• Sonuç bulunamadı

Eflak ve Boğdan’ın Merkez Bürokrasisi ve Taşra İdaresinin İşleyişi

B. OSMANLI HİMAYESİNDE EFLAK VE BOĞDAN BEYLİKLERİ

2. Eflak ve Boğdan’ın Merkez Bürokrasisi ve Taşra İdaresinin İşleyişi

Eflak’ta (1831) ve Boğdan’da (1832) yürürlüğe giren nizamnameler, Eflak ve Boğdan’daki yönetimde önemli değişiklikleri kapsamaktadır. Üçüncü bölümde muhtevası incelenen bu nizamname öncesinde Eflak ve Boğdan’daki taşra idaresinin nasıl yürütüldüğü ve merkez bürokrassinin işleyişi bu başlık altında değerlendirilmiştir. Söz konusu dönemle ilgili arşiv vesikalarının ve resmi kayıtların sınırlı olması, voyvodalıkların iç idarelerinin kapsamlı bir şekilde çözümlenmesini güçleştirmekle birlikte, yine de Eflak ve Boğdan’daki müesses düzen hakkında fikir sahibi olmamızı sağlayacak kayıtlar günümüze ulaşmıştır. Elde mevcut kaynakların birbirleriyle kıyaslanması suretiyle bu başlığın içeriği oluşturulmuştur.

Eflak ve Boğdan’da merkez ve taşra idaresinin işleyişi, zamanın ihtiyaçları doğrultusunda revize edilmiş Roma kanunlarına göre yürütülmekteydi. Eski Roma kanunlarının tamamını bir kodeks haline getiren Bizans imparatorunun adıyla anılan

“Justinian Kanunu”308, Eflak voyvodası Mathev Baserab tarafından Romenlerin

307 BOA, C.HR., nr. 103-5114.

308 Kamu düzenini, devlet ile ferdin ve ailenin hayatını, vatandaşların birbirleriyle münasebetlerini,

ticari ve mülki ilişkilerini düzenleyen Codex Justinianus, kendisinden önceki Roma kanunlarının tamamının Bizanslı hukuk bilginleri tarafından zamanın ihtiyaçları doğrultusunda düzenlenmiş şeklidir. Bu kanunun hazırlanması ve kapsamı ile ilgili genel bilgi için bkz. Georg Ostrogosky, Bizans Devleti Tarihi, (çev. Fikret Işıltan), Ankara 2011, s. 69-72. Daha sonraları Boğdan Voyvodası Kallimaki bu kanunu Napolyon’un getirdiği kanunlardan esinlenerek yeniden düzenlemiş ve kendi

geleneklerine uygun olarak düzenlenip yürürlüğe konulmuş ve kısa süre sonra da Boğdan’da tatbik edilmişti309. Yasal dayanağını bu kanunlardan alan monarşik düzenin yürütücüsü her iki memlekette de voyvodaydı. Voyvoda, Osmanlı padişahını, önde gelen boyarların oluşturduğu divanı ve senatoyu temsil ederdi. Hükümet merkezleri olan Bükreş (Eflak) ve Yaş’taki (Boğdan) bürokrasinin başında voyvoda bulunurdu. Birebir aynı olmasa da Osmanlı Devleti’ndeki Divan-ı Hümayun’a benzer birer divan teşkilatı Eflak ve Boğdan’da bulunmaktaydı. Resmi kayıtlarda “Sfatul Domnesc”310

adıyla anılan bu kurum için Eflak ve Boğdan’da

Osmanlı hâkimiyetinin yerleşmesiyle birlikte XVI. yüzyılın sonlarından itibaren

“Divan” tabiri daha yaygın olarak kullanılmaya başlanmıştı311. Voyvodalar geniş imtiyazlar ve yetkiyle donatılmış olmasına rağmen vergi oranlarının tespitinde veya ne ölçüde artırılacağı hususunda divan tarafından denetlenebilmekteydi. Bu konularda nihai karar, divan üyelerinin oy çokluğu ile alınır ve gerekirse voyvodanın kararları yine onların oylarıyla geçersiz kılanabilirdi. Hazine alım ve harcamalarından divan sorumluydu. Yıllık hesap raporlarının divan üyeleri tarafından imzalanması sayesinde bu rapor güvenilir ve muteber hale gelirdi312

