• Sonuç bulunamadı

5. ABD‘NİN İRAN’A KARŞI UYGULADIĞI/ UYGULAMASI MUHTEMEL POLİTİKALAR

5.1. Büyük Ortadoğu Projesi (BOP)’nin Gerçekleşmesinde ABD’nin

5.1.3. Ekonomik Ambargo

ABD tarafından İran’a karşı uygulanabilecek diğer bir seçenek ekonomik ambargo olabilecektir. Dünya ham petrol rezervinin %10'unu elinde bulunduran İran, OPEC'in kurucu üyesi ve OPEC bünyesinde petrol üreten ikinci büyük ülke konumundadır. Doğal gaz yataklarının yüzde 5-10’una sahip olan İran, enerji koridoru olarak da jeopolitik öneme sahiptir. İran ayrıca Çin 142 Keskin,Tüm Boyutlarıyla Türkiye-İran İlişkileri, s.28.

143 İrfan Sapmaz, 2 Şubat 2006, ABD’nin İran için Kafkasya Planı

http://www.tgrthaber.com.tr/section_view.aspx?guid=0e34c150-cdc6-446c-8792- 53fd62d78b4e.

ve Hindistan gibi son yılların güçlü ekonomilerine sahip iki ülke için başlıca tedarikçi olma özelliğini de bünyesinde barındırmaktadır.

İran BM daimi üyesi olan ülkeler ile çeşitli ticari faaliyetler de yürütmektedir. Birleşmiş Milletler nükleer faaliyetlerini askıya almayan İran’a çeşitli yaptırımlar uygulatabilmek için Ağustos 2006 ayı başında bir karar almıştır. Avusturya’nın başkenti Viyana’da bir araya gelen BM Güvenlik Konseyi’nin beş daimi üyesi İngiltere, ABD, Rusya, Fransa ve Çin ile Almanya’nın dışişleri bakanları, aylar süren görüş ayrılıklarının ardından Tahran yönetimine sunulacak paketi belirlemişlerdir. Bu karar, BM Genel Konseyi’nde bulunan 15 üyenin 14’ü tarafından kabul edilmiş, oylamadaki ret oyu konseyin tek Arap ülkesi Katar tarafından verilmiştir. BM Genel Konseyi’nde alınan karara göre; İran Ağustos 2006 ayı sonuna kadar faaliyetlerini durdurmazsa Konsey tarafından uygun önlemlerin alınacağı belirtilmiştir.

BM tarafından Tahran yönetimine sunulan paket; uranyum zenginleştirme faaliyetlerini durdurması karşılığında İran’a birtakım ekonomik kolaylıklar öngörmekteydi. Pakette, İran’ın tek başına uranyum zenginleştirmemesi için, hafif su reaktörü ve dışarıdan uranyum sağlanması önerilmiş, buna karşın İran’ın bu taleplere uymaması durumunda, BM yaptırımları öncesinde, vize yasakları ve İranlı yetkililerin dış ülkelerdeki varlıklarının dondurulması gibi önlemler düşünülmüştür. Öneriler paketinde, uranyum zenginleştirme faaliyetlerinin yanı sıra, ağır su reaktörlerine ilişkin çalışmaların da durdurulması ve ani denetimleri öngören Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Antlaşması’nın Ek Protokolünü onaylaması istenmiş, İran’ın bu taleplere uyması durumunda, nükleer dosyasının BM Güvenlik Konseyi’nden geri çekilmesi ve Dünya Ticaret Örgütü’ne üye olmasının sağlanması, aksi takdirde ise yaptırımların gündeme gelmesi planlanmıştır.

