en yüksek seviyede nemalandırılmış olacaktır.44

Sermaye piyasası araçlarının miktarı ve çeşit yönünden zenginliği, likiditelerinin yüksekliği, kurumlarının yaygınlığı sayesinde tasarrufçuların tercihini sermaye piyasasından yana kullanmalarını sağlamaktadır.

c) Kamu Açısından: Planlı dönem ile başlayan kalkınma hareketleri, kronikleşen bütçe açıklarının varlığı, enflasyonun devamlı artması, sosyal devlet olgusunun yaygınlaşması, bir ekonomi politikası aracı olarak kamunun açık piyasa işlemlerini kullanmasıdır.

Türkiye’de sermaye piyasasının gelişmesine neden olan faktörler; özellikle 1980’li yılların ikinci yarısından itibaren kamunun bütçe açıları, menkul kıymet ihracı yoluyla giderilmeye başlanmıştır. Fakat bütçe açıklarının geçici bir durum olmayıp, süreklilik arz etmesi, kamu borçlanmasının hızla yükselmesine ve bu borçların faiz ödemelerinin de bütçe açıklarına katkıda bulunmasına neden olmuştur. Bu süreklilik nedeniyle kamunun menkul kıymet ihracı yolu ile mali piyasalarından borçlanması özel sektör yatırımlarını olumsuz yönde etkilemektedir.45

Bu olumsuzluğun nedeni devletin borç faizine özel sektörden daha az duyarlı olmasından kaynaklanabilir. Çünkü devlet borçlanmayı özel sektör gibi kar amaçlı yatırımların finansmanın da kullanmadığından faiz oranına daha az duyarlıdır. Bu durumsa özel sektör üzerinde dışlama etkisini ortaya çıkaracaktır. Özellikle yüksek enflasyon

44

Đsmail Mazgit, Mülkiyetin Tabana Yayılması ve Servet Dağılımının Sağlanmasında Sermaye

Piyasasının Rolü ve Etkisi, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal

Bilimler Enstitüsü, Đzmir, 1991, s. 81.

47

dönmelerinde Türkiye’de yatırımların artmamasının nedeni dışlama etkisidir.

2. Sosyal Gelişmeler: Gelişmiş bir sermaye piyasası, toplumların sosyal hayatında meydana gelebilecek bu tür dengesizlik ve istikrarsızlıkları giderici bazı olumlu etkiler yapabilir. Đyi çalışan bir sermaye piyasasının sosyal hayatta nasıl etkili olacağını üç başlık altında incelenebilir. Bunlar:

a) Mülkiyet ve Servet Dağılımının Etkilenmesi: Sermaye piyasasında fon talep edenler, talep ettikleri fon karşılığında işletmelere ortaklık hakkı veren ya da işletmelerin borcunu temsil eden belgeler çıkarmaktadır. Ortaklık hakkı veren hisse senetleriyle işletmenin mülkiyeti el değiştirmekte; işletmelerin borcunu temsil eden tahvil gibi menkul kıymetlerle servet el değiştirmektedir. Dolaysıyla sermaye piyasasında hisse senedi, tahvil gibi menkul kıymetlerin alım-satımı ekonomide var olan mülkiyet ve servet dağılımını değiştirmektedir.

Sermaye piyasası aracılığıyla mülkiyet ve servet dağılımı değiştirilmektedir. Ücretlilerin tasarruflarını sermaye piyasasına yönlendirmeleri ölçüsünde, mülkiyet ve servet dağılımından pay almaları mümkün olmaktadır. Elde edilen mülkiyet ve servet, ücret ve maaş geliri elde edenlerin lehine değişebilir. Çünkü mülkiyet ve servet nedeniyle dönem sonlarında kar payı, faiz ödemeleri alınması yoluyla daha fazla tasarruf yapma olanağı elde etmektedir. Ancak ekonomilerdeki yapısal bozukluklar bu olumlu etkileri ortadan kaldırabilmektedir.46

b) Gelir Dağılımında Denge Sağlayarak Tasarruflarını Arttırması: Her ülke ekonomisinin temel sorunlarından biri gelir dağılımındaki

46 Đsmail Mazgit, Mülkiyetin Tabana Yayılması ve Servet Dağılımının Sağlanmasında Sermaye Piyasasının Rolü ve Etkisi, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal

48

adaletsizliktir. Bu amaçla hemen her ülke bu soruna yönelik politikalar uygularlar. Ancak gelişmiş sermaye piyasasına sahip olan ülkelerde bu sorun daha az görülebilmektedir.

Sermaye piyasası aracılığı ile yatırım sermayesi olarak üretime giren küçük tasarruf, belli bir dönem sonunda üretimin sonuçlarından pay alarak tasarrufçunun gelirini arttırmaktadır.

Sermaye piyasası yoluyla mülkiyetin yaygınlaştırılması, ilk aşamada küçük tasarruf sahiplerinin gelirini az da olsa artıracak daha sonra ise sermaye artırımları yoluyla oluşan servetten bu ortakların da yararlanmaları söz konusu olacaktır. Bu oluşumun toplumdaki diğer bireylerce de görülmesi ise, tasarrufların sermaye piyasasına yönelmesini sağlayacaktır.47

c) Yönetime Katılmayı Sağlayarak Tasarrufların Arttırılması: Hisse senetlerini aldıkları işletmelerin yönetimine katılma, genel kurulda oy kullanma ve alınacak kararlarda söz sahibi olabilme gibi avantajlar, toplumdaki sosyal konumu geliştirmek ve saygınlık sağlamak isteyen fertleri sermaye piyasasına yönlendirecektir. Dolayısıyla sermaye piyasasında değerlendirilen tasarruf artması da mümkün olacaktır.