. Her iki memlekette de divanın başkanlığını ruhani kimliğinden dolayı toplumun inançlı kesimlerinde büyük bir itibar sahibi olan “Başpiskopos” veya

“Metropolit” yürütmekteydi. 20 üyeden oluşan divanın üye atamaları voyvoda

tarafından yapılırdı. Her yıl yenilenen üye tayinlerinden manevi üstünlüklerinden dolayı divanda daimi bir konum edinmiş olan Metropolitler müstesna tutulmuştu. Divanın en önemli dört üyesi birinci sınıf boyarları oluşturan “Büyük Vornik (Vornik

Mare), Büyük Logofet (Logotheti Mare), Hetman ve Büyük Vestiar (Vestiar Mare)”dır313. Büyük Vornik, mahkeme başkanlığını yürüten yüksek dereceli

isimiyle (Code Callimache) yayımlamışlardır. Kallimaki yasalarının değerlendirmesi için bkz. Christine M. Philliou, Biography of an Empire: Governing Ottomans in an Age of Revolution, London 2011, s. 63-64.

309 William Wilkinson, An Account of Principalities of Wallachia and Moldavia…, s. 48-49. 310 Kurt W. Treptor, Marcel Popa, Historical Dictioanry of Romania, London 2000, s. 88-90. 311Nicolae Stoicescu, Sfatul Domnesc și marii Dregători din Țara Românească și Moldova (sec.

XIV–XV), București 1968, s. 13-16.

312 Thomas Thornton, Bir İngiliz Tacirin İzlenimleriyle…, s. 346, 352.

313 Boğdan’daki boyarların teşkilat yapılarını konu alan bir arşiv vesikasında boyarlar, Büyük

Boyarlık (Birinci Sınıf), Evsat Boyarlık (İkinci Sınıf) ve Aşağı Boyarlık (Üçüncü Sınıf) olmak üzere tasnif edilmiştir. Birinci sınıfa dahil olan boyarlar divanda, ikinci sınıftakiler taşra idaresinde ve

yargıçtı. Bizans Devlet teşkilatından ilham alınarak tayin edilen Büyük Logofet, boyarlar arasındaki en soylu kimseydi ve memleketin yönetimini üstlenirdi. Aynı zamanda voyvadanın mührünü taşıyan Büyük Logofet, resmi kayıtları tutardı. Hetman orduların başındaki komutan ve Büyük Vestiar ise voyvodalıkların deftardarı/maliye bakanı idi. Her iki memlekette de en yüksek dereceli mansıplara getirilen bu kimseler Eflak ve Boğdan’ın yerlileri arasından seçilirdi. Divanda esas söz sahibi olan bu görevliler dışındaki daha alt rütbeli divan üyelerinin müzakereler yapılırken veya karar alınırken söz hakları yoktu. Yalnızca divanda belirlenen tüm tasarruflara imza atabilirlerdi314.

Osmanlı Devleti, Eflak ve Boğdan’ın yönetiminde her ne kadar özerklik prensibini benimsemiş olsa da her iki memleketin divanları üzerinde kontrol, denge ve denetim mekanizmasını işletmekteydi. Bu sistemi uygulamasındaki esas gaye, devletin menfaatlerinin gözetilmesi, bölgeye seyahatlerde bulunan Müslüman tacirlerin emniyetlerinin temin edilmesi ve en önemlisi voyvodanın sürekli kontrol altında tutulmasını sağlamaktı315

. Denetim ve kontrol mekanizmasının işletilmesi için Eflak ve Boğdan’daki merkez ve taşra teşkilatlarına Müslüman görevliler tayin edilmekteydi. Merkez teşkilatında divan efendisi, taşrada ise beşlü neferleri Osmanlı Devleti’nin bu anlamda menfaatlerini gözeten başlıca görevlilerdi. Müslüman görevliler için tahsis edilen makamlarda onların nüfuzunun yüzeysel kalmasına ve voyvodaya bağlı olmasına, voyvoda azami derecede özen gösterirdi316

.