BM Daimi Üyeleri ve Almanya tarafından tüm bu teklifler öne sürülürken İran, nükleer politika konusunda geçen zamanı lehine kullanmış, İsrail- Hizbullah arasındaki çatışma ortamını daha da körükleyerek dünya

kamuoyunun ilgisini bu noktaya çekmeyi başarmıştır. İran sadece uluslararası kamuoyunun ilgisini bu noktaya çekmekle kalmamış, yapmış olduğu İsrail karşıtı söylemler ile devam ettiği nükleer faaliyetlerden rahatsızlık duyan Sünni-Arap nüfusu yanına çekmeyi başarmıştır.

Ekonomik ambargo seçeneğine karşı İran’ın Batılı ülkeler nezdinde en önemli kozunun petrol fiyatlarını yükseltmek olduğunu söyleyebiliriz. Petrol fiyatlarının yükselmesi durumu İran’ın başta nükleer politika olmak üzere çoğu politikasında müttefiki olan Rus ekonomisine pozitif yönde katma değer sağlarken, diğer destekleyen ülke olan Çin ekonomisine olan etkilerini negatif yönde gösterecektir. Yani olası bir petrol krizinde ekonomik olarak büyüyen bir Rusya’ya karşı ekonomik olarak gerileyen bir Çin, uluslararası arenada boy gösterecektir. Dünyanın en çok enerji tüketen ikinci ülkesi konumundaki Çin, enerji açığının çoğunu İran'dan karşılamakta ve bu ülkenin petrol ve doğalgazı için bugüne kadar 100 milyar dolara varan bir yatırım yapmıştır. Mevcut anlaşmalar çerçevesinde İran, Çin'e günlük 250 milyon ton doğalgaz ve 150 bin varil petrol sağlamaktadır. İran'la Çin arasındaki ticari ilişkiler tek yönlü devam etmemektedir. Çin, Tahran metrosunun ve Tahran'ı Hazar'a bağlayacak otoyolun inşasını üstlenmiş bulunmaktadır. İran’ın 2001 yılından bu yana silah alımında Rusya ve Çin'in payını artırması da gözardı edilmeyecek diğer bir gerçektir. 144

Özellikle İran petrol ve petrol ürünlerine olabilecek bir ambargo durumu, bütçe gelirlerinin büyük bir bölümünü petrol ve petrol gelirlerinden elde eden İran’ı ekonomik olarak zor durumda bırakabilecektir. İran olası bir ambargo durumunda petrol fiyatlarını varil başına 100 dolar seviyesine çıkarabileceğini tüm dünyaya duyurmuştur. Ayrıca özellikle ABD, uygulanacak ambargo ile birlikte Tahran yönetiminin zayıflayacağını ve bundan faydalanarak İran yönetiminin güçsüz düşeceğini düşünmektedir. Bu bir olasılık olmakla birlikte, böyle bir ambargonun ters tepebileceği, İran halkının, ekonomik ambargo uygulayan ülkelere karşı kendilerini koruma mantığıyla mevcut iktidar

144 Faruk Akkan, 24 Nisan,2006, Amerika İran’ı neden vuramaz?

etrafında kenetlenebileceği düşünülmektedir. Halkın ekonomik ambargonun sebebinin nükleer silahlara sahip olmak olduğu için nükleer silah üretimine olan desteğinin artırmasına sebep olabileceği, Irak ve Kuzey Kore örneklerini de dikkate alarak nükleer silaha daha fazla ihtiyaç duyabileceği ve nükleer silah edinme ortak paydası altında toplanabileceği dikkatten kaçırılmamalıdır. ABD tarafından uygulanacak ekonomik ambargoya maruz kalabilecek İran’ın yapabileceği diğer bir hal tarzı Hürmüz Boğazı'ndan tanker geçişini tamamen durdurmak olacaktır. Hürmüz Boğazı'ndan dünya petrol ihtiyacının üçte birinin geçişi sağlanmaktadır. İran'ın boğazdaki tanker trafiğini aksatması Irak, Kuveyt ve Suudi Arabistan petrollerinin dünya pazarına açılmasına darbe vurabilecek bir tehdit olarak kabul edilmektedir. 145