Dönemin kaynaklarında her ne kadar voyvodanın divan efendisinin nüfuzu altında kalmaması için dikkat edildiği belirtilse de Thornton’un, “Divan Efendisi’nin

büyük bir nüfuza sahip olduğunu ve onun voyvodayı korkutup sindiren varlığının Greklerin zihinlerinde oluşturduğu güçlü etki sarığa gösterilen teslimiyet ve saygının artmasını sağlamaktadır” ifadeleriyle bu konuda voyvodanın çok başarılı

üçüncü sınıfta yeralanların ise saray idaresinde görevlendirildikleri anlaşılmaktadır. BOA, HAT., nr. 45376 B.

314 George Castellan, A History of the Romanians, s. 44; Thomas Thornton, Bir İngiliz Tacirin

İzlenimleriyle…, s. 350.

315

Divan Efendisi voyvodanın icraatlerini yakından takip eder ve Bâbıâli’yi bilgilendirirdi. Voyvodanın boylarların sayısını usulsüz ve kanunlardaki yerleşik uygulamalarla bağdaşmayacak şekilde artırmasıyla ilgili divan efendisinin Bâbıâli’yi bilgilendirmek üzere yazdığı yazı için bkz. BOA, HAT., nr. 45376 A.

316

olamadığına dikkat çekmiştir. Divan efendiliğine voyvodanın hocası veya hocasının oğlunun getirildiği kaynaklarda yer bulmuştur317

. Bununla birlikte divan efendiliği görevine Divan-ı Hümayun katipleri arasından dürüst, iş bilir, tavrı ve hareketleri tanınan en önemlisi bölgeyle ilgili hukuki kaideler ve eski antlaşmalara vakıf olanlar arasından birinin seçildiği arşiv kayıtlarına yansımıştır318

. Divan efendileri voyvodaların yönetim uygulamalarını gözlemlerdi. İstanbul’a voyvoda hakkında herhangi bir şikayet ulaştığında söz konusu şikayetin haklılık payının olup olmadığı divan efendisinden bilgi alınmak suretiyle doğrulanırdı319

. Divan efendisi, İstanbul’a gönderilen resmi raporları yazar, fermanları okur ve tercüme eder, gerektiğinde İstanbul ve Tuna hattındaki Osmanlı istihdamları olan kaleler ile voyvodanın Türkçe yazışmalarını organize ederdi. Divan efendisinin görev ve yetkileri zamanla bu başlık altında temas edildiği üzere protokol ve Müslümanların anlaşmazlıklarını kadıyla birlikte karara bağlayacak şekilde genişlemiştir320

.

Eflak ve Boğdan Divanları, Osmanlı Devleti’nde olduğu gibi yüksek bir adliye mahkemesiydi. Alt mahkemelerden gelen başvurular burada incelenirdi. Haftada iki defa yapılan olağanüstü oturumlarda mali konuların dışında alınan kararların resmiyet kazanması için voyvodanın onayı gerekmekteydi. Yargının en üst noktasında voyvoda bulunurdu. Mahkemelerde hukuk ve adaletin tecelli ettirilmesi için her iki memleketin yerleşmiş gelenek ve kanunlarına tam anlamıyla vakıf olan yargı mensupları vardı. Bunlar, “Büyük Vornik, 3. ve 4. Vornikler”, Eflak voyvodasının yargıyla ilgili hükümlerini uygulayan “Hetman”, Yahudilerin yargıçlığını yapan “Kamaraş” ve düşük dereceli davaların ceza hâkimliğini yapan

“Armaş”tan321

oluşmaktaydı. “Medelnitsher” adı verilen görevli, voyvodaya gelen

317

Thomas Thornton, Bir İngiliz Tacirin İzlenimleriyle…, s. 353.

318 BOA, HAT., nr. 45365.

319 BOA, HAT., nr. 45510 F; Ioan Sturdza’nın 1821 Rum isyanından sonra uyguladığı vergi rejimi ve

boyarlarla olan uyumsuzlukları hakkında Divan Efendisi Nabi Efendi’nin gönderdiği bilgilendirme yazısı için bkz. HAT., nr. 45670 A; Eflak Voyvodası Grigor Gika’nın icraatlarıyla ilgili Divan Efendisi’nin raporu için bkz. HAT., nr. 45679 A.

320 Ayrıntılı değerlendirme için bkz. Petre Strihan, “Divan-Effendi în Ţara Românească şi Moldova în

secolele XVII-XIX”, s. 881-896.

321 Armaş’ın bunlara ek olarak askeri konulardaki cezaları uygulama yetkisi ve voyvodanın

şikayetleri alır ve divanda okurdu. Mahkemelerde düzenin sağlanmasını ise

“Stolnik” unvanını taşıyan baş kahya üstlenirdi322 .

1774 Küçük Kaynarca Antlaşması’ndan sonra Eflak ve Boğdan yönetimini düzenleyen fermanlarda da voyvoda, iç hukukun işleyişinde en yetkili kişi olarak gösterilmiştir. Eflak veya Boğdan’da Müslümanlarla yerli ahali veya yerli ahalinin kendi aralarındaki hukuki meselelerin nihai çözümü voyvodaların üzerine ihale edilmişti. Müslümanlarla olan davalarda voyvodaya divan efendisi/divan katibi ve diğer Müslümanlar yardımcı olacaklardı. Eğer buna rağmen taraflar arasında uzlaşı sağlanamazsa o zaman davaları nihayete erdirmek için Eflak’ta Yergöğü kadısı Boğdan’da ise İbrail kadısı görevlendirilmişti. Davaların çözüme kavuşturulması için fermanlarda şahitlere hangi koşullar altında müracaat edileceği, Müslümanlığı kabul edenlerle ilgili miras hükümlerinin nasıl uygulanacağı, neseb, vesayet ve mülk davalarında takip edilecek usullerin belirlenmesinde şeyhülislamlık tarafından verilen fetvalar temel alınmıştı323

.

Osmanlı yönetim sisteminde tüm yüksek dereceli taşra yöneticilerinin İstanbul’daki işlerini takip etmek üzere Divan-ı Hümayun yakınlarında bir temsilcisi bulunurdu324. Voyvodanın istek ve taleplerini Divan’a iletmekle ve Divan’da konuyla ilgili görüşleri voyvodaya aktarmakla “başkapı kahyası/kethüdası” adı verilen görevliler mükellefti325

. Her voyvoda, İstanbul’daki işlerini takip etmek üzere Bâbıâli’nin yakınlarında bir başkapı kethüdası tayin edilmesi hususunu rica ederdi326

. Voyvoda, bu görev için genellikle İstanbul’daki önemli makamlarla yakın ilişkiler içerisinde bulunan ve bağlılığından şüphe duymadığı kimseler arasından en iyisini seçerdi. 1821 Rum isyanından sonra, Memleketeyn’de yönetim yerli boyarlardan tayin edilecek voyvodalara devredilirken, kapı kethüdalarının voyvodaların

322 William Wilkinson, An Account of Principalities of Wallachia and Moldavia…, s. 52-55;

Thomas Thornton, Bir İngiliz Tacirin İzlenimleriyle…, s. 350-351.

323 BOA, MAD., nr. 6620, s. 9; BOA, A.DVN.DVE.d., nr. 80-4, s. 6. 324

BOA, C.HR., nr. 121-6016; Osmanlı Devlet teşkilatında kethüda unvanı verilerek istihdam edilen görevlilerin yetki ve sorumlulukları hakkında genel bilgi için bkz. Mehmet Canatar, “Kethüda”, DİA, XXV, İstanbul 2002, s. 332-334.

325 Marc Philip Zallony, Essay on the Fanariotes, s. 351. 326

İstanbul’a gönderilen oğulları olması istenmişse de bu uygun görülmeyerek yerli boyarlardan ikişer kişinin kapı kethüdası olarak tayin edilmesine izin verilmiştir327

. Pek çok konu başkapı kethüdasının meşguliyet alanı içerisindeydi. Voyvoda’nın emirlerini yerine getirir, Divan’dan edindiği bilgileri sevk eder, İstanbul’daki önemli kimselerin verdiği ziyafetleri dikkatle takip eder ve onların nitelikleriyle ilgili düşüncelerini paylaşırdı. Kapı kethüdalarının, Rusya’daki iç siyasi gelişmeler ve sınırlardaki askeri durumlar hakkında sürekli ve düzenli bir şekilde bilgi akışı sağlamasalar da lüzum duyulduğunda Bâbıâli’yi haberdar ettikleri anlaşılmaktadır328

. Eflak ve Boğdan’ın mükellefiyetlerini düzenleyen kanunname metnine göre kapı kethüdaları cizye hesaplarının hakkaniyetli bir şekilde görülmesi ve Osmanlı Devleti’nin diğer talepleriyle ilgili konuları takip etmekle görevliydi329

. Arşiv kayıtlarından anlaşıldığı kadarıyla diğer talepler kapsamında voyvodanın zahire nakil ve teslimiyle ilgili yükümlülüklerinin330

ve İstanbul için ihtiyaç duyulan kesimlik hayvanların teslimindeki aksaklıkların giderilmesiyle kapı kethüdaları ilgilenmekteydi331. Tüm bunlara ilaveten voyvodalıklarda gözü olan hırslı Fenerlilerin, bilhassa görevden azledilmiş voyvodaların ve kalabalık akrabalarının entrikalarına karşı kapı kethüdası son derece dikkatli olurdu332

. Voyvodalar tarafından tayin edilen kapı kethüdaları töhmetleri ortaya çıktığında azledililer ve yerlerine voyvoda tarafından yeni biri atanana kadar Divan-ı Hümayun tercümanı vekalet ederdi333.

Eflak ve Boğdan’ın yönetiminde önemli rol oynayan yüksek dereceli soylulardan oluşan boyarlar ise politik yaşamın büyük kısmında yer alırlardı. Boyarlar, barış zamanlarında ziraatin geliştirilmesi ve refah düzeyinin artırılması için çalışırlardı. Savaş zamanlarında ise tamamı sefere katılırlar ve bu yararlı

327 BOA, HAT., nr. 45723.

328 BOA, HAT., nr. 40860; BOA, HAT., nr. 41057. 329 BOA, HAT., nr. 12553.

330

BOA, C.BLD., nr. 5-228.

331 Boğdan kapı kethüdasının İstanbul’a nakledilen koyunlardan yol üzerinde toprak geçdi gibi isimler

altında vergiler alındığı hususunu bildiren yazısı için bkz. BOA, C.HR., nr. 134-6633.

332 Marc Philip Zallony, Essay on the Fanariotes, s. 315-316. 333

hizmetlerinden ötürü “cengaver” manasına gelen boyarlık rütbesine nail olurlardı334 . Eflak’ta tüm boyarların liderliğini “Ban” adı verilen ve Kroyva’daki soylu boyar aileleri arasından seçilen soylu kimse yapardı. Osmanlı belgelerinde Küçük Eflak olarak anılan Oltenia’da voyvodadan sonra en yetkili görevli Ban’dı. Aynı zamanda voyvoda görevinin başında olmadığında Ban, divana başkanlık eder Eflak’ın yönetimini de üstlenebilirdi335

.

Voyvodanın yönetim yetkisini paylaşıp taşraya taşıyan ve alt rütbeli yöeticilerden biri “Comis/Komis” idi. Bu görevli voyvodanın atlarıyla ilgilenir toplanan vergileri ve diğer hediyeleri İstanbul’a ulaştırırdı336

. Önceden de değinildiği üzere ordu kumandanı olduktan sonra resmi törenlerde voyvodanın kılıcını ve tören asasını taşıyan Spatar, Bizans’taki Spatharios’a denkti. Vestiar Bizanstaki Vestiarios ile aynı yetkiye sahip olup, hazine ile ilgilenir, vergiler toplar ve saraya giyim eşyası tedarik ederdi. Divanın üyesi olmayan stolnikin görevi voyvodanın yemeklerinde zehir veya zararlı madde olup olmadığını kontrol etmekti. Paharnik, yemeklerde içecekleri voyvodaya sunardı. Postelnik, voyvoda sarayının en üst rütbeli yöneticisi olup divandaki törenlerin icra edilmesinden sorumluydu. Postelnik’in ofisi yüksek derecede güvenlikli bir yerdi. Postelnikliğe yalnızca voyvodaların samimi dostları ve onunla yakın ilişkiler içerisinde bulunanlar getirilmekteydi. Stratornik voyvodanın yatağı ve yatak odasıyla ilgilenirdi. Grămătic/Gramatikos337

adı verilen Grek kâtip, voyvodanın resmi yazışmalarını organize eder ve hem Bâbıâli hem de Eflak ve Boğdan etrafındaki devletlerle sürdürülen resmi münasebetlerin evrak işlerini takip etmek üzere maiyyetinde yardımcı katipler çalıştırırdı. Portarbaşı, sınıra yakın Osmanlı paşaları ile diğer hükümet görevlileri arasındaki yazışmaları yönetir ve Türkler Bükreş’i ziyaret ettiklerinde onlara eşlik ederdi. Voyvodaların muhafızlığını

334 Memleketeyn Yani Eflak-Boğdan Tarihi, vr. 6b; Sefer zamanlarında boyarlardan tam anlamıyla

voyvodalarına bağlı ve sadık kalmaları beklenirdi. Fakir reayanın seferlerin getirdiği tahribattan korunması için voyvodanın belirlediği ölçüde asker toplayan boyarlar, dolaylı yoldan Osmanlı Devleti’nin menfaatleri doğrultusunda hareket etmiş olurlardı. Bu anlamda arşiv kayıtlarına pek çok kez yansımış olan örneklerden bazıları için bkz. BOA, AE.SMTS.III., nr. 291-23285; AE.SMTS.III., nr. 88-6610.

335

A History of Romania, s. 84-85; Boğdan’da Ban’lar Eflaktakiler kadar geniş yetkilerle donatılmış önemli mevki sahibi kimseler değillerdi. Kurt W. Treptor, Marcel Popa, Historical Dictioanry of Romania, s. 35-36.

336 Bkz. aynı yer. 337

ise Rum cemaatine mensup paralı askerlerden oluşan Deliler ve Tüfenkçiler yapardı338. Delilbaşı ve tüfenkçibaşı komutasında bulunan bu birliklerin sayısının Bükreş’te yüz elli neferden ibaret oldukları ve vergilerden muaf tutuldukları anlaşılmaktadır339. Pârcălab Eflakta, Portar ise Boğdan’da kalelerdeki ve müstahkem mevkilerdeki askerin kumandanlığını yapardı340

. Ağa adı verilen görevli, başkent ve başkentlerdeki dış mahallelerin denetiminden sorumluydu. Aynı zamanda piyadelerin341 komutanlığını yapar ve ticaretin kontrolünü sağlardı. Halk pazarlarının durumunu inceler, ağırlıkları, ölçüleri ve satışa sunulan malların kalitesini kontrol ederdi. Sahtekârlık yapan tacirleri cezalandırırdı342. Yerli halk arasından toplanarak Eflak’da vergilerden muaf tutulmak suretiyle istihdam edilen Pandur askerlerinin sayısı ise 600 civarındaydı343. Voyvodanın kişisel hizmetçileri, zamanı geldiğinde divanın yüksek rütbeli üyesi olabilirlerdi.

Tez çalışması kapsamında incelenen kaynaklar göz önüne alındığında, Eflak’ın 17 kazadan344 Boğdan’ın ise 16 kazadan345 oluştuğu anlaşılmaktadır. Taşra idaresinde görev verilecek kimselerin taşıması gereken vasıflar, Eflak ve Boğdan için verilen fermanlara defaetle yansımıştır. Buna göre, Eflak ve Boğdan’ın taşra idarecileri yerli veya Rum boyarların liyakatli, itimat edilebilir ve muktedir kimseleri arasından seçilererek voyvodalar tarafından atanırdı346. Eflak ve Boğdan’daki kazaların tamamı İspravnik adı verilen ve valiye benzer yetkileri bulunan üst düzey görevliler tarafından yönetilirdi. İspravniklerin yanında birer nefer Müslüman beşlü

338 Giridli Hacı Ahmed, Eflak Coğrafyası, TSMK, H., nr. 445, vr. 22a-22b; George Castellan, A.

History of the Romanians, s. 44; William Wilkinson, An Account of Principalities of Wallachia and Moldavia…, s. 52-54; Thomas Thornton, Bir İngiliz Tacirin İzlenimleriyle…, s. 349.

339

BOA, HAT., nr. 37893 F.

340 Osmanlı Devleti’nin ihtiyaç duyduğu zahirenin naklinde Kalas öreneğinde olduğu gibi serdarın ve

Pârcălab’ın mükellef tutuldukları bir arşiv kaydına yansımıştır. Bkz. BOA, C.HR., nr. 92-4579; Portar’ın görev ve yetkilerini XVI. yüzyılda Hetman üstlenmiştir. A History of Romania, s. 86.

341 Piyade sınıfındaki askerlere Dorobantz denilirdi. Memleketeyn Yani Eflak-Boğdan Tarihi, vr.

7a.

342 Thomas Thornton, Bir İngiliz Tacirin İzlenimleriyle…, s. 355. 343 BOA, HAT., nr. 37893 F.

344

Giridli Hacı Ahmed, Eflakayn’ın Ahval-i Coğrafiyyesi Hakkında: Mustafa III’den, İÜNEK., T.Y. nr. 10339, vr. 6b.

345 Boyarların payelerinin ve sahip oldukları imtiyazların kaydedildiği bir arşiv vesikasında Boğdan’ın

16 kazadan oluştuğu belirtilmiştir. BOA, HAT., nr. 45376 B.

346

ağası nasbedilirdi347. Atamaları voyvoda tarafından yapılan ispravniklerin görev süreleri bir yıldı. Vergilerin ve diğer primlerin toplanması, elde edilen gelirlerin voyvodanın hazinedarı olan Vestiar’a gönderilmesi ispravniklerin başlıca vazifeleridir. İspravniklerin, beşlü zabitleriyle birlikte çarşı ve pazardaki düzeni tesis ettikleri anlaşılmaktadır348

.

Tuna sınırındaki Müslüman reaya arasından tayin edilen beşlü ağa ve neferleri, her iki memlekette Osmanlı Devleti’nin denetim ve kontrol mekanizmasını çalıştıran bir diğer önemli unsurdu. Geçerli olan kanunlara göre, beşlü ağaları voyvodalar tarafından tayin edilirdi. [Baş] beşlü ağalarının voyvodanın İstanbuldaki kayıkçıları arasından seçildiğine, dönemin bir kaynağında değinilmiştir349. Beşlü ağalarının göreve getirilmesinde voyvodanın yetki ve tasarruf sahibi olması her iki memleketin iç idarelerindeki serbestlik ilkesinden kaynaklanmaktaydı. Bu sayede voyvodanın baş beşlü ağalarının etkisi ve tesiri altında kalmasının önlenmeye çalışıldığı varsayılabilir. Hükümet merkezleri olan Bükreş ve Yaş’ta baş beşlü ağaları bulunurdu. Onların altında ise kazalarda beşlü ağaları ve en alt rütbede de beşlü neferlerinin yer aldığı anlaşılmaktadır. Beşlü ağalarının görev süreleri ispravniklerde olduğu gibi bir yıl ile sınırlıydı. Beşlü ağalarının esas sorumluluk alanı askeri düzen ve intizamın sağlanmasından oluşmaktaydı350. Kumandaları altındaki beşlü neferleri her iki memlekette asayiş ve düzeni korur, bölgeye gelip giden Müslüman tacirlerin ve yerli ahalinin güvenli bir şekilde faaliyetlerini sürdürmelerini temin ederlerdi351

. Beşlü ağaları, ihtiyaç duyulduğu takdirde voyvodanın faaliyetleri ile ilgili İstanbul’a

347 Beşlü Ağa ve neferleri, güvenlik ve asayişi sağlayabilecek, halkı kötülüklerden koruyabilecek

Müslüman kimseler arasından voyvoda tarafından atanmaktaydı. (BOA, C.MTZ., nr. 8-366). Osmanlı taşra askeri yapılanmasında Eflak ve Boğdan dışında diğer vilayetlerde de beşlü neferi kullanılmıştır. Bu neferler, beş hanede bir olmak üzere toplanmasından veya 5'er akçe olan yevmiyelerinden dolayı beşlü diye isimlendirilmişlerdir. (Abdülkadir Özcan, “Serhad Kulu”, DİA, XXXVI, İstanbul 2009, s. 560-561).

348 Giridli Hacı Ahmed, Eflak Coğrafyası, TSMK, H., nr. 445, vr. 11a; Mustafa Kesbî, İbretnümâ-yı

Devlet (Tahlil ve Tenkitli Metin), (haz. Ahmet Öğreten), Ankara 2002, s. 129-130; William Wilkinson, An Account of Principalities of Wallachia and Moldavia…, s. 58.

349 Marc Philip Zallony, Essay on the Fanariotes, s. 291; Zallony eserinde beşlü ağalarının bu

kimseler arasından seçildiğini kaydetse de netice itibariyle Eflak 17, Boğdan 16 kazadan oluşmakta ve her bir kazanın başına birer beşlü ağası nasbedilmekteydi. Voyvoda’nın 16-17 kayıkçısı